Konu Başlığı: Tercümesi Gönderen: Sümeyye üzerinde 09 Eylül 2011, 15:24:28 Tercümesi ; 66 - (4) Ondan (Ebû Hureyre R.A. den) mervidir, demiştir : Resûlullah (S.A.V) buyurdu ki : [217] «İnsanlar, dâima birbirleriyle soruşma yaparlar, Hatta denilir : 8u mühluku Allâhü teâla yarattı, Allâhü teâtayı kim yarattı ya? Binâen aleyh bir kimse böyle bir şeyle karşılaşırsa, hemen Allâha ve Resullerine îman ettim, desin.» [218] Tercümesi : 67 - (5) jbni Mes'ud (R.A) den mervidir, demiştir : Resûlullah (S.A.V) buyurdu : «Sizden hiç bir kimse olmaz, ancak ona (şer emretmek için) cinden bir yahni ve (hayrı beyan etmek için) meleklerden bir yakını kendisine musallat kılınır.» — Bunun üzerine ashabı kiram dediler : Yâ Resûlellah senin içinde böyle musallat kılman bir arkadaş varmıdır? — Resûlullah (S.A.V) buyurdu :[219] «Evet benimde vardır. Fakat Allâhü teâla beni korumakla ona gâlib kılmakda yardım etti de, oda müslüman oldu. Binâen aleyh benim cinden arkadaşım bana ancak hayır emreder.» [220] Tercümesi : 68 - (6) Enes (R.A) den mervidir, demiştir : Resûiuilah (S.A.V) buyurdu :[221] «Şüphesiz şeytan, insanın kanının akdığı (dolaşdığı) yerde cereyan eder (dolaşır.» [222] Tercümesi : 69 - (7) Ebû Hureyre (R.A) den mervidir demiştir : Resûlullah (S.A.V.) buyurdu :[223] «Adem oğlundan doğan her çocuğa doğum zamanında mutlaka şeytan mes eder (dokunur). Binaen aleyh çocuk şeytanın mes etmesinden fer-yadla ağlar. Ancak meryem ve oğluna (İsa - Aieyhisselâma) mes etmemiştir.» [224] İzahat Bu hadisi şerifin açık ve zahir manasında belirtildiği üzera annesinden yeni doğan her çocuğa'doğum anında şeytan dokunuyor ve o şeytanın dokunması iie dünyaya gelirken çocuk ağlayarak anasından doğuyor. Bu şekilde dc'jum şekli Adem aleyhisselâmdan bu güne kadar böylece cereyan etmiştir. Ancak Hz. Isâ aleyhisselam ile annesi Hz. Meryemin doğum zamanında şeytan mes edip dokunmamıştır. Şeytanın bu hal ve hareketi, kıyamete kadar aynı minval üzere devam edecektir. Hadisi şerifde geçen «mes» kelimesinin manası, el ile dokunmak manasında kullanılmaktadır, Dolaysiyle şeytan çeşidli şekil ve kılıklara bürünerek insanlara her çeşid zarar ve kötülüğü yapmak için, dokunmak yolu ilede zarar verebilir. Ehli sünnetin görüşü, şeytanın mes edip dokunması vakî olmuştur ve vâkî olabilir. Ehli sünnetin görüşü şu mealdaki âyeti kerimeye dayanmaktadır. «Riba (faiz) yiyenler (tefecilik yapanlar), kendilerini şeytan çarpmış (birer mecnun) dan başka bir halde (kabirlerinden) kalkmazlar (ancak şeytanın çarpımasından cinnete uğrayan hâlinde kalkarlar).» Bakara sûresi, 275 Burada şerhi akaid sahibi allâme-i teftâzânînin cin ve şeytan hakkında şerhi mekâsıdındaki şu tarifleride nakledelim : Cin : Hevâî bir şekilde latif cisimlerdirki, pek çok muhtelif şekillere girerler ve onlardan pek çok ocöib şeyler zuhur eder . Şeytanlar : Ateşden yaratılmış cisimlerdir. Bunlar insanlara fesadlık ve azgınlık telkin ederler. Melekler, cinniier ve şeytanlar gayet dar menfez ve deliklere girebilirler. Hatta İnsanların kursaklarına dahi girebilirler. İnsanlar onların durumlarını açık bir şekilde gözleriyle göremezler.[225] Halk arasında «falanı cin çarpmış, şeytan çarpmış» derler. «Şeytan carpmışda ağzs eğilmiş, cin çarpmasına uğramışda aklını oynatmış gibi..» Cümleler söylenmektedir. Bu ve emsali cümlelerin ehli sünnet görüşüne uyan tarafları vardır. Ancak bazı mübalağa ve ilaveli yalanlarda söylenebilir. Şeytan ve cin çarpmasının olmıyacağını iddîa edenler, firakı dâlleden mutezilelerdir. Onlara göre âyeti kerime ve hadisi şeriflerdeki «Messüşşey-tan» kelimesinin menası hayalidir ve çocuğa şeytanın elinin tasviri gösteri-lirki, bir nevi vurma şeklini görür derler. Yukardaki âyeti kerime ve hadisi şerifler acıkca beyan ederken böyle indî teviller, elbet fasid ve batıl görüşlerdir. Şeytan ve cinnin çarpmasından, iğfal ve vesveselerinden Allâha sığınmak her müslümanın vazifesidir. Daha uzun izahat, akâid, tefsir ve kelam kitaplarında mezkûrdur. Melek, şeytan ve cinnin dünyada insanlara görülmeyip ahirette tersi ile insanların onları görüp, onların insanları göremiyeceklerinin sebebi hikmeti yukarda iki (2) nolu hadisi şerifin izah kısmında geçmiştir. Yukarıdaki hadisi şerifde Resûiüllah sallallahü aleyhi vesellem efendimiz «Peygamberlere ve evliyalara şeytan dokunamaz» cümlesini söyleyenleri veya iddia edenleri red etmiştir. Birde cinnilerle insanların nikahlanıp izdivaç edenleri olabilir, olamaz meseleside düşünülecek bir hususdur. «Agamul mercan fi ahkamilcân» isimli eserle «Eşbah vennezâir» adlı eserde bu mes'elenin uzun izahı geçmiştir. Oralardan okumak faideli olur. [226] Tercümesi : 70 - {8) Ebû Hüreyre {R.A) den mervidir, demiştir : Resûiüllah (S.A.V) buyurdu : «Doğum zamanında doğan çocuğun bağırması, şeytanın dokunmasın-dandtr.» [227] Tercümesi : 71- (9) Câbir (R.A) den mervidir, demiştir : Resûiüllah (S.A.V) buyurdu ki : «Muhakkak surette iblîs, tahtını su (deniz) üzerine kor, sonra insanlara fitnelik etmeleri için askerlerini sevk eder. Ona (iblise), askerlerinin rner-îebe bakımrndan en yakını fitnesi en büyük olanlarıdır. Onlardan (iblisin askerlerinden) birisi gelir ve der: Şöyle şöyle işledim (mesela : Kumar oynattım, zina yaptırdım, der.) — Bunun üzerine iblis der : Hic bir şey istememişsin. __ Resûluliah (S.A.V) buyurdu : Sonra onların (aske.ieıin) birisi gehr ve der: Ben onu (adamı) bırakmadım, takt onunla (adamla) karısının arasını ayırdım, ondan sonra terk ettim. __ Resûiüllah (S.A.V) buyurdu : İblis ona (o askerine) yaklaşır ve : Sen ne güzelsin, der.» — Ameş (bu hadîsi şerifi rivayet edenlerden birisi) dedi : Zan eder sem Resûiüllah (S.A.V) buyurdu :[228] «iblis bu askerini kucaklar.» [229] Tercümesi : 72 - (10) Ondan {Câbir R.A den) rivayet olunmuştur; Resûiüllah (S.A.V) buyurdu : «Şüphesiz şeytan, Ceziretül arabda Namaz kılanların ibâdet yapmasından me'yüs (umutsuz ve mükedder) olur. [230]Fakat yine orada namaz kılan insanlar arasında, fesat çıkarmaya çalışır.» [231] [217] Buhârî, Müslim [218] Mustafa Uysal, İzahlı Mişkat El Mesabih Tercümesi, Uysal Yayınları 1/193-194. [219] Müslim [220] Mustafa Uysal, İzahlı Mişkat El Mesabih Tercümesi, Uysal Yayınları 1/194. [221] Buhârî, Müslim {Hadîsi şerifi, Ahmed bin hanbel, Ebû Dâvud ve ibni mâcede rivayet etmişlerdir. [222] Mustafa Uysal, İzahlı Mişkat El Mesabih Tercümesi, Uysal Yayınları 1/194. [223] Buharı, Müslim [224] Mustafa Uysal, İzahlı Mişkat El Mesabih Tercümesi, Uysal Yayınları 1/195. [225] Bak, Tefsiri kasımi, c. 3, S. 702 [226] Mustafa Uysal, İzahlı Mişkat El Mesabih Tercümesi, Uysal Yayınları 1/195-196. [227] Buharı, Müslim [228] Müslim{Bu hadîsi şerifi, Ahmed bin hanbel de Müsnedinde rivayet etmiştir.) (Kısa îzahat, «İslamda Tesettür ve Haya» adlı eserimizde zikredilmiştir. Arzu eden orayı okur.) [229] Mustafa Uysal, İzahlı Mişkat El Mesabih Tercümesi, Uysal Yayınları 1/196. [230] Müslim(Keza bu hadisi, Ahmed bin hanbei ve Tirmizî.rivayet etmişlerdir.) [231] Mustafa Uysal, İzahlı Mişkat El Mesabih Tercümesi, Uysal Yayınları 1/197. |