> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Mucize Ve Büyük Özellikleri > Allah´ın, Peygamberimizi Cahiliye Adetlerinden Koruması
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Allah´ın, Peygamberimizi Cahiliye Adetlerinden Koruması  (Okunma Sayısı 3712 defa)
23 Aralık 2009, 16:38:42
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 23 Aralık 2009, 16:38:42 »



Allah´ın, Peygamberimizi Cahiliye Adetlerinden Koruması

Buhari ve Müslim, Câbir bin Abdullah´tan rivayet ediyor. O demiştir ki: "Kabe´nin yeniden yapımı sırasındaydı... Efendimiz de sırtında taş taşıyordu. Üzerinde belden aşağı doladıkları izâr denilen giysi vardı. Amcası Abbas O´na dedi ki: "Ey kardeşimin oğlu, izarını çözsen de çalışsan, daha rahat çalışırsın. Izarmı omuzuna alıver! Taşlar omzunu harap etmesin..." Peygamberimiz de bunun üzerine izarını çözüp omzuna koydu ve derhal baygın yere düştü. Bundan sonra bir daha böyle yaptığı hiç görülmedi."

Yine Buharı ve Müslim Câbir´den nakleder. O demiştir ki: "Kabe yeniden yapıldığı zaman Peygamberimiz ve Abbas taş taşımaya-başladılar. Abbas Efendimiz´e dedi ki: "İzarını çözüp omzuna koy, bu suretle omzunu taşların zarar vermesinden koru!" Peygamberimiz de böyle yaptı ve derhal baygın yere düştü. Sonra ayılıp ayağa kalktı ve: "îzarım, izarım!..." diye bağırmaya başladı... Oradakiler de derhal izarını üzerine bağladılar."

Beyhakî ve Ebû Nuaym Abbas´tan şöyle rivayet eder: "Biz kardeşimin oğlu ile birlikte Kabe´nin yapımı sırasında omuzlarımızda taş taşıyorduk. İzarlarımız ise omuzlarımızda idi. İnsanların arasına çıkacağımız zaman ise, izarlarımızı belden aşağı kuşanıyorduk... Omuzumuzda taş giderken, Peygamberimiz´in de önümüzde gitmekte olduğunu gördüm. Fakat O ansızın bayılıp yere düştü. Hemen O´nun yanma koştum. Baktım ki, O semaya bakmakta... Kendisine: "Sana ne oldu?" diye sordum. O, ayağa kalktı izarını alıp kuşandı ve: "Ben, çıplak olarak yürümekten nehyolundum" dedi. Ben bunu kimselere söylemedim. Çünkü insanların onun hakkında alay etmesinden: "O´nu bundan yasaklayan da kimmiş?" demelerinden ve O´na deli diye laf atmalarından korkuyordum."

Yine Beyhaki, Ebû Nuaym ve sahihtir kaydiyle Hâkim Ebu´t-Tufayl´den şöyle rivayet ederler: "Kabe´nin yeniden yapılması sırasında Kureyş omuzlarında taş taşımıştır. Bu sırada Peygamberimiz de omzunda taş taşırken, ansızın avret yeri açıldı... Bir ses kendisine: "Ey Muhammed avret yerini ört!" diye nida etti. Peygamberimiz´e semadan gelen ilk nida budur... Bu olaydan önce veya sonra, O´nun avret yerinin açıldığı asla görülmedi."

Bazı kaynakların îbn-i Abbas´tan verdikleri haberde de şöyle denilmiştir: "Ebû Tâlib Zemzem kuyusunu yapmağa çalışıyordu. Peygamberimiz de kendisine taş getiriyordu, izarım alıp omzuna koydu, bu suretle taşların zarar vermesinden sakınmak istemişti. Derhal bayılıp yere düştü. Ayılıp da ayağa kalktığı zaman Ebû Tâlib kendisinene olduğunu sordu. O da cevabında: "Beyaz elbiseli biri gelip "Yâ Muhammed örtün!" diye haykırdı. Bu sesin te´siriyle bayılıp düştüm" demiştir, işte bir peygamberlik alâmeti olarak Peygamberimiz´in gördüğü ilk semavî varlık da bu olmuştur. Bu günden sonra, bir daha asla Peygamberimiz´in avret yeri görülmemiştir."

Keza îbn-i Sa´d´ın Aişe validemizden sevkettiği rivayete göre, o şöyle demiştir: "Ben, Peygamber Efendimiz´in avret yerini niç görmedim." [59]

îbn-i Râhuye´nin Müsned´inde ve diğer bazı kaynaklarda Ali (r.a.) den şöyle rivayet edilmektedir: "Ben Resûlüllah´m (s.a.v.) şöyle dediğini işittim: "Câhiliye devrinde kadınların da katıldığı eğlence ve müsâmere-lere ancak iki defa katılmayı düşünmüşümdür. Her iki gecede de bu eğlencelere katılmaktan Allah beni korumuştur. Bunlardan birincisinde ben; birlikte koyunlarımızı otlatmakta olduğumuz arkadaşlardan birine, benim koyunlara da bakıvermesini rica edip eğlence yerinin yolunu tuttum, Mekke´ye girdiğimde bir evin kenarından geçerken bir düğün eğlencesine rastladım. Defler çalınıp, düdükler öttürülmekte idi. Birine sordum: "Burada ne oluyor?" diye... O da: "Falancanın oğlunu1 falanın kızıyla everiyorlar. Onların evlenme oyunu var..." diye cevap verdi. Derken oracıkta bana öylesine bir ağırlık bastırdı ki, hemen uyuya kalmışım. Allah´a yemin ederim ki, beni ancak ufukta yükselen güneşin yakıcı sıcağından başka birşey uyarmış değildir... Sonra arkadaşıma döndüğüm zaman bana "ne yaptığımı" sordu. Ben de: "Hiç bir şey" yapmadım, yolda giderken bir düğün evinin kenarında uyuyakalmışım" dedim. Başka bir günün gecesinde arkadaşıma aynı ricada bulundum. O da ricamı kabul etti... Koyunları ona emanet ederek Mekke´deki müsamereye katılmak üzere yine yola koyuldum. Yine yolumun üzerinde bir düğün vardı. Onu seyredeyim derken, yine uyuyakalmışım... Allah´a yemin olsun ki, yine beni uyaran sadece güneşin yükselerek sıcağıyla beni uyandırması olmuştur. Arkadaşıma döndüğümde, o yine bana, ne yaptığımı sordu. Ben de cevabımda, "hiç bir şey" yapmadığımı söyledim ve durumu olduğu gibi anlattım... İşte benim bu iki teşebbüsümden her ikisi de böyle geçmiştir... Bundan sonra da, ne böyle hir teşebbüsde bulundum, ne de böyle bir şey aklımdan geçti... Sizi, Yüce Allah´a yemin ederek te´min ederim ki aynen böyle olmuştur ve ben bu hâl üzere, tâ bana peygamberlik verilinceye kadar devam ve sebat ettim."

(İbn-i Hacer, bu rivayetin râvilerini sağlam, senedinin hasen ve muttasıl olduğunu, bildirmiştir.)

Taberanî, Ebû Nuaym ve îbn-i Asakır Ammâr bin Yâsir´den şöyle rivayet ediyor: Ammar demiştir ki: "Bazı kimseler Peygamber Efendimiz´e: "Ey Allah´ın Resulü, siz hiç câhiliye devrinde kadınlara gittiniz mi?" diye sordular. Peygamberiniz de şu cevabı verdiler: "Hayır! Benim bu hususta iki randevum vardı. Birinde bir düğün evinin kenarında uyuyakâldım, diğerindeyse daha kalabalık bir eğlence yerine rastadığımda yine orada Allah üzerime bir ağırlık verdi. Güneş´in ortalığı iyice kızdırdığı zamana kadar oracıkta uyuyakalmışım... işte hepsi bu kadar."[60]

Buharı ve Müslim îbn-i Abbas´dan şöyle rivayet ederler: Cenab-ı Hakk, Şüarâ Süresindeki: "Habîbim, yakın akrabanı inzâr et!" mealindeki âyetini indirdiği zaman Peygamberimiz, Kureyş´in bütün kabilelerini çağırıp topladı ve onlara şöyle hitap etti: "Söyleyiniz bakalım! Şimdi ben sizlere, "şu dağın arkasında düşman var, sabahın erken vaktinde hücum edip hepinizi helak edecek!" desem, bana inanmaz mısınız?" Onlar cevabında dediler ki: "Elbette inanırız! Çünkü bizler, bugüne kadar senin hiçbir yalanını yakalamadık!" Bunun üzerine Peygamberimiz: "tmdf beni iyi dinleyiniz! Ben, sizleri uyarmak üzere gönderilmiş bir peygamberim. Eğer dinleyip uymazsanız, muhakkak şiddetli bir azaba duçar olacaksınız" buyurdular. Orada bulunanlardan Ebû Leheb, hemen ortaya atılıp: "Yâ Muhammed! Sana yazıklar olsun! Sen bizi buraya bunun için mi çağırdın!" diye haykırdı. Yüce Allah da bunun üzerine: "Ebû Leheb´in iki eli kurusun! Kurudu da!" mealindeki âyetini inzal buyurdu."

Ebû Nuaym´in Aişe validemizden rivayeti: "Peygamberimiz buyurdular ki: Ben, Zeyd bin Amr bin Nüfeyl´i putlar adına kurban kesmeyi açıkça ayıplarken işittim. O, Allah´tan başkası adına kesilenlerin yenilemiyeceğini söylüyordu. Ben de, Allah´ı beni peygamberlikle keremlendirdiği güne kadar, putlar adına kesilen-hayvanların etinden hiç yemedim."[61]

Ebû Nuaym ve îbn-i Asâkîr Ali´den şunu naklederler: Bir gün Peygamber Efendimiz´e:

- "Ey Allah´ın Resulü, sen hiç puta tapdın mı?" diye soruldu. Peygamberimiz de şu karşılığı verdi:

- "Hayır!" Tekrar denildi ki:

- "Hiç içki içtin mi?" O da cevabında:

- "Hayır, içmedim" dedi ve şunları ilave etti: "Ben, Allah´ın bana verdiği temiz fıtratla, bütün bunların kötü olduğunu biliyor ve bütün bunlardan uzak kalıyordum! Kureyş´in atalarını takliden üzerinde bulunduğu yolun, şirk ve küfür yolu olduğunu da biliyordum... Ancak bana peygamberlik verilmezden önce, Kitâb´m aslı nedir, imanın aslı nedir, bilmezdim..." [62]

Bazı kaynaklar (Ebû Nuaym, îbn-i Sa´d ve îbn-i Asâkir) îbn-i Abbas´tan şu haberi çıkarmıştır: "Ümmü Eymen bana bir defasında dedi ki: "Büvâne denilen yerde bir put vardı. Kureyş senenin bir gününde bu putu ziyaret eder, ona tazimler sunardı. Ebû Tâlib de kavmiyle beraber orada bulunurdu... Bu günü bayram sayardı. Ebû Tâlib, bu güne götürmek üzere Peygamberimiz´e de İsrar ederdi. Peygamberimiz ise red ederdi. Bir defasında bu yüzden Ebû Tâlib Peygamberimiz´e iyice kızmıştı... Halaları bile O´na kızmışlar, şiddetli bir Öfkeyle: "İlahlarımı za (tanrılarımıza) saygı göstermekten kaçınmakla başına bir hal gelmesinden korkuyoruz Ey Muhammedi Kavminin bayramına katılmamakla ne kasd ediyorsun bilmiyoruz..." diye söylenmişler, hattâ O´nu götürmeye ikna etmişlerdi.

Onlarla beraber yola çıkan Peygamberimiz, biraz sonra kayıplara karışmıştır... Dönüp geldiği zaman yine halaları kendisine: "Sana ne oldu, seni kim korkuttu?" diye sormuşlardı. Peygamberimiz: "Bana bir hâl olmasından korkuyorum" demişti. Halaları da: "Ey Muhammed, hiç korkma! Şeytanın sana zarar vermesine Allah müsâade etmez. Çünkü sen, çok iyi ve hayırlı bir zâtsın... Şimdi hiç korkmadan, ne gördüğünü bize anlatır mısın?" demişlerdi. Peygamberimiz de yine cevabında: "Ben her ne zaman putlardan birine biraz yakın olsam, beyaz elbiseli biri gelip haykırıyor: "Geriye ey Muhammed, geriye! Sakın yaklaşma ve asla hiç bir puta el sürme!..."

Bu olayı anlatan Ümmü Eymen der ki: "Bu seneden başka bir daha onların bayramına, Peygamberimiz asla katılmamıştır..."

Yine Ebû Nuaym´in îbn-i Asâkır´le birlikte Ata tarîkinden ve îbn-i Abbas´tan da şöyle bir rivayetleri bulunmaktadır: "Bir gün Peygamberi miz amcasının oğulları ile birlikte îsâf denilen putun yanında durdular. Peygamberimiz gözünü Kabe´ye dikerek bir müddet öylece kaldılar. Sonra dönüp geldiği zaman, amca oğulları kendisine neden öyle yaptığını sordular. Efendimiz de verdiği cevapta: "Putların yanında dikilmekten men´olundum!" buyurdular." [63]

Beyhaki, Ebû Nuaym ve sahihtir kaydiyle Hâkim, Zeyd bin Hârise´den şöyle nakleder: "Isâf ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Allah´ın, Peygamberimizi Cahiliye Adetlerinden Koruması
« Posted on: 25 Nisan 2024, 11:23:43 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Allah´ın, Peygamberimizi Cahiliye Adetlerinden Koruması rüya tabiri,Allah´ın, Peygamberimizi Cahiliye Adetlerinden Koruması mekke canlı, Allah´ın, Peygamberimizi Cahiliye Adetlerinden Koruması kabe canlı yayın, Allah´ın, Peygamberimizi Cahiliye Adetlerinden Koruması Üç boyutlu kuran oku Allah´ın, Peygamberimizi Cahiliye Adetlerinden Koruması kuran ı kerim, Allah´ın, Peygamberimizi Cahiliye Adetlerinden Koruması peygamber kıssaları,Allah´ın, Peygamberimizi Cahiliye Adetlerinden Koruması ilitam ders soruları, Allah´ın, Peygamberimizi Cahiliye Adetlerinden Koruması önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes