๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mucemüs Sağir => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 13 Ocak 2011, 17:32:54



Konu Başlığı: Ölümden sonra insanın başına neler gelecek?
Gönderen: Sümeyye üzerinde 13 Ocak 2011, 17:32:54
Ölümden Sonra İnsanın Başına Neler Gelecek?   
                                                 
 

250. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:

"Eğer insan ölümden sonra başına gelecekleri bilseydi, birşey yemez ve birşey içmezdi. Sadece göğsünü döverek ağlardı."[832]

 

İzah


 

Bâzı gafil kimseler ölen biri hakkında "ebedî istirahatgâhına çekildi" derler. Oysa insan kabre girip rahatla yatamaz.[833] Aslında kabre konan biri kabir kapısıyla yeni bir hayat yolculuğuna çık­maktadır. Bediüzzaman'ın dediği gibi, insan, ruhlar âleminden, anne rahminden, çocukluktan, ihtiyarlıktan, dünyadan, kabirden, berzahtan, haşirden, sırattan geçen uzun bir imtihan yolculuğundadır.[834]

İşte Peygamberimiz yukarıdaki hadislerinde, insanın ölüm­den sonraki olan bu yolculuğunda başına çok büyük hadiselerin geleceğini haber veriyor. Nedir bunlar?

Kişi eğer günahkârsa kabirde çeşitli şekillerde azap görecek­tir. Cesedi kabirde çürürken ruhu Cehennemde azaba çarptırıla­caktır.

Kıyamet koptuğunda kabrinde bunun dehşetini hissedecektir. Diriliş için sûra üflendiğinde şaşkın şaşkın kabrinden kalka­cak, sonra dehşetli bir şekilde mahşer yerine sevkedilecektir.

Mahşer yerinde Allah'a arz için uzun bir müddet bekleyecek, bu bekleme esnasında gerek sıcaktan, gerekse sıkıntıdan boynuna kadar tere gömülecektir.

Sonra hesap için Allah'a arzedilecek, Cenâb-ı Hak onunla ko­nuşacak, kendisini verdiği nimetlerden, emir ve yasaklarını yerine getirip getirmediğinden hesaba çekecektir.

Sonra amel defterleri açılacak, küçük büyük bütün günahlarını o defterinde yazılmış olarak bulacaktır.

Ardından Allah ağzına mühür vurarak derisini, el ve ayakları­nı konuşturacak, onlara aleyhine şahitlik yaptıracaktır. Ayrıca gü­nah işlediği yerler işlediği günahları teker teker sayıp ortaya sere­cektir.

Eğer Allah'ın affına mazhar olmazsa gizli veya açıktan işlediği bütün günahları mahşer halkına teşhir edilecektir.

Sonra mizana gidilecek, ameller tartılacak, kişinin merak ve heyecandan gözleri yerinden çıkacak gibi olacaktır. Üzerinde kul hakkı var ise sevapları alınıp hak sahiplerine verilecek, bu yet­mezse hak sahibinin günahları sırtına yüklenecektir.

Sonra da Cehennem üzerine kumları kıldan ince, kılıçtan kes­kin olan sırat köprüsüne sürülecek, alev alev yanan ateşlerin üzerinden karşıya geçmesi istenecektir.

Bütün bu zorluklardan kurtulamadığında da sırat köprüsünün üzerinden Cehenneme yuvarlanacak, orada dehşetli bir azaba çarptırılacaktır.

Eğer insan bütün bunları düşünecek olsa, Peygamberimizin de (s.a.v.) ifâde ettiği gibi birşey yemez, içmez ve devamlı olarak göğsünü döverdi.

İnsan oğlunun ölümle başlayan bu yolculuğu için Ölüm Cena­ze Kabir ile Ölümden Sonra Diriliş isimli eserlerimize bakılabilir.[835]



Kişi İsmini Bilmediği Birine Nasıl Seslenmeli?

 

251. Yezid bin Câriye babasından rivayet ediyor: Resûlullahın (s.a.v.) yanında bulunduğumda, birisinin ismini bilemezse,

"Ey Abdullah [Allah'ın kulunun] oğlu" derdi. [836]                                                                                               

 

İki Büyük Emânet
 

252. Ebû Said el-Hudrî (r.a.) rivayet ediyor:

"Size birincisi ikincisinden daha büyük olan iki ağır emâ­net bırakıyorum. Biri semâdan yere uzanmış olan Allah'ın kitabı Kur'ân, diğeri de ailem, Ehl-i Beytimdir. Bu ikisi Havzın başında yanıma varıncaya kadar birbirinden ayrıl­maz."[837]

 

İzah


 

Tirmizîdeki rivayetin son kısmı şöyledir:

"...Bu ikisine yapışanlar tâ Kevser havuzunun başında bana gelinceye kadar asla doğru yoldan ayrılmayacaklardır. Sakın, sa­kın! Size bıraktığım bu iki emânet hususunda, bana nasıl olur da sırt çevirirsiniz?"

Hadisin diğer rivayetinde, bırakılan ikinci emânet, "sünnet" olarak zikredilir.

Peygamberimizin bu hadislerinde Kur'ân ile beraber Ehl-i Beytini bizlere emânet olarak bırakması, sadece akrabalık bağarından kaynaklanmıyordu. Ehl-i Beytine dikkat çekmesinin çok daha mühim sebepleri vardı.

Bediüzzaman bu hikmetleri şöyle açıklar. (Meâlen alıyoruz):

Resûlullah bu hadisiyle Ehl-i Beytine dikkat çekiyor. Çünkü, sünnet-i seniyyenin kaynağı, koruyucusu ve her cihetle ona sahip çıkmakla mükellef olan Ehl-i Beyttir.

İşte bu sır içindir ki, ümmetinin Kitap ve sünnete tâbi olmala­rını istemiştir. Demek Ehl-i Beytten peygamberlik vazifesi gereği muradı, sünnet-i seniyyesidir. Sünnet-i seniyyeye tâbi olmayı terk eden, hakikî Ehl-i Beytten olmadığı gibi, Ehl-i Beyte hakikî dost da olamaz.

Hem ümmetini Ehl-i Beyt etrafında toplamak isteme arzusu­nun sırrı şudur ki: Zaman geçtikçe Ehl-i Beytin çok çoğalaca­ğını, Allah'ın bi id irmesiyle bilmiş ve İslâmiyetin zayıflayacağını anlamış. O halde, gayet kuvvetli ve dayanışma içerisinde olan çok bir topluluk lâzım ki, İslâm âleminin manevî yükselmesine kaynak ve merkez olabilsin. Allah'ın izni ile düşünmüş ve ümme­tinin Ehl-i Beyt etrafında toplanmasını arzu etmiş.

Evet, Ehl-i Beyt mensupları, inanç ve iman hususunda baş­kalarından çok ileri olmasa da, yine teslim olma, sahip çıkma ve taraftarlıkta çok ileridedirler. Çünkü İslâmiyete fıtraten, neslen ve soy itibarıyla taraftardırlar. Soydan gelen taraftarlık, zayıf ve şan­sız, hattâ haksız da olsa bırakılmaz. Nerede kaldı ki, gayet kuv­vetli, gayet hakikatli, gayet şanlı bütün dedelerinin bağlandığı, şeref kazandığı, canlarını feda ettikleri bir hakikate taraftarlık, ne kadar esaslı ve fıtrî olduğunu bilbedâhe hisseden bir zât, hiç ta­raftarlığı bırakır mı? Ehl-i Beyt, işte bu şiddetli tarafgirlik ve fıtrî İslâmiyet cihetiyle İslâm dini lehinde küçük bir delili kuvvetli bir burhan gibi kabul eder. Çünkü fıtrî taraftardır. Başkası ise, kuvvetli bir delil gördükten sonra ancak taraftar olur, sahip çıkar.[838]

Diğer taraftan, Peygamberimiz (s.a.v.) bu nurlu nesilden ge­lecek Şâh-ı Geylânî, Câfer-i Sâdık, Zeynelâbidîn gibi zâtları gör­müş, onların İslâmiyete yapacakları büyük hizmetleri hissetmiş, bunun için de ümmetinden Ehl-i Beytini sevmesini ve etrafında toplanmasını istemişti. Resûlullahın Ehl-i Beytini sevmesinde, bunu ümmetinden de istemesinde, elbette bu zâtların mühim his­seleri vardı.[839]

 
Namaz Önce İki Rekât Olarak Farz Kılındı

 

254. Âişe (r.a.) rivayet ediyor:

"Namaz iki rekat olarak farz kılındı. Sonra yolcu olma­yan için artırıldı, yolcu olan için aynen bırakıldı."[840]

 

İzah

 

Hadiste de ifâde edildiği gibi, namaz ikişer rekât olarak farz kılınmıştı. Müsned'deki rivayette akşam namazının bundan istisna olduğu, bu namazın üç rekât olarak farz kılındığı bildirilir. Bir ri­vayette namazın hicretten sonra dört rekâta çıkarıldığı ifâde edilir. Yine Müsned'de yer alan rivayette, Hz. Âişe kıraatinin uzunluğu sebebiyle sabah namazının yine iki rekât olarak bırakıldığını bildi­rir.[841]

 

Cünübün Orucu

 

254. Âişe (r.a.) rivayet ediyor:

Resûlullah (s.a.v.) ihtilam olmaksızın cünüp olarak sa­bahlar, sonra gusleder ve orucuna devam ederdi.[842]

 

İzah

 

Kişinin cünüp olarak sabahlaması orucuna bir zarar vermez. Hadisten de anlaşılacağı gibi, Peygamberimiz hanımıyla cinsî münâsebette bulunduktan sonra cünüp olarak sabahlamış, namaz­dan önce gusletmiş, orucunu tutmuştur. Ancak güneş doğmadan önce gusletmek gerekir. Gusledilmerliğinde sabah namazı geçece­ğinden, haram işlenilmiş olunur.

Burada Resûlullahın cünüp olarak sabahladıkları zamanlarda abdest alarak yattığını da hatırlatalım.[843]

 

Âdet Ve Nifas Halindeki Kadının Haccı

 

255. İbni Abbas (r.a.) rivayet ediyor;

"Lohusa olan ve âdet gören kadın yıkanır, ihrama girer, hac vazifelerinin tamamını yapar, ancak temizleninceye ka­dar Kabe'yi tavaf edemez."[844]

 

İzah

 

Âdet ve nifas halindeki kadının Kur'ân okuması, camiye gir­mesi, namaz kılması, oruç tutması haram olduğu gibi, Kabe'yi tavaf etmesi de haramdır. Bu tavaf, ister haccın farzlarından sayı­lan ziyaret tavafı, isterse değişik zamanlarda yapılan nafile tava­flar olsun fark etmez. Çünkü Kabe mü'minlerin kıblesi, yeryüzü­nün ilk mescidi, İslâmın en mühim rükünlerinden birisi olan hac­cın farzının yerine getirildiği mukaddes bîr yerdir. Bu sebeple bu­raya hayız ve nifas gibi manevî kirlilik halinde girmek caiz değildir. İzahını yaptığımız hadis bunu ifâde eder. Konu ile iglili bir başka hadis ise şu mealdedir:

Biz hac için Resûlullah ile beraber yola çıktık. Şerife veya buraya yakın bir yere vardığımızda ben âdet gördüm. 'Hac vazi­femi yapamayacağım' diye ağlamaya başladım. Resûlullah beni ağlarken görünce yanıma geldi.                                                 

"Neyin var, âdet mi gördün yoksa?" diye sordu.                 

"Evet"dedim.                                       

Resûlullah şöyle buyurdu:

"Bu hal Allah'ın Âdem'in (a.s.) kızlarına yazdığı, takdir bu­yurduğu bir şeydir. Bu sebeple sen hac vazifelerinin hepsini ye­rine getir, yapmaya çalış. Fakat âdet halin geçinceye kadar Ka­be'yi tavaf etme."[845]

Evet, hacda iken âdet gören kadınlar Arafat'ta, Müzdelife'de vakfe yapabilir, Mina'da şeytan taşlayabilir, fakat temizleninceye kadar Kabe'yi tavaf edemezler. Temizlendikten sonra Kabe'yi ta­vaf ederler, ardından da sa'y yaparlar. Tafsilatı için Hanımlara Fetvalar isimli eserimizin 160, 161. sayfalarına bakılabilir.[846]




[832] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/341.

[833] Sözler, s. 77.

[834] Sözler, s. 35.

[835] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/341-343.

[836] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/343.

[837] Tirmizî, Menâkıb: 32; Muvatta, Kader: 3. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/343-344.

[838] Lemalar, s. 27, 28.

[839] Lem'alar, s. 26. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/344-345.

[840] Buhâri, Salât: 1, Ezan: 5, Taksir: 5, Menâkıbu'l-Ensâr: 47; Müs­lim, Müsâfirîn: 1-3, 5; Tirmizî, Cuma: 41; Ebâ Dâvud, Salâtü's-Sefer: 1; Muvatta, Kasru's-Salât: 8; Nesâî, Salât: 3; Dârimî, Salat: 152, 179; Müsned, 6:301 (26272.) İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/345-346.

[841] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/346.

[842] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/346.

[843] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/346-347.

[844] Tirmizî, Hacc: 100. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/347.

[845] İbni Mâce, Menasik: 36.

[846] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/347-348.



Konu Başlığı: Ynt: Ölümden sonra insanın başına neler gelecek?
Gönderen: Rüveyha üzerinde 27 Temmuz 2015, 20:09:16
Esselamu Aleykum ve rahmetullah..Rabbim razı olsun kardeşim ,her bir konu çok değerli.Mevlam idrakimizi artırsın İnşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Ölümden sonra insanın başına neler gelecek?
Gönderen: Ceren üzerinde 27 Temmuz 2015, 20:34:16
Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan Sümeyye abla.Bu dünyasını ahireti için yaşayan ,günahlarından pişman olmuş ve tövbe etmiş,Kabir azabından ve cehennem azabından kurtulan kullardan olalım inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Ölümden sonra insanın başına neler gelecek?
Gönderen: Sefil üzerinde 27 Temmuz 2015, 21:06:57
Esselamu aleykum ; Bediüzzaman'ın dediği gibi, insan, ruhlar âleminden, anne rahminden, çocukluktan, ihtiyarlıktan, dünyadan, kabirden, berzahtan, haşirden, sırattan geçen uzun bir imtihan yolculuğundadır.Allahım bize lütuf ettiğin bu yolculuğu berdü selam eyle yolumuzda bizleri emin kıl inşaallah

Allah razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Ölümden sonra insanın başına neler gelecek?
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 27 Temmuz 2015, 21:15:13
Aleykum selam ve rahmetullah , Allah'ın gaybı insanlara gizli tutunmasının sebebi de Hikmet dolu.


Konu Başlığı: Ynt: Ölümden sonra insanın başına neler gelecek?
Gönderen: Melda üzerinde 27 Temmuz 2015, 21:46:05
Selamün aleyküm. İnşallah bizlerde bu imtihanlı yollardan hakkıyla geçen kurtuluşa erenlerden oluruz. Allah c.c razı olsun.


Konu Başlığı: Ynt: Ölümden sonra insanın başına neler gelecek?
Gönderen: Mehmed. üzerinde 20 Haziran 2019, 05:02:55
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri ölüme hazırlık yapanlardan eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Ölümden sonra insanın başına neler gelecek?
Gönderen: Züleyha üzerinde 20 Haziran 2019, 10:45:12
Rabbim hayırlı ölüm hayırlı ömürler nasip eylesin inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Ölümden sonra insanın başına neler gelecek?
Gönderen: Ceren üzerinde 20 Haziran 2019, 20:06:59
Esselamu aleykum. Dünyasını ahiretini kazanmak icin yaşayan ve kabri cennet bahçesi olacak kullardan olalim inşallah. ...


Konu Başlığı: Ynt: Ölümden sonra insanın başına neler gelecek?
Gönderen: Sevgi. üzerinde 05 Temmuz 2019, 05:44:39
Aleyküm selâm. Rabbim her iki cihanda da yâr ve razı olsun bizlerden inşaAllah. Amin ecmâin
Bilgiler için Allah razı olsun