> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Mişkatul Mesabih > Fakihlerin Tabakaları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Fakihlerin Tabakaları  (Okunma Sayısı 1376 defa)
24 Haziran 2011, 16:56:46
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 24 Haziran 2011, 16:56:46 »



Fakihlerin Tabakaları




Şimdi «tai Abifiln» adlı eserin birinci cildinin devamında tukaha-nın (iakihlerin) tabakaları şöyle sıralanmıştır:

a)  fakihlerin birincisi «ashabı tahric»

tabakasıdırki, enli tervicde denir. Bunlarda, imam-ı kerhîiün talebesi cassas ismiyle mâruf  Bekir er Razî (370) gibi büyük fakihlerdir.

Bu tabandaki zatlar, asla ve kat'â ictihadda bulunmaya Kudretleri, kifayet etmez. Fakat asıl kaideleri ihata edib kaidelerin alındığı ve da­yandığı mehazları ezberleyib bildiklerinden, mes'elenin iki ciheti olub bir taralı açıklanmayı!) her iki yönünde mübhem olanın mücmel yö­nünü tafsil edib tercih etme kudretine sahibdirler.

Aynı zamanda bunlar, mezheb sahibinden veya müctehid derece­sinde olan ashabı kiramın birisinden hüküm nakledebilirler, imamdı HgŞhîiita tahrici ve Ebu Bekir er Râzinin tahrict bu kabil eserlerdendir.

b)  F&kUüerin ikinci tabakası, «Ashabı tercih» dir. Bunlarda, müc-tehidleri taûclid eden, ebul Hasan.el KadÛri (428) ve Hidâye satıiM şey-huüslam Burhânaddîn el Murgînânî (593) gibi Fuüûlu ulemâdır.

c)  Fakihlerin Üçünca tabakası, «ashabı temyiz»»dir. Mukallitler­den olan bu zatlarda, müteaıhhirin ulemasından mûfeîier fıkıh metin­lerinin sahibleridirki, yazâıklan metinlerde-, ekva (daha kavî),t kavî, zait zahirî rivâyef zahirî mezheb ve nâdir, hükümlerin aralarım ifemyiz edib beyan etmişlerdir.

Bunlarvkenz sahibi (710), muhtar (683), vikaye ye mecmâ (694) sahibi gibi sahüı ve muteber  metinlerinin müellifleridirler. Bu fasihlerin hal ve şanlan, eserlerinde mevcut sözleîi ve zaif rivayetleri nakletmemektîr.

d) Mukallit fakihlerin dördüncüsü. Yulardaki yazılanların vasıf ve kudretlerine kadir olamayan, yağlı ile yağsızı fark edemeyen ve sağ ile solu temyiz edib ayırd edemeyen, belkide geceleyin kütük ka­panlar gibi, rast gele bulduklarını toplayan tipinden kimselerdir. Bun­ları taklit edenler ve edecekler için, tamamen ve külliyyen helakdir.[153]

tbni Abidin Merhum «Fetevâyı Hayriye» isimli eserden naklen şu cümleleride yazıyor:

«Şüphe yokki, elbet bir meselenin râcihmi mercuhundan ve zail ile kuvvet bakımından mertebelerinin ihtilaflı yönlerini bilmek, ilim tahsil eden kimselerin ilmi tahsil etmeye sarılacakları emellerin en son mertebesidir.

—  Binâenaleyh müîti ve kadıya farz olan; cevab vermede, tesbitli olmalı (bir delil ve kaynağa dayanmalı) ve bir şey hakkında, «helâl ve Haram» demekle, Allâha iftira etmekten korkarak rast gele ver­memelidir. Hevâsına ve şehvetine tâbi olması ve büyük musibet olan mala meyletmesi, haramdır.

—  Zira kötü amel ve emeller, cesaret edilmeyecek derecede bü­yük bir işdir. Bu büyük kötü işe, ancak azıtmış olan bütün câhil kim­selerin yapdıkları (veya yapacakları) şeydir.»[154]

îbni Abidin merhum «Mecmuatürresâil s. 32» adlı eserinde, îmam-i Ebî Yûsuf-un Imam-ı Azamdan (R.A) rivayet ettiği şu satırları yazıyor : İmamı Azam rahimehullah dedi:

«Bizim sözümüzün nereden (hangi âyet, hadis ve icmadan) aldı­ğımızı bilmeyen kimseye, fetva vermesi helâl olmaz.»[155]

İmam-ı Azam rahimahüllahla onun talebeleri, Ebi Yûsuf, med, Hasan bin ziyad, Züfer (R.A) ve emsali zevatı kiramlarda aynı hükmü beyan etmişlerdir. Hatta yakın târihin âlimleri de, bu hükme bağlı hükümlerde bulunmuşlar. Yani, kendilerinin beyan ettikleri hük­mün, hangi âyet ve hadisden istinbat ettiklerini ve hanki kaynakdan aldıklarını bilmeyenler, onların fetvasından bahsetmemelerini, butnır-muşlardır.

îman Şâirimiz Mehmet Akif merhumu dinleyelim:

Bakın ne günlere kaldık; ya beşr ya altı kopuk, Yamaklanyla beraber ki hepsi kılkuyruk. Utanmadan çıkıyor, içtihada kalkışıyor! Bu hâle karşı tahammül hakîkaten pek zor. Harimi Dîn-i Mübînin ahır değil... Oradan, Çekilde kendine bir saha bul, behey nadan! Kilitli bir kapı var orta yerde anlaşana: Harem - sarây-i diyanet değil, dalan dalana Nasılki her kapının ayrı bir anahtarı var. Onunda var. Bunu idrâk eder birinci nazar. Nedir mi? Anlatayım: Sizde olmayan irfan, Biraz haya edin, Öyle ise şaklabanhkdan! Kilitlidir kapı «Ummî duhât» için, amma, Kıyâm-ı haşre kadar ictihad eder «ulemâ». Evet şeraiti mevcud olunca insanda;

Ne kaldı men'edecek içtihadı, meydanda?

llel-ebed yetişir müctehid bu ümmetten;

Şu varkı: Çıkmalı ferdây-ı nura zulmetten.

Kıyası faside bir kerre eyleyin dikkat!

Süveyş'i açtı herif... Doğru... Neyle açtı fakat?       

Omuzlamaklanu? Heyhat! öyle bir fenle,

Ki bir ömür telef etmiş p fenni tahsile.

Düşünmüyor bu kopuklarki: müctehid geçinen,

Zamanının Olacak muktedâsı irfânen;

Kitabı, sünneti, icmâ-ı sağlam anlayacak;

Hilafı yoklayacak, İhtiyacı kollayacak.

Ne İçtihadı yapar, yoksa, bir alay- zimmî,

Kadar nasîbe-İ fıkhîsi olmayan- ümmî?

Kuzum, eşek nalı yapsan: bir usta çingenenin,

Yanında uğraşacaksın, başında mengenenin.

Peki, liyâkati fıtrîsi âdemin sâde,

Kifayet eylemiyorken bu en hasis işde,

Ya içtihada nasıl kalkıyor bu sersemler?

O içtihada ki: dünya kader ulûm ister![156]                     

Yukardaki hükümlere riâyet etmek amelî mesele ve hükümlerde­dir, îtikad'ye îm'ari meselelerinde katiyyet olması lazım olduğundan, orada taklid ve nakil değil, doğrudan doğruya kat'î ve kesin bilib ina­nılması gerekir. Her ne kadar mukallidin îmanı sahih olursada', büyük günah sahibidir. Onun için îmanda en muteber ve sahih olanı/ aklî ve naklî delillerle öğrenib inanmaktır. Bu hüsusda îtikad ve usul kitap­larında daha geniş malumat, vardır. Birde, «Islâmda Evliya rnes'eJesi ve Harikalar» adlı eserimizde zikredilmiştir.

Şimdi yukardan beri naklettiğimiz hükümlere çok ve çok dikkat edelim. Din ve şeriat mes'elelerinde hüküm verenlerin ve hüküm be­yan edebileceklerin, derece ve mertebeleri, nasıl îzah edilmiştir. Birde yedi tabakanın sonuncusu mertebesinde, belkide onlardanda aşağıda olanlardan günümüzde, birinci derecedeki müctehidlerin yetgili olma­dıklarını beyan ettikleri kesin âyet ve hadis hükümlerinin hilafına be­yanda bulunmakdan çekinmeyen; kendini ve1 haddini bilmeyen zavallı­ların hallerine bakalım.

Bu iddiada olanlardan öylelerine rastlanmıştırki sakal yok, büyüğe saygı yok, namaz, abdest rast gele, camiye cemaata gitmez, karısı ve kızı çıplak, başı açık ve islâmî Icryâfeti olmayan yabancı kadınlarla yan yana iş görüb ve hatta çay içip, ekmek yeyib, yabancı kadınla el sıkışrhadanda çekinmezler. O gayri meşru hayatlarına islârm uydur­mak için, şeytan kıyaslarına kalkışırlar.

Böylelerinin zuhur edeceği, kendisinin malumu olan ashabdan, müfessir ve fakih lbni mes'ud radıyallahü teâla anh şöyle demiştir :

«Aîeyküm bilatik –

—Eskiye (eski âlimlere ve eserlerine) sanlınız.»[157]

Resulü ekrem sallallâhü aleyhi vesellem devrinde fetva vermeye yetgili olan lîu büyük dahî sahabe îbni mes'ud * Radıyallahü anîun, kıymetli sözünün yaşantısı, «eski eserler» adı altında yazma kur'anı kerim ve dînî eserlerden tutunda, halı, kilim, çaîh, taş, cami, medrese, hastahâne ve emsali eserlerin maddî yapı ve îmal değeri çok kıymet­lidir. Maddeci ve dünyacılar, buna hayrandırlar/Teamül aynı şekilde devam etmektedir.

Keza islâmı yaşayan ihlaslı din âlimleri ye müslümanlarda, selefi s&ihine ve eserlerine saygılı ve onların, kıymetlerini takdir. edereK yazdıkları eserleri, okumuşlar, okutmuşlar, şerhler ve haşiyeler, yaz­mışlar. Okurken okuturken ve eserlerini şerh edib açıklarken, devam­lı rahnfetle anmışlar ve gerekli takdiri, bir vazife bilmişler.

Hak yolcusu- din âlimleri kendilerinden evvel geçen sahabe, tabiîn, teba-ı tabiîn ve devam edib gelen müctehid, müfessir, fakih ve muhaddisleri ve eserlerini takdir edib tavsiye etmişlerdir. Ancak selefi

sâlihîn efendilerimizin devirlerinde çıkan bâzı sapıklara ve onların fasit düşünce ve iddialarınada, dikkat edilmesini eserlerinde belirtmiş­lerdir. Bizler, o büyüklerin yazdıkları eserlerden faydalanarak islamı yaşamaya çalışıyoruz.

Büyüğe saygı, küçüğe şefkatla ssvği, islamın prinesibidir. Hal böy­le iken, bulunduğumuz asırda, kendilerinde renk gören bir kaç ilim dalından bir şeyler bilen şeytân kıyaslılar, sahabenin adını söyler ve yazarlarken, tarziye' (RA. ve Rahimahullahı) getirmedikleri gibi, Haz­ret ve emsali saygı değer kelimeleri söylemiyorlar, yazmıyorlar. On­lara ve. hükümlerine karşı terbiyesizce davranış ve beyanlarda bu­lunanlar maalesef görülmektedir.

Meselâ : Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali Radıyalla­hü anhümlerin isimlerini söylerken sanki halkdan bir kişinin adını söy­ler gibi, Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali derler ve yazarlar.

Şimdi ey meslekdaşlanmız ve ey ilim irfan yolcusu gerçek mücâ-hid genç ve dinç kardeşlerimiz! Kısa cümlelerle açıklamış olduğumuz bu gerçeklere ve sizin şimdiye11 kadar okuyub bildiğiniz selefi sâlihîn efendilerimize ve eserleriyle ilgili bilgilerinize müracaat ediniz.

Mısırda zuhur eden bâzı müfsid reforumculann; Ashab, tabiîn ve diğer büyük müctehid, müfessir ve fakihleri küçümseyen veya ek­siğinden bahsedib kötüleyenlere rast gelirseniz, aman bu müfsitler-den kaçınınz. Fijçren ve manen zehirlenirsiniz. Manevî değerlere saygı ve bağınız kopar. Bir takıin sefih ve mülhitlerin görüş ve düşünceleri doğrultusunda hüküm kesmeye kalkışırsınız. Haddinizi aşarsınız. Sapı­tırsınız. Yalancı dünya için din ve âhiretinizi harab edib yıkarsınız. Sefihlere yaranmak için, dinde tâvizler verirsiniz.

Böyle oluncada hem kendiniz helak olursunuz ve hem sizin be­yanlarınıza tabî olanlar, helak olurlar....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Fakihlerin Tabakaları
« Posted on: 24 Nisan 2024, 00:36:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Fakihlerin Tabakaları rüya tabiri,Fakihlerin Tabakaları mekke canlı, Fakihlerin Tabakaları kabe canlı yayın, Fakihlerin Tabakaları Üç boyutlu kuran oku Fakihlerin Tabakaları kuran ı kerim, Fakihlerin Tabakaları peygamber kıssaları,Fakihlerin Tabakaları ilitam ders soruları, Fakihlerin Tabakalarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes