๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Mizah => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 19 Ağustos 2011, 11:29:31



Konu Başlığı: Ramazan ayında televizyonlar
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 19 Ağustos 2011, 11:29:31
RAMAZAN AYINDA TELEVİZYONLAR

Eylül 2010 60.SAYI

Oruç, iftar, sahur, teravih, fitre gibi terimleriyle otuz gündür misafirimiz olan, on bir ayın sultanı Ramazan-ı şerifin sonuna geldik…

Yine her Ramazan başımıza gelen klişeler teker teker yeniden yaşanıp, seneye de tekrar yaşanmak üzere gitti. Bu ay bu klişelerden sadece birini, “Ramazan ayında televizyonlar” konusunu işleyeceğiz.
Tüm yıl tek kelimecik de olsa dini bir yayın yapmayan ulusal kanallarımız Ramazan ayında birden dindarlaşırlar; çehreleri, yayın akışları, program içerikleri ve gelen konukları da hep dini temalı olur. Yaklaşık 30 gün bu hassasiyetle yayın yapan kuruluşlar bayramın gelmesiyle “vur patlasın çal oynasın” düsturlarına geri dönerler.

RAMAZANLARDA REKLAMLARA DİKKAT!


Ramazan ayının bereketi çoktur. Bu mübarek günlerde gıda reklamlarında yerli ve yabancı firmaların, insanın canını çektiren ürünlerinin reklamlarını, özellikle iftara yakın zamanlarda sıkça görürüz. Dini motifler reklamların da her yerini sarmıştır.  Ramazan reklamlarının standardı şöyledir: Fonda dertli başlayan bir ney sesi… Sonrasında herkesçe bilinen bir ilahinin halkı coşturacak oynak ritimlerle süslenmesi… Akabinde neşeli ve kalabalık bir ailenin kilometrelerce uzayan sofrası… O sofranın başında oturan tombiş sevimli ve sevecen beyaz iğne oyalı örtülü ninesi ile afacan torunları…  Ve tabi ki ürünün kendisi.

BAYRAM REKLAMLARI VE DUYGU SÖMÜRÜSÜ


Bayrama az günler kala ise o birlik beraberlik içinde iftar sofrasında oruç açmaya hazırlanan büyük ailelerin yerini evlatları tarafından bayramda dahi ziyaret edilmediğinden zari zari ağlayan yaşlı ebeveynlerin dramı alır. Türk milletinin içini yaran, gönül telini titreten, salya sümük ağlatan senaryolarıyla sosyal sorumluluk mesajlı reklamlar ekranlarda döner durur.

Ramazan ayında tek televizyon klişesi reklamlar değildir. Ramazan ayının ilk günü asla vazgeçilmeyen bir ana haber bülteni klasiği de vardır ki; o da Oruç Baba Türbesi’nden canlı yayındır. Sirke ve ekmekle bekleyen insanlar ve Oruç Baba’nın hikayesi hemen her kanalın haber bülteninde istisnasız görülür.
İlk günü bu şekilde kurtaran kanalların Ramazan ayının ikinci günü konuşlanacağı yer çeşitli hastanelerin acil servisleri olacaktır. Zira iftar ve sahurda yemeği çok kaçıran müminlerin sağlık durumu ve doktor görüşleri ile de bir haber saati doldurulur.

Gündüz programlarının kadın kuşaklarında ise her yıl bu mübarek ayda altın çağını yaşayan sütlü tatlıların masum güzeli “güllaç” olmak üzere Ramazan’a dair tarifler havada uçuşur. Akşamları ise yarışma programlarında raks eyleyen cimcimeler otuz günlüğüne canlı renklerden fırfırlı uzun elbiseleri, aynı renkten kenarları dantelden taşınmayan şemsiyelerini çevirerek İstanbul Sadabat dilberleri şekil ve şemalleriyle boy gösterirler.

Televizyon filmlerinde ise dini konseptli filmler dikkat çeker, görüntüleri her ne kadar eskise de sevenlerinin asla vazgeçemediği filmlerden “Çağrı”, Fatma Girik’in “Rabia”, Ahmet Özhan ve Sibel Turnagöl’ün “Hafız Yusuf Efendi”  başta olmak üzere, uhrevi konulu filmleri, dizileri peşi peşine başlar.

HOCALARI ÇİLEDEN ÇIKARAN EKRAN SORULARI

İftara yakın zamanlarda hemen her kanalda bir iftar programı mutlaka vardır. Konularında uzman olan çoğunlukla akademik kariyerli seçilen bu önemli konuklar, Ramazan ayının güzelliklerini ve bu güzelliklerden nasıl faydalanılması gerektiğin anlatmak için en saf ve temiz hisleriyle ekran karşısına çıkarlar.  Bilgileri de kendileri de çok değerli olan bu konuklara da, ekran başındaki aklıselim izleyicilere de saç baş yolduran “Hocam orucumu yatsı ezanından sonra açsam daha sevap olur mu?” gibi gaydırıguppak soruları büyük bir ciddiyetle soran canlı yayın katılımcıları da artık modern zamanlara dair bir ekran klişesi olmuştur.
Tüm güzellikleri, bereketi, rahmeti, feyzi, gün gün karalanan imsakiyesi ile bir Ramazan’ı daha bayrama bağladık. Herkesin bayramını tebrik ederiz efendim.

Sahurda yatıp iftarda kalkma,
Açın halinden anlamayı hafifle alma.
Afrika’da olmadığına yat kalk şükret,
Yoksa çalarlardı sahurda vuvuzela.

Ayşenur USLU


Konu Başlığı: Ynt: Ramazan ayında televizyonlar
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 22 Ağustos 2011, 11:36:44
Çok açık bir şekilde dile dökmüş Ayşenur Uslu söylemek istediklerimizi Allah razı olsun. Bir aylığına Müslüman olmak diyebiliriz buna aslında ama kendimizi de sormayı unutmayalım tabiki ben de mi bir aylığına müslüman olanlardanım??
Allah razı olsun paylaşım için kardeşim.