๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mucemüs Sağir => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 12 Ocak 2011, 19:35:36



Konu Başlığı: Yasin sûresinin fazileti
Gönderen: Sümeyye üzerinde 12 Ocak 2011, 19:35:36
Yasin Sûresinin Fazileti


289. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:

"Kim gündüz veya gece Yâsîn Sûresini Allah'ın rızâsını gözeterek okursa, günahları bağışlanır."[930]

 

İzah

 

Hadiste faziletine dikkat çekilen Yâsîn Sûresi, Mekke'de na­zil olmuştur. 83 âyettir. Bu sûrenin faziletini bildiren pekçok ha­dis vardır. Bu hadislerden birinde herşeyin bir kalbinin bulun­duğu, Kur'ân'ın kalbinin de Yâsîn Sûresi olduğu bildirilmiştir.[931]

Kur'ân'ın bütün sûre ve âyetlerinin etrafında döndüğü dört temel esas vardır. Bunlar: (1) Allah'ın varlık ve birliğinin ispatı, (2) peygamberlik müessesesinin ispatı ve Peygamberimizin pey­gamberliğinin hakkaniyeti, (3) öldükten sonra dirilme gerçeğinin zihinlere nakşedilmesi (4) ve adalet. Yâsîn Sûresine baktığımızda Kur'ân'ın bu dört esasını kendinde topladığını, bilhassa tevhid ve haşir, yani öldükten sonra dirilme delillerine ağırlık verdiğini gö­rürüz.[932]

 

Allah  Peygamberimizi Koruyordu
 

292. Ebû Said el-Hudrî (r.a.) rivayet ediyor:

Amcası Abbas Resûlullahı koruyanlardandı.

"Ey Resul, Rabbinden Sana indirileni insanlara bildir. Bunu yapmazsan elçiliğini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur" [933]âyeti nazil olduğunda, Resûlullah korumayı kaldır­dı.[934]

 

İzah

 

Tirmizî ve Müstedrek'te "Ey insanlar, artık gidebilirsiniz. Çünkü Allah beni korumayı deruhte etti" ziyâdesi vardır.

Gerçekten de Allah pekçok defalar Habibini düşmanlardan ko­rumuştur. Bunun pekçok misâlinden iki misâl zikredeceğiz.

Zâtü'r-rika gazvesi esnasında Resûlullah bir ağacın gölgesi altına çekilmişti. Kılıcını üstüne astı. Sinsice yaklaşan bir müşrik kılıcını alarak kınından çıkardı ve Resûlullaha "Benden korkuyor musun?" dedi. Resûlullah (s.a.v.),

"Hayır" dedi.

Müşrik, "Peki şimdi seni elimden kim kurtaracak?" diye sordu. Peygamber Efendimiz,

"Allah kurtaracak. Bırak kılıcı" dedi.

Müşrik o anda neye uğradığını şaşırdı. Elindeki kılıcı derhal bıraktı.[935]

Tebbet Sûresi nâzil olup bu sûrede Ebû Lehep ve hanımı Ümmü Cemil Cehennemle tehdit edilince Ümmü Cemil buna çok kız­dı. Eline koca bir taş alarak, "Bunu Muhammed'in kafasına vura­cağım" dedi. Sonra da Peygamberimizi aramaya çıktı.

Resûlullah (s.a.v.) o sırada Hz. Ebû Bekir ile birlikte Kabe'­nin yanında oturuyordu. Ebû Bekir (r.a.) onu elinde taş ile geldi­ğini görünce, Peygamberimize bir zarar vermesinden korktu, "Yâ Resûlallah," dedi. "Bu Ümmü Cemil'dir. Eziyet edici biridir. Sa­na doğru geliyor. Sana bir zararı dokunmadan kalkıp gitsen" de­di.

Resûlullah,

"O beni göremez" buyurdu. Gerçekten de Cenâb-ı Hak Sevgili Habibini onun gözünden gizledi. Ümmü Cemil Hz. Ebû Bekir'i gördü, ona "Ey Ebû Bekir, arkadaşın nerede?" diye sordu. Fakat onunla beraber oturan Peygamber Efendimizi göre­medi. Sonra da çekip gitti.

Bunun üzerine Ebû Bekir (r.a.) Peygamberimize döndü ve "Ey Allah'ın Resulü, o seni göremedi mi?" diye sordu.

Resûlullah (s.a.v.),

"Evet, beni görmedi. Allah onun gözle­rini aldı, beni göremez hale getirdi" buyurdu.[936]

 

Söz Vermenin Ehemmiyeti
 

291. Abdullah bin Mes'ud (r.a.) rivayet ediyor:

"Söz borçtur."[937]

 

İzah

 

İslâm doğruluk dinidir. Ya yalancılıktan, ya ihmalkârlıktan doğan sözünde durmama huyu, şuurlu Müslümana yakışmayan bir davranıştır. Gerek âyet-i kerimelerde, gerekse hadis-i şeriflerde bu mesele üzerinde hassasiyetle durulmuştur. Meselâ Kur'ân-ı kerimde, "sözünü yerine getirme" ve "anlaşmalara sâdık kal­ma" gerçek iyilikler arasında sayılmıştır.[938]

Mü'minûn Sûresinde de Müslümanın sözünde durması gerek­tiği şöyle ikaz edilir:

"O mü'minler ki, Allah'a ve kullara karşı olan emânet ve mes'uliyetlerini yerine getirirler ve sözlerinde dururlar."[939]

Kur'ân'da sözünde durmak ısrarla emredilirken ve gerçek iyi­likler arasında sayılırken konu üzerinde doğruluk rehberi Resû­lullah da (s.a.v.) hassasiyetle durmuştur. İzahını yaptığımız ha­diste, "sözün bir borç" olduğunu bildirirken, bir hadislerinde de sözünde durmama vasfını iki yüzlü münafıklara yakıştırır ve bu­nun münafıkların vasfı olduğunu bildirir.[940]

Evet, insanın birine söz vermesi ve vaadde bulunması, sahibi için artık bir mes'uliyettir. Çünkü verilen sözle veya yapılan an­laşma ile karşı tarafa maddî veya manevî birşeyler bekler duruma gelmiştir. Söz yerine getirilmediğinde onların maddî ve manevî zarara, en azından hayal kırıklığına uğraması söz konusudur. Bu­nun içindir ki, İsrâ Sûresinde,

"Verdiğiniz sözü yerine getirin. Çünkü verilen söz mes'uliyet gerektirir"

buyrularak meselenin ehemmiyetine dikkat çekilmiştir.[941]

Ancak kişi meşru mazeretlere binâen sözünü yerine getireme­miş olabilir. Sözünü yerine getirmek hususunda gayret gös­terdiği halde buna muvaffak olamayan kimse için bir mes'uliyet yoktur. Peygamberimiz bununla ilgili olarak da şöyle buyurur:

"Birisi bir mü'min kardeşine söz verir, fakat zarurî bir sebep­ten dolayı yerine getirmezse, bunda bir mes'uliyet yoktur."[942]

 

Namaz Kılanan Önünden Geçmek

 

292. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:

"Namaz kılan birinin önünden geçen kimse bunun ne ka­dar günah olacağını bilseydi, bir yıl ayakta durması onun önünden geçmek için attığı adımdan daha iyi olurdu."[943]

 

İzah

 

Zikrettiğimiz kaynaklarda, hadis şöyledir:

"Namaz kılanın önünden geçen kimse, ne kadar günah işle­diğini bilseydi kırk beklemeyi bundan daha hayırlı bulurdu."

Hadiste geçen "kırk bekleme" ile kırk gün mü, ay mı, sene mi?" kast edildiği bilinmemektedir.

İbni Mâce'nin bir rivayetinde de hadis "yüz sene yerinde dur­ması" şeklinde gelmiştir.

Konu ile ilgili bir başka hadis ise şu mealdedir:

"Namaz kılanın önünden geçen kimse ne derece günah işledi­ğini bilmiş olsaydı, uyluğunun kırılmasına razı olur da onun önünden geçmezdi."[944]

İşte bütün bu hadisleri göz önünde bulunduruna Hanefî ve Mâliki mezhebi âlimlerine göre namaz kılanın önünden geçmek haramdır. Dolayısı ile namaz kılanın önünden kasdî olarak geçen kimse günahkâr olur.

Namaz kılanın önünden geçmenin günah olmasının sebebi, namaz kılanın huşûunu bozduğu içindir. Ayrıca, günah, kasdî olan geçişler içindir. Sütre gerisinden geçmekte, geçilecek başka bir yer yoksa ve önde boş saf varken safı doldurmak için geç­mekte de bir günah yoktur.

Kasdî olarak namaz kılanın önünden geçen kimse günahkâr olacağı gibi, herkesin gelip geçtiği yerde önüne bir sütre koyma­dan namaza duran kimse de günahkâr olur.

Şafiî mezhebine göre ise namaz kılanın önünden geçmek ne haram, ne de mekruhtur. Fakat namaz kılanın önünden geçme­mek uygun olur.

Hanbelîlere göre de, başka bir yerden geçmek mümkün oldu­ğu halde namaz kılanın önünden geçmek mekruhtur. Başka geçi­lecek yer yoksa mekruh değildir.

Şafiî ve Hanbelîlere göre halkın gelip geçeceği yerde namaza durmak mekruhtur. Önünden geçen olsun, olmasın fark etmez.[945]





[930] Mu'cemü'l-Evsat, 4:304(3533.) İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/380.

[931] Tirmizî, Sevâbü'l-Kur'ân: 7; Dârimî, Fezâilü'l-Kur'ân: 21.

[932] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/380.

[933] Mâide: 5/67.

[934] Mu'cemü'l-Evsat, 4:305 (3534.); Tirmizî, Tefsir (Mâide Sûresi); Müstedrek, 3:343 (3221.) İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/381.

[935] Buhârî, Megazî: 31.

[936] Sîre,  1:381-382-; Tefsîr-l Kebîr, 32:172. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/381-382.

[937] Mu'cemü'l-Evsat, 4:308 (3537.) İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/382.

[938] Bakara: 2/177.

[939] Mü'minûn: 23/8.

[940] Müslim, İman: 106.

[941] İsrâ: 17/34.

[942] Ebû Dâvud, Edeb: 82. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/382-383.

[943] Buhari, Salât: 101; Müslim, Salât: 261; Tirmizî, Mevâkît: 134; Nesâî, Kıble; 8; Ebû Dâvud, Salât: 108; İbni Mâce, İkâme 37; Dârimî, Salât: 130; Muvatta, Sefer: 34, 35; Müsned, 4:169. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/384.

[944] el-Müttekî, Kenzu'l-Ummâl, 7:355 (19251.).

[945] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/384-385.




Konu Başlığı: Ynt: Yasin sûresinin fazileti
Gönderen: Ceren üzerinde 08 Haziran 2017, 13:30:45
Esselamu aleyküm.Rabbim bizleri yasin suresini okuyan günahlarından kurtulan  ve rahmetine ,feyzine erişen kullardan eylesin inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Yasin sûresinin fazileti
Gönderen: Sevgi. üzerinde 08 Haziran 2017, 13:38:15
Ve Aleyküm Selam. Yasin Kur'an-ı Kerimin kalbidir. Okumanın fazileti çoktur.  Herdaim okuyup feyzine erenlerden olalım inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Yasin sûresinin fazileti
Gönderen: Mehmed. üzerinde 08 Haziran 2017, 13:42:42
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Yasin sûresinin fazileti
Gönderen: Ceren üzerinde 12 Temmuz 2019, 18:04:14
Esselamu aleyküm. RABBİM bizleri yasin suresini okuan anlayan ve feyzine erisen kullardan olalim inşallah. ..


Konu Başlığı: Ynt: Yasin sûresinin fazileti
Gönderen: Melek Nur Çelik koü üzerinde 12 Temmuz 2019, 20:46:21
Paylaşım için Allah razı olsun..


Konu Başlığı: Ynt: Yasin sûresinin fazileti
Gönderen: Züleyha üzerinde 13 Temmuz 2019, 11:53:17
Rabbim razı olsun inşallah selam ve dua ile...