Konu Başlığı: İyilik ehli Gönderen: Sümeyye üzerinde 14 Ocak 2011, 16:45:11 İyilik Ehli 135. Ebû Musa el-Eş'afî (r.a.) rivayet ediyor: "Dünyada iyilik ehli âhirette de iyilik ehlidir. Dünyada kötülük ehli âhirette de kötülük ehlidir."[501] Kulun Anne Karnında Kaderinin Yazılması 136. Abdullah bin Mes'ud (r.a.) rivayet ediyor: Resûlullah (s.a.v.) ki o doğru söyleyen ve yalan çıkarılmayandır, bize şöyle buyurdu: "Biriniz anne karnında kırk gün bekledikten sonra alaka olur, kırk gün sonra mudga olur. Kırk gün sonra melek gelir itaatli bir kul mu, isyankar bir kul mu, erkek mi kız mı olacağını yazar."[502] İzah Zikrettiğimiz kaynaklarda bu hadis şöyledir: "Şüphesiz Yüce Allah anne rahminde bir meleği vekil tayin etmiştir. O melek şöyle der: 'Ya Rabbi nutfe oldu. Ya Rabbi alaka oldu. Ya Rabbi, mudga oldu. Allah Teâlâ yaratılışını gerçekleştirmek istediğinde melek, 'Ya Rabbi, itaatkâr mı, âsi midir? Erkek midir, kız mıdır? Rızkı ne olacak? Ömrü ne kadardır?' bunlar böylece anne rahminde iken yazılır." Müslim'deki bir başka rivayet de şöyledir: "Nutfenin rahme düşmesinden sonra kırk iki gün geçti mi, Allah ona bir melek gönderir, o melek vasıtasıyla nutfeyi şekillendirir; işitmesini, görmesini, derisini, etini, kemiğini yaratır. Sonra melek sorar: "Ey Rabbim! Bu erkek mi, dişi mi?" Rabbin dilediğine hükmeder, melek de yazar. Sonra sorar: "Ey Rabbim! Eceli nedir?" Rabbin dilediğine hükmeder, melek de yazar. Tekrar sorar: "Ey Rabbim! Rızkı nedir?" Rabbin dilediğine hükmeder, melek de yazar. Sonra melek elinde yazdığı sayfa olduğu halde çıkar. Artık buna ne birşey ilâve eder, ne de eksiltir." Meleğin rahme gelmesi kırk, kırk iki, kırk üç ve kırk beş gibi değişik rivayetlerle de gelmiştir. Hadiste kırk güne kadar olan dönem nutfe safhası olarak vasıflandırılır, sonra alaka, sonra da mudga olacağına dikkat çekilir. İnsanın bu safhalardan geçerek yaratıldığı Kur'ân'da da zikredilir. Meselâ bu âyetlerden birisi şu mealdedir: "Biz insanı sağlam ve korunmuş olan anne rahmine bir damla su olarak yerleştirdik. "Sonra o su damlasını alaka olarak yarattık. O alakayı mudga olarak yarattık. Kemiklere de et giydirdik."[503] Günümüz tıb ilmi de âyet ve hadislerde geçen bu yaratılış safhalarını tasdik etmektedir. Meselâ Prof. Dr. Alpaslan özyazıcı, Hücreden İnsana isimli eserinde kırk günlük nutfe safhasını resimlerle ve ilmî ifâdelerle anlattıktan sonra şöyle der: "Buraya kadar anlattığımız ilk 40 gün, hadiste nutfe safhası olarak ifâde edilmiştir. Bu zamana kadar ekser organların ilk emareleri belirdiğinden, Peygamberimizin (s.a.v.) buyurduğu "derlenip toparlanır" tâbiri gerçekle tam bir uyum arz etmektedir."[504] İzahını yaptığımız hadiste nutfenin kırk gün sonra alaka olacağı ifâde ediliyor. Hadiste ve zikrettiğimiz âyette geçen "alaka"ya genel olarak "kan pıhtısı" mânâsı verilmiştir. Oysa bu mânâ yeterli değildir. Çünkü alaka kelimesi lügat itibarıyla asmak, asılmak, takılmak gibi mânâlara gelir. Böyle olunca bu kelimeyi "rahmin cidarına asılması" şeklinde anlamamız mümkündür. Bu, tıpkı toprağa atılan tohumun uygun şartlarda çimlenip kök atarak toprağa tutunmasına benzer. Meni de kırk gün sonra Allah'ın izniyle kök atıp asılması, yerleşmesi halidir. Bu tarif günümüz tıb ilmine de uygundur. Günümüzde tıbbî yönden insan yaratılışını anlatan kitaplarda bu safha özetle şöyledir: Nutfe safhasından alaka safhasına geçen cenin 42, 43 günlük iken 1,5 santimetre boyunda, yani işaret parmağımızın ucu kadar bir büyüklüktedir. Uzuvları yavaş yavaş gelişmeye başlar. 45-50 günlük iken 2 santim, 55 günlük iken 2,5 santim, 60 günlük iken 3 santim boyuna ulaşır. Bu safhada cenin artık insanı andırır bir hale gelir. 60-75 günlük iken cinsiyet belirir, 8 haftalık iken boyu dört santim, ağırlığı ise 4,6 gramdır.[505] Hadiste nutfenin alaka devresinden kırk gün sonra, "mudga" devresine geçtiği ifâde edilir. Ki âyette de nutfeye önce alaka, sonra mudga denilmiştir. Mudga, "bir çiğnemlik et" mânâsına gelir. Hadiste bildirildiğine göre mudga safhası da kırk gün sürer. Günümüz tıb ilmi de bu safhanın 14 haftanın sonuna kadar sürdüğünü ifâde eder.[506] Bu da hadiste belirtilen zamana yakındır. Günümüz tıb ilminde çocuğun anne rahminde geçirdiği safhalar ilk üç haftalık iken "zigot," bundan dördüncü ayın başına kadar olan periyodda "embriyon," dördüncü aydan sonraki yavru ise "fötus" olarak isimlendirilir.[507] Meleğin doğacak olan çocuğun "itaatli bir kul mu, isyankar bir kul mu, erkek mi kız mı, rızkı ne kadar, ömrü ne kadar" diye sorup yazması meselesine gelince: Hadislerde meleğin sorduğu hususlardan bâzıları tamamen Cenâb-ı Hakkın irâdesine bağlıdır. Doğacak çocuğun erkek veya kız olması, kaç yıl yaşayacağı böyledir. Bunları Allah takdir eder. Ve takdirinden dolayı kulunu mes'ul tutmaz. Yani erkek yarattığı bir kuluna, "Sen niçin erkek doğdun?" diye sormayacağı gibi, altmış yıl ömür takdir ettiği birisine de "Sen niçin altmış yıl yaşadın?" diye sormaz. Bunun için de meleğin "Erkek midir, kız mıdır? Ömrü ne kadardır?" şeklindeki sorusunu tamamen Kendi iradesiyle takdir eder. "Erkek olsun, ömrü altmış yıl olsun" gibi emir olarak söyler. İkinci gruptakiler ise ihtiyarîdir. Allah kulunun cüz'i irâdesini Kendi küllî irâdesi için basit bir şart yapmıştır. Buradaki yazısı ise, İmam-ı A'zam'ın da ifâde ettiği gibi emir, hüküm değil, vasf şeklindedir.[508] Yani Cenâb-ı Hak iradî fiilleri "Şöyle şöyle olacak" şeklinde yazmıştır. Yoksa, "Şöyle şöyle olsun" şeklinde yazmamıştır. Meselâ meleğin "Yâ Rabbi, itaatkâr mı, âsi midir?" sorusuna Allah "itaatkâr veya isyankar olsun" diye emir şeklinde değil de "İtaatkar olacak, isyankâr olacak" gibi vasıf, yani bilgi verme şeklinde cevap verir. Çünkü Allah'ın bu soruya emir şeklinde cevap vermesi, kulun ihtiyarını kaldırır. Onun "itaatkâr olsun" dediği insanlar ister istemez itaatkâr, "isyankâr olsun" diye emrettiği kullar da ister istemez isyankâr olur. Bu durumda da iyilere mükâfaat, kötülere ceza vermek düşünülemez. Rızkın önceden yazılmasını ise şöyle izah edebiliriz: Rızık iki kısımdır. Birisi yaşamak için gerekli olan zarurî rızıktır ve Cenâb-ı Hakkın taahhüdü altındadır. İkinci kısım ise mecazî rızıktır. Çalışmaya ve kazanmaya bağlıdır. Çalışkan bir insan gayreti neticesinde rızkının daha fazla takdir edilmesine sebep olabilir. Ancak bu her zaman çok çalışan insan kesin olarak çok kazanır demek değildir. Yüce Allah ekseriyetle çalışana fazla mal vermekle beraber; yine de verip vermemek Onun irâdesine bağlıdır. İsterse verir, isterse vermez. Bazan da verir, bir musibetle tekrar alır. Hadiste rızkın takdir edilmesini bu esaslar içerisinde anlamak gerekir. Yüce Allah yarattığı kulunun daha anne rahminde iken ne derece çalışıp çalışmayacağını bildiği için, onun rızkını bu bilgisine göre takdir etmiştir. Dolayısıyla "Madem rızık anne rahminde takdir edildiğine göre çalışmanın ne mânâsı var" denilemez. Rabbîmîz kâinata koyduğu kanun gereği, çalışana ekseriyetle fazla verir. Hattâ bunun için onun itaatkar veya isyankar olmasına bakmaz. Gayretine, çalışmasına bakar. Nitekim bir âyet-i kerimede, "İnsan için çalıştığından başkası yoktur"[509] buyurarak bu gerçeğe dikkat çekmiştir. Kader hakkında geniş bilgi için Bediüzzaman'ın Görüşleri Işığında Kadere İman isimli eserimize bakabilirsiniz.[510] Selâm Allah'ın İsimlerindendir 137. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor: "Muhakkak ki Selâm, Allah'ın isimlerinden biridir. Allah onu, bizim dinimizde olanlara bir selam; zimmetimizde olanlar için de eman ve güvence işareti olarak yeryüzüne indirdi."[511] İzah Taberânî, Mu'cemü'l-Evsat'tu buna benzer şöyle bir hadis rivayet eder: "Selâm Allah'ın isimlerindendir. Onu aranızda yayınız."[512] Bir âyet-i kerimede, "En güzel isimler Allah'ındır. Allah'tan bu isimlerle isteyiniz"[513] buyurulur. Bu âyet, Cenâb-ı Hakkın bir çok isimlerinin bulunduğuna işaret eder. Her birisi güzel ve yüce mânâlar ifâde eden bu isimlere, "En güzel isimler" mânâsına "Esmâü'l-Hüsnâ" denir. Yukarıdaki hadiste Selâm'ın Allah'ın bir ismi olduğu nazara verilmektedir. Selâm, her türlü kusur, acizlik, noksanlık ve başkalarının kendisine kusur, noksan ve zarar vermesinden sonsuz derecede uzak ve emin bulunan, yaratıklarına huzur ve emniyet bahşeden mânâsına gelir. Hadiste selâmın mü'minler arasında "Selâmü'n aleyküm (Allah'ın selâmı üzerine olsun)" "Ve aleyküm selâm (Sizin de üzerinize olsun)" şeklinde selamlaşma ifâdesi; zimmîler için de bir emniyet olarak indirildiği nazara verilmektedir. Peygamberimiz "zimmetimizde olanlar" ifadesiyle, zimmîleri kast etmiştir. Zimmî, İslâm ülkesinde yaşayan, kendilerine güvence verilen gayr-i müslimlerdir. Böylelerini öldürmek büyük günahlardandır.[514] [501] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/214. [502] Buhârî, Hayız: 17; Kader: 1; Müslim, Kader: 1-5; Ebû Dâvud, Sünnet: 17; Tirmizî, Kader: 4. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/214-215. [503] Mü'minûn: 23/13, 14. [504] Prof. Dr. Alpaslan Özyazıcı, Hücreden İnsana, s. 33. [505] Hücreden İnsana, s. 34-47; Dr. Bahri Dayioğlu, Yaratılış Mucizesi, 79. [506] Hücreden İnsana, s. 46. [507] Yaratılış Mucizesi, s. 65. [508] Fıkh-ı Ekber Şerh-i Aliyyü'l-Kârî, s. 114. [509] Necm: 53/40. [510] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/215-219. [511] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/219. [512] Mu'cemü'l-Evsat, 4:27, (3032.) [513] A'raf: 7/180. [514] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/219-220. Konu Başlığı: Ynt: İyilik ehli Gönderen: Ceren üzerinde 02 Eylül 2016, 21:35:27 Esselamu aleykum.Allah rizasi icin yasayan ve her zaman iyilik edip iyilik bulan ve cennet ehli olacak kullardan olalim inşallah...
Konu Başlığı: Ynt: İyilik ehli Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 02 Eylül 2016, 23:57:57 Ve aleykum selam
İylik ve kotuluk doye ayrildi dunya...Kimisi iyiyi secti Allah yolinda oldu kimisi de kotubyolu aecti seytanin yoluna gitti yandi...Rabbim seytanin yolundan gidenlerden rtmesin insallah.... Konu Başlığı: Ynt: İyilik ehli Gönderen: Ruhane üzerinde 03 Eylül 2016, 11:05:23 Rabbim bizleri bu dünyada da ahirette de iyilk ehli olmamaizi nasip eyle ..
Konu Başlığı: Ynt: İyilik ehli Gönderen: Ruhane üzerinde 17 Eylül 2016, 22:02:07 Rabbim bizleri iyilik ehli kullarindan eyle ..Ve iyi hayirli kullarinla hasreyle ..Amin ..
Konu Başlığı: Ynt: İyilik ehli Gönderen: Mehmed. üzerinde 17 Eylül 2016, 22:15:05 Ve Aleykümüsselam . Rabbim bizlere itaatkar bir ömür nasip eylesin. Rabbim paylaşım için razı olsun
Konu Başlığı: Ynt: İyilik ehli Gönderen: Sevgi. üzerinde 21 Haziran 2019, 06:43:11 Rabbim bizleri her iki cihanda da razı olucağı güzel kullarından olmayı nasip etsin inşaAllah
Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim |