๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Mizah => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 28 Eylül 2011, 11:02:00



Konu Başlığı: Çocuğun mesleki potansiyeli saymakla bitmez
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 28 Eylül 2011, 11:02:00
ÇOCUĞUN MESLEKİ POTANSİYELİ SAYMAKLA BİTMEZ

Kasım 2009 50.SAYI

Çocuklar dünyayı ve evreni tanımak adına etraflarında gördükleri her şeyi, durmadan “Bu ne?” diye sorar. Öyle ki tüm sabır ve anlayışına rağmen insana buhran geçirtir bu sonu gelmeyen sorular ve öğrenme aşkı. Sanki tüm varlığın listesini tutmaktadır o minik beyninde. Lakin olay tek taraflı değildir. Büyükler de asla değişmeyen ve değişmeyecek olan iki soruyla çocukların içini baymaktadır. Çocuğun başına dert olan bu sorular ise “Anneni mi çok seviyorsun, babanı mı?” ile “Büyüyünce ne olacaksın?” sorularıdır.

İlk soru genellikle meraklı haminne kılıklı akrabalardan gelir, amacı hala çözülememiştir, infial içeriklidir. Çocukta soruyu soranın tam burnuna gelecek kısma bir kafa atıp olay yerini hızlıca terk etme hissi uyandırır.

ANNE BEN HER ŞEY OLABİLİR MİYİM?

İkinci soruya verilen cevap çoğu zaman uzundur. Çünkü çocuğun kafasında olunması gereken birçok meslek vardır. Ayrıca üst üste farklı kişilerden gelen aynı soruya tatmin edici bir cevap verip artık kurtulmak istemektedir. Söylediklerinden nasıl olsa biri karşısındakinin kafasına yatacaktır. Hem zaten kendisi de aynı anda hem astronot, hem futbolcu, hem süpermen, hem doktor olabileceğini düşündüğünden, bunları anlatmaya başlar. Ancak büyüklerin, bunlardan sadece birini olabileceğini söylemesiyle yıkılan çocukluk hayallerini hiçbir söz teselli edemez. Samsunlu bir çocuk olarak bıktığım bu soruya “kayık adı koyucusu” diye cevap vererek büyükleri kısa bir süre susturmuşluğum vardır…

HANGİ ÇOCUK, HANGİ MESLEK?

Küçük yaşlardaki eğilimlerin pozitif yönlendirme ile ileride meslek seçimine etki edeceğine inanan biri olarak, bu konuda hassas olunmasını ve çocuğun davranışlarının iyi analiz edilmesini tavsiye ediyorum. Çünkü…

Eğer çocuğunuz paralar döküp aldığınız uzaktan kumandalı araba ya da robotu “Bu nasıl yapılmış, bakayım bir, hatta bundan sonrakileri kendim bile yaparım” mantığı ile içini açmak suretiyle daha eve getirdiğiniz gün bozuyorsa ya da babasının kontrol kalemini prize soktuğunu görüp parmağını prize sokmak şeklinde elektriğin olup olmadığını kontrol ediyorsa büyüyünce teknik bir üniversiteye gideceğine makine ila elektronik bölümlerinden birini okuyacağına delalettir.

Annesinin “Haydi evladım yemeğini ye kocaman güçlü adam ol” telkininden sonra eve alınan civcivi çok miktarda besleyip büyüyünce at olacak diye planlayan, klozetten “içinden köpekbalığı çıkabilir” diye korkan çocukların hayal gücü oldukça geniş olduğundan senarist olması beklenebilir.

Makası eline aldığında perde ya da kıyafeti yerine saçını başını hatta kirpiğini kesen, bunun yanında mandallardan küpe yapan çocuklarda kuaför olma eğilimi yüksektir.

Aklının ermediği zamanlarda börtü böcek kovalayıp ve dahi yakaladığını yemeğe çalışan çocuktan biyolog olmasını bekleyebilirsiniz. Küçükken kara böcek yakalamış ve yemiş biri olarak biyolog olmadım ancak ben bunu tamamen kara böceğin lezzetine bağlıyorum. Belki daha keyifli bir böcek yemiş olsaydım başarılı bir biyolog olabilirdim kanaatindeyim.

Yaz tatillerinde çocuğunuzun en büyük zevki kumdan kale yapmak ise hatta işi ilerletip olayı şatoya kadar taşıyabiliyorsa gelecekte mimar, inşaat mühendisi ya da müteahhit olacağına işarettir. Dışarıdan gelip tekme atarak kaleyi yıkan çocuk ise büyük bir ihtimalle ya kiracı yahut belediyeci olacaktır. Kumdan kale yerine pasta yapıyor ve deniz kabuklarıyla da süslüyorsa bir aşçı yetiştiriyor olabilirsiniz.

Mahallenin çocukları iki gruba ayrılıp tüf tüf oynamaktan keyif alıyorlarsa en keskin nişancılardan muhtemelen subay ya da astsubay çıkacaktır.

Bırakın çoluğu çocuğu
Herkes işini kendi bulsun,
Mesleğin ne olursa olsun,
Sen aslında bir kulsun…

Ayşenur USLU