๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mucemüs Sağir => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 16 Ocak 2011, 18:20:17



Konu Başlığı: Rahmet ve azap taşıyıcısı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 16 Ocak 2011, 18:20:17
Rahmet Ve Azap  Taşıyıcısı


18. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:

Ömer bin Hattab (r.a.), "Resûlullaha (s.a.v.) rüzgar hak­kında sormadığıma pişman olduğum kadar hiçbir şeye piş­man olmadım" dedi.

Ben (Ebû Hüreyre) rüzgar hakkında Resûlullaha sor­dum. "Yâ Resûlallah, rüzgar neyden meydana geliyor?" de­dim. Şöyle buyurdu:

"Rüzgar Allah'ın estirmesiyledir. Onu rahmet veya azap için gönderir."[171]

 

İzah

 

Hadiste de ifâde edildiği gibi, Allah rüzgarla hem rahmet, hem de azap göndermektedir, Kur'ân'da rüzgarın bu her iki vazifesine de dikkat çekilir. Meselâ bir âyette rüzgarın rahmet yüklü bulut­ları taşıdığı şöyle nazara verilir:

"Rüzgarları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen Odur. Nihayet o rüzgarlar ağır bulutları yüklendiklerinde, Biz onu ölmüş bir beldeye sevk eder, suyu oraya indirip onunla her cin­sten meyveler çıkarırız."[172]

Yine Kur'ân'da gemilerin hoş bir rüzgarla denizlerde akıp git­tiği bildirilir.[173]

Aynı rüzgarı Allah bitkileri aşılama vazifesinde de kullanır.

Rüzgarın rahmet yönü yanında, bir de azap tarafı vardır. Kur'ân'da bâzı peygamberlerin ümmetlerinin şiddetli rüzgarla he­lak edildikleri bildirilir. Meselâ bu âyetlerden birisi şudur:

"Allah'ın azabını vadilerine gelen bir bulut şeklinde görünce, 'Bu bize yağmur getiren bir buluttur' dediler. Hûd, 'Hayır, o si­zin çabuklaştırılmasını istediğiniz azabın tâ kendisidir. O bir rüz­gardır ki, içinde pek acı bir azap vardır' dedi."[174]

Âd kavmine de köklerini kazıyan bir rüzgar gönderildiği bil­dirilir.[175]

Bir âyette de kavurucu rüzgarın zâlimlerin ekinini mahvettiği bildirilir.[176]

Kur'ân'da Allah inkarcıları üzerlerine taşlar savuran bir kasır­ga göndermekle, fırtına göndererek boğmakla tehdit eder.[177]

Rüzgarın bu azap getiren yönü de olduğu içindir ki, Peygam­berimiz (a.s.m.) fırtına şeklinde şiddetli bir rüzgar estiğinde şöyle duâ etmiştir:

"Allah'ım, Senden bu rüzgarın hayrını, hayır getirmesini iste­rim. Şerrinden, şer ve belâ getirmesinden de Sana sığınırım."[178]



Abdesti Tamamlamak

 

19. Ebû Bekir (r.a.) rivayet ediyor:

Resûlullah ile beraber oturuyordum. Bir adam geldi, abdest aldı. Ayaklarında kuru bir yer kaldı. Resûlullah ona,

"Git, abdestini tamamla" buyurdu.

O da gidip tamamladı.[179]

 

Yasaklanan  Bâzı  Ticâret Şekilleri
 


20. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:

Resûlullah (s.a.v.) muhakaladan, müzâbeneden ve mülâbeseden nehyetti. Sigar nikâhını da yasakladı.[180]

 

İzah

 

Hadisin ilk kısmı Câhiliyye devrinde sıklıkla yapılan bâzı tica­rî muamelelerle ilgilidir. Hadiste geçen muhakala, başağından ayrılmamış buğdayın tahmini olarak o miktar buğday karşılığı satılmasıdır.

Müzâbene, hurma, üzüm gibi şeylerin daha daha dalında iken tahmin edilerek belirli ölçüdeki kuru hurma veya üzüm karşılı­ğında satılmasıdır. Müzâbenenin başka tarifleri de vardır. Bunlar­dan birisi de meyveyi daha dalında iken, mahsulün alınıp alınma­yacağı bilinmediği halde satılmasıdır. Bu durumda daldaki olgun­laşmamış meyve bir âfete maruz kalsa, alıcı zarara uğrar.

Bu çeşit alış verişler yapılmasının sebebi şuradan kaynaklanı­yordu: Kişi henüz mahsûlü olgunlaşmadan ona ihtiyaç duyuyor­du. Bu durumda kuru hurma veya üzüm karışlığında daldaki hur­ma veya üzümünü satıyordu. Yine tarladaki buğdayını hasad edil­miş buğday karşılığında satıyordu. Bu durumda her iki tarafın da zarara uğraması söz konusu idi. Kuru meyve veren karşılığında fazlasını istiyordu. Tarladaki buğday veya daldaki meyvenin has­ad edilme garantisi olmadığı, ya da kuruduğunda fazlasıyla azal­dığı için de satıcı zarar edebiliyordu.

Mülâbese ise, genelde katlanmış olarak veya karanlıkta getiri­len kumaşı iyice görüp anlamadan sadece el değmesiyle alım satımın kesinleşmesidir. Bu durumda kumaşın sahibi, "Kumaşı sana elle dokunman bakıp görme yerine geçmesi şartıyla şu fiyata sattım, bakınca geri iade etme hakkına sahip değilsin" der. Müş­teri de "Kabul ettim" der ve böylece akit gerçekleşir.

Bu çeşit satışlarda aldatma olacağı izah edilmeyecek kadar açıktır. Bunun içindir ki, alıcı ve satıcının zarara uğramaması için hükümler koyan Peygamberimiz, haksız kazanca sebep olan bu çeşit alış verişleri yasaklamıştır. Her üç alış veriş şekli de bütün mezheplere göre ittifakla caiz değildir.

Hadisin ikinci kısmında ise sigar nikâhı yasaklanmaktadır. Bununla da kadınların hakkı korunmuştur. İbni Ömer'in (r.a.) ri­vayet ettiği şu hadis sigar nikâhını açıklamaktadır:

"Resûlullah (s.a.v.) sigar nikâhını yasakladı. Bu, kişinin kı­zını veya kız kardeşini, karşılığında karşı tarafın kızını veya kız kardeşini almak üzere bir erkeğe vermesi, aralarında mehir öde­meyi kaldırmalarıdır."[181]

Bu evlilik şeklinde mehir vermemek suretiyle kadına zulmedildiğinden, Peygamberimiz bunu yasaklamıştır. Fakat iki taraf da gelin aldıkları kimseye mehir verirlerse, yapılan nikah geçerlidir;[182]

 

Cafer Bin  Ebî Tâlib'in Fazileti
 

21. Ebû Cuheyfe babasından rivayet ediyor:

Cafer bin Ebî Tâlib Habeşistan'dan dönmüştü. Resûlullah (s.a.v.) onu karşıladı, alnından öptü ve şöyle buyurdu:

"Hangisine sevineceğimi bilemiyorum. Hayber'in fethi­ne mi, yoksa Cafer'in dönüşüne mi sevineyim?"[183]

 

İzah

 

Cafer bin Ebî Tâlib, Peygamberimizin amcası Ebû Tâlib'in oğlu, Hz. Ali'nin de kardeşidir. İlk Müslümanlardandır. Müş­riklerin eziyeti dayanılmaz bir hal alınca Habeşistan'a hicret et­mişti. Müşrikler Muhacirlerin geri gönderilmesi için Habeşistan kralı Necâşî'ye elçiler gönderdiğinde, oradaki muhacirleri temsilen Hz. Cafer bir konuşma yapmış ve bu konuşmasıyla Necâşî'yi etkilemişti. Necâşî onlara sahip çıkmış, müşriklerin elçilerini de gerisin geriye göndermişti.

İşte Hz. Cafer'in Habeşistan'dan dönmesi, Peygamberimizin Hayber'i fethettiği zamana rastlamaktadır. Resûlullah yukarıdaki sözünü onun Habeşistan'dan dönmesi üzerine söylemiştir.

Cafer (r.a.) Resûlullaha vücut ve ahlakça en çok benzeyen Sahabî idi. Resûlullah Rumların üzerine göndermek üzere hazırladı­ğı orduya ikinci sırada onu kumandan tayin etmişti. Zeyd bin Hârise'nin şehid edilmesi durumunda kumandayı onun almasını is­temişti. Gerçekten de Mûte savaşında Hz. Zeyd şehid düştüğün­de kumandayı Hz. Cafer aldı. Kahramanca savaştı, sonunda o da şehid düştü. Bu arada iki kolu da kesilmişti. Televizyon ek­ranından seyreder gibi harp savhasını temaşa eden sevgili Peygamberimiz bu durumu Ashabına haber verdi,

"Allah ona kesilen iki koluna karşılık iki kanat verdi. Onlarla Cennete uçtu" buyur­du.

Bundan sonra Hz. Cafer iki kanatlı mânâsında "Zülcenâheyn" ve uçan mânâsında "Tayyar" ünvanlarıyla anıldı. Allah on­dan razı olsun.[184]



[171] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/76.

[172] A'raf: 7/57.

[173] Yunus: 10/22.

[174] Ahkâf: 46/24.

[175] Zâriyat: 51/41.

[176] Al-i İmran: 3/117.

[177] İsrâ: 17/68- 69.

[178] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/76-77.

[179] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/77-78.

[180] Buhari, Büyü: 82; Müslim, Büyü: 105; Neşet, Muzam'a: 45; Muvatta: Büyü: 23-25; Ebû Dâvud, Büyü: 18. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/78.

[181] Buhârî, Nikâh: 28; Müslim, Nikâh: 57; Ebû Dâvud, Nikâh: 15.

[182] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/78-79.

[183] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/80.

[184] Üsdü'l-Gâbe, 1:358. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/80-81.



Konu Başlığı: Ynt: Rahmet ve azap taşıyıcısı
Gönderen: Sefil üzerinde 07 Ekim 2015, 14:45:02
Allah rüzgarla hem rahmet, hem de azap göndermektedir, Kur'ân'da rüzgarın bu her iki vazifesine de dikkat çekilir. Meselâ bir âyette rüzgarın rahmet yüklü bulut­ları taşıdığı şöyle nazara verilir:

"Rüzgarları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen Odur. Nihayet o rüzgarlar ağır bulutları yüklendiklerinde, Biz onu ölmüş bir beldeye sevk eder, suyu oraya indirip onunla her cin­sten meyveler çıkarırız

İnşaallah Allahın rahmet rüzgarlarının estiği iklimlerde olabilmek duasıyla...

Allah razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Rahmet ve azap taşıyıcısı
Gönderen: Pelinay üzerinde 07 Ekim 2015, 17:37:28
Ruzgar hakkindaki rivayeti daha once okumamistim.Allkah razi olaun ogrenmis oldum vesilenizle.Rabbim ilmimizi artirsin insallah


Konu Başlığı: Ynt: Rahmet ve azap taşıyıcısı
Gönderen: Mehmed. üzerinde 07 Ekim 2015, 17:51:09
Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah,  Rahmet ruzgarlarina sukretmeli ve azab ruzgarlarindan da Allah'ın  ( celle celaluhu ) rahmetine siginmaliyiz. Rabbim ( celle celaluhu ) bizlere bunu nasib eylesin.


Konu Başlığı: Ynt: Rahmet ve azap taşıyıcısı
Gönderen: Ceren üzerinde 07 Ekim 2015, 18:47:54
Aleykümselam.Ruzgar Allahın esintisidir.Rahmet yada azab için estirir.Rabbimden gelen her şeye,her doğa olayına binler kez Suphanallah.Rabbim razı olsun paylaşımdan Sümeyye abla...


Konu Başlığı: Ynt: Rahmet ve azap taşıyıcısı
Gönderen: Sevgi. üzerinde 04 Temmuz 2019, 07:48:14
Aleyküm selâm. Allah Celle Celâlühu rüzgarı hem rahmet olarak hemde azab olarak estirir. Rabbim bizleri herzaman rahmet esintileri ile karşılaştırsın inşaAllah
Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim


Konu Başlığı: Ynt: Rahmet ve azap taşıyıcısı
Gönderen: Melek Nur Çelik koü üzerinde 04 Temmuz 2019, 15:41:00
Paylaşım için Allah razı olsun..