> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Mucize Ve Büyük Özellikleri > Enes Hadisi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Enes Hadisi  (Okunma Sayısı 2139 defa)
25 Aralık 2009, 23:02:52
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 25 Aralık 2009, 23:02:52 »



Enes Hadisi


Müslim´in Sabit el-Bünani´den rivayetine göre Enes demiştir ki: "Rasülüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Bana Burak getirildi. Burak; mer-kebden büyük, katırdan küçük, beyaz ve uzun bir dabbedir. Gözünün gördüğü yere Ön ayağını kor ve çok süratli gider. Ben ona bindim ve Beytü´l-Makdis´e geldim. Üzerinden inip oradaki halkaya bağladım ki, daha önceki peygamberler de bu halkaya binitlerini bağlarlar idi. Sonra Mescid´e girdim, iki rek´at namaz kılıp çıktım. Cebrail bana, birinin içinde içki, diğerinin içinde süt bulunan iki kadeh sundu. Ben de içinde süt olanı alıp içtim. Cebrail bana: "Fıtratı seçtin" dedi. Sonra yakın semaya çıkarıldım. Cebrail kapının açılmasını istedi. "Sen kimsin?" diye soruldu. O da: "Cebrail" diye cevapladı. "Yanında kim var?" diye soruldu. O da: "Muhammed" dedi. "Demek O´na peygamberlik geldi mi?" denildi. O da: "Evet" dedi ve bize kapı açıldı. Bir de ne göreyim, Adem´le karşı karşıyayım! Beni "merhaba" diyerek karşıladı ve bana hayır dualar etti. Sonra ikinci semaya çıkarıldık. Cebrail kapının açılmasını istedi, ona: "Kimsin?" denildi. O da: "Cebrail" dedi. "Yanında kim var?" denildi. O: "Muhammed" dedi. "Demek O, peygamber olarak gönderildi mi?" denildi. O da: "Evet" dedi. Bize kapı açıldı. Bir de ne göreyim iki teyze oğlu İsa bin Meryem ile Yahya bin Zekeriyya karşımızdalar. Beni. "merhaba" diyerek karşıladılar ve benim için hayır duada bulundular. Sonra üçüncü semaya çıkarıldık. Cebrail yine kapının açılmasını istedi, kendisine: "Sen kimsin?" diye soruldu. O: "Cebrail" dedi. "Yanında kim var?" denildi, O da: "Muhammed" dedi. "Demek O´na gerçekten peygamberlik geldi mi?" denildi. O da: "Evet" dedi. Kapı açıldığında ne göreyim, bütün güzelliğin yarısına sahip kılınmış bulunan Yusuf peygamber! Beni "merhaba" diyerek karşıladı ve benim için hayır duada bulundu. Sonra dördüncü kat semaya çıkarıldık. Cebrail kapının açılmasını istedi, "Kim o?" denildi. O: "Cebrail" dedi. "Yanında kim var?" denildi, O da: "Muhammed" dedi. "Gerçekten O´na peygamberlik gönderildi mi?" denildi. O da: "Evet" dedi. Kapı açıldığında karşımda îdris´i gördüm. O da beni "merhaba" diyerek karşıladı ve benim için hayır dua etti. Sonra beşinci semaya çıkarıldık. Cebrail kapının açılmasını istedi. "Kimsin?" denildi. O: "Cebrail" dedi. "Yanındaki kim?" denildi. O da: "Muhammed" dedi. "Demek O´na peygamberlik gönderildi mi?" denildi. O da: "Evet" dedi. Kapı açıldı. Bir de ne göreyim, Harun beni karşılamakta, bana "merhaba" demekte. O da benim için hayır dua etmekte. Sonra altıncı semaya çıkarıldık. Cebrail yine kapının açılmasını istedi, "kim o?" denildi. O: "Cebrail" dedi. "Yanındaki kim?" denildi. O da: "Muhammed" dedi. "Demek O´na peygamberlik gönderildi mi?" denildi. O da: "Evet" dedi. Kapı açıldı. Bir de ne göreyim, Musa karşımda. Beni "merhaba" diyerek karşıladı ve benim için hayır dua etti. Sonra yedinci kat semaya çıkarıldık. Cebrail kapının açılmasını istedi, ona "kimsin?" diye soruldu. O: "Cebrail" dedi. "Yanında kim var?" denildi, O da: "Muhammed" dedi. "Demek O´na peygamberlik gönderildi mi?" denildi. O da: "Evet O´na peygamberlik verildi" dedi. Kapı açıldı biz de içeri girdik. Bir de göreyim, İbrahim arkasını Beyt-i Mâmûr´a dayamış oturmakta ve bu Beyt´e günde yetmiş bin melek girmekte, çıkıp bir daha dönmemektedir.

Sonra ben Sidre-i Müntehâ´ya götürüldüm. Onun fil kulağı gibi yapraklan, testi gibi meyveleri vardı. Hiç bir kimse onun güzelliğini hakkıyla anlatmaya güç yetiremez. Allah bana dilediğini vahyetti. Üzerime elli vakit namazı farz kıldı, her gün bu namazlar kılınacaktı. Ben geri döndüm. Musa´ya geldiğim zaman, o bana: "Allah senin ve ümmetinin üzerine neyi farz kıldı?" diye sordu. Ben de: "Elli vakit namazı" dedim. O da bana dedi ki: "Rab´bine dön ve O´ndan hafifletme sini iste. Zira ümmetin buna güç yetiremez. Ben İsrail oğullarını çok tecrübe ettim, sana bu tecrübeme dayanarak tavsiyede bulunuyorum." Ben de onun tavsiyesine uyarak Rab´bime döndüm, O´ndan hafifletmesi ni istedim. Rab´bim dileğimi kabul ederek beşini bağışladı. Dönüşümde Musa yine sordu, ben de kendisine "beşini bağışladı" dedim. Musa: "Senin ümmetin buna güç yetiremez, dön de Rab´binden hafifletmesini iste" diye tavsiyede bulundu. Ben Rab´bim ile Musa arasında gidip geldim, hatta sonunda Rab´bim: "Ya Muhammed, bu farz kıldığım namazlar, günde beş vakit olmak üzere hafîfletümiştir. Bu beş namazdan her biri içinde on katı vardır. Sizden beş, benden ellidir.´ Ümmetinden her kim bir iyiliği yapmaya niyet ve himmet eder de yapmağa gücü yetmezse, ona yine bir hasene vardır. Eğer yaparsa (en azından) on hasene sevabı yazılır. Her kim bir kötülüğü yapmaya niyet ettiği halde yapmazsa, ona hiç bir şey yazılmaz [3]Eğer yapacak olursa ona bir kötülük yazılır11 buyurdu. Ben bunun üzerine döndüğüm de yine Musa´ya uğradım ve neticeyi kendisine duyurdum. O bana yine; "Ey Muhammed Rab´bine dön, O´ndan namazı daha da hafifletmesini iste!" tavsiyesinde bulundu. Ben de kendisine şu karşılığı verdim: "Kaç defa Rab´bime dönüp ricada bulundum. Rabbim de her defasında hafifletmede bulundu. Artık Rabbimden utanır oldum." [4]

Buharı ve îbn-i Cerir´in Şüreyk bin Abdullah tarikiyle Enes´ten naklettikleri haberde şöyle denilmiştir: "Peygamber (s.a.v.), Isrâ gecesi Kabe Mescidi1 nde bulunuyordu, orada uyumakta idi. Bir ara yanma üç kişi geldi. Bunlardan birincisi: "Hangisidir?" dedi, ikinci kişi: "En hayırlılarıdır" dedi. Üçüncü kişi de: "Haydi onların en hayırlısını tutu nuz" dedi. Bu sırada peygamberimizin gözleri uyuyor, kalbi uyumuyor du ve O, onları gözüyle görmüyordu. Zaten diğer peygamber- ler de hep. gözleriyle uyur, kalpleriyle uyumazlar idi. Bu gelen üç kişi bir şey demeksizin peygamberi yüklenip Zemzem Kuyusu´nun yanma götürüp koydular. Cebrail orada O´nu ameliyat etti. Göğsünü göbeğine kadar yarıp karnının içindekileri dışarı çıkardı, Zemzem suyu döktürerek kendi eliyle yıkadı, temizlik ve paklık işi sona erince, içi iman ve hikmetle dolu altından bir leğen getirilip göğsüne dökülerek içi bununla dolduruldu.

Sonra göğsünü kapattı ve bu sema yolculuğu, yerden başlamış oldu. [5]Birinci kat semaya çıkarıldığı zaman, Cebrail kapıyı çaldı, "kim o?" denildi. O: "Cebrail" dedi. "Yanında kim var?" denildi. O da: "Muhammed" dedi. "Demek Ona vahiy geldi mi?" denildi, o da: "Evet" dedi. Bunun üzerine kapı açılıp kendilerini "merhaba ehlen ve sehlen" diyerek karşıladılar. Birinci semada Adem´le karşılaştılar. Cebrail peygambere: "işte bu baban Adem´dir" dedi. O da Adem´e selam verdi. Adem´de O´nun selamına karşılık verdi ve: "Merhaba, ehlen! Oğlum, sen ne kadar iyi bir oğulsun!" diyerek taltifte bulundu. Derken bu yakın semada iki nehrin bir düze akıp gitmekte olduğunu gördü ve bunların ne olduğunu Cebrail´den sorduğunda: "Bunlar, Nil ve Fırat nehirlerinin aslı ve unsurudur" esvabını aldı. Derken biraz daha gittiklerinde bir başka nehir ile karşılaştı. Nehrin üzerinde inci ve zebercedden yapılmış bir köşk vardı. Eliyle buna dokunduğunda Misk-i Ezfer gibi hoş koku saçtığım gördü. "Ya Cebrail bu nedir?" diye sordu. Cebrail: "Rabbinin sana vadedip sakladığı Kevser* nehridir" dedi. Sonra ikinci semaya çıktılar. Cebrail kapıyı çaldığında "kimsin?" diye seslenildi. O: "Cebrail" dedi. "Yanındaki kim?" denildi, o da: "Muhammed" dedi. "Demek o peygamber olarak gönderildi mi?" denildi, o da: "Evet" dedi. îçeri girdiler. "Merhaba ehlen" diyerek karşıladılar. Sonra üçüncü semaya çıkarıldılar. Yine evvelki gibi karşılandılar. Sonra dördüncü semaya çıkarıldı, yine önceki gibi karşılandılar. Beşinci semaya çıktıklarında da böyle oldu. Altıncı ve yedinci semaya çıkarıldılar, yine böyle karşılandılar. Her semada bazı peygamberlerle karşılaşıp konuştular. Sonra peygamberimiz, ancak Allah´ın bileceği yüksekliklere çıkarıldı, nihayet Sidre-i Münteha´ya geldi. Sonra namaz farz kılındı.

Bu konuda, Nesaî´nin Yezid bin Mâlik tarikiyle yine Enes´ten bir rivayeti var. Bu rivayeti de Sadece fazlalık ve farklılık ifade eden taraftarıyla arz edelim: "Burak´a bindim, yanımda Cebrail de vardı. Bir müddet gittik, Cebrail bana: "Burada in, iki rekat namaz kıl" dedi, ben de inip kıldım. Cebrail: "Burası neresidir bilir misin?" diye sordu ve "Taybe´dir, hicret buraya olacaktır" dedi. Sonra yola devam ettik, Cebrail: "İn burada iki rekat namaz kıl" dedi. Ben de inip kıldım. Cebrail: "Nerede namaz kıldığını biliyor musun? Musa´nın miracını yapıp Allah´la konuştuğu Tur-i Sînada namaz kıldın" dedi. Sonra giderken yine bana: "în, iki rekat namaz kıl!" dedi. Ben de inip kıldım. Yine dedi ki: "Nerede namaz kıldığını biliyor musun? İsa´nın doğum yeri olan Beyt-i Lahm´da namaz kıldın." Sonra ilerleyip Beytü´l-Makdis´e geldim, içeri girdim. Peygamberler orada cemaat olmuştu. Cebrail bana imam olmamı işaret etti, ben de onlara namaz kıldırdım.

Sonra sema yolculuğu başladı, her bir semada bazı peygamberler le karşılaşıp konuştum. Sidre-i Münteha´ya geldiğimde beni bir heyecan kapladı, başım döndü ve ben yere kapandım. Bana (Allah tarafından) denildi ki: "Ey Muhammed, Ben yerleri ve gökleri yarattığım günde sana ve senin ümmetine günde elli vakit namazı farz kıldım. Sen ve senin ümmetin bu elli vakit namazı eda edeceksiniz." Ben bu emri alarak döndüğümde Musa´ya uğradım. Musa (a.s.) bana dedi ki: "Rabbin sana ve ümmetine neyi farz kıldı?" Ben: "Elli vakit namazı farz kıldı" dedim. Musa: "Sen ve senin ümmetin buna güç ye tirem ez siniz. Rabbine dön de hafifletmesini iste. Zira benim ümmetim olan israil oğullarına günde iki vakit namaz farz kılınmıştı da onlar, bunu eda etmemişlerdi" tavsiyesinde bulundu. Ben de Rabbime döndüm hafifletmesini istedim. Rabbim de onar onar hafifletti ve en sonunda: "Habibim! Elli vakte bedel beş vakit namaz" buyurdu. Allah´ın (c.c.) bu kelamından, beş vaktin kesin olduğunu anladığım için, bir daha hafifletmesi içi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Enes Hadisi
« Posted on: 19 Nisan 2024, 19:40:05 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Enes Hadisi rüya tabiri,Enes Hadisi mekke canlı, Enes Hadisi kabe canlı yayın, Enes Hadisi Üç boyutlu kuran oku Enes Hadisi kuran ı kerim, Enes Hadisi peygamber kıssaları,Enes Hadisi ilitam ders soruları, Enes Hadisiönlisans arapça,
Logged
25 Nisan 2014, 17:19:36
✿ Yağmur ✿

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.684


Site
« Yanıtla #1 : 25 Nisan 2014, 17:19:36 »

SELAMUNALEYKUM;
Malik bin Enes (ra) çok seviyorum...
Buharı ve îbn-i Cerir´in Şüreyk bin Abdullah tarikiyle Enes´ten naklettikleri haberde şöyle denilmiştir: "Peygamber (s.a.v.), Isrâ gecesi Kabe Mescidi1 nde bulunuyordu, orada uyumakta idi. Bir ara yanma üç kişi geldi. Bunlardan birincisi: "Hangisidir?" dedi, ikinci kişi: "En hayırlılarıdır" dedi. Üçüncü kişi de: "Haydi onların en hayırlısını tutu nuz" dedi. Bu sırada peygamberimizin gözleri uyuyor, kalbi uyumuyor du ve O, onları gözüyle görmüyordu....

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes