๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mucize Ve Büyük Özellikleri => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 26 Aralık 2009, 18:01:04



Konu Başlığı: Gatafân Gazvesinde Görülen Bazı Mucizeler
Gönderen: Sümeyye üzerinde 26 Aralık 2009, 18:01:04
Gatafân Gazvesinde Görülen Bazı Mucizeler


Vâkıdî der ki: Bana Muhammed bin Ziyad söyledi, ona da Zeyd bin Ebu Attâb söylemiş. Ona Dahhâk bin Osman, ona Abdurrahmân bin Muhammed Ebu Bekir ve daha başkaları anlatmış. Şöyle ki: "Gatafân-dan bazı kimselerin Zîemerr denilen yerde toplandıkları ve Medine´nin yakınlarına baskın düzenlemek üzere bulundukları, Rasulullah efendi mize haber verildi. Du´sûr bin Haris adındaki savaşçı bir adamın ela onlara katıldığı bildirildi. Rasulullah da derhal dört yüz elli kadar asker alarak yola çıktı. Bunlardan bazıları da atlı idi. Düşmanın toplandığı yere varınca Gatafânlılar kaçışıp bir dağın zirvesine sığındılar.

Rasulüllah ve askeri Zîemerr denilen yere geldiklerinde çok yağmur yağdı. Bu sırada haceti için giden Rasulüllah da hayli ıslandı. Bulunduğu yer, ashabına hayli uzaktı. Burada (Zîemerr vadisinin ´ilerisinde) ıslanan elbisesini çıkarıp kuruması için bir ağacın üzerine serdi. Kendisi de ağacın altına uzandı. Gatafânlı ârâbîler de bu durumu gözetmekte idiler. Cesaretine güvendikleri Du´sûr´a hitaben: "Haydi fırsat bu fırsat! Muhammed ashabından uzakta tek başına kaldı. Onlara çağırsa da duyuramaz. Derhal gidip onu öldürmelisin!" dediler ve onu kışkırttılar. Du´sûr´da kılıcını alarak yürüdü, Peygamberimizin yanma gelip başı ucunda dikildi ve: "Söyle bakalım ey Muhammed! Şimdi seni benim elimden kim kurtaracak?" diye haykırdı. Peygamberi miz de kendisine: "Allah" diyerek karşılık verdi. Derhal Cibril gelip Du´sûr´un göğs´üne bir darbe indirdi, kılıcı elinden fırlayıp gitti. Onun kılıcını eline alan Peygamberimiz, onun başucuna dikilerek: "Şimdi sen söyle bakalım, benim elimden seni kim kurtaracak?" buyurdu. Du´sûr: "Hiç kimse kurtaramaz ya Muhammed" dedi ve: "Allah´tan başka ilah olmadığına, Muhammed´in de onun kulu ve rasulü olduğuna" şehadet getirerek, orada müslüman oldu ve bir daha peygamberin karşısına çıkmayacağına, peygamber aleyhinde kuvvet toplamayacağına da kesin söz verdi. Peygamber efendimiz de, kendisini affedip kılıcım kendi eline teslim eyledi. Giderken dönüp arkasına baktı ve Peygamberimize hitaben: "Vallahi sen benden çok hayırlısın" dedi. Peygamberimiz de kendisine şu karşılığı verdi: "Elbette ben, bir peygamber olarak buna senden daha layık bulunuyorum!"

Du´sûr kılıcı elinde ve müslüman olmuş vaziyette Gatafânlılann yanma gitti. Arkadaşları kendisine: "Hani, senin dediğin ne oldu, ne yaptın?" dediler. O da: "Vallahi ben, dediğimi yapmakta kararlı idim. Fakat baktım uzun boylu ve beyaz bir adam, göğsüme bir darbe indirdi. Ben kendimi sırtüstü yerde buldum. Bildim ki, o bir melektir ve Muhammed´e yardıma gelmiştir. Ben de bunun üzerine Muhammed´in Allah´ın elçisi olduğuna şehadet getirerek müslüman oldum. Sizleri de müslümanlığa davet ediyorum" dedi ve bu davetine devam etti. Cenab-ı Hak da bu olay üzerine şu ayetini inzal buyurdu:

"Ey iman edenler! Allah´ın size olan nimetini hatırlayın: Hani bir topluluk size ei uzatmaya yeltenmişti de Allah onların ellerini sizden çekmişti. Allah´tan korkunuz! Bütün mü´minler Allah´a dayansınlar." [29] (Bu haberi Beyhakî de nakletmıştir ve demiştir ki: Buna benzer bir olay, Zâtür-Rıkâ gazvesi ile ilgili olarak da hikaye edilmiştir. Eğer bunu Gatafân gazvesiyle ilgili olarak rivayet eden El-Vâkıdî, güzelce hatırında tutarak hatasız olarak rivayet etmişse; bu takdirde olay her iki yerde de vukua gelmiş demektir.) [30]




[29] Maıde suresi, 11

[30] Doğrusu, olayın bir defa cereyan ettiği ve Hendek savaşından sonra vukua gelen Zatü´r-Rika gazvesinde olduğudur. Nitekim sahihlerden Müslim, bunu böyle rivayet etmektedir ve Cabir b. Abdullah tarikiyle haberi nakletmektedir. (Vakıdî ise çok zayıf olduğu için, onun rivayetine güvenemeyiz. Nitekim imam Beyhakî de: "Eğer Vakıdî, rivayet ettiği şeyi İyi hıfzetmiş ise..." diyerek, buna işarette bulunmuştur.

Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 1/365-366.