๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mucemüs Sağir => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 13 Ocak 2011, 18:16:40



Konu Başlığı: Bıyıkları kısaltmak
Gönderen: Sümeyye üzerinde 13 Ocak 2011, 18:16:40
Bıyıkları Kısaltmak        


185. Zeyd bin Erkam (r.a.) rivayet ediyor:

"Bıyıklarını kısaltmayan bizden değildir."[663]

 

İzah


 

Peygamberimiz çeşitli hadislerinde de bıyıkları kısaltmanın fıt­rattan, yani uymamız emredilen eski peygamberlerin sünnetin­den olduğunu bildirmiştir.[664]

Müşrikler bıyıklarını ağızlarına girecek şekilde uzatıyorlardı. Resûlullah (s.a.v.) bir hadislerinde de bizlerden onlara muhalefeti etmemizi istemiştir.

Bıyıkların nasıl kesileceği hususunda âlimler arasında çeşitli görüşler vardır. İmam Mâlik, "Dudakların uçları görülecek şekil­de bıyıklardan alınır" der.[665]

Hadiste geçen, "Bizden değildir" ifâdesi, "Bizim sünnetimiz­le amel edenlerden değildir" mânâsındadır. Yoksa "Kâfirlerden­dir" demek değildir.[666]

 

Peygamberlere Emredilen Üç Şey
 

186. İbni Ömer (r.a.) rivayet ediyor:

"Biz peygamberler topluluğu üç şeyi emrettik:

1. İftarı acele yapmak.

2. Sahuru geciktirmek,

3. Namazda sağ eli sol elin üzerine koymak."[667]

 

İzah


 

Hadiste peygamberlerin üç sünnetine dikkat çekiliyor. Bunlar­dan birincisi, iftarda acele etmek. Bununla ilgili daha birçok hadis yardır. Meselâ bunlardan birisi şu mealdedir:

"İnsanlar iftarda acele ettikleri müddetçe hayır ile yaşarlar. İf­tar etmekte acele ediniz. Çünkü Yahudiler iftarlarını geciktirir­ler."[668]

Hadiste geçen, "İnsanlar iftarda acele ettikleri müddetçe hayır ile yaşarlar" ifâdesi şöyle izah edilir:

"Müslümanlar Peygamberimizin (a.s.m.) sünnetine bağlı kala­rak ve İslâmiyetin getirmiş olduğu sabit kanunları kendi kafa­larına göre değiştirmeyip olduğu gibi muhafaza ettikleri müddetçe hayır ile yaşarlar ve düşmanlarını yenerler. İslâmî prensiplere zıt hareket ettikleri zaman bu muhalefetleri şer içine düşeceklerine alâmet olur."[669]

İftarın acele yapılmasının peygamberlerin sünneti olduğunu bildiren ve bunu tavsiye eden sevgili Peygamberimizin kendisi de böyle hareket etmiştir.[670]

İftarda acele etmek sünnet olmakla beraber, şayet akşam na­mazı kılınmadıysa sofrada fazla oyalanıp namazı geciktirmek çok yanlış bir harekettir. Çünkü Peygamberimiz ve sahabîler iftarı akşam namazından önce yapıyorlardı ama, namazı geciktirmiyor­lardı. Dolayısıyla iftarı namazdan önceye almakla bir sünnet iş­lenirken, namazı çok geciktirmekle başka bir sünnete zıt hareket edilmemelidir. Şayet sofrada fazla kalınacaksa bir kaç lokma ile iftar edilip, namaz kılınmalı, sonradan sofraya oturulmalıdır.

Hadiste geçmiş peygamberlerin sünnetlerinden sayılan ikinci husus, sahuru geç yapmaktır. Sahuru vakti içerisinde geciktir­mek, kişinin ertesi günkü orucu daha dinç olarak tutmasına sebep olur. Ancak sahuru geciktirmek, orucu tehlikeye düşürecek dere­cede olmamalıdır. Yani imsak sınırı aşılmamalıdır.

Hadiste dikkat çekilen üçüncü sünnet, namazda sağ eli sol elin üzerine koymaktır. Bu hadis, namaza başlama tekbirinden sonra ellerin bağlanacağını gösterir. Konu ile ilgili daha başka hadisler de vardır. Meselâ Vâil bin Hucr (r.a.), "Resûlullah (s.a.v.) tek­birden sonra sağ eli ile sol elini tutardı"[671] şeklinde bir hadis rivayet eder. Hz. Ali'den de konu ile ilgili şöyle bir hadis rivayet edilir:

"Namaz kılarken, göbeğin altında sağ eli sol elin üzerine koy­mak namazın sünnetlerindendir."[672]

Ehl-i sünnetin üç mezhebi Hanefî, Şafiî ve Hanbelîler bu ha­disleri delil getirerek kıyam anında sağ el ile sol elin tutulacağına hükmetmişlerdir.

Malikîler ise iftitah tekbirinden sonra ellerin yana salınacağı görüşündedirler.[673]



Peygamberimizden Mü'minlere Tavsiyeler

 

187. İbni Abbas (r.a.) rivayet ediyor:

"Akrabalık bağlarını kesmeyin, birbirinize sırt çevirme­yin, birbirinize kin beslemeyin. Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz. Bir Müslümanın Müslüman kardeşi ile üç günden fazla küskün durması helal olmaz."[674]

 

İzah


 

Hadiste kardeşlik ruhunu pekiştiren önemli tavsiyelerde bulu­nuluyor. Biz bunlardan küs durmayı biraz izah edeceğiz:

Hanefî'lere göre üç gün dargın durmak haramdır. Üç günden az dargın durmak ise doğru değildir.

Şâfiîlere göre de bir Müslümanla üç günden fazla küs durmak haramdır. Üç gün dargın bulunmakta dinen bir günah söz konusu değildir. Zira insanın yaratılışında.öfke ve kötü huyluluk vardır.

Bâzı kimseler üç gün dargınlığın dünyaya âit işler için oldu­ğunu, âhiretle ilgili bir hususta üç günden fazla dargın durmanın caiz olduğunu söylerler.

Konu ile ilgili bir başka hadis şu mealdedir:

"Bir Müslümana kardeşini üç geceden fazla terk etmesi helâl değildir. İkisi karşılaşır; biri yüz çevirir, diğeri de yüz çevirir. Bunların hayırlısı ilk selâm verendir."[675]

 

Merhametli Olmak
 

188. Abdullah bin Mes'ud (r.a.) rivayet ediyor:             

"Siz yerdekilere merhamet edin ki, göktekiler de size mer­hamet etsin."[676]                                                   

Müsned'deki rivayet, "Merhamet ediniz ki, size de merhamet edilsin" şeklindedir.[677]



İnsanların Arasını Düzeltmek İçin Yalan Söylemek

 

189. Ümmü Gülsüm bint-i Ukbe (r.a.) rivayet ediyor:

"Hayrı konuşarak ve hayrı geliştirerek insanların arasını düzelten yalancı değildir."

127 numaralı hadise ve izahına bakınız. [678]                         

 

Oruçlunun Hanımını Kucaklaması     
     
 

190. Aişe (r.a.) rivayet ediyor:

Resûlullah (s.a.v.) oruçlu iken beni kucaklardı. Hangi­niz nefsinize Resûlullah (s.a.v.) kadar sahipsiniz?[679]

 

İzah

 

Hadiste Resûlullahın oruçlu iken Hz. Âişe'ye sarıldığı, onu kucakladığı bildiriliyor. Ancak onun nefsine herkesten daha çok hâkim olduğuna dikkat çekiliyor. Yani "Resûlullah hanımına sa­rılmakla işi orucu bozacak şekle getirmekten uzaktı. Sizin ise bu­na gücünüz yetmez" denilmek isteniyor.

Dolayısıyla nefsine hâkim olabilen, hanımına yaklaştığında işi oruç bozmaya götürmeyecek olanların onlara sarılmalarında, ku­caklamalarında bir mahzur bulunmamaktadır. Ama bu hususta nefsine güvenemeyenler, bundan uzak durmalıdırlar.[680]

 

Kadir Gecesi Ne Zamandır?
 


191. Câbir bin Semüre (r.a.) rivayet ediyor:

"Kadir gecesini Ramazanın 27. gecesinde arayın."[681]

 

İzah

 

Hadiste dikkat çekilen Kadir Gecesi, kandiller içerisinde müs­tesna bir yere sahiptir. "Gecelerin sultanı" olarak isimlendirilir. Bu geceye kıymet kazandıran en mühim hadise, onda Kur'ân'ın indirilmiş olmasıdır. Kâinatın sahibi olan Rabbimiz, bu müstesna gecenin kıymet ve ehemmiyetini, Sevgili Peygamberimizin şah­sında bütün Müslümanlara şöyle haber verir:

"Biz Kur'ân'ı Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu bilir misin? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Melekler ve Cebrail o gecede herbir iş için Rablerinin izniyle yeryüzüne iner. Tanyeri ağarıncaya kadar o gecede selâmet vardır."[682]

Peygamberimiz de bir hadislerinde Kadir gecesinin faziletini şöyle ifâde etmiştir:

"Allah Kadir gecesini ümmetime hediye et­miş, ondan önce kimselere vermemiştir."[683]

Hadiste Kadir gecesini Ramazan'ın 27. gecesinde aramamız istenmektedir. Çünkü Kadir gecesinin vakti kesin olarak bilinme­mektedir. Yüce Rabbimiz şu imtihan meydanında çok mühim şeyleri gizlemiştir. Bu cümleden olarak insanın ecelini ömrü için­de, kâinatın eceli hükmünde olan kıyameti kâinatın ömründe, du­anın kabul vaktini Cuma gününde, makbul veli kullarını insanlar içerisinde, İsm-i A'zamını Esmâü'l-Hüsnâsında gizlemiştir. İşte Yüce Rabbimizin bir hikmete binâen sakladığı bu şeylerden birisi de Kadir gecesidir. Rabbimiz, Kadir gecesini Ramazan ayı için­de gizlemiştir.[684]

Peygamberimiz bir hadislerinde bununla ilgili olarak şöyle buyurur:

"Uykuda bana Kadir gecesinin tüm alâmetleri gösterildi. Son­ra unutturuldu. Sizler Kadir gecesini Ramazan'ın son on günü­nün tek gecelerinde arayınız."[685]

İşte izahını yaptığımız hadislerinde de Resûlullah (s.a.v.) Ka­dir gecesinin Ramazan'ın 27. gecesi olabileceğim ifâde etmiştir.   

Bediüzzaman da çeşitli mektubunda Kadir gecesinin zamanına dikkat çekmiştir. Meselâ bununla ilgili olarak şöyle der:

"Seksen küsur sene kıymetinde bulunan ve Ramazan-ı şerifin mecmuunda gizlenen"[686] "Âlem-i İslâmda Leyle-i Kadir telakkî edi­len bu Ramazan-ı şerifin yirmi yedinci gecesinde"[687] "Yarın gece Leyle-i Kadir olma ihtimali çok kuvvetli olmasından bir kısım müçtehidler o geceye Leyle-i Kadri tahsis etmişler. Hakikî olma­sa da, madem ümmet o geceye o nazarla bakıyor. înşaallah hakikî hükmünde kabule mazhar olur."[688]

Bediüzzaman başka bir mektubunda da meâlen şöyle der: Hadis-i şerifin sırrıyla Ramazan-ı Şerifin ikinci yarısında, hu­susan son on gününde, hususan tek gecelerde, hususan yirmi ye­disinde; seksen küsur sene bir ibâdet ömrünü kazandırabilen Leyle-i Kadrin ihyâsına."[689]

 

Niçin Gizlenmiş?
 

Bediüzzaman, bâzı şeylerin bazı şeyler içinde gizlenmesinin hikmetinin o şeyin diğer fertlerini de kıymetlendirmek için ol­duğunu söyler. Bu gibi şeyler açıklandıkça, diğer şeylerin değer­den düştüğünü ifâde eder.[690] Kadir gecesi bilinmediğinden, Al­lah'ın sevgili kulları Ramazan'ın her gününü Kadir gecesi olabilir düşüncesiyle geçirmeye gayret göstermişlerdir. Nitekim pekçok velî zatlar gibi Bediüzzaman da Kadir gecesini bir gün öncesi ve bir gün sonrasıyla ihya etmiştir.[691]

 

Allah'ı Tesbih Etmenin Fazileti

 

192. Câbir (r.a.) rivayet ediyor:

"Kim "Sübhanallahi ve bihamdihi (Allah'ı noksan sıfat­lardan tenzih ve Ona hamd ederim)" derse Cennette onun için bir hurma ağacı dikilir."[692]

 

İzah

 

Pek çok hadislerde mü'minler hamde zikre teşvik edilirler. Bu hadiste de kim "Sübhanallahi ve bihamdihi" derse, Cennette onun için hurma ağacı dikileceği bildirilerek, mü'minler bu iki tesbih kelimesini söylemeye teşvik edilmişlerdir. Bediüzzaman da bu hadisin izahı sadedinde meâlen şöyle der:

Dünyada yediğin meyveden sonra söylediğin "Elhamdülillah" kelimesi, Cennet meyvesi olarak şekillendirilip orada sana takdim edilir. Burada meyve yersin, orada "Elhamdülillah" yersin. Ni­mette ve yemek içinde onun sana Cenâb-ı Hakkın bir ihsanı ve bir iltifatı olduğunu gördüğünden, o lezzetli manevî şükür Cen­nette gayet lezzetli bir yemek suretinde sana verileceği hadisin ve Kur'ân'ın bildirmesiyle, hikmet ve rahmetin bir gereği olarak sa­bittir.[693]

 

Cennete İlk Çağrılacak Olanlar
 

193. İbni Abbas (r.a.) rivayet ediyor:

"Cennete girmek için ilk çağrılacak olanlar bollukta da, darlıkta da Allah'a çokça hamd edenlerdir."[694]

 

İzah

 

Herşeyin bir ilki vardır. Mahşer yerinde de birçok ilk vardır. Meselâ kabrinden ilk kalkacak olan, ilk hesabı sorulacak ibâdet, ilk hesabı sorulacak nimet, ilk hesaplaşma bu ilklerden sadece bir kaçıdır. İşte Peygamberimiz yukarıdaki hadislerinde de Cennete ilk çağıralacak olanları bildirmiş ve bunların "bollukta ve darlıkta Allah'a çokça hamdedenler" olduğuna dikkat çekilmiştir.

Bir âyette Yüce Allah, takva sahiplerinden bahsederken, onları "Bollukta ve darlıkta bağışta bulunanlar"1 şeklinde tarif eder. Bollukta bağışta bulunmak nisbeten kolaydır. Fakat darlık ânında da bağışta bulunmak gerçekten zordur. Bunun içindir ki, Yüce Allah böylelerini takva sahipleri olarak vasıflandırmıştır.

İşte bu âyetle izahını yaptığımız hadis arasında bir benzerlik vardır. Bollukda bağışta bulunmak nisbeten kolay olduğu gibi; bolluk ânında Allah'a hamd etmek de nisbeten kolaydır. Yapı­labilir. Fakat darlıkta da hamd etmek gerçekten zordur. Zaten zor olduğu içindir ki, bunu başarabilenler, Cennete girmek üzere ilk olarak çağrılacaklardır.[695]




[663] Tirmizî, Edeb: 16; Nesâî, Taharet: 13; Müslim, Taharet; 2; Muvatta, Şa'ar: 1. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/275.

[664] Buhârî, Libas: 63; Müslim, Taharet: 39; Tirmizî, Edeb: 14; Ebû Dâvud, Tereccül: 16; Nesâî, Zînet: 1.

[665] Muvatta, Şa'ar: 1.

[666] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/275.

[667] Muvatta, Kasru's-Salât: 15; Mecmâü'l-Evsat, 2:526 (1905) İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/276.

[668] İbni Mâce, Siyam: 24; Buhari, Savm: 45; Müslim, Siyam

[669] Sünen-i İbni Mâce Tercümesi ve Şerhi, 4: 599.

[670] Müslim, Siyam: 50; Ebû Dâvud, Savm: 20.

[671] Buhari, Salât: 4; Müslim, Salât: 54; Ebû Dâvud, Salât: 114.

[672] Ebû Dâvud, Salat; 117

[673] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/276-277.

[674] Müslim, Birr ve's-Sıla: 23; Mu'cemü'l-Evsat, 4:41 (3053) İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/278.

[675] Müslim, Birr ve's-Sıla: 25. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/278.

[676] Müsned, 2:220 (6538); Mu'cemü'l-Evsat, 4:42 (3055)

[677] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/279.

[678] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/279.

[679] Buhârî, Savm: 23; Müslim, Siyam: 65, 66; Ebû Dâvud, Tahare: 106. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/279-280.

[680] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/280.

[681] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/280.

[682] Kadr: 97.

[683] Câmiü's-Sagîr, 2:269.

[684] Bediüzzaman, Sözler, 309.

[685] İbni Mâce, Siyam: 56.

[686] Kastamonu Lahikası, s. 132, 201.

[687] Emirdağ Lahikası, 2:157.

[688] Şualar, s. 430.

[689] Emirdağ Lahikası, 2:21. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/280-282.

[690] Sünühat, s. 29.

[691] Sikke-i Tasdik-i Gaybî, s. 136. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/282.

[692] İbniMâce, Edeb: 57; Müsned, 2:398 (7991) İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/282-283.

[693] Sözler, s. 590. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/283.

[694] Mu'cemü'l-Evsat, 4:44 (3057) İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/283.

[695] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/284.




Konu Başlığı: Ynt: Bıyıkları kısaltmak
Gönderen: Ceren üzerinde 13 Haziran 2019, 21:20:39
Esselamu aleyküm. Rabbım bizleri peygamber efendimizin yolunda onun sünnetine tabi yaşayan kullardan eylesin..


Konu Başlığı: Ynt: Bıyıkları kısaltmak
Gönderen: Mehmed. üzerinde 14 Haziran 2019, 16:41:55
Ve Aleykümüsselam Rabbim bizleri sünneti seniyyeden ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Bıyıkları kısaltmak
Gönderen: Sevgi. üzerinde 15 Haziran 2019, 05:30:01
Aleyküm selâm. Peygamber Efendimiz bizlere her yönüyle ne kadar güzel örnek olmuş elhamdülillâh. bizlere düşen tüm samimiyetimiz ile canlar cânı gönüller sultanı güzel Peygamberimizin sünnetlerine uymak olur vesselâm
Bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim 🌹