Konu Başlığı: Deniz gazasının fazileti Gönderen: Sümeyye üzerinde 13 Ocak 2011, 18:23:05 Deniz Gazasının Fazileti 170. İmran bin Husayn (r.a.) rivayet ediyor: "Kim Allah yolunda bir defa deniz savaşma çıkarsa kimin kendi yolunda savaştığını Allah daha iyi bilir. Allah'a karşı her türlü itaatini yapmış, Cenneti olanca gücüyle talep etmiş, Cehennemden de olanca gücüyle kaçmış olur."[613] İzah Dinimizde cihad farzdır. Birçok âyette cihadın farziyetine dikkat çekilir. Meselâ bu âyetlerden birisi şöyledir: "Hoşunuza gitmese de, size zor gelse de, cihad üzerinize farz kılındı. Belki sevmediğiniz şey hakkınızda hayırlıdır. Bazan da sevdiğiniz birşey sizin için şer olur. Allah herşeyi bilir, siz bilemezsiniz."[614] Peygamberimiz de birçok hadislerinde bizleri cihada davet etmiştir. Meselâ bir hadislerinde şöyle buyurur: "Allah'a ortak koşan inançsız kimselerle mallarınız, canlarınız ve dillerinizle cihad edin."[615] Cihada katılmak farz olduğu gibi, büyük sevap sebebidir de. Bir âyette bu sevap şöyle bildirilir: "İman eden, hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler, Allah katında en yüksek derecededirler. Onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendisidir."[616] Resûlullah da çeşitli hadislerinde cihada katılmanın sevabı üzerinde durmuştur. İşte yukarıdaki hadis de bunlardan birisidir. Ancak bu hadisde denizde yapılan cihadın faziletine dikkat çekilmiş, kişi Allah rızası için böyle bir cihada katılırsa, Allah'a karşı her türlü itaatini yapmış, Cenneti olanca gücüyle talep etmiş, Cehennemden de olanca gücüyle kaçmış olacağını bildirmiştir.[617] Gece Namazı Kılmak 171. Ebû Said (r.a.) rivayet ediyor: "Bir adam geceleyin uyanır, hanımını da uyandırır da abdest alarak iki rekât namaz kılarlarsa, Allah'ı çok zikreden erkeklerle kadınlardan yazılırlar."[618] İzah Hadiste ifâde edilen gece namazı, çok faziletli bir namazdır. Gece namazının fazîleti Kur'ân'da şöyle bildirilir: "Hiç o kâfir, âhiretten sakınarak ve Rabbinin rahmetini ümit ederek gece vakti kalkıp secdede ve ayakta ibâdet eden kimse gibi olur mu?"[619] Peygamberimizin de gece namazının faziletini bildiren pekçok hadisleri vardır. İşte yukarıdaki hadis bunlardan birisidir. Hadiste dikkat çekilen Allah'ı çok zikreden erkek ve kadınlar için çok büyük mükâfat vardır. Bunu şu âyetten öğreniyoruz: "Allah'ı çok zikreden erkekler ve kadınlar için Allah, mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır."[620] Hadiste ifâde edilen sevabın kazanılması için erkeğin kadını uyandırması şart değildir. Kadın uyanıp eşini uyandırırsa yine aynı sevabı kazanırlar. Nitekim bir başka hadiste şöyle buyurulur: "Geceleyin uyuduktan sonra kalkıp namaz kılan, eşini de uyandırıp namaz kılmasına vesîle olan adama Allah rahmet etsin. Eğer eşi kalkmamazlık ederse, yüzüne [birazcık] su serpsin." "Geceleyin uyuduktan sonra kalkıp namaz kılan, eşini de uyandırıp namaz kılmasına vesîle olan kadına da Allah rahmet etsin. Eğer eşi kalkmamazlık ederse, yüzüne [birazcık] su serpsin."[621] Gece namazı kılmak çok faziletli olmakla birlikte, farz değildir. Dolayısıyla eşler bu hususta birbirlerini zorlama yoluna gitmemelidirler.[622] Cennet Kadınları 172. Ebû Sâid el-Hudrî (r.a.) rivayet ediyor: "Cennet ehli, hanımlarıyla cinsî münâsebette bulunduklarında kadınların bekâretleri geri iade edilir."[623] İzah Yüce Allah, kendisine iman eden, emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçınan kulları için rahmet ve keremine lâyık ebedî bir ziyâfetgâh hazırlamıştır. "Cennet" diye isimlendirilen bu ziyâfetgâhın bir saatlik hayatı, bin senelik mes'ud, sıkıntısız huzurlu bir dünya hayatından çok çok üstündür. Kullarına karşı son derece Rahîm ve Kerîm olan Yüce Rabbimiz, burada onlar için gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, akıl ve hayale gelmeyen nimetler hazırlamıştır. Bir âyette buna işaretle, "Orada canların çekeceği, gözlerin zevk alacağı herşey vardır."[624] buyurulmuştur. İşte bütün maddî ve manevî lezzetlerin bulunduğu Cennet nimetlerinden birisi de, hurilerdir. Bir âyet-i kerimede bu gerçek şöyle ifâde edilir: "İman eden ve güzel işler yapanları müjdele: Altlarından ırmaklar akan cennetler onlarındır....Orada onlar için tertemiz kadınlar vardı."[625] Bir çok âyet ve hadiste de gerek hurilerin, gerekse Cennet ehli olan dünya kadınlarının vasıfları anlatılmaktadır. Bir âyette Cennet ehli olan dünya kadınları için şöyle buyurulur: "Dünya kadınlarını Ashab-ı Yemin için Biz orada yeni bir yaratılışla yaratmış ve kocalarına düşkün bakireler yapmışızdır."[626] İşte izahını yaptığımız hadiste de Peygamberimiz bu bekâretin sürekli olacağı Cennet ehli erkeklerin, hanımlarıyla cinsî münâsebette bulundukdan sonra Allah'ın kadınları tekrar bakire kılacağı bildirilmiştir. Nitekim yukarıdaki âyeti, "Onları bakire kılacağız. Kocaları her geldiğinde, onları bakire bulurlar" şeklinde tefsir edenler olmuştur. Cennet kudret yeri olduğu için, bu akıldan uzak değildir.[627] Mestler Üzerine Meshetmek 173. Saffan bin Usal (r.a.) rivayet ediyor: Peygamberimiz (s.a.v.) ile beraber yolculukta idik. Bize mestler üzerine üç gün üç gece, yolcu olmadığımız zaman da bir gün bir gece mesh etmemizi emretti.[628] İzah Mest, ayakları topukları ile birlikte kaplayan, 5 kilometre yol yürümeye dayanıklı olan, içine kolayca su geçirmeyen, bağsız olarak ayakta durabilen, deri ve keçe gibi maddelerden yapılan ayakkabıdır. Peygamberimiz mest giymiş, abdest alırken üzerine mesh etmiştir.[629] Birçok Sahabî bunu rivayet etmiştir.[630] Peygamberimiz kendisi mest üzerine mesh ettiği gibi, ümmetine de mestler üzerine mesh etmeleri için ruhsat vermiştir. Bunun içindir ki, birçok Sahabî mestler üzerine mesh etmiştir. İşte yukarıdaki hadiste de ayağa giyilen mestlerin kullanılış müddetini ifâde etmektedir. Bu da yolcular için üç gün, yani 72 saat, yolcu olmayanlar için bir gün, yani 24 saattir. Mestin müddeti, mesti ayağa giydikten sonra, abdest bozulduğu andan itibaren başlar. Tafsilat için Hanefî ve Şâfiilere Göre Temizlik Gusül Abdest ve Büyük İslâm İlmihali isimli eserimize bakılabilir.[631] Anne Hakkı 174. Büreyd (r.a.) rivayet ediyor: Bir adam Resûlullaha geldi ve şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü, ben şiddetli bir sıcakta annemi boynumda iki fersah mesafeye taşıdım. Öyle ki eğer ben o sıcağın altına bir parça et koysaydım, muhakkak pişerdi. Bununla annemin hakkını ödemiş oldum mu?" Resûlullah (s.a.v.), "Belki bununla birtek doğum sancısının hakkını ödemiş olabilirsin" buyurdu.[632] İzah Dinimiz, anne baba hakkına çok büyük değer verir. Bu konu birçok âyet ve hadisle pekiştirilmiştir. Meselâ bu âyetlerden birisi şudur: "Rabbin şunu da emretti: Ondan başkasına ibâdet etmeyin. Anne ve babaya da iyilikte bulunun. Onlardan birisi veya her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına erişecek olursa, onlara sakın 'Öf bile deme, onları azarlama, onlara güzel söz söyle. Onlara merhamet ve tevazuu kanadını ger ve de ki: 'Ey Rabbim, nasıl onlar beni küçükken besleyip büyüttülerse, Sen de onlara öylece merhamet et."[633] Peygamberimiz de bu hadislerinde anne hakkının büyüklüğüne dikkat çekmiştir. Suâli sorana, "Belki bununla birtek doğum sancısının hakkını ödemiş olabilirsin" buyurarak annenin çocuğu üzerinde ne büyük hak sahibi olduğunu ifâde etmiştir. Konuyu bir âyet meali ile tamamlayalım: "Biz insana, anne ve babasına iyilik etmesini emrettik. Annesi onu zaaftan zaafa düşerek taşıdı. Sütten kesilmesi de iki yıl sürdü. 'Bana, annene ve babana şükret; dönüşün ancak Banadır' dedik"[634] [613] Mucemü'l-Evsat, 3:461 (2988) İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/258-259. [614] Bakara: 2/216. [615] Ebû Dâvud, Cihad: 18. [616] Tevbe: 9/20. [617] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/259. [618] İbni Mâce, İkâmeti's-Salât: 175. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/260. [619] Zümer: 39/9. [620] Ahzâb: 33/35. [621] İbni Mâce, İkâme: 175. [622] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/260-261. [623] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/261. [624] Zuhruf: 43/71. [625] Bakara: 2/25. [626] Vakıa: 56/36-37. [627] Muhammed Ali es-Sabûnî, Safvetü'l-Tefâsîr, 3:309. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/261-262. [628] Ebû Dâvud, Tahâre: 61; İbni Mâce, Tahâre: 86. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/262. [629] Ebû Dâvud, Tahâre: 60; Tirmizî, Edeb: 55. [630] Ebû Dâvud, Tahâre: 60 [631] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/263. [632] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/263-264. [633] İsrâ: 17/23-24. [634] Lokman: 31/14. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/264. Konu Başlığı: Ynt: Deniz gazasının fazileti Gönderen: Ramazan. üzerinde 20 Mart 2016, 22:35:06 Es Selamün Aleyküm . Cihad , ALLAH yolunda savaşmak farzdır . Deniz harbi daha faziletlidir .
En çok istediğim şeylerlerden biridir asker olup zalime karşı savaşmak . ALLAH cc razı olsun Konu Başlığı: Ynt: Deniz gazasının fazileti Gönderen: Mehmed. üzerinde 18 Haziran 2019, 20:30:35 Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun
Konu Başlığı: Ynt: Deniz gazasının fazileti Gönderen: Ceren üzerinde 18 Haziran 2019, 20:56:44 Esselamu aleyküm. Rabbım razı olsun bilgilerden kardeşim...
Konu Başlığı: Ynt: Deniz gazasının fazileti Gönderen: Sevgi. üzerinde 09 Temmuz 2019, 01:40:32 Aleyküm selâm. Bu faydalı bilgileri bizlerle paylaştığınız için Allah sizlerden razı olsun kardeşim hayırla vesile oluyorsunuz
Konu Başlığı: Ynt: Deniz gazasının fazileti Gönderen: Melek Nur Çelik koü üzerinde 09 Temmuz 2019, 01:53:09 Paylaşım için Allah razı olsun..
|