๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mucemüs Sağir => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 11 Ocak 2011, 19:18:43



Konu Başlığı: Adam öldüren şiddetli azaba çarptırılacak
Gönderen: Sümeyye üzerinde 11 Ocak 2011, 19:18:43
TABERÂNÎ MU'CEMÜ'S-SAGİR TERCÜME VE ŞERHİ 2


Adam Öldüren Şiddetli Azaba Çarptırılacak
 

371. Ebû Said (r.a.) rivayet ediyor:

"Cehennem ateşinin sıcaklığı yetmiş cüzdür. Altmış do­kuz cüzü öldürmeyi emredenin, bir cüz'ü ise katil içindir."[1]

 

İzah

 

Hadiste, öldürmeye azmettirenin cezasının, katilin cezasından kat kat fazla olduğu nazara verilmektedir. Bunun böyle olmasının sebebi, asıl failin, yani gerçek katilin öldürmeye azmettiren olmasıdır. O, gerek para ve makam teklifiyle, gerekse karşı tarafın intikam duygusunu körükleyerek belkide hiç düşünmediği bir şeyi katile yaptırdığından, elbette cezası daha fazla olacaktır. Ni­tekim günümüz adalet sisteminde de azmettirene verilen ceza ile tetikçinin çarptırıldığı ceza bir değildir.[2]

 

Peygamberimizin Muâz'a Tavsiyesi
 

372. Muaz bin Cebel Resûlullahın (s.a.v.) şöyle buyur­duğunu (r.a.) rivayet ediyor:

"Ya Resûlallah bana nasihat et" dedim. Şöyle buyurdu:

"Nerede olursan ol Allah'tan kork. Kötülüğün arkasın­dan iyilik yap ki onu silsin. İnsanlara da güzel ahlakla mua­melede bulun."[3]

 

İzah

 

Peygamberimiz gerek Sahabîlerin nasihat istemesi üzerine, ge­rekse kendiliğinden onlara çok önemli tavsiyelerde bulunurdu. İşte Muâz bin Cebel de (r.a.) Resûlullahtan sık sık nasihat isteyen bir Sahabî idi. İzahını yaptığımız hadiste yine Peygamberimizden nasihat istediğinde, o, üç önemli hususu tavsiye ediyor. Bu tav­siye Hz. Muâz'ın şahsında bütün ümmete yapılmış bir tavsiyedir.

Peygamberimiz ümmetine,

"Nerede olursanız olun Allah'tan korkun" buyuruyor.

Bu, kişinin Allah'a kul olabilmesi, Onun emirlerini yerine getirip, yasaklarından kaçınması açısından çok mühimdir. Bulunduğu her yerde Allah'ın kendisini gözetleyip, gördüğünü bilen bir Müslüman, hiç kimse kendisini görmese da­hi '"Allah beni görüyor, Onun melekleri benim her hareketimi ka­yıt altına alıyor. Bir gün gelecek bu kayıtlar karşıma çıkacak" di­ye düşünerek yapmak istediği kötülükten vaz geçer. Böylece kişi takva sahibi olur ve Allah'ın böyle kulları için hazırladığı mükâ­fata nail olur.

Hadiste ikinci olarak "kötülüğün arkasından iyilik yapmak" tavsiye ediliyor. O iyiliğin yapılan kötülüğü sileceği bildirilerek kişi iyilik yapmaya teşvik ediliyor. Bu tavsiye aynı zamanda bir âyettir. Çünkü Yüce Allah bununla ilgili olarak, "Şüphesiz ki iyilikler kötülükleri giderir. Bu, güzelce düşününenler için bir öğüt­tür."[4]

Âyet ve hadislerde yapılması istenen iyilikler namaz kılmak, oruç tutmak, sadaka vermek, tevbe istiğfar etmek gibi şeylerdir. Zaten yukarıdaki âyetin baş kısmı,

"Gündüzün iki vaktinde ve gecenin gündüze yakın kısımlarında namaz kıl. Şüphesiz...." şeklindedir. Diğer taraftan Peygamberimiz de pek çok hadislerin­de abdest almanın ve namaz kılmanın günahlara keffâret olduğu­nu bildirmiştir.

İyiliğin kötülüğü silmesi iki şekilde anlaşılabilir. Birincisi, ki­şinin kalbinden günahın lekesinin silinmesi; ikincisi ise, kişinin amel defterine yazılan günah sayfasından o günahın silinmesidir. Eğer bir kötülük tevbe ile veya ardından hemen iyilik yapmak­la, ki bu da bir çeşit tevbedir, silinmezse o günahlar birike birike kalbi tamamen karartabilir. Ayrıca "Herbir günah içerisinde küfre giden bir yolun olduğu" da unutulmamalıdır. Bu kısımla ilgili olarak 359 numaraları hadisin izahına bakılabilir.

Hadiste yapılan üçüncü tavsiye, "insanlarla da iyi geçinmek­tir." Bu da tatlı dil, güler yüz, affetme, kusurları görmeme, hatayı yüze vurmama, ayıbını yaymama, başarılarını yayma, iltifat etme, hediye verme gibi şeylerle yapılabilir. Ancak insanlarla iyi geçin­me tavsiye edilmesi, kesinlikle yaltaklanmak, riyakarlık ve dalka­vukluk yapmak şeklinde anlaşılmamalıdır. Karşıdaki insanın bir kusuru yanlışı varsa, bu uygun bir lisanla elbette kendisine söylenilmelidir. Diğer taraftan, münasebet içerisinde olunan biri yap­tığı yanlış bir şeyi tasdik ettirmek için, "Böyle değil mi?" diye so­rarsa, "Onu kırmayayım" diye "Evet" diyerek veya baş sallayarak dalkavukluğa girilmemelidir. Dinimiz yukarıda saydığımız tatlı dil, güler yüz, af gibi huyları överken, dalkavukluk, riyakarlık, yaltaklanmak gibi huyları yermiş, bunları çirkin huylar olarak vasıflandırmıştır.[5]

 

Allah'ın Kullarına Rahmeti
 

373. İbni Abbas (r.a.) rivayet ediyor:

"Resûlullaha 'Siz içinizde olanı açıklasanız da, gizleseniz de Allah onu bilir ve onunla sizi hesaba çeker'[6] âyeti nazil olduğunda bu Resûlullahın Ashabına güç geldi. Sonra 'O dilediğini bağışlar, dilediğine de hak ettiği şekilde azap verir'[7] ifâdesi nazil oldu. Bunun üzerine onlar sevindiler."[8]

 

İzah

 

Bu hadiste,

"Siz içinizde olanı açıklasanız da, gizleseniz de Allah onu bilir ve onunla sizi hesaba çeker"

âyeti nazil olduğunda bunun Resûlullahın Ashabına güç geldiği, sonra,

"O dilediğini ba­ğışlar, dilediğine de hak ettiği şekilde azap verir"

âyeti nazil oldu­ğunda ise Ashabın rahatladığı ifâde ediliyor. Sonraki ifâdelerde Allah'ın dilediğini bağışlayacağı bildirilerek Sahabîler biraz olsun rahatlatılıyor.

Müstedrek'te yine İbni Abbas (r.a.) kanalıyla gelen, Müs­lim'de Ebû Hüreyre (r.a.) yolu ile gelen rivayette,

"Siz içinizde olanı açıklasanız da, gizleseniz de Allah onu bilir ve onunla sizi hesaba çeker. O dilediğini bağışlar, dilediğine de hak ettiği şekil­de azap verir" âyetinde sonra Ashabın sıkıldığı, onları rahatlatlatmak için,

"Allah kimseyi gücünün yettiğinden fazlasıyla mükellef tutmaz. Herkesin kazandığı hayır kendi lehine, işlediği günah da kendi aleyhinedir" âyetinin nazil olduğu rivayet ediliyor.

Bu izahtan sonra Müslim'de Ebû Hüreyre (r.a.) yolu ile gelen hadisi de zikredelim:

"Siz içinizde olanı açıklasanız da, gizleseniz de Allah onu bilir ve onunla sizi hesaba çeker. O dilediğini bağışlar, dilediğine de hak ettiği şekilde azap verir"

âyeti nazil olduğunda bu Resûlullahın (s.a.v.) Ashabına[9] ağır geldi. Resûlullaha (s.a.v.) geldiler ve diz çöküp oturarak şöyle dediler:

"Ey Allah'ın Resulü, bize namaz, oruç, cihad ve sadaka gibi yapabileceğimiz işler emredildi, bunları yapıyoruz. Ancak Cenâb-ı Hak sana şu âyeti indirdi. Onu yerine getirmemiz mümkün değil"[10]

Resûlullah (s.a.v.) onlara,

"Siz de sizden önceki ümmetlerden Yahudi ve Hıristiyanlar gibi, 'Dinledik ama itaat etmiyoruz' mu demek istiyorsunuz? Hayır öyle değil siz, 'İşittik ve itaat ettik, ey Rabbimiz affını dileriz, dönüş Sanadır' deyin."

Cemaat bunu okuyunca dilleri ona yatıştı. Hemen arkasından Allah şu âyeti indirdi:

"Peygamber, kendisine Rabbinden indirilen Kur'ân'ı tasdik edip ona iman etti. Mü'minler de onunla beraber iman ettiler. On­ların hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman etti. Onlar. 'Biz Allah'ın peygamberlerinden hiçbirini ayır­mayız; birine inandığımız gibi hepsine de inanırız' diyerek iman getirdiler. Ve dediler ki: 'İşittik ve emrine uyduk. Affını ve mağ­firetini dileriz, ey Rabbimiz! Varılacak yer Senin huzurundur.'[11]

Onlar bunu yapınca, Allah da şu âyetle[12] önceki âyetin hükmü­nü kaldırdı:

"Allah kimseyi gücünün yettiğinden fazlasıyla mükellef tut­maz. Herkesin kazandığı hayır kendi lehine, işlediği günah da kendi aleyhinedir. Ey Rabbimiz! Unutur veya hatâya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesaba çekme. (Resülullah bu duayı söyleyince Allah Teâla, 'Tamam' buyurmuştur.) Ey Rabbimiz! Bizden evvelkilere yüklediğin gibi bize de ağır yükler yükleme. (Allah Teâla, 'Tamam' buyurdu.) Ey Rabbimiz! Bize güç yetiremeyeceğimiz şeyi de yükleme. (Allah Teâla, 'Tamam' buyurdu.) Günahlarımızı affet. Bizi bağışla. Bize merhamet et. Bizim dostu­muz ve yardırmamız Sensin. Kâfirler güruhuna karşı Sen bize yardım et. (Allah Teâla, 'Tamam' buyurdu.)"

Müslim'deki hadisin bu son kısmı, izahını yaptığımız hadisin râvisi Abdullah bin Abbas (r.a.) tarafından da rivayet edilmiştir.[13] Biraz da "kalapten geçen şeyler" üzerinde duralım:

İnsandan meydana gelen ve dinî hükümlerin alanına giren şeyleri şöyle tasnif edebiliriz:

1. Dil ile söylenen sözler.

2. Vücudun tamamı veya el, ayak ve göz gibi bir organ ve vü­cudun bir kısmı ile işlenen fiiller.

3. Küfür, iman, riya, ihlas gibi kalple işlenen işler.

Söylenmesi ve işlenmesi günahı gerektiren bir şey dil ile söy­lenmedikçe; vücudun tamamı veya organları ile işlenmedikçe sa­dece kalpten geçmesi halinde günah sayılmaz. Meselâ bir kimse­nin aleyhinde konuşmak ve sövmek kalpten geçse bile, dil ile söylemedikçe günah sayılmaz. Bunun gibi bir kimse hırsızlık yapmayı, kumar oynamayı, adam öldürmeyi kalbinden geçirse hırsızlık fiilini işlemedikçe, kumar oynamadıkça ve adam öldürmedikçe bir günah kazanmış olmaz. Gerek zikrettiğimiz âyet, ge­rekse peygamberimizin şu hadisi bu gerçeği ifâde eder:

"Dilleriyle söylemedikçe ve fiilen yapmadıkça, Allah, ümme­timin kalbinden geçirdiği şeyleri onlar için bağışlamıştır."[14]

Gönülden geçenden sorumlu tutulmamakla beraber, Yüce Al­lah kıyamet gününde kullarına kalplerinden geçen şeyleri bildire­cek, fakat lütuf ve kereminden bunlardan sebebiyle onları hesaba çekmeyecektir.

Küfür, riya, hased gibi kalble işlenen fiillere gelince:

Kişi, küfür, riya ve hased gibi şeyleri kendi isteği ile hatırına getirir de bunları kalbinde kökleştirirse, böyle birisi günahkar olur. Âyet ve hadis, böylelerinin mes'ul olmadığına delil teşkil et­mez. Küfür, riya, hased gibi kalble işlenen fiillerden günah ka­zanmak için kalben düşünmek kâfidir. Meselâ insanlara gösteriş için büyük bir hayır yapan kimse bunu dil ile söylemese de bunu kalben düşünmesi amelinin boşa çıkması için kâfidir. Gösteriş için cihad etmek, namaz kılmak da böyledir.

Fakat bir vesvese şeklinde insanın kalbinden geçen şeyler için bir günah kazanma söz konusu değildir. 247 numaralı hadisin izahına bakınız.[15]



[1] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/19.

[2] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/19.

[3] Tirmizî, Birr: 55; Darimi Rikak: 47. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/19-20.

[4] Hûd: 11/114.

[5] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/20-21.

[6] Bakara: 2/284.

[7] Bakara: 2/284.

[8] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/22.

[9] Bakara Sûresinin 284. ayeti nâzil olduğunda Resûlullahın huzuruna çıkanlar arasında Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer gibi büyük Sahabîler de vardı.

[10] Müslim. İman; 199- 200.

[11] Bakara: 2/285.

[12] Bakara: 2/286.

[13] Taberânî, el-Mü'cemü'l-Evsat, 10:141, 142 (9300.)

[14] Buhâri, Eyman: 15, Itk: 6, Talak: 11: Müslim, İman: 201; Ebû Dâvud: I5; Nesâî, Talak: 22 Tirmizî, Talak: 8: İbni Mâce, Talak: 14.

[15] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/22-25.




Konu Başlığı: Ynt: Adam öldüren şiddetli azaba çarptırılacak
Gönderen: Mehmed. üzerinde 19 Mart 2016, 13:39:37
Esselamü aleyküm ve rahmetüllah.  Öldürten öldürenden daha zararlıdır.  Tabi öldüren zararsız anlamına gelmez bu. Rabbim bizleri böyle kimseler olmaktan muhafaza eylesin. Rabbim paylaşım için razı olsun.


Konu Başlığı: Ynt: Adam öldüren şiddetli azaba çarptırılacak
Gönderen: Sevgi. üzerinde 19 Mart 2016, 13:59:47
Aleyna Ve Aleykümüsselăm ecmain.
Peygamberimiz ümmetine,

"Nerede olursanız olun Allah'tan korkun" buyuruyor.

Bu, kişinin Allah'a kul olabilmesi, Onun emirlerini yerine getirip, yasaklarından kaçınması açısından çok mühimdir. Bulunduğu her yerde Allah'ın kendisini gözetleyip, gördüğünü bilen bir Müslüman, hiç kimse kendisini görmese da­hi '"Allah beni görüyor, Onun melekleri benim her hareketimi ka­yıt altına alıyor. Bir gün gelecek bu kayıtlar karşıma çıkacak" di­ye düşünerek yapmak istediği kötülükten vaz geçer. Böylece kişi takva sahibi olur ve Allah'ın böyle kulları için hazırladığı mükâ­fata nail olur.
  Mevlam bizleri Peygamberimiz'in yolundan hiç ayırmasın inşaAllah.
 Paylaşım için Rabbim Razı olsun kardeşim...


Konu Başlığı: Ynt: Adam öldüren şiddetli azaba çarptırılacak
Gönderen: Pelinay üzerinde 19 Mart 2016, 14:01:00
Ve aleykumusselam ve rahmetullah.amin ecmain insallah kardesim.ozellikle son gunlerde artan bu vakalar icin dinen bunun karsiligini da gormus olduk.
Bir kisiyi oldkuren tum insanligi oldurmus gibidir buyuruyor Efendimiz sav.
Rabbim buna tesebbus eden yapan kimseleri kahr kiliciyla kahru perisan eylesin inasallah.


Konu Başlığı: Ynt: Adam öldüren şiddetli azaba çarptırılacak
Gönderen: Ramazan. üzerinde 19 Mart 2016, 14:01:31
Ve Aleykümüs Selam . Amin . Şuan dünya üzerinde birçok müslüman öldürülmektedir . Kardeşlerimizi öldürenler  piyonlardır . Asıl Şah kendini gizliyor . Ayrıca bir oyunda bir tane şah olurken bu dünya üzerindeki oyunda pek çok şah vardır . Rabb'im onlara karşı bir olmayı nasip etsin .


Konu Başlığı: Ynt: Adam öldüren şiddetli azaba çarptırılacak
Gönderen: Ceren üzerinde 12 Temmuz 2019, 17:43:19
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri suçsuz günahsız insanlardan uzak duran suçsuz günahsız adam öldürmekten uzak kalan kullardan olalim inşallah. ..


Konu Başlığı: Ynt: Adam öldüren şiddetli azaba çarptırılacak
Gönderen: Melek Nur Çelik koü üzerinde 12 Temmuz 2019, 20:47:44
Paylaşım için Allah razı olsun..


Konu Başlığı: Ynt: Adam öldüren şiddetli azaba çarptırılacak
Gönderen: Züleyha üzerinde 13 Temmuz 2019, 11:52:51
Rabbim razı olsun inşallah selam ve dua ile...