> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Mevlana Kitaplığı > Mesneviden cevher kıymetinde beyitler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mesneviden cevher kıymetinde beyitler  (Okunma Sayısı 4034 defa)
30 Ocak 2010, 15:33:36
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 30 Ocak 2010, 15:33:36 »



Mesnevi´den Cevher Kıymetinde Beyitler



Prof.Dr. Cihan Okuyucu



2007 yılı Türk Edebiyatının ölümsüz şairlerinden Mevlana’nın 800.doğum yıldönümü. Bu münasebetle Unesco 2007 yılını Mevlana Yılı olarak ilan etmiş bulunuyor. Biz de Mevlanayı anma ve anlama çabalarına onun ölümsüz eseri Mesnevi’den seçtiğimiz bir güldesteyi sitemiz okuyucularına takdim etmek suretiyle katılmak istedik. Seçilen beyitlerin kenarındaki cilt ve beyit numaraları için merhum hocamız Amil Çelebioğlu’nun hazırladığı “Manzum Nahifi Tercümesi”(Sönmez yayınları,1967) esas alınmıştır. Mesnevi beyitleri yanında çeşni olması amacıyla Nahifi(17.yy)nin bazı manzum tercümelerine de yer verdik. Beyitleri anlamlandırmaya gelince.. Anlaşılmayı ve istifadeyi öncelediğimiz için kendimizi lafızla mukayyed saymadık ve beyitlerin arkasındaki fikre tercüman olmaya çalıştık.



1

Hem hayvansın hem melek:

Tâ be-ten hayvan be-câni ez-melek

Tâ revî hem ber-zemin hem ber-felek 2/3814



Ey insan,ne tuhaf bir varlıksın sen. Zıtlıklar sende birleşmiş. Hayvan da melek de yerinde sabit ama sen bunları nefsinde cem etmiş ten hayvanıyla can meleğini bir araya getirmişsin.. Bu yüzden hem göğe mensupsun hem yere .Bu ikili yapını bil ve ona göre dikkatli davran.. Ta ki tenin canına diş geçirmesin, kötülük iyiliğine baş eğdirmesin. Gökler dururken bürtü böcek gibi toprağın altını vatan edinme.

2

Eşek misin İsa mı:

İsîye bak rağbet-i har eyleme

Tab’ını akl üzre server eyleme (2/1871)


Eşek de sensin, eşeğe binen de. Eşek senin maddi varlığın, yontulmamış tabiatındır. O eşeği sürüp götüren aklın ve ruhun ise İsaya benzer. Sen İsaya değer ver, eşeğe değil. Eşeğe benzeyen tabiatını akıl İsasının üzerine çıkarma. Bırak bedenin ruhuna hizmet etsin, ulvi gayelerin peşinde yorulsun. Yakışığı kölenin şaha hizmetidir, şahın köleye değil.



3

Sen bu libas değilsin:

Bil ki oldu rûha ten gûyâ libâs

Bî-libâs ol lâbisi kıl iltibâs 3/1616



Sen insan bedenini insanın kendisi sanmadasın. Oysa bu beden ruhun elbisesinden başka nedir ki? Hiç insanın değeri giydiği elbiseyle ölçülür mü? Değer ya da değersizlik onun ruhuyla ilgildir, bedeniyle değil. O halde sen gözünü ten elbisesinden çek de o libasın içindekine dikkat et. Şekle değil manaya bak.Eğer şekilce benzerlik insan olmaya yetseydi iyi de kötü de bir olurdu.



4-5

Sen devesin akıl deveci:

Akl-ı tu hemçün şütürbân tu şütür
Mîküşâned her taraf der-hükm-i mur

Akl-i aklend evliyâ vü enbiyâ

Ber-misâl-i üştürân tâ-intihâ 1/2597



Deve yük taşımakta güçlüdür ama kendi başına iş göremez. Her devenin başında bir sahibi vardır. Devenin de gözü var ama o kendi gözünü bırakır sahibinin gözünü göz edinir. Deve kendi aklını ve isteğini sahibinin aklına ve isteğine kurban etmiştir.Kendi istediği yere değil çekildiği tarafa gider. Sen de tence deve gibisin, aklınsa deveci. Akıl tenini her tarafa çeker, durur.Sen tenine değil aklına uy. Nebi ve kamil velilerse aklın aklıdırlar; bütün diğer akılları bir deve katarı gibi çekip götürürler. Akıllılık daha üstün akla uymaktır,kendi aklına değil.

6

Kamil ve hamın eli:

Kâmilî ger hâk gired zer şeved

Nâkıs er zer bürd hâkister şeved 1/1674


Hamla olgunun bir farkı eldeki imkanı kullanış biçimidir. Olgun kişi toprağı ellese altın kesilir. O kötülükten bile iyilik çıkarır, imkansızlığı imkana çevirir. Leşin kokusunu duymaz da parlayan dişlerine hayran olur. Güneş gibi çiği pişirir, misk gibi yaklaşanı kokular. Nasipsiz hamın elindeyse altın bile küle döner. Kendi yumsuzluğunu çevresine de bulaştırır,düşerken başkalarını da düşürür. Değer bilmediği için altın değerindeki insanlar onun yanında geçmez mangıra döner, hor ve hakir duruma düşerler.

7

Şeker ekmek olur mu:

Ger şekerler olsa şekl-i kurs-ı nân

Nan değil ta’mı şekerdir bî-gümân 1/2980



Dış benzerliği iç benzerliği demek değil. Nasıl ki şekeri ekmek şekline de soksan tadı ekmek değil yine şekerdir. Yediğin şeyin şeker mi ekmek olduğunu bilmek için tatmak lazım. Gözün tatmadan yana nasibi yok çünkü. O halde kalıbı şekere benzeyen her adamı da şeker sanma. Bu dünya elbisesiz adamlar ve adamsız elbiselerle doludur.

8

Balık resmi su içer mi:

Nakş-ı mâhîra çi deryâ vü çi hâk

Reng-i Hindûra çi sabûn u çi zâk 1/2866



Canlı balık için deniz hayat kara ölümdür. Ama kağıda bir balık resmi yapsan onun ne denizden haberi olur, ne karadan. Bunların benzerliği sadece şekilden ibarettir. İnsanların kimisi de yalnız kalıp insanıdır. Dışardan bakınca onların gözü kulağı, dili dudağı var sanırsın. Gerçekteyse kalıbın burnu yoktur ki iyilikten bir koku alsın, kulağı ve gözü yoktur ki hayırlı sözleri işitsin, güzeli görsün. Yüzü kara zenciye sabun da bir kara boya da. Gerçek zenci ise gönül zencisidir. O gönlün terazisi kırıktır; bu yüzden iyilikle kötülüğün farkını tartamaz.

9-10

Gündüz mumu kim yakar:

Rûz-ı Rûşen her ki o cûyed çerâğ

Ayn cesten kûriyeş dâred belâğ (3/2733)

Kim çerağ isterse gündüzde ayan

Ol talep kör olduğun eyler beyan


Güneş ortalığı aydınlatmışken mum yakmaya kalkmak ortalığa“ben körüm” diye bağırmaktan başka nedir . Güneşin parlaklığından yarasaya ne fayda. O körlüğü kendine değil güneşe hamletmeye kalkar. Ey vahiy güneşi doğmuşken akıl mumuyla aydınlanmaya kalkan yarasa tabiatlı ! Güneşin ışığında kusur yok; kusur senin gözlerinde. Hz.Mevlana’nın ifadesiyle senin güneşten anladığın ısıdan ibaret:

Ger şu’â-ı âfitab pür zi-nûr

Gayr-ı germî mî-neyâbed çeşm-i kûr 3/4263

Güneşin par par parlayan ışığıyla bütün alem dolup taşsa körün gözün bundan bir nasibi yok. Onun bütün kısmeti sırtına vuran ısıdan ibaret. Güneşin bin bir nimeti var, onu bir mangal mevkiine indirmek caiz mi? Akıl ve idrak körü de böyledir.O değerli bir şeyi kendi idrakine kendi seviyesine indirir de güneşi mangal, altını pul eder.


11

Bu nasıl körlük:

Ey dirîg ol dîde-i kûr u kebûd

Mihri görmez zerreyi eyler şuhûd 3/2770



Görmek ve körlük de çeşit çeşittir.Vah yazık o göze ki zerreyi görür de güneşi görmez. Uzaktakini tanır da yakındakini bilmez. Önemsizin farkındadır önemli olandan gafil. Mahluk da halıka göre zerreden bile kemdir. Yaratılmışı görüp yaratanından gafil olmak! İşte gerçek körlük budur.

12

Ucuz alan ucuz verir:

Her ki o erzân hared erzân dehed

Gevherî tıflî be-kurs-ı nân dehed 1/1824



Her şeyin değeri ödenen bedel kadardır. Atadan dededen kalan, yolda belde bulunan şeyin değeri olmaz. Zira bir şeyi ucuza alan ucuza verir. Cahil çocuk yolda bulduğu incinin kıymetini ne bilsin. Bu yüzden bir hazine değerindeki o inciyi gider de bir somun ekmeğe değişir. İncinin kıymetini denizin dibine dalan dalgıça,ya da inci satıcısına sor sen. Aslında o çocuk sensin; inci de ata mirası olan dinin. Sen o hazineyi beşiğinde hazır buldun, sahip olduğun şeyin farkında olmayışın bundan.

13

Gerçek altın güneşi özler:

Kalb pehlû mîzened bâ-zer be-şeb

İntizâr-ı rûz mîdâred zeheb 1/3399


Gece kalpazanın bahtı sahihin bahtsızlığıdır. Karanlıkta iyiyle kötü, kalp altınla sahici olan kucak kucağadır. Kalp altın ister ki bu gece hiç bitmesin ve foyası ortaya çıkmasın. Saf altınsa gündüze aşıktır.Ta ki bulaşıklık töhmetinden kurtulsun, kadri kıymeti belli olsun.O gece dünyadır gündüzse ahiret. Bu alemde hakla haksızlık, iyilikle kötülük, zulümle adalet iç içe kucak kucağadır. Ama hesap günü kurulacak terazi kimin kaç ayar olduğunu tek tek açıklayacak. O gün altın gibi bir gönül götürenlerin günüdür, gönül kalpazanlarının değil.


14-15

Ayna yalan söyler mi:

Oldu mîzân ile âyine mehek

Anları hizmette çeksen bin emek 1/3654

Ger terazide olaydı meyl-i mâl

Müstakim olamazdı anda vasf-ı hâl 2/579


Bin türlü emek harcasan,diller döksen, iltifatlar etsen ne teraziyi ne de aynayı doğruyu söylemekten vazgeçiremezsin. Çirkinsen ayna sana çirkinsin demekten utanmaz. Terazi kaç paralık bir adam olduğunu söylemekten vaz geçmez. Çünkü ne ayna ne de terazi kendisi için tartmaz. Eğer terazide mal sevgisi olsaydı doğru tartamazdı. Sen Peygamber ve veliler de hizmetleri karşısında ücret istemedikleri için o ayna ve o terazi bil. Sana ne söylerlerse candan kabul et.

16

Doğru yerde ara:

Dürrü kıl cevf-i sadefden cüstücû

Fenni kıl ehl-i hırefden cüstücû (5/1062)


Akıllı her şeyi bulacağı yerde arar. Binlerce kutular da açsan, inciyi sadef kutusundan başka yerde bulmana imkan yok. O halde ilim ve bilgi incisini de sen o bilgiye sadef olmuş gerçek bilginlerden öğren. Sadefin kapağını kaldırmadıkça boş mu dolu mu olduğunu bilemezsin. Bilgi incisine hamile olan bilginlerin ağzı da sadef gibi mühürlüdür. Sen o mührü kaldır ki inci açığa çıksın.

17

Terazi tartmaz dağı:

Zerre vezn-i kûha eylerse murâd

Kûhdan mîzânın eyler vakf-ı bâd 4/385


Hangi terazi dağı tartabilir ki ! Bu işe kalkanın yerinde yeller eser .Ey haddini bilmez akıl terazisi ! Sen kim, Hak ve hakikat dağını tartmak kim. O dağın altına girmeye kalksan ne izin kalır ne tozun. O halde aczini bil haddini aşma. Ziya Paşanın nasihatına uy ve şöyle de:

İdrak-i meali bu küçük akla gerekmez

Zira ki bu terazi bu...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mesneviden cevher kıymetinde beyitler
« Posted on: 23 Nisan 2024, 12:31:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mesneviden cevher kıymetinde beyitler rüya tabiri,Mesneviden cevher kıymetinde beyitler mekke canlı, Mesneviden cevher kıymetinde beyitler kabe canlı yayın, Mesneviden cevher kıymetinde beyitler Üç boyutlu kuran oku Mesneviden cevher kıymetinde beyitler kuran ı kerim, Mesneviden cevher kıymetinde beyitler peygamber kıssaları,Mesneviden cevher kıymetinde beyitler ilitam ders soruları, Mesneviden cevher kıymetinde beyitlerönlisans arapça,
Logged
30 Ocak 2010, 15:34:15
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« Yanıtla #1 : 30 Ocak 2010, 15:34:15 »

36

Hem kel hem fodul olma:

Zîşt kibr amma fakire zîştter

Kar yağar hem gün soğuk hem câme ter 1/ 2420



Kibir çirkindir ama fakirin kibri daha da çirkin. Bu şuna benzer: Karlı ve soğuk bir günde ıslak elbise giymişsin. O halde yama üstüne yama ekleme, kusur üstüne kusur işleme. Kelliğine bir de fodulluk ekleme.


37

Havuz ve çeşmeler:

Havza benzer şeh tevâbi’ lüleler

Ab-ı havzı lüleler icrâ eder 1/2923



Şah havuz gibidir,memurları ise musluk. İyi kötü havuzda her ne varsa çeşmelerden akan odur.O halde iyiliği de kötülüğü de kurnadan değil havuzdan bilmeli. Beri tarraftan nasıl musluk havuza tabi ise memurlar da idarecilerine bağlıdır. Bu sebeple Dicle kıyısında kurdun kaptığı kuzunun hesabı bile Ömerden sorulur memurdan değil.

38

Kargalar öterse:

Çün şitâda zâğlar pür-cûş olur

Uzlet eyler bülbülân hamûş olur 2/20



Her mevsimin ve her iklimin müşterisi başkadır. Bahar bülbüllerin velvelesiyle inler.Kış mevsiminin saltanatı ise kargalara aittir. Karganın sesi yükselince bülbüle de susmak ve bir kenara çekilmek düşer. Yani iyilik iyilikle kötülük kötülükle beraberdir. Bülbül nasıl baharı özlerse iyiler adalete ve güzelliğe aşıktır. Karga tabiatlıların baharı ise kıştır. Biraz hava bulanıp,soğuk rüzgarlar esmeye görsün kenarda köşede saklı kargalar nasıl da birden çoğalır ve bahara lanetler yağdırırlar. Eh,bahar ülkesine bülbül kış harabesine karga yakışır.Senin içinde de bir bahar ve güz var. Kalp bahçeni ihmal etme ki meydan kargalara kalmasın


39

Alçaltan yükselme:

Ser-nigûn oldu edip âheng-i zîr

Zann eder kendin ola bâlâ mesîr 4/3729



Düşkünlükten düşkünlüğe de fark var. Kimi düşkün kendi durumunun farkındadır.Asıl düşkünlük ise boyuna alçalırken kendisini yükseliyor sanmaktır. Günahkarın günahı gizlemesi di bir meziyettir. Bedbaht ise kendi herzeleriyle övünür ve “ey insanlar, bakın ne güzel boynuzlarım var” diye kepazeliğini cümle aleme yayar.

40

Nereye koşuyorsun:
Niceler bî-câ idüp azm-i sefer
Menzil-i maksûdunu eyler güzer 4/3257



Pek çok insan yakında olanı uzakta arar. Hazine eşiğinin altındadır ama hırs ve sabırsızlık onu uzaklara doğru sefere çıkarmıştır.Doktoru hemen yanıbaşında iken o semt semt doktor arar. Okunu vuracağı ava değil vuramayacağına atar. Böylece ömür sermayesini yele verir ve elinde yol yorgunluğu kalır.

41

Suç ipte mi,sende mi:

Merresenra nist cürmî ey anûd

Çün türa sevdâ-yı ser-bâlâ nebud 3/4243



Ey gayretsiz heveskar! İşte direk işte ip. Çıkmak istiyorsan durma ipe asıl. Ama sende o gayret yoksa suçu ipin çürüklüğüne direğin yağlı oluşuna bağlama. Anlaşılan sen bir kalpazansın,yükselmeye niyetin ve o yolda akıtacak terin yok ki böyle bahanelere sığınmadasın. Maddi manevi her yükselişi sen böyle bir ip bil. İplerin başı da Allahın kelamı. Ona sarılırsan bu nefs çukurundan çıkarsın.Hala o çukurdaysan bari o ipe bühtanda bulunma da kendi nefsini kına.

42

Sen camını açmazsan:

Nûr-ı tâbândan size yokdur nasib

Beste revzen mâhdan bulsun mu zîb 3/2844


Ey nasipsiz! Hem pencereni sımsıkı örtüyor, perdeleri çekiyor hem de ay ışığından nur umuyorsun. Dışarıda dolunay pırıl pırıl olmuş neye yarar. Sen yol vermedikçe o kapından içeriye giremez. Bu dünya gecesinde de iman nuruyla aydınlanmak istiyorsan gönül pencereni Hakka ve hakikata aç, gözünden o örtüyü kaldır.


43-44-45

Dert devaya davettir:

Kanda derd olsa devâ andan ayan

Kanda pestî olsa âb oldu revân 1/1957

Kanda derd olsa devâ anda gider

Kanda fakr olsa nevâ anda gider 3/3232

Doğmadıça tıfl-ı pâkize-dehen

Bestedir pistân-ı mâderde leben 3/3235



Sen sanır mısın ki dert kötüdür. Hayır ! Dert devaya bir davetiyedir. Dert ve düşkünlük yer alçağına benzer, deva ise suya. O yüzden nerede dert varsa deva oraya koşar. Neresi alçaksa su oraya akar. O halde derdini sev,ilahi rahmeti celbeden kırıklığını nimet bil..Zira

İlahi yardım ihtiyaca göre tecelli eder. Dertli ol ki o seni iyileştirsin, fakir ol ki doyursun. Görmüyor musun, o ipek ağızlı bebek doğmadıkça annenin memesi kupkuru. Ne zaman ki bebek ağzını açar, Cenab-ı Hak o ağzı beslemeye anne memesini memur eder. Çocuk büyüyüp eli ayağı tutmaya başlayınca ona; madem artık aciz değilsin git de artık ekmek ye derler. Bebek gibi aciz ol, tam bir teslimiyetle Hakka karşı ağzını aç! Ta ki sana sebep memelerinden süt gibi nimetler aksın


46

İç körlüğünden sakın:

Kûr-ı zâhir der-necâset zâhirest

Kûr-ı bâtın der-necâsât-ı sırest 3/2100



Körlük de türlü türlüdür. İç körlüğü dış körlükten fenadır. Gözü kör olan kendisini dışarıdaki pisliklerden koruyamaz. Lakin bu pislik yıkamayla geçer. İç gözü kör olan ise manevi pisliklere bulaşır. Bu tür pislik diğeri gibi suyla kolayca geçmez. O demirdeki pas gibi kalıcıdır. Nasıl zahir gözünü çöpten sakınıyorsan iç gözünü de öylece sakın. Ta ki manevi kirlere bulanmayasın. Bir kere bulanmışsan da tevbe et. Zira tevbe suyundan başkası o kire çare olmaz.


47

Uydurma da kendin uy:

Kerdei tevil-i harf-i bikrra

Hîşra tevil kün ney Zikrra 1/1127



Ey dokunulmaması gereken ilahi sözleri keyfine göre tevile kalkan laübali ! Kuranı değil kendini tevil et .Onu kendine uydurma, sen ona uy.! O seni düzeltmeye gelmişken senin onu düzeltmeye kalkman ne edepsizlik! Kendin hastayken doktorunu tedaviye kalkman ne abes!

48

Karın yüz karan:

Nârdır hırsından ol fahm-ı siyâh

Gitdi hırsın kaldı fahm-ı pür-tebâh 4/1144



Ey hırsının zebunu olan kişi! O kara kömürü parlak bir ateş gibi gösteren şey senin hırsından başkası değil. Zira hırs taşı elmas gösterir. Yanan ateş güzelliğiyle gözünü alır ama sen o renge değil yaptığı işe bak. Ateşe yaklaşırsan yüzünü ise toza bulamış olursun. Ne sönmeyen ateş var ne geçmeyen heves. Ama ateşten geriye kömür, hevesten gerie de utanç ve yüz karalığı kalır. O halde dikkat!

49-50

Ölüm kendi renginde:

Merg her yek ey püser hem-reng-i ost

Pîş-i düşmen düşmen ü ber-dost dost 3/3461



Ey ölüm aynası! Sen ne tuhaf bukalemunsun. Kimin yüzüne baksan onun rengini alırsın. İyiye iyi, çirkine çirkin görünürsün. Dostuna dostsun, düşmanına düşman. Bunun sebebi nedir? diye sordum da Hz.Mevlana’dan şu cevabı aldım:

An ki mî-türsî zi-merg ender-firar

An zi-hod tersânî ey can hûşdâr 3/3463

A ölümden korkan ! Aslında ölümün rengi yoktur, onda gördüğün çirkinlik kendi çirkinliğin. Lakin bu çirkinlik de kendi eserin. Üstündeki kirli paçavrayı kendin eğirip kendin diktin, yüzündeki gözündeki karaları yine kendin çaldın. Şimdi hayat perdesi aradan kalktı ve ölüm aynasında kendi gerçek kimliğinle yüz yüze geldin. Seni bu kara yüzünle,bu düşkün halinle cennete kabul etmezler. İşte seni korkutan ölümün bu gerçekleri haykıran dili. O halde layıkı o ki sen ölümden değil kendinden kork!

51

Mezar arkadaşın kim:

Bil vefâdârın olur ancak amel

Lahdi eyler ol senin ile mahal 5/1055


Ey mezar yolcusu! Hayattayken dostlarının çokluğuyla övünürdün. O uzun yol boyunca dostlarını nerelerde yitirdin! Son arkadaşların da sana mezar kapısında sırtlarını döndüler. Şimdi yanıbaşında seninle aynı toprağa baş koyan tek bir yoldaşın kaldı:amelin. Eğer bu yoldaş kötüyse vay haline! Yok iyiyse sana müjdeler olsun. O seni hesap gününde avukatın ve şahidin, sırat köprüsünde de bineğindir. O halde mezara böyle bir arkadaşla girmeye çalış.


52

Sular da susar:

Teşnedir müştâk-ı âb-ı dilsitân

Abdır hem tâlib-i lebteşnegân 3/4442


Susuz kişinin dudağı tatlı suya hasrettir. Ama su da susamış dudakları özler. Çocuk memeye aşıktır, memeyse kendisini emecek bebeğe. Muhtaç olan cömerd bir el peşindedir, cömert ise kendisinden isteyecek elleri gözler. Yani fakrın gereği istemek zenginliğin şanı vermektir. Beriki ne kadar almağa muhtaçsa Hak eri de o kadar vermeye müştaktır. Cömertlerin en cömerdi olan Cenab-ı Hak ise:Yok mu benden isteyen,diye kullarını kendisine davet eder.

53

Müminler bir beden:

Müminân ma’dûd lîk imân yekî

Cismişân ma’dûd likin can yekî 4/418



Beden bir ama organları çok. Bedenleri bir araya getiren, birleyip bütünleyen candır. Can giderse azaların hiç biri kalmaz, hepsi ölür. Müminler de böyledir, hepsi bir büyük bedenin uzuvları hükmündedir. Niçin ? Çünkü hepsinin ortak bir canı vardır ve o can imandır. Nice hazinelerin bir araya getiremeyeceği kalpler imanla bir araya gelmiş ,kardeş olmuştur. İman ipi kopmaya görsün, beden tesbihi dağılır gider.

54

Dildaşlık mı üstün gönüldaşlık mı:

Çok olur Hindî ve Türki hemzebân

İki Türk olur veli bîgâne san

Bâ-husûs ola zebân-ı mahremi

Hemzebândan oldu alâ hemdemi (1/1259-60)



Önemli olan dil akrabalığı değil gönül akrabalığıdır. Bu yüzden bakarsın bir Hintli ile Türk anlaşırlar da aynı dili konuşan iki Türk anlaşamazlar.O halde gönüldaş olmak dildaş olmaktan daha iyidir.

55

Ayakkabın sıkarsa yalınayak gez:

Pâ-tehî geşten bihest ez-kefş-i teng

Renc-i gurbet bih ki ender-hâne ceng 1/2496



Elbette her ayağa bir ayakkabı, her sırta bir gömlek lazım. Ama ayakkabı darsa insan yalı...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

05 Mart 2010, 16:38:11
Sems

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 381


Site
« Yanıtla #2 : 05 Mart 2010, 16:38:11 »

Bir kuyumcu tarafından anlatılmaya çalışılan mücevherler. Allah razı olsun çok güzel paylaşım
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
06 Mart 2019, 20:42:26
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #3 : 06 Mart 2019, 20:42:26 »

Esselamu aleyküm. Rabbım bizleri mesneviyi okuyan anlayan ve nefsini terbiye eden kullardan eylesin inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes