๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mucemüs Sağir => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 14 Ocak 2011, 16:53:04



Konu Başlığı: Allah ın gazabından emin olunmamalıdır
Gönderen: Sümeyye üzerinde 14 Ocak 2011, 16:53:04
 

Allah'ın Gazabından Emin Olunmamalıdır


120. Yahya bin İbni Kesîr rivayet ediyor:

"Kim "Ben âlimim" derse, o câhildir. Kim "Ben câhilim" derse, o câhildir. Kim, "Ben Cennetteyim" derse, o Cehen­nemdedir. Kim "Ben Cehennemdeyim" derse, o Cehen­nemdedir."[449]

 

İzah

 

Âlim sıfatı, kolay kazanılacak bir sıfat değildir. Çünkü âlim sayılabilmek için kişinin Kur'ân, hadis, fıkıh, İslâm tarihi gibi birçok ilmi bilmesi gerekir. Bütün bu ilimleri öğrenip âlim sıfa­tını kazanabilmek ise kolay değildir. Bu ilimleri öğrenmeden ki­şinin kendisini âlim ilan etmesi, onun cahilliğini gösteren bir hu­sustur. Çünkü gerçek mânâda âlim olan ilmin sonu olmadığını, ne kadar bilirse bilsin bilmedikleri binlerce hususun câhili oldu­ğunu bilir ve kendisini âlim ilân etmez.

Kişinin "Ben âlimim" demesi, gurura kapılması açısından da tehlikelidir. Gerçek mânâda âlim olan ilmi ile gurura kapılmaz. O ilmi kendisine Allah'ın ihsan ettiğini bilir. Ona şükürden geri dur­maz. Allah'ın ihsan ettiği ilimle gururlanmaz.

Bununla beraber, gerçekten âlim olan birisinin Allah'ın bir ih­sanını inkar etmemek için "Allah bana ilim ihsan etti" demesinde bir mahzur bulunmamaktadır.

Bu arada gerçekten ilimle dopdolu oldukları halde tevâzuun-dan veya ne kadar bilgili olursa olsun "Kişi bilmediklerinin câhilidir" gerçeğini düşünerek kişi câhil olduğunu söyleyebilir. Böyleleri "Ben câhilim" dediği için câhil sayılmazlar.

Hadiste üzerinde durulan diğer mühim bir husus Müslümanın "havf ve recâ" günümüz ifadesiyle korku ile ümit arasında olması gerektiğine dikkat çekilmesidir. Dinimize göre kişinin Allah'ın gazabından emin olması da, rahmetinden ümit kesmesi de doğru değildir. Dolayısıyla dikkat çekildiği gibi, Allah'ın gazabından emin olan, "Ben Cennetteyim" diyen bu sözünün cezasını çekin­ceye kadar Cehenneme atılır. Kişinin ibâdetleri kendisine daha önce verilen nimetleri dahi karşılamaya yetmez. Cennet ise Al­lah'ın fazlındandır. Dolayısıyla "Ben Cenneteyim" demesi Al­lah'ın irâdesini devre dışı bırakmak demektir.

Kişinin Allah'ın gazabından emin olması doğru olmadığı gibi, Onun rahmetinden ümit kesmesi de doğru değildir. Bir âyette bu­nunla ilgili olarak şöyle buyurulur:

"De ki: Ey günahta aşırı giderek nefislerine zulmetmiş olan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Muhakkak ki Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki, O çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir."[450]

Bir başka âyette de, Allah'ın rahmetinden ancak Onun âyet­lerini ve Ona kavuşmayı inkar edenlerin ümitlerini keseceklerine dikkat çekilir.[451]

Diğer taraftan, kişi Allah'a güzel zan beslemekle mükelleftir. Bir kul Allah'ın kendisine rahmetle muamele edip günahlarını ba­ğışlayacağını ümit ederse, Allah onu affeder, bağışlar. Kul, Al­lah'ın kendisine azapla muamele edeceğini zannederse, ona da öyle muamele eder. Yüce Allah, bir âyet-i kerimede kulun Kendi­si hakkındaki yanlış zannının onu helake götüreceğine işaretle şöyle buyurmaktadır:

"Rabbiniz hakkındaki bu yanlış zannınızdır ki, sizi helake düşürdü ve hüsrana uğrayanlardan oldunuz."[452]

Konuyla ilgili bir kudsî hadiste de şöyle buyurulur:

"Ben, kulumun Bana olan zannı yanındayım, yani kulumun Bana zannı nasılsa ona öyle muamele ederim."[453]

Böyle olunca, kişinin "Ben Cehennemdeyim" demesi, Al­lah'a güzel zan değil, kötü zan beslemesi demektir. Dolayısıyla Allah'ın kendisini Cehenneme atacağına inandığı için, Allah da onu Cehenneme atar.

Ancak mü'min bir kul, Allah'ın rahmetinden ümidini kesmemekle birlikte, bu rahmete güvenerek Allah'ın haram kıldığı şeylere de girmemelidir.

Konu hakkındaki tafsilatı Ölüm Cenaze Kabir isimli eseri­mizin 107-110. sayfalarına havale ederek, burada konu hakkında Hz. Ömer'in güzel bir sözünü nakletmek istiyoruz:

"Semâdan bir seslenici, 'Ey insanlar, bir kulum hariç hepiniz Cennete girin' diye seslense, o bir kulun ben olacağımdan kor­kuyorum.

"Eğer, 'Ey insanlar, bir kulum hâriç hepiniz Cehenneme girin' diye seslense, Cehenneme girmeyecek olan o bir kulun ben ola­cağımı umuyorum."[454]

 

Peygamberimizin Ehl-i Beytine Duası

 

121. Şehr bin Havşeb rivayet ediyor:

Hz. Hüseyin şehid edildiğinde taziye için Ümmü Seleme'nin (r.a.) yanına geldim. O bana Hüseyin (r.a.) ile il­gili olarak şu hatırasını anlattı:

"Resûlullah (s.a.v.) içeri girdi, bizim bir yaygımızın üze­rine oturdu. Fâtıma (r.a.) oturması için başka bir şey verdi. Resûlullah Fâtıma'ya, 'Bana Hasan'ı Hüseyin'i ve amcanın oğlu Ali'yi çağır' buyurdu. Onlar yanında toplanınca da şöyle buyurdu:

"Allah'ım, bunlar has yakınlarını ve Ehl-i Beytimdir. Onların günahlarını gider ve onları tertemiz kıl."[455]

 

İzah

 

Buna benzer başka rivayetler de vardır. Meselâ Müslim'de Hz. Aişe'den şöyle bir hadis rivayet edilir:

"Peygamber (s.a.v,) bir sabah, üzerinde siyah kıldan yapıl­mış ve üzeri nakışlı bir elbise olduğu halde çıktı. O esnada Ali'nin oğlu Hasan geldi. Peygamber (s.a.v.) onu elbisesinin içine aldı. Sonra Hüseyin geldi. Onu da elbisesinin içine aldı. Fâtıma geldi. Onu da elbiseninin içine aldı. Ali geldi, onu da elbisesinin içine alıp sardı. Sonra da şu âyeti okudu:

"Ey Peygamber ailesi, Allah günahlarınızı giderip sizi ter­temiz yapmak istiyor."[456]

Konu ile ilgili başka hadisler de vardır. Aynı hâdise farklı kanallardan gelmiş de olabilir, hâdise birkaç defa tekrarlanmış da olabilir. Doğrusunu Allah bilir.[457]

 

Faiz Haramdır     
                                 
 

122. Ömer (r.a.) rivayet ediyor:

"Altının altınla, gümüşün gümüşle, buğdayın buğdayla, arpanın arpayla, kuru hurmanın kuru hurmayla, üzümün üzümle satışı eşit olarak yapılır. Tuzun tuzla satışı peşin olarak yapılır. Kim artırır ve kim artırılmasını isterse o faizdir."[458]

 

İzah                           

 

Müslimdeki rivayette "Alanla veren bu hususta eşittir" ilâvesi vardır.                                                                                   

Büyük günahlardan birisi de faizdir. Yüce Allah bir âyet-i ke­limede faizin kesin olarak haram kılındığını şöyle açıklar:

"Faiz yiyen kimseler, kıyamet gününde kabirlerinden, şeytan çarpmış kimsenin kalkışı gibi kalkarlar. Bunun sebebi, onların 'Alış veriş de faiz gibidir' demeleridir. Halbuki Allah alış verişi helâl, faizi haram kıldı."[459]

Faizin haramlığı ile ilgili birçok hadis de vardır. Bunlardan ikisinin meali şöyledir:                                                         

"Mîraca çıkarıldığım gece, karınları odalar gibi büyük olan bir kavim gördüm. Karınlarında dışarıdan görülen yılanlar vardı. 'Ey Cebrail, bunlar kim?' diye sordum. 'Faiz yiyenler1 cevabını ver­di.[460]

"Aralarında faizin yaygınlaştığı hiçbir topluluk yoktur ki, fa­kirliğe maruz kalmasın. Aralarında rüşvet yaygınlaşan hiçbir top­luluk yoktur ki, korkuya maruz kalmasın."[461]

Peygamberimiz izah ettiğimiz hadislerinde de altı maddeyi sa­yıyor ve bu altı maddenin kendileriyle, mesela buğdayın buğ­dayla satışının eşit olarak yapılması gerektiğini, aynı cins olan şeylerden birisinin fazla olması durumunda yapılan işlemin faiz olacağını ifâde ediyor.

Hanefî, Şafiî, Mâlikî ve Hanbelî mezhebi âlimleri, bu hadiste sayılanlara kıyas ederek bu altı maddenin dışında kalan madde­lerden alman fazlalığın da faiz olduğunu ifâde ederler. Bu dört mezhebe göre faiz, akit yapan taraflardan birisine her hangi bir mal karşılığı olmaksızın verilmesi şart koşulan fazlalıktır. Cinsi ve miktarı aynı olan iki mal birbiri ile değiştirilirken taraflardan birisinin fazla vermesi faiz olur. Bu tarifi göre bir milyon lirayı bir milyon bir lira ile değiştirmek, bir milyon borç verip verilen paradan fazlasını almak faizdir.[462]

Dolayısıyla "Bu altı maddenin dışındaki şeylerde faiz geçerli değildir" denilemez. Çünkü o zamanda alış veriş para ile değil, hadiste sayılan maddelerle yapılıyordu. Zaten hadiste, "Bu altı maddenin dışındaki maddelerden alman fazlalık faiz olmaz" şek­linde bir ibare de bulunmamaktadır.

Gerek bu konunun gerekse faizin haramlığı, haram kılınma­sının hikmetleri ile ilgili tafsilatlı bilgiyi Faiz Ticâret isimli eseri­mizde bulabilirsiniz.[463]

 

Tevbe Üzere Ölmek
 


123. Câbir (r.a.) rivayet ediyor:

"Mü'min, kulluk elbisesi günahlarla yıprandığında onu tevbeyle yamayandır. Bahtiyar, tevbesi üzerine ölendir."[464]

                                                                                           

İzah


 

Tevbe ile ilgili olarak 55 numaralı hadisin izahında açıklama yapmıştık. Burada konu üzerinde kısaca duracağız:

Hadiste kulluk bir elbiseye benzetiliyor. Ve bu elbisenin gü­nahlarla yıpranacağına dikkat çekiliyor. Kulluk elbisesi günah­larla yıprandığında mü'minin onu tevbeyle yamaması gerektiği nazara veriliyor. Ayrıca sadece tevbe ile yetinmeyip o tevbe üzere ölmek gerektiği, yani tevbe edilen günaha bir daha dönmemek icab ettiği ifâde ediliyor. Peygamberimiz bunu yapan mü'minleri bahtiyar olarak vasıflandırıyor.[465]




[449] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/185.

[450] Zümer: 39/53.

[451] Ankebut: 29/23.

[452] Fussilet: 41/23.

[453] Buhârî, Tevhid: 35.

[454] Hilyetü'l-Evliya,  1:53. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/185-187.

[455] Tirmizî, Fezâilü's-Sahabe: 61. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/187-188.

[456] Ahzâb: 33/33.

[457] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/188-189.

[458] Buhari, Büyü: 78; Müslim, Musakat: 81, Ebû Dâvud, Büyü: 13. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/189.

[459] Bakara: 2/275.

[460] İbni Mâce, Ticâret: 58.

[461] Fethü'r-Rabbani, 15:70.

[462] El-Mezâhibü'l-Erbaa, 2:246.

[463] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/189-190.

[464] Mecmâü'l-Evsat, 2:510. (1877); Heysemî, Mecmaü'z-Zevâid, (10:201) İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/191.

[465] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/191.



Konu Başlığı: Ynt: Allah ın gazabından emin olunmamalıdır
Gönderen: Ceren üzerinde 02 Eylül 2016, 21:31:05
Esselamu aleykum.Omrunu islam icin hizmet ederek geciren ve ahiretini kazanmak icin geciren ve allahin azabindan kurtulan kullardan olalim inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Allah ın gazabından emin olunmamalıdır
Gönderen: Ruhane üzerinde 03 Eylül 2016, 11:13:54
Rabbimiz kulunun zanni üzeredir..Bizler Rabbimizin  rahmetini umuyoruz ..Sen yar ve yardimcimiz ol Mevlam .


Konu Başlığı: Ynt: Allah ın gazabından emin olunmamalıdır
Gönderen: Ruhane üzerinde 17 Eylül 2016, 21:57:44
Aleykum selam .. Rabbim sen rahmetinle kusat tum musluman aleminn ..Bize dirlik birlik var Mevlam ..


Konu Başlığı: Ynt: Allah ın gazabından emin olunmamalıdır
Gönderen: Mehmed. üzerinde 17 Eylül 2016, 22:18:01
Ve Aleykümüsselam . Rabbim bizleri bu hadisi anlamayı ve yaşamayı nasip etsin. Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Allah ın gazabından emin olunmamalıdır
Gönderen: Sevgi. üzerinde 19 Haziran 2019, 00:29:33
Aleyküm selâm. Rabbim bizleri herdaim rızasını kazanmak için gayret eden hayırlı kullarından olmayı nasip etsin inşaAllah
Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim