> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Mizah > Dertler deryası Türk filmleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dertler deryası Türk filmleri  (Okunma Sayısı 823 defa)
17 Ağustos 2011, 15:25:46
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 17 Ağustos 2011, 15:25:46 »



DERTLER DERYASI TÜRK FİLMLERİ

Kasım 2010 62.SAYI


Sayın ve de pek muhterem okuyucularımız; bu ay, başını-sonunu-ortasını hatta içinde geçen konuşmaları ezbere bilsek dahi kendimizi izlemekten alıkoyamadığımız, bana kalsa izlemeden önce özellikle kalp hastalığı olanların “sağlamdır” raporu alarak ekranın karşına geçmelerinin çok daha doğru olacağı, dertler deryası senaryolarıyla seyredenlerinin ciğerini yakan, yüreğini dağlayan Türk filmlerini inceleyeceğiz.

ZENGİN KIZ, FAKİR ERKEK

Türk filmlerinin geleneksel teması imkansız aşklar olmuştur. En çok rastlanan durum ise zengin kız fakir erkek aşkı ya da tam tersidir. Bu iki genç bir vesileyle karşılaşıp aşık olurlar. Aralarındaki sosyal, kültürel ve ekonomik farklılıkların sorun olabileceği akıllarının ucundan bile geçmez. En yüce değer olan aşkı yakalamışlardır zira ve dünya umurlarında değildir. Aşklarını İstanbul’un yeşillikli ağaçlıklı dağlarında, çiçekli kelebekli bayırlarında neş’e içinde yakalamacılık oynayarak yaşarlar. Öylesine mes’ut öylesine bahtiyardırlar ki mutluluklarına hiçbir şeyin mani olamayacağını düşünürler.

Lakin bu mutluluklarını izdivaçlarıyla taçlandırmak isteyip durumu ailelerine açtıklarında dananın kuyruğu kopacaktır. Zengin ve zalim aile ile fakir ve onurlu aile birbirlerinden şiddetle haz etmeyip birbirlerini dünür olarak görmek istemeyecek, fakat bu evliliğin olamayacağı konusunda gençlere bir türlü söz dinletemeyecektir. İşte bu noktada organize olan kötü kalpli insanlar, çeşitli iftiralar ve yalanlarla Çin saraylarında bile görülmemiş entrikalarıyla gençleri ayırmak için faaliyetlerine başlarlar. Bunun yanı sıra sevenler bir dizi yangın, sel, körlük, felç, trafik kazası, deprem gibi felaketleri de başarıyla atlatmalıdırlar.

AH BİR SONUNA KADAR DİNLESE

Bu konuda en bilindik ilk adım zengin babanın fakir gence para teklif ederek aşkından vazgeçmesine ikna etme çabasıdır. Genellikle bu konuşma kızın duyabileceği bir ortamda gerçekleşir para teklif eden babanın karşısında bir an sessiz kalan sevdiğinin, teklifi kabul ettiğini zanneden zengin kız büyük bir hayal kırıklığına uğrar ve hemen her Türk filminde mutlaka olan şu sahne gerçekleşir: Odasına doğru koşmaya başlayan acılı kız kendini uçarcasına yatağına yüz üstü atar ve zari zari ağlar. Halbuki sebat edip o konuşmayı sonuna kadar dinlese, sevdiğinin nasıl bir onurlu genç olduğunu anlayacak, hem kendini üzmeyecek hem de biz izleyicileri dertlere gark edecek olaylar dizininden kurtaracaktır.

“SEVDİĞİ İLE EVLENMEZSE ÖLECEK” HASTALIĞI

Bir şekilde yara alan bu masum aşk, arada dönen bin bir çeşit çetrefille iyice arapsaçına dönecek, artık işin içinden çıkılmayacak hale geldiğinde bünyesinin kaldıramaması sonucu öksürüp aksırmaya tıksırmaya başlayan saf ve narin kızın mendilinde görülen birkaç damla kan ile hastalık baş gösterecektir. Aşk yaresinin hastalığı tüberküloz yani veremdir. Ancak filmlerimizde “ince hastalık” adıyla teşhis konulur, aslında bu hastalığın adı “sevdiği ile evlenmezse ölecek” hastalığı olmalıdır.

İnce hastalığa tutulan nazenin kız günden güne mum gibi erir, onunla birlikte Türk izleyicisinin de gözlerinden süzülen damlalar yanak üzerinden çeneye doğru güzergahını çizmeye başlamıştır. İyileşeceğine dair umutlar giderek tükenirken ölümün yaklaştığını anlayan kızcağız odasının camından gördüğü ağacın dökülen yapraklarına bakarak, son yaprağın düştüğü an ömrünün de son bulacağı öngörüsüyle beklemektedir. Bir gözü ağacın dalındaki son yaprakta diğer gözü sevdiğinin içeri gireceği umuduyla kapıdadır. “Bir cama bir kapıya bakmakta olan ölüm döşeğindeki kızcağız” sahnelerinden hiç olmazsa birini görmemiş bir Türk var mıdır aramızda?

Acının zirve yaptığı bu sahnelerde artık gaddar, kindar ve vicdansız zengin aile evlatlarının son anlarında mutlu olması için yavaş yavaş insafa gelmeye başlar. Kızlarının sevdiğini bulur buluşturur eve getirirler. Durumu anlattıklarında gururlu delikanlının bedbaht olma sahneleri ağır ağır geçerken eğer evde anneanne-babaanne gibi büyük ebeveynlerle izliyorsanız onlar dayanamayıp “Çabuk kızın yanına git, kız elden gidiyor” nidaları ile kendilerini parçalarlar. Babaanne ya da anneanneleriniz üzgün delikanlının zavallı kızın odasına ağır adımlarla gitme sahnelerini atlattıysa korkmayın bir daha yıkılmazlar.

“SON” YAZISIYLA SEYİRCİ BİR OH ÇEKER

Nitekim eğer baygınlık geçirmeden filmi buraya kadar getirdiyseniz artık size karada ölüm yok, bundan sonrası düğün-bayram, vur patlasın çal oynasın, çünkü ha öldü ha ölecek dediğiniz kahır dolu genç kız birkaç dakika sonra turp gibi olur hatta düğünde göbek bile atar siz de üzüldüğünüzle kalırsınız. Zaten fazla değil kısa bir süre sonra merdivenden inerken başı dönüp aşağıya yuvarlanınca anlayın ki bebek de yolda. Doğan bebeği annesinin kucağına verdiklerinde aslında dikkat ederseniz çocuk en az üç yaşındadır ama kundaklanarak bebek süsü verilmiştir. Ancak izleyici onca badireden sonra bu sahneleri görmenin mutluluğuyla bu konuya asla takılmaz. Zaten bu saadet yaşanırken beliren “son” yazısıyla seyirci bir oh çeker.
Türk filmlerinin bir iyiliği varsa o da sonunda kötülerin cezasını bulması iyilerin mutluluğunun daim olacak şekilde bitmesidir. Film boyunca izleyicinin de film kahramanı mağdurun da çektiği ezayı unutturan da budur.
“Güzel olduğunuz kadar küstahsınız da”
Diyerek başlar hikayeler Yeşilçam’da.
“Senin annen bir melekti yavrum”
Diye biter filmler sinemalarda…

Ayşenur USLU

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dertler deryası Türk filmleri
« Posted on: 25 Nisan 2024, 04:39:20 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dertler deryası Türk filmleri rüya tabiri,Dertler deryası Türk filmleri mekke canlı, Dertler deryası Türk filmleri kabe canlı yayın, Dertler deryası Türk filmleri Üç boyutlu kuran oku Dertler deryası Türk filmleri kuran ı kerim, Dertler deryası Türk filmleri peygamber kıssaları,Dertler deryası Türk filmleri ilitam ders soruları, Dertler deryası Türk filmleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes