> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Mucemüs Sağir  > Zina cezası ve hikmetleri
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Zina cezası ve hikmetleri  (Okunma Sayısı 4486 defa)
11 Ocak 2011, 19:15:14
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 11 Ocak 2011, 19:15:14 »



Zina Cezası Ve Hikmetleri


374. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:

Bir kadın Resûlullaha (s.a.v.) geldi ve zina ettiğini itiraf etti. Kadın hâmile idi. Resûlullah ona ceza uygulamayı do­ğum yapıncaya kadar erteledi. Kadın doğum yaptıktan son­ra vücudunun açılmaması için elbisesinin bağlanmasını ve sonra taşlanarak öldürülmesini (recm edilmesini) emretti. Sonra da o kadının cenaze namazını kıldı. Oradakilerden bi­risi, "Kadın zina etti, sen de onu recmettin. Sonra da ona namaz mı kılıyorsun?" dedi. Resûlullah şöyle buyurdu:

"O kadın öyle bir tevbe etti ki, onun tevbesi Medine hal­kından yetmiş kişiye paylaştırılsaydı, hepsine yeterdi. Sen o kadının canını seve seve vermesinden daha üstün bir dav­ranış görüyor musun?"[16]

 

İzah

 

Tirmizi'de Resulullahın kadının velîsine, "Ona iyi muamele et. Doğum yaptığında da bana bildir" ilâvesi vardır.

Yine "Kadın zina etti, sen de onu recmettin. Sonra da ona na­maz mı kılıyorsun?" diyen kimsenin Hz. Ömer olduğu kayıtlıdır.

Hadisin Müslim'de geçen bir rivayetinde de kadının doğum­dan sonra birşeyler yiyebilecek yaşa gelinceye kadar çocuğunu emzirdiği, sonra çocuğunun elinde bir ekmek parçası olduğu halde Resûlullaha gelip "İşte ey Allah'ın Resulü, onu sütten kes­tim. Ekmek yemeye de başladı" dediği ve recmedildiği yer alır.[17]

Kadından önce, onunla zina eden Mâiz bin Mâlik isimli Sahabî gelmiş, suçunu itiraf ederek recmedilmesini istemiş. Resûlul­lah da gerekli tahkikatı yaptıktan sonra onu recmetmiştir.[18]

Peygamberimiz (s.a.v.),

"Sen o kadının canını seve seve ver­mesinden daha üstün bir davranış görüyor musun?" sözüyle, kadının Allah'tan başka kimsenin görmediği bir yerde günah işle­diği halde, ölümü göze alarak suçunu itiraf etmesini nazara ver­miştir.

Dinimiz, canı, malı, nesli korumayı emreder. Bu sebeple zina­yı şiddetle haram kılmıştır. Bununla da kalınmamış, zina eden er­kek ve kadına bizzat Allah tarafından bir ceza da takdir edilmiştir. Buna göre zina edenler bekârsalar yüz sopa vurulur. Evli iseler, taşlanarak öldürülürler. Zina edenlerin taşlanarak öldürülmesine recm denilir. Zina edenlerden biri evli, diğeri bekârsa, evli olan recmedilir, bekâra ise yüz sopa vurulur. Dinimizde mühim hik­metlere binâen emredilen recm, bâzılarının zannettikleri gibi he­men tatbik edilecek bir ceza değildir. Çünkü bir insanın hayatı söz konusudur. İnsan hayatının korunmasına son derece hassa­siyet gösteren yüce dînimiz, bu konuda da hassastır. Zinanın sübutu ve recm cezasının tatbik edilmesi için gerekli olan şartları şöylece sıralayabiliriz:

1. Dört âdil şahit: Şahitlerin dördünün de bir arada bulunması şartı aranır. Bu dört şâhid dördü de kadınla erkeğin cinsî münâ­sebette bulunduklarını açıkça görmüş olmalıdır. Şahitlerden üçü, "Bu ikisini zina ederken gördük" deseler, dördüncü şahıs da "Ben bu ikisini yorgan altında gördüm" dese, Hanefi mezhebine göre ilk üç kişiye seksener deynek kazf, yani namuslu birine ifti­ra atma cezası verilir. Görüldüğü gibi, zina suçunun şahitlerle is­pat edilmesi son derece zordur.

2. Suçu işleyenlerin itirafı.

3. Bekâr bir kızın veya dul bir kadının hâmile kalması.

İslâmiyette temel felsefe, insanları cezalandırmak değil, çeşitli suçların önünü almak, suç işlenmeden önce önüne geçmektir. Bunun içindir ki, Peygamberimiz mahkeme esnasında şüpheli durumlarda zina ithamına mâruz kalan kişi lehine hüküm verilme­sini tavsiye etmiştir.[19]

Sonsuz rahmet sahibi olan Yüce Allah'ın zina edenlere uygu­lanmasını emrettiği cezada hem toplum için, hem de şahıs için faydalar, hikmetler vardır. Herşeyden önce, suçluyu affetmek, merhametin yersiz kullanılmasıdır. Hukuku çiğnenen, namusu pâyimal olan kimselere karşı bir haksızlıktır. Unutmamak gerekir ki, kötülere iyilik, iyilere kötülük ve zulüm yapmak demektir. Bunun gibi, başka suçların da işlenmesine bir primdir. Başkası­nın namusunda gözü olanların ve bunu fiile çıkaranların toplum­da serbestçe gezmeleri, namuslu toplum fertlerinin endişe etme­sine sebep olur.

Diğer taraftan, namusu pâyimal olan genç kızların, kadınların ve ailelerin duruşma esnasında kendilerine hâkim olamayarak "Asın bu zâlimleri" diye bağırmaları da, recm cezasının fıtrata uy­gun olduğunu gösterir.

Recm cezasının tatbik edilmesinin topluma olan bir diğer fay­dası da İlâhî rahmetin celbine sebep olmasıdır. Peygamberimiz bir hadislerinde bu gerçeğe şöyle dikkat çeker:

"Allah'ın koyduğu had cezalarından birisini dosdoğru tatbik etmek Allah'ın beldelerinde kırk gün yağmur vermesinden daha hayırlıdır."[20]

Recm cezasının tatbik edilmesi suçlu için de rahmettir. Çünkü bu ceza karşılığında günahları affedilmektedir. Nitekim Peygam­berimiz, zina eden ve suçunu itiraf ettiği için recmedilen Mâiz hakkında,

"O öyle bir tevbe etti ki, bir millete paylaştırılsaydı, hepsine kâfi gelirdi" buyurmuştu.

Bununla ilgili bir başka nadi­de şu mealdedir:

"Allah'a ortak koşmayacağınıza, zina yapmayacağınıza, hır­sızlık etmeyeceğinize Allah'ın öldürülmesini haram kıldığı hiçbir cana kıymayacağınıza dair bana söz verin.

"Kim bu günahlardan birini işler de cezasını dünyada görürse, bu ceza onun günahına keffâret olur. Bu suçlardan birisini işler de Allah bunu örterse, hesabı Allah'a kalmıştır. Dilerse affeder, dilerse cezalandırır."[21]

Tirmizi'de de aynı hadis bu suçları işleyip de cezasını dünyada iken çeken kimsenin âhirette ikinci bir cezaya çarptırılmayacağı şeklindedir.[22]

 

Rıdvan Biatı
 

375. Ata bin Ebi Rabah rivayet ediyor:

Abdullah bin Ömer'e, "Resûlullah (s.a.v.) ile beraber Rıdvan bîatında sen de bulundun mu?" diye sordum. "Evet" dedi. "Üzerinde ne vardı?" dedim. Şu cevabı verdi:

"Üzerinde pamuklu bir gömlek, içi astadı bir cübbe, bir de aba vardı. Kılıcını da kuşanmıştı.

Nu'man bin Mukarrin'i de Resûlullaha bîat yapılırken başına değmesin diye ağacın dallarını yukarıda tutarken gör­düm."[23]

 

İzah


 

Peygamberimiz (s.a.v.) gördüğü bir rüya üzerine Hicretin 6. yılında Kabe'yi tavaf etmek için 1400 kişilik bir kafileyle Mek­ke'ye hareket etti. Müşrikler bunu haber alınca hem onların hare­ketlerini kontrol etmek, hem de Mekke'ye koymamaya kararlı ol­duklarını göstermek üzere 200 kişilik bir süvari birliği hazırla­dılar. Sonra da Resûlullaha elçi gönderdiler. Ardından Peygam­berimiz de damadı Osman bin Affan'ı (r.a.) Mekke'ye elçi olarak gönderdi. Bir müddet sonra onun şehid edildiği haberini aldı.

Bunun üzerine gelen vahye uyarak Peygamberimiz (s.a.v.) ölmek, fakat geri dönmemek üzere müşriklerle çarpışmak için bütün Ashabından bîat istedi. Rıdvan Bîatı olarak tarihe geçen bu bîatta bulunanlar, Cenâb-ı Hakkın övgüsüne ve rızasına mazhar oldu. Yüce Allah bu Sahabîleri şöyle övdü:

"Ölünceye kadar sana bağlı kalacaklarına söz vererek sana bîat edenler Allah'a bîat etmişlerdir. Allah'ın kudret ve yardımı onla­rın üzerindedir. Ahdini bozan kendi aleyhine bozmuş olur. Al­lah'a verdiği sözü yerine getirenlere ise Allah pek büyük bir mü­kâfat verecektir.

Şüphesiz Allah o ağacın altında sana bîat eden mü'minlerden razı oldu. Kalplerinde olanı bildi ve onlara huzur ve sükûnet ih­san etti. Onları yakın bir fetih ve elde edecekleri büyük bir gani­metle mükâfatlandırdı. Allah'ın kudreti herşeye galiptir ve Onun her işi hikmet iledir."[24]

İşte yukarıdaki hadiste bu bîat kastedilmektedir. Hadiste bîat devam ederken Nu'man bin Mukarrin'in de (r.a.) Resûlullaha değmemesi için ağaç dalını yukarı kaldırdığı bildiriliyor.

Rıdvan Bîatı müşriklerin kalbine korku salmıştı. Alıkoydukla­rı Hz. Osman'ı serbest bıraktılar. Sonra da Peygamberimizle Hudeybiye Sulhunu imzaladılar.

Tafsilat için Dört Hatife Ahlâk ve Fazileti isimli eserimizin 76-79, 347-351. sayfalarına bakınız.[25]

 

Mâune Kuyusu Olayı

 

376. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:

Ensardan yetmiş kişi, geceleyin Medine'de kendilerine âit bir medresede toplanıp Kur'ân-ı Kerim öğrenmeye çalı­şırlardı. Sabah olduğunda kendisinde güç bulanlar, odun toplamak ve su çekmek gibi işlerle uğraşırlardı. Mâlî duru­mu yerinde olanlar da bir koyun keserek gövdesini olduğu gibi getirir Resûlullahın evinin dış duvarına asarlardı. Hübeyb (r.a.) şehid düştükten sonra Resûlullah bu yetmiş kişi­yi bir vazifeye gönderdi. Dayım Haram bin Milhan da bu yetmiş kişinin içinde idi. Bunlar yolculuk esnasında Süleym oğulları kabilesinin bir oymağının yanından geçerlerken, oymak halkı onlara sataşmak istediler. Dayım birlik komu­tanına:

"Gidip onlara 'Biz sizin için gelmedik [Sizinle bir alıp veremediğimiz yok]1 dememe müsaade eder misin?" dedi.

Onlar "Konuşabilirsin" deyince de onların yanına gitti. Yanlarına vardığında içlerinden biri dayıma konuşma imka­nı vermeden ona mızrak sapladı. Dayım karnında mızrağın soğukluğunu hissedince:

"Allahu ekber! Kabe'nin Rabbine yemin olsun ki ben Cenneti kazandım" dedi ve şehid oldu.

Oymak halkı dayımdan sonra bu yetmiş kişinin hepsini kılıçtan geçirerek Resûlullaha durumu haber verecek tek bir kişiyi dahi sağ bırakmadılar. Resûlullah bu durumu haber a...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Zina cezası ve hikmetleri
« Posted on: 29 Mart 2024, 01:45:44 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Zina cezası ve hikmetleri rüya tabiri,Zina cezası ve hikmetleri mekke canlı, Zina cezası ve hikmetleri kabe canlı yayın, Zina cezası ve hikmetleri Üç boyutlu kuran oku Zina cezası ve hikmetleri kuran ı kerim, Zina cezası ve hikmetleri peygamber kıssaları,Zina cezası ve hikmetleri ilitam ders soruları, Zina cezası ve hikmetleriönlisans arapça,
Logged
09 Haziran 2017, 16:50:50
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 09 Haziran 2017, 16:50:50 »

Esselamu aleyküm.Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

09 Haziran 2017, 19:52:41
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.948


« Yanıtla #2 : 09 Haziran 2017, 19:52:41 »

Ve aleykümselam zina yapmanın cezası taşlanarak öldürülmekmiş Efendimiz zamanında bu büyük günahtır uzak duralım inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

17 Haziran 2019, 14:05:30
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #3 : 17 Haziran 2019, 14:05:30 »

Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri doğru işlerden ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

17 Haziran 2019, 16:36:42
Melek Nur Çelik koü

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 298


« Yanıtla #4 : 17 Haziran 2019, 16:36:42 »

Paylaşım için Allah razı olsun..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes