๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mişkatul Mesabih => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 23 Haziran 2011, 14:26:15



Konu Başlığı: Misvak Babı Birinci Fasıl
Gönderen: Sümeyye üzerinde 23 Haziran 2011, 14:26:15
(4)  Misvak Babı Birinci Fasıl



376- (1) Ebu Hureyre(R.A) den mervîdir, dedi.:

Resûlüllah (S.A.V) buyurdu:

«Eğer ümmetim üzerine zor olmasaydı, onlara yatsı namazını (ge­cenin yansına veya üçte birine} tehirini ve her namazın (abdesti) za­manında misvak kullanmayı emrederdim.» [120]

 

İzahat

 

«Misvak Banı» başlığındaki «Misvak» kelimesinin tarifi ile kullanı­lış şeklini ve metinde zikredilmeyen bâzı hadîsi şerif meallerini nakle-dib açıklamaya çalışalım.

Misvak; Sıvak kelimesinin türkçesidirki, dişleri, acımsı ve her çe-sid lifli gibi ağaç dalları ile uvalamak ve sürtmekte kullanılan şeydir.

İştiyak, misvak ve sivak kelimelerinin hepsi, abdest esnasında arak ağacının dallarından kesilmiş, parmak kalınlığında ve başlangı­cında bir karış boyunda olan ağaç dalıdır. Lif lif içi olan ağaç dalından misvak edinib kullanmak caizdir. Fakat afdal olan arak ağacından ke­silmiş olan misvak-ı kullanmakdır. Kuru olursa ıslatılır. Yaş vaziyette olursa, oda istenilen temizliği yapamıyacağmdan kurutmaya yaklaş­tırılarak sertleştirdikten sonra kullanılır.

Misvak kullanmanın zamanı : Abdesti almazdan evvel veya iki eli yıkadıKdan sonradır.

Misvak-in kullanılış şekli : Misvakı kullanacak kimse, sağ eline alır, sırça parmağının üstünden geçirerek baş parmak ile altından tu­tup diğer parmakları ilede üstünden tutmak suretiyle eline alır ve ağzı­nın sağ tarafından başlayarak dişlerine sürer. Sağ elinde özrü olan kimse, sol eliyle misvakmı aynı şekilde tutar ve misvakını kullanır.

Misvak ağacını bulamiyan veya yanında misvak bulunmayan kimse, parmaklarını dişlerine sürtmek suretiyle yapmasıda kifayet ede­ceği beyan edilmiştir.

Netekim Beyhakinin rivâyetiyle Enes (R.A) den mervîdir, Rasûlü ekrem sallallâhü aleyhi vesellem buyurduki:

«Misvak-dan bedel olarak parmaklar, kifayet eder.»

Tabarânînin Hz. Aişeden rivayet etiğinde ise, şöyledir :

«Aişe (R.A) dedi : Ben dedimki, ya Rasûlellah! Adam ağzını mis­vakla m a yaparmı?   

—  Rtfsûlüllah (S.A.V) buyurdu : «Evet»

—  Bende dedim, nasıl misvak yapar?-

—  Rasûlüllah (S.A.V) buyurdu :

 «Parmağını ağzına katar (ve dişlerine sürter).»       

 Hz.Ali (R.A) da dedi:

«Şehâdet.ve baş parmakla (dişleri) uvalamak (sürtmek) de, mis-vakdır.» (mirkat, C. 1,300) Misvak kullanmanın hükmü:

Misvak kullanmak, biz hanefîlerce abdestin sünnetindendır.   Na­mazın sünnetinden değildir.

Binaenaleyh misvak tutunarak aldığı abdest ile kıldığı her namaz­da her ne kadar o namaza kıyam edib başlarken misvaklanmayı iş-lemesede, misvakı kullanma fazileti hâsıl olmuş olur.

Şâfi-i mezhebine göre, misvak tutunmak namazın sünnetindendir. Binaenaleyh namaza kalkdığı vakit, misvak kullanmaz ise, o fazilet ve sevab olmaz.

Meiâkilfelah Tahtavîsİnde şu satırlar yazılmıştır :

«Misvak tutunmanın, abdesîin sünnetlerinden yahut namazın sün­netlerinden veya dînin sünnetlerinden olması hakkında ulema (şeriat âlimleri) ihtilâf etmişlerdir.

—  Üçüncü görüşki, misvak tutunmanın dînin sünnetlerinden oldu­ğu daha kuvvetlidir. İmam (İmamı Azam) dan menkul olanda budur. Nitekim Buharı şerhi aynî de höyle zikretmiştir.

—  Hidâye sahibinin kavlinde ise, misvak tutunmak  müstehabdır, demeside abdest hakkındadır. Mutlak müstehab demek değildir.»[121]

Tahravide bu beyandan sonra Hidâye sahibi İbni Hümam (R.A) : «Netiyyi muhterem sallallâhü aleyhi vesellem-in abdestde misvak-a devam etmelerini îzah eder bir şey varid olmadığı cihetle,hak olan, misvak tutunmanın dînin sünnetlerinden olmasıdır.» dediğini yazmak­tadır.

Misvak-ın Fazileti:

Metinde geçmeyen bir kaç hadîsi nebevi mealini nakledelim : Aişe (R.A) den mervîdirki, Nebiyyi muhterem sâllalîâhü   aleyhi vesellsrn-in hanımıdır.

Nebiyyi muhterem sallallâhü aleyhi vesellem buyurdu : «Misvak kullanarak kılınan namazın sevabı, misvaksız kılınan na­mazın sevabından yetmiş derece faziletlidir.»

(Hadîsi, Ahmed, Bezzar, Yâlî ve İbni huzeyme, sahihinde rivayet etmiştir.)[122]                                               

İbni Abbas (R.A) dan mervîdir, muhakkakki Rasûlüllah sallallâhü aleyhi vesellem buyurdu :

«Elbette Misvak tutunarak iki rek'at namaz kılmanı, misvak tu­tunmadan yetmiş rek'at namaz kılmamdan bana daha sevimlidir.» (Hadîsi, Ebû Nuaym rivayet etmiştir.)

Câbir (R.A) dan mervîdir, dedi: Rasûlüllah (S.A.V) buyurdu :

«Misvak tutunarak iki rek'at namaz kılmak, misvak tutunmadan kılman yetmiş rek'at namazdan efdaldır.»

(Hadîsi, güzel isnadla Ebû Nuaym rivayet etmiştir.)[123]

Şimdi bu beyan ve nakillerden sonra «Misvak Babı» başlığının al­tındaki birinci hadîsi şerifi tekrar okuyalım ve bir nebzede bu hadîsi ne-tevînin ışığı altında hükümler nakledelim.

Rasûlü fikreni (S.A.V) efendimiz buyuruyorduki:

«Eğer ümmetim üzerine zor olmasaydı, onlara yatsı namazını (ge­cenin yansına veya üçte birine} tehirini ve her namazın (abdesti) za­manında misvak kullanmayı emrederdim.»

Hadîsi şerifin birinci hükmü olan yatsı namazının tehiri mes'elesi, ilerde «Namaz Bahsi» başlığını taşıyan mahallinde gelince îzah edile­cektir.

Binâenaleyh biz burada «Her namazın (abdesti) zamanında mis­vak kullanmayı emrederdim.» cümlesi üzerinde duracağız.

Şârih Aliyyulkârî merhum, hadîsi şerifdeki, «Her namaz zamanın­da» cümlesini «Her namazın abdesti zamanında» kaydı ile kayıtlamış­tır.

Bu sebeble bizde tercümemiz ânında «Her namazın {abdesti) za­manında» kaydı iie yazdık.

Buhârînin Oruç bahsinde Ebî Hureyre (R.A) in rivayetinde Rasûlü ekrem sallallâhü aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur :

«Eğer ümmetim üzerine ağır (zor) gelmeseydi, her abdest ânında misvak tutunmayı (misvak kullanmayı) onlara emrederdim.»

<Mirkar,C. 1,300) Ahmed bin Hanbelin müsnetinde ve başkalarında da':

«Eğer ümmetim üzerine güç olmasaydı, Her taharet (temizlik) ânında misvak tutunmayı onlara emrederdim.» buyurulmuştur.[124]

Bu hadîsi nebevilere göre, namaz, abdestsiz ve tahâretsiz caiz ol­mayacağına göre, her namaz ânında misvak kullanmak gereklidir. Şâ-fi-î âlimleride, iki hadîsin arasını cem ederek, abdest ve namazın baş­langıcında mutlaka misvak tutunmanın sünnetliğini beyan etmişlerdir.

Şârih Aiiyyülkârî merhum, devamla şunları yazıyor :

«Bilmelisinki, elbette hadîsi şerifde abdest ve taharet kelimesinin zikri, misvak tutunmanın yerlerini beyan etmek içindir. Aslında misvak tutunmanın müstehablığı, bir vakit ve sebeble kayıtlı değildir.

— Evet bâzı sebeblere biâen, misvak tutunmak gerekir. Yemek yemekle ağzm kokusunun değiştiği veya çok sükût edib susmakla ve bunlara benzer hal ve sebeblerle ağzın kokusu değiştiğinde misvak tu­tunmak gerektiği gibi.

—  Ancak bizim hanefî âlimlerimiz, misvak tutunmayı   namazın sünnetlerinden saymamıştır. Zira.namaza durulacağında misvak tu-tunülduğunda ağızda bir yara meydana gelmesine ve kanın çıkmasına sebeb olabilir. Bu takdirdede biz hanefîlere göre, bu hal abdesti bozu­cudur. Çok zaman bu halde görülebilir. Birde Rasûlüllah (S.A.V) den namaza kaim olurken, misvak tutunduğu rivayet olunmamıştır.

—  Böyle olunca Rasûlüllah  (S.A.V)  in, «Her namaz zamanında misvak tutunmayı onlara emrederdim.» cümlesi «Her abdest üzerine» hamlolunur. Nitekim yukarda hu rivayetlerde nakledilmişti.»

Rasûlü ekrem sallallâhü aleyhi vesellem efendimizin, «Ümmetim üzerine zor olmasaydı.» cümlesindeki diğer bir anlamda, şöyledir Eğer ümmetimin çeşitli sıkıntı ve meşakkatlar karşısında misvak tutunmayı terk edib ıkâha ve cezaya miÜstehak olacaklarından kork ma­saydı m, misvak tutunmayı vâcib kılarak emrederdim. Çünkü misvak kullanmakda pek çok fâide ve sevablar vardır.»

Misvak kullanmanın faydaları:

tmam-ı Dahhak (R.A), Ibiti Ablıas (R.A) den rivayet etmiştir.

Rasûlüllah (S.A.V) buyurduki:

«Size, misvak tutunmanızı tavsiye ederim. Zira misvak tutunmak da on haslet vardır (ve şunlardır) :

a)   Misvak tutunmak (kullanmak), ağzın temizliğidir.

b)   Misvak tutunmak, Rabbi teâlânın rızasidır.

c)  Misvak tutunmak, melekleri ferahlandırır.

d)  Misvak tutunmak, gözün cilasıdır.

e)  Misvak kullanmak, dişleri beyazlatır.

f)  Misvak kullanmak, diş etlerini sertleştirir ve dişlerin   çukurla-rındaki pislikleri giderir.

g)  Misvak kullanmak. Hazmı taam yapdinr ve balgamı keser. h) Misvak kullanmak, melekleri hazır yapar.

ı) Misvak kullanmak, Namazın sevab ve ecrini artırır. i) Misvak kullanmak, Şeytanı hazer edib kaçırdır.»[125]

Pek çok fazilet ve faydası olan bu misvak-ı, bedenen, rûhan, mad­deten ve manen, dîni ve dünyevî iyiliklere nail olunacağı düşünce­siyle istimal etmek gerekir. Hakka kurbiyyet, Rahmet meleklerinin in­sanın etrafında bulunması, şeytanı uzaklaştırması ve îmanla ölüb cen­neti âlâda yüksek dereceye nâiliyyet gibi iyi ve kârlı kazançlara sebeb olan bir ameldir.

Misvak tutunmanın fayda ve sevabı hakkında pek çok hadis, haber ve beyanlarda bulunulmuştur. Bu hususda Merakıl felah Tahtâvîsinde şu satırlar yazılmıştır :

«İmamlar; Hz. Ali, tbni Abbas ve ata (R.A) dan rivayet etmişlerdirki

—  Misvak tutunmanızı size tavsiye ederim. Binaenaleyh misvak tutunmakdan gafil olmayınız ve misvak kullanmaya devam ediniz. Zira misvak kullanmakda rabbi rahmanın rızası vardır. Namazın ecrini dok­san dokuz veya dörtyüz katma artırır.

—  Misvak tutunmanın devamı; genişlik, zenginlik ve rızıkda ko­laylık meydana getirir.

Ağızı güzel kokulu yapar, diş etlerini kavîleştirir, başağnsı ve başm terleyici sıkıntısını teskin eder ve hatta baş ağrısını ve balgamı giderir. Dişlere mukavemet verir, gözün kuvvetli ve berrak görmesini sağlar. Mîde hazmını kolaylaştırır. Bedene kuvvet verir. Adamın, ko­nuşmasındaki fesahat ve belagatını, hıfzını ve aklını takviye edib £iyâ-deieştirir.

— Kalbi temizler, iyiliklerde ziyâdelik sağlar, melekler sevinir ve misvak kullanan kişinin yüzünün nurlu oluşundan o adamla musafaha ederler ve melekler, o adam namaza çıkdığında-yanına teşrif   edib beraber giderler.

—  Misvak kullanan kimseye, mescidden çikdığı zaman arşı âlâyı hâmil olan melekler, istiğfar ederler ve misvak kullanan kimseye, ne­biler ve Rasulerde istiğfar ederler.

—  Misvak, şeytanı gazablandınr ve misvakı kullanan kişinin ya­nından uzaklaşır.

—  Misvak tutunmak, zerini pak kılar, taamı hazmettirir. Evlâdın çokluğuna sebeb olur. Sıratın üzerinden yıldırım gibi  geçmeyi sağlar. İhtiyarlığı (saç sakal aklığını)  geç getirir. Kitabın amel,   defterinin) sağdan verilmesini sağlar. Allâhü teâlaya, bedenin kulluğuna   takviye yapar.

—  Cesedden hararetin gitmesini sağlar. Karın ağrısını giderir. Ada­mın sırtında kuvvet hâsıl eder. Kelime-i Şehâdeti söylemeyi hatırlatır, .ölüm anındaki sıkıntının gitmesine sur'at katar. Dişleri beyazlatır. Ağız kokusunu güzelleştirir. Boğazda balgam bırakmayıb saf ve berrak ya­par. Dilin celâdet ve letafetini sağlar.

—  İnsandaki fetânet ve zekayı artırır. Bedendeki yaşlıkları, yok edib keser. Gözün görme ferine kuvvet katar. Bir şeyin ecru mükâfa­tını artırır. Malı ve evladı nemalandırıb çoğaltmaya sebeb olur. Defi hacetin rahat yapılmasına yardım eder, Kabrinin genişlemesine sebeb olur. ve kabrin lahdinde arkadaş olur.

— Misvak kullanan kimseye, cennetin kapıları açılır, melekler o adama derlerki, «işte bu adam, peygamberlere iktida eden kimsedir. Peygamberlerin izlerine uyan ve her Allanın günü Peygamberlerin doğ. ru yoluna gitme emelinde olan kimsedir.» ve misvak kullanan kimseye, cehennemin kapıları kapanır. O kimse, dünyadan ancak tâhir ve mu-tahher olarak çıkar. Ölüm meleği o kimseye, evliya kimselere geldiği gibi güzel surette gelir.»[126]                                                   

Erkeklerin tutundukları misvak yerine kadınlarda, sakız çiğnerler ve kadınların sakızları, erkeklerin misvaklarının makamına kâim olur. Kadınların misvak yerine sakız çiğnemeleri, kadınların deri ve etlerinin ince ve nâzik olduğundan misvak kullanmaya tahammülleri zor oldu­ğu içindir.

Ancak kadınlar, sakızlarını yabancı erkeklerin yanlarında olma­mak şariiyle her zaman ve mekanda çiğneyebilirler. Erkeklerin abdes-thı evvelinde misvak kullanmaları gibi, kadınlarında abdeştin evvelin­de sakız çiğnemeleri sünnet değildir, zahiri ve fetva olan, erkeklerin abdeştin evvelinde misvak kullanmaları sünnetir.[127]

Kadınlara sakız çiğnemek. Ramazanda oruçlu olduğu için mekruh-dur. Keza Ramazan ayının dışındaki günlerde oruçlu olan kadmlarada. sakız çiğnemek mekruhdur.

İlgili Fetva:                       

Hind (bir kadın), oruçlu iken (boyasız) beyaz sakız çiğnese, orucu fasit olurmu? ELCEVAP: Mekruhdur.

(Fetâvâyı Feyziye, 22 - Keza Mülteka Tercümesi, C. 1,265) Erkekler için sakız çiğnemek ise, her hanki bir zarurî ihtiyaç olma­dıkça heî zaman ve mekanda mekruhdur. [128]         

Şârih' Aliyyulkârî merhum misvak kullanmanın yer ve zamanı hak­kında şu satırlarıda yazıyor :

Fazılı muhakkik ibni hümam hidâye şerhinde demiştirki : «Misvak kullanmak beş (5) yerde müstehabiiır (ve şunlardır) :

1)   Dişin sararmasından dolayı misvak kullanılır.

2)   Ağzın kokmasından için, misvak kullanılır.

3)   Uykudan kalkıldığı zaman, misvak kullanılır.

4)   Namaza kalkılacağında, misvak kullanılır.

5)   Abdest alırken, misvak kullanılır.»

Ayrıca Mehmed Zehni merhumda «Nîmetül İslâm» adlı eserinde şu satırları yazmıştır:

«Dînin sünnetlerinden olduğu Hz. İmam (İmamı Azam) dan men­kul olduğu üzere, dişlerin sararması, ağzın kokması gibi ağzın koku­sunun değişdiğinde, uykudan kalkdığı zaman, dişlerinin kanamıyaca-ğmdan emin olan kimse için namaza kalkdığı vakit, eve girdiğinde, in-insanlarla bir araya toplanıldığmda ve kur'an ve'hadis okunacağında misvak kullanmak, müstehabdır.»

Misvak tutunma ile ilgili nakletmiş olduğumuz yukardaki hüküm­lerin bâzısını, ilerdeki hadîsi nebevi ve haberlerde okuyacağımızıda hatırlatırız.

Bu güzel hükümler karşısında, her müslümanm bütün imkanını kullamb evinde veya yanında bir misvak bulundurub kullanması, en iyi ye değerli amellerdendir.

Tercümesi:

377 - (2) Şureyh bin hânî-i (R.A) den menidir, dedi : «Aişe (R.A) e sordum : Resûlüllah (S.A.V) evine girdiği vakit ne Ue başlardı?

— Aişe (R.A) dedi: Misvakle (başlar).» (Haberi, Müslim rivayet etmiştir.) [129]

 
İzahat
 

Râvî Şureyh (R.A), Hânî-i (R.A) m oğlu oda yezid elhârisî-nin oğ­ludur. Künyesi, «Ebülmikdam» dır. Pederi ve kendisi sahâbe-i kiram-dandir.[130]                                                                 

Kendisi bizzat Hz. Ali (R.A) efendimizin ileri gelen adamlarından idi. Hz. Alinin bütün muharebelerinde hazır bulunmuştur. Uzun müd­det yaşamıştır. Gâzî olarak sicistâne gitmiş ve orada yetmiş sekiz hicrî­de şehid olmuştur.

Sarih Aliyyulkârî merhum, bu zâtın kendisinin tabiînden olub ba­basının ashabı kiramdan olduğu hususunda düşünce naklediyor.

Fakat Râvî Şureyh (R.A} m babasının künyesini Rasûlü ekrem sal-lallâhü aleyhi vesellem efendimizin, «Sen, Ebâ Şureyhsin» buyurduğunu naklediyor. Öyle olunca Hz. Şureyh asrı saadetde hazır bulunmuşdur.

Ancak bu zat, tabiînin büyüklerinden meşhur küfe kadısı, «Kâdî Şureh» den başka bir sahâbe-i muhteremdir.

Aslında Râvî Hz. Şureyh (R.A) m babası Hânî-i (R.A) in künyesi, «Ebül haKem» iken Nebiyyi muhterem sallallâhü aleyhi vesellem efen­dimizin künyelemesiyle «Ebû Şureyh» olmuştur. Allah onlardan razî olsun.  [131]                                                         

Haberde, Hz. Rasûlü ekrem sallallâhü.aleyhi vesellem efendimizin evine girdiğinde, evvelâ ağzını misvakladığı beyan edilmiştir.

Evine girince i!k defa misvak tutunmasındaki hikmet ve sebeb şöyle beyan edilmektedir.

* «Rasûlü ekrem (S.A.V) efendimiz, yolda konuşmayın sükût ederek -evine geldiğinden, ağzının kokusu değişiyor. Bu sebebden mübarek ağzının değişen kokusunu güzelleştirmek ve temiz bir şekilde olması için misvak kullanmıştır.» Bu görüş, zaif bir rivayettir. Zira efendimizin ağzı ve her tarafı güzel kokardı. Belki ümmetine tâlim için yapmıştır.

Denilmiştirki; misvak tutunmakda, yetmiş kadar fayda vardır. Bu­nun en aşağısı, ölüm ânında kelime-i şehadeti söylemektir.-

Afyonda ise, yetmiş kadar zarar vardır. En azı, ölüm ânında şehâ-deti unutmaktır. Bundan Allaha sığınırız.

İlmi Hacer (R.A) da demiştirki:

«Rasûlü ekrem (S.A.V) in bu filinde tekid vardır. Bir kimse, evine girdiğinde evvela misvak tutunma ile başlamalıdır. Zira ağzının temiz­liğini arttırır ve aile efradı ile iyi münâsebet ve sohbeti daha iyi yapma­yı sağlar. Bilhassa uzun sükût edib susmadan sonra eve giren kimse, misvak kullanırsa ağzının kerih kokusunu giderir.

—İşte bu hususlara dikkat eden her hanki bir kimse, uzun müddet sükût edib konuşmaması veya başka sebeblerden dolayı ağzının ko­kusu değişirse, konuşacağı kimselere ağzının kokusu eziyet vermemesi için, evine girdiği zaman evvela ağzının kokusunu misvak kullanarak temizlemesini sağlaması gerekir.» [132]                           

Tercümesi:

378- {5J Huzeyfe (R.A) denmervîdir, dedi: «Nebiyyi Muhterem sallallâhü aleyhi vesellem geceleyin teheccüd için kalkdığı vakit ağzını misvakle ovalardı.»

(Haberi, Buhârî ve Müslim ittifakla rivayet etmiştir.)

Tercümesi:

379 - (4) Aişe (R.A) den mervîdir, dedi :     

ResûlüIIah (S.A.V) buyurdu :

«On (10) şey fıtrat (yaratılış) dandır (onlarda şunlardır) :

1  - Bıyığı kesmek {kısaltmak, uzununu kesmek),

2  - Sakalı terk etmek (kazımayıb sakalı bırakmak),

3  - Misvak kullanmak,

4  - Su ile burnu istinşak ederek temizlemek,

5  - Tırnaklan kesmek,

6  - Mafsalları yıkamak,

7- Koltuk altının kılını yolmak,

8 - Etek temizliğini kazıyarak yapmak,

9- Su ile etek temizliği yapmak, yanı istincâ etmektir. — Râvî dedi: Onuncuyu unuttum.

10 - Onuncu da ancak mazmaza yapmaktır.» (Hadîsi, Müslim rivayet etmiştir.)

—Bir rivayette : «Sakalı terk etmek» yerine «sünnet olmak» mez­kûrdur.

— İmamı Bağavî mesâbîhinde, bu rivayeti sahîhayn = Buharı ve Müslim de ve «Humeydîmn» kitabında bulamadım, ve fakat «Elcâmî» sahibi bunu zikretmiştir ve Hatâbî de «Meâllmüssünnen» inde zikrei-miştir.

380 – (5)Ebû Dâvud Ammâr bin yâsir (R..A) den rivayet etmiştir. [133]
 




[120] Mustafa Uysal, İzahlı Mişkat El Mesabih Tercümesi, Uysal Yayınları 2/ 338.

[121] (Tahtavî, 37)

[122] (Etterğîbü vetterhîb, C. 1, 167}

[123] (Her ikiside Etterğibü vetterhib, C. 1,168)

[124] (Kezamirkat, C. 1, 300)

[125] (Bostanulârifin, keza Fethulkebir, C. 2,238)

[126] (Tahtâvî, 38)

[127] {Keza bak, merakılfelah ve Tahtavî, 38}

[128] (Keza Dâmad, C. 1,247}

[129] Mustafa Uysal, İzahlı Mişkat El Mesabih Tercümesi, Uysal Yayınları 2/ 338-345.

[130] (Elhakâik, C. 2, 200)

[131] (Keza Elhakâik, C. 1, 118)

[132] (Mirkat, C. 1, 3ûl)

[133] Mustafa Uysal, İzahlı Mişkat El Mesabih Tercümesi, Uysal Yayınları 2/ 345-348.