๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Mizah => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 03 Ağustos 2011, 17:42:52



Konu Başlığı: Jeoloji biliminin erkekleri yakan bulgusu
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 03 Ağustos 2011, 17:42:52
JEOLOJİ BİLİMİNİN ERKEKLERİ YAKAN BULGUSU PIRLANTA

Mayıs 2011 68.SAYI

Efendiiiim, nisan ayı geldi, güneş hafif hafif yüzünü göstermeye, bahar kendini hissettirmeye,  bu yaz evlenecekleri düğün telaşları inceden sarmaya başladı. Bu aylar düğün dernek işlerinde yüzülüp yüzülüp kuyruğa gelindiği zamanlar olsa da biz biraz daha hikayenin başlarına dönelim. Görüşme ve birbirini beğenme faslından sonra gelen evlilik teklifi kısmına kadar gideliiim, pırlanta mevzusunda duralım efendim.

Pırlanta, yani işlenmiş elmas, karbonun kristal halidir ki özünde zaten bir taştır ve milyonlarca yıldır dünyada vardır. Jeoloji biliminin erkekleri yakan bir bulgusudur. Bu pahalı ve ışıltılı taş yüzyıllardır kadınların başını döndüren bir hediye ve gelecek nesillere bırakılan önemli bir aile yadigarıdır.

Son on ila on beş yıldır ise pırlanta, artık evlilik tekliflerinin olmazsa olmazı, “söz” göstergesidir. Çünkü globalleşen dünya ile eş zamanlı olarak vizyona giren ve her çeşit milletten evlilik çağındaki kızların iç çeke çeke izlediği tüm romantik filmlerde erkek kısmısı hatun kişinin yanında dizlerinin üzerine çökerek ceketinin iç cebinden çıkardığı zarif kutunun içindeki tek taş pırlanta yüzüğü uzatır ve evlilik teklifini yapar. Bunu sadece filmlerde olur zanneden kızlarımız, etrafındaki birkaç arkadaşından, bu şekilde evlenme teklifi alanların varlığını duyunca kendisi de böyle bir anı yaşamanın hayallerini kurmaya başlar ve kendisine edilecek evlilik teklifinin de aynı romantizmde olmasını ister. Metropollerden mezralara kadar tüm kızlarımızca benimsenen ve özümsenen bu istek hızla gelenekleşir.

Erkekler içinse sunulması artık elzem olan bu pırlanta yüzüğün tek anlamı “ocağa dikilen incir ağacı” olmasıdır ve bu ağacın boyutu dolayısıyla ocağa vereceği tahribat yüzüğün boyutuna göre değişir.

PIRLANTA SAYISI ARTTIKÇA OCAĞA DİKİLEN İNCİR AĞACI SAYISI DA ARTAR

Dünyanın neresine giderseniz gidin kadınlar için “tek taş” pırlanta yüzük evlilik teklifinin ilk şartıdır adeta. Hanımların bu zaafını bilen pırlanta markaları olayı daha ileri boyutlara taşıyarak “üçtaş”tan oluşan yüzükleri “aşkın dünü, bugünü ve yarını” sloganıyla piyasaya sürerek karlarını artırma yoluna girerler.

Hasılı bu şekilde pırlanta sayısı arttıkça ocağa dikilen incir ağacı sayısı da artar. Misal “yedi taş”la minik bir incir ağacı koruluğu oluşur. Bir de incir ağacı ormanı etkisi yapan cinsi vardır ki o yüzük türünün adına da “tam tur” derler. “Tam tur” yüzük, tüm halkanın yani 360 derecenin her bir açısının pırlanta taşlardan oluşmasıdır. Satana ve verilene mutluluk alana ise acı verir. Tahminimce de bu yaz evlenecek birçok er kişinin uzun vadelere bölünmüş bir kuyumcu fatura bedeli vardır ve birkaç sene daha olacaktır.

Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçiyor ise, kadının kalbine giden yol da pırlantadan geçmektedir ya da geçmeye başlamıştır. Çünkü yakın bir geçmişe kadar pırlanta genellikle doğum hediyesi olarak verilirdi. Burada erkekler bu değerli yatırımı daha garantili zamanda yaparlardı.

PIRLANTA KUTUDA DURDUĞU GİBİ DURMAZ


Bu pahalı hediye aslına bakarsanız kutuda durduğu gibi durmaz, onun bir de sertifikası vardır. Mücevherin büyüklüğü, kesimi, parlaklığı, sınıfı yani kalitesinin dökümü bu sertifikada yer alır. Aynı dönemde yüzük takan kızlar arasında bu sertifikaya göre hiyerarşi dahi oluşabilir ve yüzüğünüzün karatı kadar konuşmanız gereken ortamlar oluşabilir ki burada da yüzüğü alana ağır bir sorumluluk yükler.

Görüldüğü üzere “tek taş” evliliklerin başlangıcı olarak son derece önemli bir yere sahiptir. Ve kesinlikle atlanılmaması, vazgeçirilmeye çalışılmaması şiddetle önerilir. Çünkü alınmaması durumunda hanımefendinin içinde ukde kalan bu yüzük evlilik hayatı boyunca beyefendinin ağaçkakan gibi beyninde oyuntu şeklinde kazınacaktır.

Sevgili okuyucularımız, pek zarif ve de naif, her biri bir çiçek muhterem hanımefendiler; düşünülünce tüm dünya milletlerindeki kadınlardan çok daha fazla cefakar, çilekeş, vefalı, tok gözlü, alçak gönüllü, yuvasına ömrünü adayan ve dahi saçını süpürge eden yurdum kadınları; elbette ki her birinizin değerine paha biçilemez, dünyalar ayaklarınızın altına serilse, ne ana ne eş olarak haklarınız ödenemez. Lakin azıcık insafı olan asgari ücretten pırlanta yüzük istemez.

Tek taş deyip geçmeyin,
Önemlidir evlilikte.
Kimse kızını vermesin,
Bir bağ pırasiye.

Ayşenur USLU