> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Mucize Ve Büyük Özellikleri > Keçi Ve Koyunla İlgili Kıssalar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Keçi Ve Koyunla İlgili Kıssalar  (Okunma Sayısı 5795 defa)
29 Aralık 2009, 22:50:12
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 29 Aralık 2009, 22:50:12 »



Keçi Ve Koyunla İlgili Kıssalar


İbn-i Sa´d, Beyhakî, Ebu Nuaym ve îbn-i Seken el-Hâris îbn-i Ke-lede´nin oğlu Nâfi´den şöyle rivayet ederler: Biz dört yüz kişi, Peygamber (s.a.v.) ile birlikte sefere çıkmıştık, bir yere inip konakladık. Orada hiç su yoktu. Şiddetli bir şekilde susuzluk çektik. Derken bir keçi yürüyerek bize doğru geldi. Boynuzları bıçak gibi keskindi. Resûlüllah´ın önünde durdu, O da onu sağarak bütün askerlere süt içirip kandırdı, kendisi de içip kandı. Sonra bana dedi ki: "Ey Nâff, bu senin mülkün olsun mu? Fakat ben senin ona mâlik olabileceğim de zannetmiyorum." Ben, o ke çiyi Hz. Peygamberin elinden teslim alıp, yere bir kazık çakarak ona bağladım. Ben de çok iyi ve sağlam bağladım. Derken Resûlüllah is tirahata çekilip uyudu. Ben ve herkes uyuduk... Uyandığımız zaman baktım, ip çözülmüş, keçi de kayıplara karışmış. Durumu Hz. Peygam-ber´e duyurdum. O da ban:< dedi ki: "Ben sana, ona mâlik olamayacağım söylemiştim. Onu buraya gönderen götürmüştür!"

îbn-i Adiyy, Beyhakî, Taberânî ve Ebû Nuaym, Hasan tarikiyle Ebû Bekir´in azadlısı Sa´d´dan şöyle naklediyorlar: Bir seferde biz, Resûlüllah (s.a.v.) ile birlikte idik. Bir yere indiğimiz de bana hitaben: "Ey Sa´d, şu keçiyi sağ ve süt ikram et!" buyurdular. Halbuki orada bir keçi yoktu. Baktım hakikaten memesi sütle dolu bir keçi durmaktadır. Sütü sağıp içirdim ve kaç defa sağdığımı da bilmiyorum. Sonra o keçinin korunmasını istedim. Mola verdiğimiz yerden göç hazırlığı yaparken, keçi kaybolmuş... Durumu Hz. Peygamber´e haber verdim, O da buyur du ki: "Onu sahibi götürmüştür."

Tayâlisî, İbn-i Sa´d ve Beyhakî, Habbâb bin Eret´in kızından nak lederler: O demiştir ki: "Babam Habbâb [3] Resûlüllah´ın emriyle sefere çıkınca, ben evdeki keçiyi alarak Resûlüllah´a götürdüm, O da onu bağlayıp bir güzelce bizim için sağıverdi. Bana: "Evinizdeki en büyük kabı getir!" diye emretti. Ben de içinde hamur yoğrulan leğeni götürdüm. O da sütü bunun içine sağıp leğeni doldurdu. Sonra bana: "Haydi bu sütü hem kendiniz içiniz hem de komşularınıza içiliniz!" buyurdu. Biz bu keçiyi sağılacağı zaman, Hz. Peygambere götürür, o da bizim için sağı-verirdi. Biz de kendimiz içer, komşularımıza da içirirdik. Babam sefer den gelince, keçiyi bağlayıp sağdı, o da eskisi kadar süt verdi. Anam kendisine: "Keçinin bereketini giderdin" dedi. Babam: "Bu ne demek o-luyor?" diye sordu. Anam da durumu kendisine anlattı. Babam: "Peki keçiyi kim sağıyordu?" dedi. Ona: "Resülüllah sağıyordu" cevabını ver dik. O da dedi ki: "Elbette Allah´ın Resulü sağdığı zaman, dediğiniz ka dar bereketli olmuştur! Zira O´nun bereketi çok büyüktür!"

Ebû Nuaym, Ebû Karsafe´den şu haberi nakleder: "Ben müslüman olduğum günlerde anamla teyzemin arasında kalmış bir yetim idim. Ben koyun ve kuzuları otlatmaya çıkarken teyzem bana: "Sakın, şu adamla karşılaşma!" diyerek Peygamberimiz´i görmememi tembihler, benim müslüman olmamdan korkardı. Ben de koyunları mer´aya çıkardıktan sonra orada bırakıp Hz. Peygamber´in meclisine gider, onun derslerini dinlerdim. Sonra koyunların yanma gider, onları karınlan aç, memeleri kupkuru bir vaziyette eve getirirdim. Teyzem de bana: "Neden koyunların memeleri kupkuru?" diye sorar, ben de: "Bilmem" diyerek cevab verirdim. Nihayet bir iki gün daha Hz. Peygamber´in meclisine gittikten sonra, kesin kararımı verdim ve müslüman oldum. Peygamber Efendimiz´e, koyunla rımızın ve teyzemin halini arz ettim. O da bana: "Koyunlarınızı buraya ge tir!" buyurdu. Getirdiğim zaman, onların mamelerini ve arkalarım mübarek eliyle mesh etti ve sütlerinin bereketlenmesi için dua buyurdu lar. Koyunlarımız da hem etleri, hem de sütleri bakımından çok bereket lendi. Bu şekilde teyzemin yanına döndüğüm zaman, teyzem hayretler içinde kaldı ve sebebini yine bana sordu. Ben de kendisine durumu haber verdim. Bunun üzerine teyzem ve annem, derhal müslüman oldular.

Müslim, Mikdâd bin el-Esved´in şöyle dediğini rivayet eder: "Ben ve iki arkadaşım, bazen o kadar aç kalırdık ki, açlığın tesiriyle kulakla rımız duymaz, gözlerimiz görmez olurdu. Gidip Resülüllah´a (s.a.v.) sı ğınırdık, o da bizi kabul eder barındırırdı. Resülüllah Efendimiz´in ev halkına ait üç keçi vardı, bunları sağıp sütünü içerlerdi. Peygamberimiz, bu sütten bizim hisselerimizi ayırıp bize verirdi. Kendisinin hissesi de ayrılır ve biz bunu Ona verirdik. O da alıp içerdi. Geldiği zaman, bize selâm verirdi; öyle bir sesle selâm verirdi ki, uyuyanı uyandırmaz, uyanık olana da işittirirdi. Biz de kendisine ait olan sütü, O´na takdim e-derdik. Birgün, şeytan bana vesvese verip: "O´nun sütünü de iç! O nasıl olsa, içecek sütü bulur! Ansâr´dan herhangi birinin yanma gider, onlar da kendisine ikramda bulunur" dedi. Şeytan durmadan bana böyle ves vese veriyordu. Nihayet ben de dayanamayıp, Peygamberimizin sütünü de içtim, içtikten sonra da şeytan bana: "Böyle yapmamalıydın, sen bunu nasıl oldu da yaptın? Az sonra Peygamber gelir, sütünü içtiğini anlayınca sana beddua eder, sen de onun bedduası sebebiyle ebediyen helak olursun" diye vesvese veriyordu. Neredeyse nedamet ve kahrım dan çatlayacak hale geldim. Derken Peygamber Efendimiz de geldi. Sü tünün yerinde olup olmadığına baktı, sütün olmadığını görünce, dua için ellerini kaldırdı. Ben bu sırada: "Eyvah, dua için ellerini kaldırdı, senin aleyhine dua edecek, sen de helak olacaksın!" diye müthiş bir korkuya kapıldım. Fakat dua için ellerini kaldırmış bulunan sevgili ve büyük Peygamberimiz, bu duasında aynen şöyle buyurdular:

"Allah´ım, bana ifâm eden kuluna Sen de ifâm eyle! Bana süt içi ren kuluna, Sen de içir, kendisini kandır!"

Bunun üzerine ben, bıçağı alarak keçiyi kesmek için koştum. Hangisinin eti daha semiz ise, derhal onu kesip, yemek yapmayı ve Re-sülüllah Efendimiz´e yedirmeyi düşündüm. Bir de ne göreyim, hepsinin memeleri sütle tıklım tıklım dolu! Hayret ettim ve hangisini keseceğime karar veremedim. Bıçağı bıraktım ve en büyük yemek kabını getirip bunları sağmaya başladım. O kadar süt sağdım ki, üstünden kaymağı taşıyordu." [4]

Beyhâki Ebu´l-Aliye´den şöyle nakleder: Bir gün Peygamber´in (s.a.v.) yanında ashabdan bazıları oturuyordu. O, evlerinden herbirine haber göndererek yiyecek bir şeyin olup olmadığını sordurdu. Yiyecek bir şey olmadığı haberi geldi. Evin avlusunda henüz yaşını doldurmamış bir keçi yavrusu vardı, onun yanma gidip memesini meshetti. Derhal onun memesi kabarıp sarktı. Bunun üzerine Efendimiz bir süt kabı is­tedi, kab getirildiğinde kendi eliyle o yavrudan süt sağmaya başladı. Dokuz odanın her birine süt gönderdi. En sonunda kendi eliyle sağdığı bu sütten, yanındaki ashabına ikramda bulundu."

Abdurrazzâk Musannaf adlı eserinde Muhammed bin Râşid´den, o da Vadîn binAtâ´dan [5] şöyle nakleder: "Kasabın biri, bir gün koyununu kesmek üzere ağılın kapısını açmış, koyun da kaçarak Hz. Pey-gamber´in yanma gitmiş. Adam koşarak arkasından gelip koyunu yaka lamış ye onu sürüyerek götürmeye başlamış. Peygamber (s.a.v.), koyuna hitaben: "Allah´ın emrini sabırla karşıla!" demiş, kababa hitaben de: "Sen de bu hayvancağıza iyi muamele et ve onu kesmeye götürürken güzel davran!" buyurmuştur.

Ebû Nuaymda Enes´ten şöyle nakleder: Peygamber (s.a.v.), yanın da Ebû Bekir ve Ömer olduğu halde, Ansardan birinin bahçesine gitti. Bahçede koyunlar vardı. Onlar Hz. Peygamberi görünce, O´nun Önüne gelip secde ettiler. Ebû Bekir de dedi ki: "Ey Allah´ın Resulü, biz sana secde etmeye şu zavallı koyunlardan daha layık değil miyiz?" Bunun ü-zerine Peygamberimiz şöyle buyurdular:

"Benim ümmetimde (islâm hidayeti kemâle erdikten sonra) artık, herhangi bir kimsenin herhangi bir kimseye secde etmesi asla layık de ğildir! Eğer herhangi bir kimsenin, herhangi bir kimseye secde etmesi lâyık olsaydı, kadının kocasına secde etmesini emrederdim!"[6]



[3] Habbâb bin Eret, Sa´d Oğullarındandı ve Ebû Abdullah künyesi ile anılırdı. Vak tiyle esir düşmüş, Ümmü Enmâr tarafından satın alınıp âzad edilmiştir. Habbab, gerçekten yiğit bir zat idi. Oğlu Abdullah, Hariciler tarafından şehid edildi, gelini dahi hâmile olduğu halde onlar tarafından karnı deşilerek şehid edildi. Bunun üzerinedir ki, müslümanlar Haricilere karşı kılıç çekip savaşmayı caiz gördüler. Habbâb, Kûfe´de H. 37 yılında 63 (veya 73) ya şındayken vefat etti. Ali (r.a.), Sıffın´den döndükten sonra Kûfe´de, ilk olarak Habbâb bin Eret´in cenaze namazını kılmıştır.

[4] Bu hadîs, çok büyük, hikmetler ve ibretler dolu bir hadîstir. Peygamber Efendİ-miz´in yüce edeb ve ahlâkını ortaya koymakta, büyük müslümanlara çok güzel dersler ver mektedir. Peygamberİmiz´in, uyuyanlar varken, uyanık olana işittirecek, uyuyanları ise uyan dırmayacak şekilde selam verdiği, Mtkdâd´a hiç kızmadığı, şeytanın verdiği vesveseleri hükümsüz kıldığı, Mikdâd ve arkadaşları için hayır ve bereket duasında bulunduğu, O´nun duası bereketiyle keçilerin memelerinin derhal sütle dolduğu, O´nun sabrı, cihadı, Rab´bine olan itimâd ve tevekkülü bildirilmektedir ki, her biri birer hakikat ve hikmet incisidir.

[5] Vadîn bin Atâ; Ahmed ve bâzılarına göre sağlamdır, Ebû Hatîm´e göre mâruf ve münkerdir. Ebû Davud´a göre: "Kaderi mezhebinde olup iyidir." Cüzcânİ´ye göre de: "Rivayetleri vahi ve çürüktür."

[6] Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 2/111-114.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Keçi Ve Koyunla İlgili Kıssalar
« Posted on: 29 Mart 2024, 09:42:28 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Keçi Ve Koyunla İlgili Kıssalar rüya tabiri,Keçi Ve Koyunla İlgili Kıssalar mekke canlı, Keçi Ve Koyunla İlgili Kıssalar kabe canlı yayın, Keçi Ve Koyunla İlgili Kıssalar Üç boyutlu kuran oku Keçi Ve Koyunla İlgili Kıssalar kuran ı kerim, Keçi Ve Koyunla İlgili Kıssalar peygamber kıssaları,Keçi Ve Koyunla İlgili Kıssalar ilitam ders soruları, Keçi Ve Koyunla İlgili Kıssalarönlisans arapça,
Logged
16 Nisan 2015, 14:41:46
Kaan Han
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 778


« Yanıtla #1 : 16 Nisan 2015, 14:41:46 »

Esselamu Aleykum. Ve. Rahmetullah
Gercekten cok guzel kissalar Allah razi olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
16 Nisan 2015, 14:45:49
besiye 8
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1.374


« Yanıtla #2 : 16 Nisan 2015, 14:45:49 »

Gercekten cok guzel  kissalar Allah razi olsun cok guzel olmus .
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
16 Nisan 2015, 15:03:37
Melda

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.670


« Yanıtla #3 : 16 Nisan 2015, 15:03:37 »

Selamun Aleyküm. Her şerde vardır bir hayır. Belki de o keçiler olmasaydı o çabanın teyzesi va annesi müslüman olmayacaktı mesela.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes