๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mucize Ve Büyük Özellikleri => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 01 Ocak 2010, 23:14:15



Konu Başlığı: Fitnelerin Zuhuru İle İlgili Diğer Hadîsler
Gönderen: Sümeyye üzerinde 01 Ocak 2010, 23:14:15
Fitnelerin Zuhuru İle İlgili Diğer Hadîsler


Beyhakî´nin rivayetine göre Ali (r.a.) şöyle demiştir: Bir gün Pey gamber (s.a.v.) buyurdu: "Vaktiyle îsrâil Oğulları aralarında ihtilafa düştüler, bu ihtilâfı kaldırsınlar diye her iki taraftan birer hakem tayin ederek iki hakemi bir araya getirdiler. Bu hakemler ise, ihtilâfı bertaraf edecekleri yerde daha da artırıp sapıttılar ve başkalarının sapıtmalarına da sebeb oldular. Benim ümmetim de yakında ihtilâfa düşer ve bu ih­tilâfı halletmeleri için iki hakem gönderirler. Bu hakemler ise, hem kendileri sapıtırlar, hem de kendilerine tabî olanların sapıtmalarına sebeb olurlar."

Taberânî ise Ebu Mûsâ el-Eş´orl´den şu haberi nakleder: Bir gün Peygamber (s.a.v.) buyurdu: "Benim şu ümmetimde iki hakem çıkar, bu iki hakemden her biri sapıtır, kendilerine uyanların sapıtmasına da se beb olur."

Süveyd bin Gufle der ki: "Ben Ebu Musa´nın bizzat kendisine sor dum ve: "Allah aşkına doğru söyle, bununla Peygamber (s.a.v.) seni kasdederek şöyle buyurdu değil mi: "Benim ümmetimde muhakkak fitne çıkar! Sen de ey Ebu Mûsâ, bunun içinde bulunursun! îşte o´zaman sen; oturur olacağına uyuyan ol, ayakta olacağına oturur ol, yürüyen olaca ğına ayakta dikilen ol! Zira senin için hayırlı olan budur!" îşte Peygam berimiz böyle buyurup, başkalarını umûmî olarak zikrederken seni de husûsî olarak anmıştı, değil mi?" [150]

Beyhakı ve sahihtir kaydiyle Hâkim Ebu Sald´den şu haberi nak-letmiştir: "Bir gün yolda giderken bizler, Peygamber (s.a.v.) ile beraber bulunuyorduk, derken Hz. Peygamber´in pabucunun bağı koptu. Ali bunu yamayıp bağlamak için geri kaldı. Bu şurada Hz. Peygamber bu yurdu ki: "İçinizden bazıları, benim Kur´ân´ın tenzili (indirilmesi) üzeri ne savaştığım gibi, Kur´an´m te´vîli (yorumu) üzerine savaşmak zorunda kalacaktır!" Oradakilerden Ebu Bekr: "Ben mi ey Allah´ın Resulü?" diye sordu. Peygamberimiz:" Hayır" buyurdu. Ömer de: "Ben mi?" diye sordu. Peygamberimiz ona da: "Hayır, sen değilsin" diyerek cevab verdi ve de vamla: "Fakat o, şu pabuç yamayan adamdır!" buyurdu. [151]

Hakim Ebu Eyyüb´tan şöyle rivayet eder: Peygamber (s.a.v.) Ali´ye: "Sözünden dönenlerle, zalimlerle ve dinini terkedenlerle savaşmasını emretti!" [152]

Ebu Yâlâ, Beyhakî, Ebu Nuaym ve sahihtir kaydiyle Hâkim Ali´den şöyle rivayet ederler. Peygamber´in (s.a.v.) bana emânet ettiği bilgiler a-rasmda: "Kendisi´nin vefatından sonra ümmetin bana haksızlık edeceği de bulunmaktadır."

Yine Ebu Yâlâ ve sahihtir kaydiyle Hâkim´in verdiği haberler ara sında, İbn-i Abbas´ın şu rivayeti de vardır: "Peygamber (s.a.v.) Ali´ye hitaben buyurdu: "Sen. benden sonra bazı zorluklarla karşılaşacaksın!"

Ali bunun üzerine Hz. Peygamber´e: "Ey Allah´ın Resulü, dînimde selâmet üzere bulunduğum halde mi?" diye sordu. Peygamberimiz de: "Evet, dîninde selâmet üzere bulunacaksın!" buyurdu.

Humeydı, İbn-i Ebu Amr, Bezzâr, Ebu Yâlâ, îbn-i Hıbbân, Hâkim ve Ebu Nuaym Ebu´l-Es´ved et-Düyeîî´den şu haberi nakletmişlerdir: "Abdullah bin Selâm, Ali´ye giderek dedi ki: "Ey Ali, sakın Irak´a gitme, eğer gidersen orada sana kılıç isabet eder" dedi. Bunun üzerine Ali de şu karşılığı verdi: "Allah´a yemin ederim ki, bunu bana Resûlulîah Efendi miz de söylemişti."

Ebu Nuaym, tek başına seukettiği bir rivayette Ali´nin şöyle dedi ğini nakleder: "Peygamber (s.a.v.) bana buyurdu ki: "Yakında bazı fit neler çıkacak ve sen kavminle çatışmak zorunda kalacaksın." Ben bunun üzerine: "Ey Allah´ın Resulü, bana neyi tavsiye ve emredersiniz?" diye sordum. Resûlulîah Efendimiz de bana: "Allah´ın Kitabı ile hükmet!" emrini vermişti. [153]

Hâkim îbn-i Mes´ûd´dan şu haberi nakleder: Peygamber (s.a.v.) bizlere hitapla: "Yedi fitneden sakınınız! Bunlardan biri Medine´den çı kar, biri Mekke´de meydana gelir. Biri Yemen´den çıkar. Biri Şam´dan gelir. Biri doğudan, bir diğeri de batıdan gelir. Biri de Şam´ın içinden çıkar ki bu da Fitne-i Süfyânî´dir" buyurdu.

Hadîsin râvîsi İbn-i Mes´ûd der ki: İçinizden bazıları bu fitnenin ilk çıkacak olanlarına yetişir. Bu ümmetten bazıları da sonraları çıkacak olanlarına yetişir." Velîd bin el-Ayyâş da bu konuda şöyle demiştir: "Medîne´den çıkan fitne, Talha ve Zübeyr fitnesi idi. Mekke´de çıkan fit ne ise, Abdullah bin Zübeyr fitnesi idi. Şam fitnesi ise; Ümeyye Oğulları fitnesidir. Doğudan gelecek olan fitneye gelince, işte bu da o taraftan gelecek olan fitnedir."[154]


[150] Peygamberimiz bu sözüyle, başkalarını umûmî olarak zikretmeyip sâdece Ebu Musa´nın şahsına hitâb etmiş bile olsaydı, bundan bunu Ebu Musa´ya tahsîs ettiği mânâsı anlaşılmazdı. Başkalarını da onun şahsında kasdetmiş olurdu.

[151] Eğer bu hadis sahih ise, bunun mânâsı şöyle olur: "Kur´an´m müteşâbihlerine sarılıp bunları da yanlış te´vîl ederek sapıtanlar Haricîlerdir, bunlarla savaşan da sâdece Ali (r.a.) olmuştur. Ali, bu yanlış te´vilciler ile Nehrevân´da savaşmış, onlardan çok sayıda insanı bu savaş meydanında öldürmüştür.

[152] Şevkâni?ye göre bu, Ebu Eyyûb´un sözüdür. Nitekim bu hususta İbn-i Mes´ûd ile Ebu Saîd´ın sözleri de vardır.

[153] Gerçekten de Ali (r.a.), kendisine karşı çıkan Talha ve Zübeyr ile mücâdele et­miş, sonra Muâviye ile beraber olan Şam ordusu ile uğraşmış, Hakem olayından sonra da Haricîlerle uğraşmak zorunda kalmıştır. Bütün bunlarda O, hak imamdı, haklı idi, hakka sa rılmış idi. Hakk´ın kitabı Kur´ân ile hükmetmişti.

[154] Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 2/261-263