๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Mizah => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 01 Ekim 2011, 14:36:55



Konu Başlığı: Erkeğin siniri iftara kadar
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 01 Ekim 2011, 14:36:55
ERKEĞİN SİNİRİ İFTARA KADAR

Eylül 2009 48.SAYI

Buzdolabının üstüne yapıştırılıp her bir iftardan sonra üstü çizilen imsakiyelerle, minareleri süsleyen mahyalarla, posta kutularından dolup taşan “resmi mahalle davulcusu şahsımdır yabancıya bahşiş vermeyiniz” ilanlarıyla, yüz bininci kez yayınlanan Çağrı filmiyle, direkler arası eğlenceleriyle, iftara yakın sıkışan trafikle, Ramazan ayını tüm güzellikleriyle yaşıyoruz.

Ramazan ayının en önemli zamanlarından biri sahurdur. İmsak vaktine kadar olan yemek yeme süresidir. Ancak vakit itibariyle uykunun en tatlı anına dek geldiğinden sahura kalkılması biraz meşakkatlidir. Bunun yanında çok dikkat edilmesi gereken bir öğündür. Hafif ve doyurucu yiyeceklerin tercih edilmesi gerekir. Sucuklu yumurta yiyip yatan bir müminin ertesi gün çöllere düşmüş Mecnun misali ortalıkta dolanması kaçınılmazdır.

UYKUSUZLUK MU, SUSUZLUK MU?

Bir de oruç tutulan vakitte susamamak için sahurda bol miktarda su içilmesi durumu vardır. Bu yöntemi deneyenler mideyi küçük bir havuz haline getirir ki balık atsanız yüzmesi muhtemeldir. Ayrıca bu durum sık lavabo ihtiyacına neden olduğundan susuz kalmamak adına uykusuz kalabilirsiniz.

Sahurda fazla yemek yiyip uyunulduğunda kabuslar görmekten daha kötü bir durum hiç sahura kalkamamış olmaktır. Sabah geç vakitte uyanıldığında hem namazın kaçırılması hem de aç ve susuz kalınması gerçeği ile karşı karşıya kalan kişi uzun süre bu duruma inanmak istemez ve manasız ifadelerle etrafa boş boş bakar.

HERKES BULUNDUĞU KOORDİNATLARA GÖRE SORUMLU

Ramazan ayında her uyanık mümin kardeşimizin aklına mutlaka gelir iftarı Iğdır, sahuru Edirne vaktine göre yapmak ancak herkes bulunduğu koordinatlara göre sorumlu olduğundan bu durum sadece bir fikir olarak kalacaktır.

İFTARLA GELEN DÖNÜŞÜM

Oruç tutmak İslam’ın beş şartından biridir ve hikmetleri arasında tokun açın halinden anlaması ve kişinin nefsiyle mücadelesi söz konusudur ki bu en büyük cihattır. Oruç tutmak kolay bir ibadet değildir. Oruç tutan müminlerde çoğunlukla da er kişilerde Ramazan ayı boyunca asabiyet görülür. Erkeğin “Açlığa dayanamama” yahut “sigara hasretiyle yanma” şeklinde tanımlanacak bu durumu, en çok evin hanımını etkiler. Kendi açlığıyla baş etmek zorunda olan zavallı hatun kişi üzerine bir de beyinin açlığının yükünü çekmektedir. İftara kadar olan süreçte beyi tarafından Çin işkencelerine maruz kalması için gözünün üzerinde kaşının olması yeterli bir gerekçedir.

Uçan sineğin, açan çiçeğin bile sinir katsayılarını arttırmaya yettiği bilinen er kişilerden iftara kadar mümkün olduğunca uzak durulması ve panik yapılmaması gerekir. Zira iftardan sonra açlığı geçen erkek, karnının doymasıyla birlikte gözle görülür derecede önemli bir dönüşüm yaşar. Karnı şişer, yüz kasları gevşer, çatık kaşlarıyla korku salan gözleri ifadesizleşmeye başlar. Halk arasında “mayışma” olarak da bilinen bu hal akşam namazına kadar böyle devam eder.

BAYRAM TEMİZLİĞİ EV AHALİSİNİ GERDİ

Hatun kişilerde ise açlık gerilimi erkeklere göre çok daha hafiftir, taa ki Ramazan’ın son bir haftasına kadar… Ramazan Bayramı’nın yaklaşmasıyla hanımları bayram temizliği ve bayram ikramlarının hazırlanması telaşı sarar. Temizliği oruçken yapıyor olmaları zaten fazlasıyla zor iken, bayrama yakın temizlik işinde yardımcı bulmanın neredeyse imkansızlaşması, mümine bacılarımızın kafasında çiçekler açtırır ve etrafındaki ev sakinlerine sebepsiz çattırır. Bu ruh hali bayram sabahına kadar devam eder. En güzeli Ramazan’ın ruhuna uygun biçimde kimseleri kırmadan, sinirlere hakim olaraktan orucumuzu tutmak, ibadetlerimizi arttırmaktır.

Bu mübarek günleri dolu dolu geçirmek dileği ile, tüm okuyucularımızın Ramazan Bayramı’nı kutluyor, büyüklerimizin ellerinden, küçüklerimizin gözlerinden öpüyorum.

Sahurdan sonra hemen yatma
Biraz vakit geçirmek gerekir
Yatsılık bir töredir amma
O da adamına göredir…

Ayşenur USLU