๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mucemüs Sağir => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 10 Ocak 2011, 15:56:12



Konu Başlığı: Kurân dan bir ayeti inkar edenin durumu
Gönderen: Sümeyye üzerinde 10 Ocak 2011, 15:56:12
Kur'ân'dan Bir Ayeti İnkar Edenin Durumu


498. Abbas (r.a.) rivayet ediyor:

"Kim Kur'ân'dan bir âyet inkar ederse, o, kâfir olmuştur."[341]

 

İzah

 

İnanç esaslarından birisi de kitaplara imandır. Bir insanın Müslüman sayılabilmesi için Allah'ın peygamberlerine indirdiği kitapların tamamına Allah'ın indirdiği şekliyle inanması gerekir. Tevrat, Zebur, İncil veya Kur'ân'dan birisine inanmayan biri Müslüman sayılmaz. Kur'ân'ın tamamına inanmayan biri kâfir olabileceği gibi, Kur'ân'ın sadece bir sûresine, hatta hadiste de ifâ­de edildiği gibi, bir âyetine dahi inanmayan kimse Mü'min sa­yılmaz. Müslüman olduğu halde sonradan inanmayan kimse ise İslâm dâiresinden çıkmış olur.[342]

 

Ümmet Yetmiş Üç Fırkaya Ayrılacak
 

499. Enes (r.a.) rivayet ediyor:

"Bu ümmet yetmiş üç fırkaya ayrılacak. Bunların bin dı­şında hepsi Cehennemdedir."

"Cennette olan bir fırka hangisidir?" denildi.

"Ben ve Ashabımın yolunda giden fırka" buyurdu. [343]

 

İzah

 

Bu hadisin verdiğimiz kaynaklarda geçen bir rivayeti de şöy­ledir:

"Yahudiler yetmiş bir veya yetmiş iki fırkaya ayrıldı. Benim ümmetim ise yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan yetmiş iki­si Cehennemde, biri Cennettedir. Cennette olan fırka Kur'ân ve Sünnet etrafında toplanan fırkadır."

Bu hadisi Ehl-i Sünnet dâiresi içindeki cemaatlara ve tarikatla­ra tatbik etmek yanlıştır. Ehl-i Sünnet içerisindeki bütün cemaat­lar ve tarikat mensuplarının amelleri iyi ise Cennette olan gruba dahildirler. Cehennemde olan yetmiş iki fırka Ehl-i Sünnetin dı­şında olan ehl-i bid'a mezhepleridir. Zeydiyye ve Câferiyye mez­heplerinin Ehl-i Sünnetle aralarında temel meselelerde bir ayrılık olmadığı için, amellerine göre firkâ-i nâciyeden olmalarını ümit ediyoruz.[344]

 

İsa (a.s.) İnecektir
 

500. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:

"Dikkat edin! İsa bin Meryem ile benim aramda peygam­ber yoktur. Dikkat edin! o benden Sonra ümmetim içinde halifemdir. Deccâli öldürecek, hacı kıracak. Cizyeyi ve sa­vaşı kaldıracak. Dikkat edin, sizden ona kavuşan selâm söylesin."[345]

 

İzah


 

Pekçok âyet-i kerimede Kıyametin kopacağı, insanlarla bir­likte bütün kâinatın ölümü tadacağı bildirilmektedir.[346] Yüce Allah, insanın ecelini ömrüne gizlediği gibi, Kıyametin vaktini de kâina­tın ömrüne gizlemiştir. Bununla beraber, Kıyamete yakın onu ha­ber veren bâzı alâmetler ortaya çıkacaktır. İşte bu alâmetlerden bi­risi de, Hz. İsa'nın yeryüzüne inmesidir. Yüce Allah bir âyette,

"İsa kıyamet için bir alâmettir"[347] buyurmuştur.

Hz. İsa'nın eliyle bir mucize eseri olarak ölülerin hayat bulması öldükten sonra di­rilmeye bir delil teşkil ettiği gibi, onun semâdan yeryüzüne inme­si de, kıyametin yaklaştığını gösteren alâmetlerdendir. Nitekim Hz. isa'nın yeryüzüne inmesinin kıyamet alâmetlerinden oldu­ğunu ifâde eden pekçok hadis-i şerif vardır. Bunlardan bâzıları şu mealdedir:

"Sizler on alâmeti görmedikçe hiçbir zaman Kıyamet kop­maz....İsa'nın (a.s.) inmesi."[348]

"Hayatım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Meryemoğlu [İsa'nın] âdil bir hâkim olarak içinize inmesi yakındır."[349]

"Meryemoğlu İsa sizin yanınıza indiği zaman devlet başka­nınız kendinizden, namazda imamınız olduğu [İsa da (a.s.) nama­zınıza uyduğu] zaman bakalım nasıl olursunuz."[350]

İşte Peygamberimiz yukarıdaki hadislerinde de Hz. İsa'nın ineceğini, Deccalı öldüreceğini, hacı kıracağını, cizyeyi ve savaşı kaldıracağını bildirmektdir. Müsned'de geçen bir rivayette ise bunlara ilâveten, yer yüzüne emniyet ve güvenin yerleşeceği, de­venin arslanla, kaplanların sığırlarla, koyunun kurtlarla otlayacağı, çocukların yılanlarla oynayacağı, bunların birbirlerine zarar vermeyeceği, Allah'ın dilediği bir müddet yeryüzünde kalacağı, sonra vefat edeceği bildirilmektedir.[351]

Hadiste ifâde edilen Deccal da yine kıyametin büyük alâmetlerindendir. Kıyametten bir müddet önce çıkacak, büyü ve yalan­larla hakkı bâtıl ile karıştıracak, hakkı bâtıl, bâtılı hak olarak gös­terecek, münâfıkâne iş görecek ve insanlara "Ben sizin Rabbinizim" diyecek bir yalancıdır.

İfâde edilen haçın kırılması, domuzun öldürülmesi, cizyenin kaldırılması, Müslümanların yayılacağından kinayedir. Devenin arslanla, kaplanların sığırlarla, koyunların kurtlarla otlaması, çocukların yılanlarla oynaması ise, emniyetin yerleşeceğinden ve kimsenin kimseye zarar vermeyeceğinden kinayedir.

Demek oluyor ki, Hz. İsa'nın kıyamete yakın yeryüzüne ine­ceği kesindir. Burada hatıra bir suâl geliyor: Resûlullah (a.s.m.) son peygamber olduğuna ve peygamberlik kapısı onunla kapa­tıldığına göre, bir peygamber olan Hz. İsa'nın gönderilmesi nasıl olacaktır?

Evet, Peygamberimizle peygamberlik kapısı kapatılmıştır. O, Hatemü'l-Enbiyâdir. Ondan sonra bir peygamberin gelmesi düşünülemez. Zaten Hz. İsa da bir peygamber olarak değil, Pey­gamberimize ümmet olarak gelecek ve onun şeriatiyla amel ede­cektir. Nitekim Peygamberimiz bir hadislerinde, "Eğer İsa hayat­ta olsa bana uymaktan başka birşey yapmaz"[352] buyurmuştur.

Müslim'de yer alan başka bir hadiste de, Hz. İsa'nın sünnet-i seniyyeye tâbi olacağı açıkça bildirilmektedir.[353]

Alimler de bu konuyla ilgili olarak şöyle derler:

"Hz. İsa, şeriat-ı Muhammediyeyi tekrar ve tecdidle görevli­dir. İslâmla amel edecek tek peygamber Hz. İsa'dır: O, dinin hor ve hakir görüldüğü, itildiği bir zamanda gelip âdil bir hâkim ola­rak vazife yapacaktır. Yeryüzüne inmeden önce o günün şartla­rında İslâmla ilgili gerekli her türlü bilgiyi öğrenmiş olarak gön­derilecek ve geldiğinde bunları tatbik edecektir."[354]

Fıkh-ı Ekber Aliyyü'l-Kârî Şerhi'nde de İsa'nın (a.s.) Hz. Peygamberin şeriatına uyduğu ortaya çıkması için, Mehdîye uya­cağı ve onun ardında namaz kılacağı şeklinde bir hadise yer veril­mektedir.[355]

Zaten izahını yaptığımız hadiste de Peygamberimiz İsâ'ın (a.s) kendisinin halifesi olacağını bildirerek bu konuya açıklık getir­mektedir.

Bediüzzaman, Hz. İsa'nın inmesini, Hıristiyanlık dininin tasaffî ederek hurafelerden arınması, tevhide şeklinde yorumlar. Ayrıca onun maddeten inmesinin de mümkün olduğunu söyler. Tafsilat için Bediüzzaman'ın Yorumları Işığında Kıyamet Alâmet­leri isimli eserimizin 223-237. sayfalarına bakılabilir.[356]

 

Dünya Üzüntüsü İle Güne Başlamak

 

501. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:

"Kim dünya için üzüntülü olarak güne başlarsa, Rabbini kızdırmış olarak güne başlamış olur. Kim kendisine isabet eden musibetten dolayı sızlanır, şikâyet ederek sabahlarsa, Allah'tan şikâyet etmiş olur. Kim malından yararlanmak için bir zenginin yanında küçülürde onun eliyle bir nimete kavuşursa, Allah'ı kızdırmış olur. Kime Kur'ân ihsan edil­miş olur da, o kimse Cehenneme girerse, Allah'tan uzak bir hayat yaşadığı için Cehenneme girmiştir."[357]

 

Zehirli Hayvanlara Ve Nazara Karşı Okunacak Dua

 

502. İbni Abbas (r.a.) rivayet ediyor:

Resûlullah (s.a.v.) Hasan ve Hüseyin'e okur ve şöyle duâ ederdi:

"Her nevi şeytandan, her çeşit zehirli hayvan ve gü­nahkâr gözden koruması için Allah'ın mükemmel kelimeleri ile size duâ ederim."[358]

 

İmanın Tadını Aldıran Üç Şey
 


503. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:

"Şu üç şey kimde bulunursa imanın tadını almış olur. Bunlar: (1) Allah ve Resulünün kendisine herşeyden daha sevimli olması, (2) Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra, ateşe atılıp yanması, tekrar küfre dönmekten kendi­sine daha sevimli gelmesi, (3) sadece Allah rızası için sev­mesi ve sadece Allah rızası için kızması."[359]

 

İzah

 

Tad yenilen şeylerde olur. İman ise yenilen şeylerden değildir. Öyle ise "îmanın tadını bulur" ifâdesi mecazdır. İman bala benze­tilmiştir.

Allah'a kullukta gerçekten büyük lezzet vardır. Cüneyd-i Bağ­dadî, bunu ifâde için, "Gece ibâdetine devam edenler için ibâdet, eğlence sahipleri için eğlence yapmaktan daha lezzetlidir" demiş­tir. İbrahim bin Ethem de, "Vallahi biz öyle bir lezzet içerisin­deyiz ki, hükümdarlar bu lezzeti bilmiş olsalardı, bunun için bize savaş açarlardı" diyerek imandaki, kulluktaki lezzeti açıklamıştır.

Hadiste üç şeyin sayılması, bunlar kalbe âit ameller oldu­ğundan bunlara riya, gösteriş karışmadığı içindir.

İmam Muhyiddin Nevevî, "Bu hadis, İslâmın esas kaidelerin­den büyük bir kaidedir" derken, Buhârî'yi şerheden âlimlerden Bedrüddin Aynî buna ilâveten şöyle der:

"Nasıl büyük bir kaide olmasın ki; bu hadiste imanın aslını, hattâ aynını teşkil eden Allah ve Resûlullah sevgisi vardır. Ger­çekte Allah ve Resûlullah sevgisi, Allah'tan başkasını sevmemek ve küfre dönmekten tiksinmek, imanı kuvvetli, kalbi imana yat­kın ve imanı etiyle kanına karışmış olan kimselere müyesserdir. İşte imanın tadını bulacak olan ancak bunlardır."

Kulun Allah'ı sevmesi, Onun emirlerine uyarak ibâdet ve kul­lukta bulunmayı, emirlerine karşı gelmemeyi gerektirir. Ayrıca Allah sevgisi, Ondan gelen musibetlere, Onun uğrunda çekilen sıkıntılara rıza nazarıyla bakmayı, şikâyetçi olmamayı, sabretmeyi icab ettirir.

Peygamberi (s.a.v.) sevmek de, onun getirdiği şeriatı benim­semekle, sünnetine uymakla mümkündür.

İmanın tadını aldıran şeylerden birisi de ateşe atılıp yanmayı tekrar küfre dönmeye tercih etmektir. Diğer bir ifâde ile ateşe atılıp yanmayı ne kadar sevimsiz görüyorsa, imandan sonra küfre dönmeyi de o derece sevimsiz görmektir. Buhârî, bu hadisi, imandan dönmesi istenilen birinin kendisine dili ile inkar etmesi için ruhsat verilmiş olsa da azimetle amel ederek ölünceye kadar mü'min kalmanın faziletine delil olarak zikretmiştir.

Hadis, Müslümanları birbirlerini başka bir menfaat için değil, sadece Allah için sevmeye de teşvik etmektedir. Kişinin bunu ya­pabilmesi de yine Allah sevgisinden kaynaklanır. Allah'ı layıkı ile sevebilen kullar, Müslümanları da yine Allah için severler. Bir in­san bir kardeşini Allah için severse, bu sevgi, ondan bir menfaat göıdüğünde artmayacağı gibi, beklediği menfaata kavuşamaması durumunda da azalmaz. Yine Allah için sevdiği kimseden gelen sıkıntılar da bu sevgiyi azaltmaz.

Aynı şekilde hadis düşmanlık duymanın ölçüsünü de veriyor. Bir Müslümanın Müslüman kardeşlerine öyle sıradan şeyler için düşmanlık beslememesi gerektiğini, Allah düşmanlarına, Allah için düşmanlık beslemek gerektiğini ders veriyor.[360]

 

Hakkı Söylemekten Geri Durmamak
 

504. Ebû Said el-Hudrî (r.a.) Resûlullahın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

"Doğru olmayan birşey gördüğünüzde veya işittiğinizde, insanların heybeti, hakkı söylemekten sizi alıkoymasın."[361]

 

Öfkeli İken Hüküm Vermemek
 

505. Ebû Bekre (r.a.) rivayet ediyor:

"Hakim, öfkeli iken iki kişi arasında hüküm vermesin."[362]

 

İzah

 

Kur'ân-ı Kerim'de bir çok âyette adalet emredilir. Meselâ bu âyetlerden birisi şu mealdedir:

"Allah adaleti, iyilik yapmayı ve iyi kullukta bulunmayı, akra­baya ikramda bulunmayı emreder; fuhşiyatı, kötülüğü ve azgınlı­ğı yasaklar. Allah düşünüp ibret almanız için size böyle öğütler verir."[363]

Başka bir âyet-i kerime ise şu mealdedir:

"Muhakkak ki Allah size emânetleri ehline vermenizi ve insan­lar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Gerçekten Allah bu emriyle size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah herşeyi hakkıyla görür."[364]

Dinimizde adaletin emredilmesinin yanı sıra adaletin tecellisine gölge düşürebilecek şeyler de yasaklanmıştır. İşte bunlardan biri­si de yukarıdaki hadiste yasaklanan öfkeli iken hüküm vermektir. Çünkü öfke sıhhatli düşünmeye mânidir. Böyle olunca öfkeli iken hüküm veren hâkimin her zaman için isabet edeceği düşü­nülemez.[365]



[341] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/177.

[342] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/177.

[343] Ebû Dâvud, Sünnet: 1, 4 Tirmizî, İman: 18; İbni Mâce, Fiten: 17. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/177.

[344] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/178.

[345] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/178.

[346] Hac: 22/1-2.

[347] Zuhruf: 43/61.

[348] Müslim, Kitabü'l-Fiten: 39.

[349] A.g.e., Kitabü'1-İman: 242.

[350] Buhari, Kitâbü'l-Enbiya bâbu nüzûl-ü İsa

[351] Müsned, 2:576 (9612.)

[352] El-Fıkhu'l-Ekber Aliyyü'l-Kâri Şerhi Ter. s. 284.

[353] Müslim, Fiten: 34.

[354] Muhtasar-u Tezkiretü'l-Kurtubî Tere. s. 500.

[355] El-Fıkhu'l-Ekber Aliyyü'l-Kâri Şerhi Ter. s. 284.

[356] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/179-181.

[357] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/181-182.

[358] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/182.

[359] Buhari, İman: 9, 34, İkrah: 1; Müslim, İman: 67, 68; Tirmizî, İman: 10; İbni Mâce, Fiten: 23; Nesâî, İman: 3. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/182-183.

[360] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/183-184.

[361] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/185.

[362] Buhârî, Ahkâm: 12; Tirmizî, Ahkâm: 7; Ebû Dâvud, Akdiye: 16; Nesai, Kudat: 18. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/185.

[363] Nahl: 16/90.

[364] Nisa: 4/58.

[365] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/185-186.




Konu Başlığı: Ynt: Kurân dan bir ayeti inkar edenin durumu
Gönderen: Ceren üzerinde 07 Haziran 2017, 23:43:27
Esselamu aleykum.Rabbim bizleri kur ani kerimin isiginda ayetlerin isiginda yasayan kullardan olalım inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Kurân dan bir ayeti inkar edenin durumu
Gönderen: Ceren üzerinde 18 Haziran 2019, 21:12:38
Esselamu aleyküm. İndirilen kur ana yemin eden kur anın ayetleri ışığında yaşayan kullardan olalım inşallah. Rabbım razı olsun bilgilerden kardeşim...


Konu Başlığı: Ynt: Kurân dan bir ayeti inkar edenin durumu
Gönderen: Mehmed. üzerinde 18 Haziran 2019, 23:26:57
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri Kur an ı yaşayanlardan eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Kurân dan bir ayeti inkar edenin durumu
Gönderen: Ceren üzerinde 27 Temmuz 2019, 20:51:50
Esselamu aleykum. Rabbimin bizlere rehber olarak indirdiği kur ani kerimi okuyan anlayan ve bu ayetler ışığında yaşayan kullardan eylesin inşallah. ...


Konu Başlığı: Ynt: Kurân dan bir ayeti inkar edenin durumu
Gönderen: Sevgi. üzerinde 28 Temmuz 2019, 11:15:53
Aleyküm selâm Kurân  bir bütündür o yüzden bir ayeti bile inkar edilse insan dinden çıkar Allah korusun


Konu Başlığı: Ynt: Kurân dan bir ayeti inkar edenin durumu
Gönderen: Züleyha üzerinde 28 Temmuz 2019, 11:53:52
Allah razı olsun inşallah çok önemli bilgiler...selam ve dua ile....