>
Forum
>
๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑
>
Tasavvuf Eserleri
>
Mevlana Kitaplığı
>
Mecalisi Seb´a
Sayfa:
1
[
2
]
3
4
Aşağı git
« önceki
sonraki »
Yazdır
Gönderen
Konu: Mecalisi Seb´a (Okunma Sayısı 6862 defa)
30 Ocak 2010, 14:49:25
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Mecalisi Seb´a
«
Yanıtla #5 :
30 Ocak 2010, 14:49:25 »
Hamza´nın beline geldi, sancıldı. Hamza, mızrağı tutup bedeninden, kuvvetle çekti, çıkardı. Fakat bu işi başarıncaya dek de pek çok kan kaybetti. Vahşî´nin ardına düşmek istedi; fakat çok kan kaybettiğinden gücü pek azdı, yere yıkıldı; üç kez, Allah´a hamdolsun ki İslâm dini üzere can veriyorum; dünyayı ve parayı-pulu size bağışladı, ´dini ve Tanrıya ulaşmayı bize verdi; bu paya sevinmedeyiz biz dedi; "Biziz geçimlerini aralarında paylaştıran"(61) buyrulmuştur hani; o anda dünyayı terketti; "Biz Allahın´ız, gene de gerisin geri ona döneceğiz."(62) Ondan sonra esenlik ona, Mustafa Hamza´nın şehid olduğunu duydu. Bacağından yaralıydı; kâfirler, mübarek dişlerini kırmışlardı; bunca dostları kırılmıştı. Hamza´nın ölümü üzerine hepsini unuttu. Gidip Hamzanın başını kucağına aldı; mübarek yeniyle yüzünü arıttı; senin yerine öyle kâfir kırayım ki sayıya sığmasın diye andiçti. Sonunda âyet geldi: Biz Hamza´yı devletlere ulaştırmadık mı? Bu öcü gütme; çünkü senin yolun-yordamın lûtuftur, bağışlamaktır dendi. Kadınlardan, erkeklerden her bölük kendi şehidine ağlıyordu, feryad ediyordu. Allah rahmet etsin, Mustafa buyurdu ki: Ey benim Hamza´m, ey benim amcam, sana kimse ağlamıyor; oysa ağlanmaya sen daha lâyıksın; bil ki asıl sana ağlamak, sana feryad etmek gerek. Ağlaya-ağlaya mescide gitti; kadınlar geldiler; Allah ondan razı olsun, Hamza´ya, mescit kapısında ağladılar, feryad ettiler. Allah rahmet etsin, Peygamber, bir hayli ağladı; ondan sonra ellerini açıp Hamza´ya feryad eden kadınlara dua etti. Her şehide bir kez namaz kıldı; Hamza´ya yetmiş kez namaz kıldı. Vahşî, umutsuz bir hale geldi. Lanetlenmiş İblîs´in bütün soyuyla-sopuyla tövbesi kabul edilebilir de benim tövbem kabul edilmez; ben öyle bir iş işledim ki dedi; bütün peygamberlerin en iyisinin, en üstününün, gökteki bütün meleklerin gönül verdikleri zâtın, benim bu işim yüzünden mübarek gönlü öyle kırıldı ki N û h ömrünce yaşasam bu ömre on kez N û h ömrü katılsa, bütün ömrümce sabreden E y y u b gibi sabretsem, ummam ki tövbem kabul edilsin, bağışlanayım. Ah eder, dumanı göklere ağardı. Bundan sonra, Mekkede, nerde bir ağlayıcı ağlasa, Vahşî, o ölünün mezarının başına gider, başına topraklar serper, kadınlarla beraber ağlamaya koyulurdu. Ey Vahşî derlerdi, sen bu bizim ölümüzün akrabasından mısın? Derdi ki: Benim öyle bir yasım var ki, canım öyle bir yasa batmış ki, bütün dünyanın yasları, benim yasım. Bundan sonra, "Şüphe yok ki Allah, kendisine eş tanıyanları yarlıgamaz, ondan başka dilediğinin bütün suçlarını yarlıgar."(63) diye rahmet âyetleri geldi. Yâni kim, o, kadını, oğlu olmıyan padişaha şirk koşar, birisini eş tutarsa o yarlıganmaz; bundan başka dilediğinin bütün suçlarını bağışlar. Vahşî´ye, böyle vaad geldi diye bu âyeti haber verdiler. Vahşî, dedi ki: Bana şirk koşmayanın, bana eş tutmayanın yaptığı bütün suçları bağışlarım diyorsun ama dilediğim kulumun da diyorsun; biliyorum ben ki V a h ş î´yim, dilemezsin sen. Bu sözü dedi ve gözlerinden kanlı yaşlar akıtmaya başladı. Rahmet denizi coştu, köpürdü; cennet ırmakları rahmet sütüyle ağızlarınadek doldu. Rahmet eserlerini görüyoruz; rahmet denizinin coşup köpürüşünü seyrediyoruz; bakalım, acıyış ve yarlıgayış dalgası, toprak kıyısına ne biçim görülmemiş inciler atacak diye yedi göğün melekleri kanatlarını açtılar. Onlar, bu gürültüdeydi ki ezelde ve ebedde düşkünlerin ellerini tutan, sayısız bağışlarda bulunan, sevgilisi Mustafa´ya, Allah rahmet etsin ona, vahiy gönderdi: "De ki: Ey nefislerine uyup hadden aşırı hareket eden kullarım, Allah rahmetinden umut kesmeyin; şüphe yok ki Allah bütün suçları yarlıgar."(64) Ey benim kullarım, ey benim yanıp-yakılan kullarım, ey benim harmanı yanmış kullarım, ey dertlere batmış, gussalara garkolmuş, zindanlara düşmüş, pişmanlık ateşiyle yanmış, ey bilgisizlikle evini barkını, harmanını yakıp kül etmiş kullarım, ey ateşler yiyen, kan ağlayan, haddi aşan, umutsuz kalan kullarım, umutsuzluğa düşmeyin sonsuz rahmetten. Kulu okşayan, işleri başaran efendiliğimizden umut kesmeyin; "Şüphe yok ki Allah bütün suçları yarlıgar." O âyette, dilediğimin küfürden başka bütün suçlarını bağışlarım demişti; bu âyette Vahşînin derdine derman olmak üzere, bütün suçları bağışlarım buyurdu, dilediğimin suçlarını buyurmadı; çünkü o, "dilediğimin" mızrağı, Vahşî´nin ciğerini yaralamış, delik-deşik etmişti. Ey "Dilersem, dilediğimin" sözü, ciğerimi deliyorsun, ey "Dilersem, dilediğimin" sözü; sen, yolumda ateşlerle dolu yetmiş hendeksin; atlayıp geçebileceğimi nasıl umayım? Hele benim Gazlara bulanmış bu suçumla nasıl aşabilirim o hendekleri? Gazlara bulanmış suçumla ateşle dopdolu hendeği aşmak düşünülebilir mi Hiç diyordu.
Kendinde oldukça, varlığına büründükçe esîri nasıl geçebilirsin?
Sen bir odunsun, cehennemi, o yakıcı ateşi nasıl aşabilirsin?
Kerem ıssı Tanrının lûtfu, önüne ön bulunmayan rahmet ıssının lütuf dalgaları, o "Dilersem dilediğimin" sözündeki harflerden bile tütüp yalım yalım yanan ateş hendeklerini, Vahşî´nin gözyaşlariyle, İbrahîm´in ateşi gibi tümden gül, fesleğen ve yasemin haline döndürdü; güllük-gülistanlık etti. "Allah, kötülüklerini iyiliklere tebdil eder onların"(65) hükmünce ateşle dolu hendeği, o "Dilersem, dilediğimin" sözünü ortadan kaldırdı; yeryüzünü de rahmetle doldurdu, gökyüzünü de.
Sevgili bezendi, güzelleşti; yaşadıkça da hep böyle olsun.
Küfrü, tümden inanç kesildi; oldukça da hep böyle olsun.
Öfkeden zehirler saçan o dudaklar.
Şekerler, ballar saçmaya başladı; oldukça da hep böyle olsun.
Vahşî, "Dilersem, dilediğimin" tarzında bir şartı olmayan yarlıganma sesini duyunca. "Bütün suçları bağışlarım" sesini işitince sabır elbisesini yırttı; koşa-koşa, secde ede-ede, nâra ata-ata mescide Peygamber´in huzuruna geldi; topraklara yüz sürüyordu.
Öldürürsen öldür; çünkü benim yolumda-yordamımda
Sevgilinin öldürmesinden yaşayış meydana gelir.
Ey yaratılmışların en iyisi, ey gerçekler padişahı, ey öncekilerin de şefaatçisi, sonrakilerin de, ey gökyüzünün de özü, özeti, yeryüzünün de, yıllardır, senin özleminle elimi ciğerimin üstüne koymuşum; ciğerimin ıssısıyla, ama hangi yüzle tapma gelebilirdim ki? Sonunda zevali olmayan tapının kemendini boynuma attın da beni çeke-sürüye getirdin; sen yaratılmışların en iyisisin, bense yaratılmışların en kötüsüyüm diyordu.
Senin hüküm sürdüğün ülkede, devletinin sayesinde perperişan olmak.
Fayda etmese bile ziyan da etmez.
Böylesine bir suçu, ancak öylesine bir bağışlayış bağışlar; böylesine bir cinayeti, ancak öylesine bir inayet yarlıgar. Ölüyü, Îsâ´nın soluğu diriltebilir; demiri, Dâvûd´un eli yumuşatabilir; Şeytanı Süleyman´ın buyruğu râmedebilir. Ey Süleyman´ın da övüncü, Dâvûdun da, ey her varlığın can ışığı, can kuşum, kuş olup da kalıp kafesini kırıp çıkacak, uçup gidecek, seni gök ehlinden, yer ehlinden, önce gelenlerden, sonra geleceklerden, seçip üstün eden Tanrı hak´kıyçin canım, beden mihnet yurdundan çıkmadan bana insanı temizleyen, arıtan o sözü, o yaşayış bağışlayan, devlet bağışlayan, üstün eden o üstün sözü, dile, şeker kamışının özünden daha tatlı gelen o sözü, arştan, kürsîden daha yüce olan Şehâdet kelimesini söyle, söylet de Ölmeden o sözün ağır elbisesini giyerek yüceleyim. Yüzbinlerce utancım, yüzbinlerce ihtiyacım, muradım var; o sözü söyle bana, söylet beni de dilimde o söz olduğu, canımda o söz bulunduğu halde o âleme varayım; o söz de. bilirim, bildiririm ki Allah´tan başka yoktur tapacak; bilirim, bildiririm ki Muhammed Allah elçisidir sözüdür. Allah rahmetler etsin, Mustafâ, o sözü, ona söyletti; kuş. yavrusunun ağzına yemi, nasıl birer-birer verirse o da bu sözü, kelime-kelime Vahşî´înin ağzına koymaya başladı. Vahşî´nin bir kuş yavrusuna benzeyen canı, aşırı bir istekle boynunu uzatıyor, hırsla ikinci, üçüncü kelimeyi de bir lokma yapıp yutmak istiyordu. Can yavrusu, yuvasından, varlık yurdundan yokluk alanına uçacak korkusuyla boynunu yeme doğru uzatıyordu.
Değil mi ki benim tilkim oldun, arslandan korkma;
Değil mi ki senin devletin benim, devletsizliğe düşmekten ürkme.
Değil mi ki gökteki o Ay, seninle yoldaştır
Gündüz er olmuş, yahut akşam çağı erişmiş; korkma.
Hele yeni yumurtadan çıkmış yavru kuşlar vardır hani; yuvada kalırlar; anaları, onlara yem getirmek için uçar, gider; yemi geç bulur; yemi gördüğü yerden toplamak, yavrularına götürmek ister ama, bir de o yemin altında tuzak olmasın; yem toplayayım derken tuzağa tutulup kalmayayım der; tıpkı onun gibi.
Düştüğümüz bütün eziyet, uğradığımız dert, ham tamahtan ileri gelir;
Nefsin sınayışından, dileğin bizi zorlamasından doğar.
Yem yüzünden tuzağa tutulan kuş,
Daracık kafese tutulur, damın başına düşekalır.
Ey harîs nefis, sen kuştan da aşağısın; çünkü kuş, her yeme gitmez, her yemi devşirmez. Midesi açlıktan yanar-tutuşur da aklı o kuşa der ki: Bu yanıp yakılmak, tuzağa tutulmaktan yeğdir; bırak şu yemi; korkusu olmayan, avcısı bulunmayan yerden yem devşir. Öyle bir yeme konar ki orda korku, ürküntü daha azdır; orası, serden, zarardan daha uzaktır. Böyle olduğu halde gene de elli kez sağa-sola bakar; bir leş yiyen yırtıcı kuş; yahut bir kedi pusuda bulunmasın; sakın beni gaafîl görüp avlamasın; birisi tutup beni bağlamasın der. Akıllılar, kimi ahmak görürlerse ona gülmek isterler.
Kuşcağız, yemin başında yüz kez
Önüne, ardına, sağına, soluna bakar.
Canı, şu yüzden kuşkudadır:
Can gamı, yem aşkından daha artıktır.
Nerde o gerçek ki kazandığı yeme-yiyeceğe bakar, şu gördüğüm, şu kazandığım lokma yüzünden leş yiyen nefis, sakın pusuda olmasın, yahut şeytana mensup şehv...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
Müslüman
Anahtar Kelime
Pasif
Mesajlar: 132.042
Re: Mecalisi Seb´a
«
Posted on:
26 Nisan 2024, 00:35:27 »
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.
Anahtar Kelimeler:
Mecalisi Seb´a rüya tabiri,Mecalisi Seb´a mekke canlı, Mecalisi Seb´a kabe canlı yayın, Mecalisi Seb´a Üç boyutlu kuran oku Mecalisi Seb´a kuran ı kerim, Mecalisi Seb´a peygamber kıssaları,Mecalisi Seb´a ilitam ders soruları, Mecalisi Seb´aönlisans arapça,
Logged
30 Ocak 2010, 14:51:06
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Mecalisi Seb´a
«
Yanıtla #6 :
30 Ocak 2010, 14:51:06 »
Akıllı kişi ona derler ki, bir şey arar da bulamazsa utanmaz; bulursa kendisiyle savaşmaz, pişman olmaz; gözü, her gün o av yüzünden biraz daha aydınlanır; zevki, o güzel yüzünden daha verimli olur; gözü, gül bahçesine döner; güzelliği, kendisini mahmur eder; hasta gönlünü o define, mala-mülke boğar; yel onun kokusunu getirir, insanı sarhoş eder; insan onun cilvesini, işvesini görür, elden çıkar. Ne ölüm korkusu var, ne ayrılık korkusu; ne kocalmak derdi var; ne engellerin yağma etme kuşkusu. "Hiç kimsecik bilmez onlar için gözleri aydınlatacak ne gizli şeyler var, yaptıklarına karşılık."(66) Yüce Tanrı buyuruyor ki: Göğüs halvetinde Belkıys gibi oturan ve hüdhüde benziyen hatırının gagasında, her solukta bir niyaz mektubu bulunan ve Süleyman´ın tapısına ondan haber götüren o hoş soluklu can, ne bilsin ki onun varım-yoğunu bengisuya çekmedeler. Böylesine bir yaşayışın, böylesine bir zevk u sefanın nasıl olur da sonu gelir? Hangi ayak bu duraklara varabilir dünyada ve hangi geliş, bu kutlu kademi görebilir? Âlemde nerde o kulak ki bunu duysun; dünyada nerde o akıl-fikir ki bu tadı içsin? Ululuk ıssı Tanrıya andolsun, şimdi şu sözleri söylüyorum, siz işitiyorsunuz ya; gayb âleminin yücelerinde uçanlar da gökyüzü perdelerinde, keskin kulaklariyle duyuyorlar; "Büyüktür onlar, yazarlar; bilirler ne yaparsanız."(67) Onlar, birbirlerine diyorlar ki: Ne şaşılacak şeydir ki bu sözü söyleyen, bu soluğu alıp veren, nasıl oluyor da göklere uçmuyor; nasıl oluyor da varlık perdesini yırtmıyor? Gözlerini ovuyorlar da acaba diyorlar, bu sözleri söyliyen insan mı? İnsanın da sözü mü olur? Yel, bu sözü bir dağa üfürse dağ saman çöpü gibi sevinçle uçar, o dağın parçaları, sevgi havasında zerreler gibi taklalar atar. "Bu Kur´anı, bir dağın üstüne İndirseydik, elbette görürdün ki dağ, Allah korkusundan eğilip çatlamış, paramparça olmuş."(68) Bu varlık, neden paramparça olmuyor? Zerreler halinde dağılmasına engel olan nedir Yârabbi? Bu kadar şaşılacak şeyleri gönlüne getiren, diliyle söyleyen, yahut insan kulağına da giren yahut da kalemiyle yazan kişi nasıl oluyor da olduğu gibi kalakalıyor? Yüce Tanrı´dan hitab gelir de denir ki: Zerre-zerre dağılmasına engel olan, şüphe perdesidir.
Ey canımın içinde bulunan ve canın haberi bile olmayan dost,
Dünya seninle dolu, fakat dünyanın haberi bile yok senden.
Gönlüm, canım, nasıl izini izlesin ki,
Candasın, gönüldesin, fakat canın, gönlün haberi bile yok senden.
Suretin hayalde amma hayalin senden nasibi yok;
Adın dilde; ama dilin haberi bile yok senden.
Halkın, senden haberdar oluşu, ancak adla, belirtiyle;
Amma gene de bütün bu adla-sanla, belirtiyle halkın haberi bile yok senden.
Senin künhünün incisini arıyanlar
Tam inanç ve şüphe vadisinde; haberleri bile yok senden.
Seni nasıl anlatayım, nasıl bildireyim; çünkü ebedî olarak
Anlatış, senden âcîz, bildirişin haberi bile yok senden.
Sineğin, nasıl Cebrail´in kanadından haberi bile yoksa,
Senden haber verenin de o çeşit haberi bile yok senden.
Barsîsâ hikâyesini tamamlamaya geldik: O lanetlenmiş şeytan, o pusudaki düşman, birçok arayıp aktardıktan sonra o ülkenin padişahının kızını seçti; çünkü o kızın güzelliği son derecedeydi, o kızın beynine girdi; onu deli-divâne etti, hastalandırdı. Padişah, hekimleri, hikmet ehlini topladı. Hepsi de, onu iyileştirmede, ona ilâç tertib etmede âcîz kaldılar. Şeytan, bir zâhid elbisesine bürünüp geldi, eğer bu kızın hastalıktan kurtulmasını istiyorsanız dedi, Barsîsâ´ya götürün; o, okusun, üflesin, bu hastalıktan kurtulur. Onlar da başka çare bulamadılar, onun sözünü dinlediler; kızı Barsîsâ´ya götürdüler. Barsîsâ duâ etti, şeytan da kızı bıraktı; kız iyileşti. Böylece de şeytan, padişahın, bir dahaki seferde de kendi sözüne inanmasını sağlamış oldu. Kız iyileşince sevindi. Bir zaman sonra şeytan, gene çıldırttı onu. iyileştirmede âciz kaldılar. Şeytan, aynı suretle tekrar geldi; bunu dedi, gene Barsîsa´ya götürün; amma bu sefer, geri getirmeyin; uzun bir zaman, o size iyileştim diye haber yollayıncaya dek yanında kalsın. Kızı, yüzbinlerce güzel kızı nasıl götürüyorlarsa, öylece Barsîsa´nın yanına götürdüler. Bu dediler, iyice iyileşinceye dek senin yanında kalsın; bize öyle dediler; öyle salık verdiler. Kızı, zahidin ibadet yurdunda bırakıp döndüler. Kız, zâhîd ve şeytan o ibadet yurdunda kaldılar. O zâhid, bilgin olsaydı, kızla yalnız olarak o ibadet yurdunda kalmaya asla razı olmazdı. Esenlik ona, Peygamber dedi ki: "Bir kadın, bir konakta bir erkekle beraber kaldı mı, üçüncüleri şeytandır onların." Bir kadın, bir yerde bir erkekle beraber kalınca şeytan, onların aracısı olur. Hâsılı uzun bir zaman, kız, zahidin yanında kaldı: tut-kap derken Barsîsâ. iyice gönül kaptırdı: kızla buluştu; kız gebe kaldı. Bu sefer şeytan, bir insan şekline bürünüp Barsîsâ´nın yanına geldi; onu düşünür buldu. Neden düşüncelisin dedi. Barsîsâ; hikâyeyi anlattı, kız gebe kaldı dedi. Şeytan, kızı öldürmekten başka çâre yok dedi: öldürür, sonra. Öldü gömdüm dersin. Barsîsâ başka bir çâre bulamadı; onun dediğini yaptı. Şeytan, gene insan şeklinde padişaha geldi; kız iyileşti, gidip getirin dedi. Padişahla perdeciler gidip kızı istediler. Barsîsâ, kız öldü, gömdüm dedi. Geri dönüp yasını tutmaya koyuldular. Şeytan, bu sefer başka bir şekle girip, padişahın yanına gitti; kız nerde dedi.
Padişah, Barsîsâ´nın yanına götürdük, orda öldü dedi. Şeytan, kim söyledi diye sordu. Padişah, Barsîsâ söyledi deyince Şeytan, yalan söylüyor dedi; onunla buluştu; kız gebe kaldı; sonra kızı öldürdü; falan yere gömdü; inanmıyorsan orayı kazdır, görürsünüz. Padişah, tam yedi kez yerinden kalktı, bir başka yere oturdu, sonra gene yerine geldi. Şaşkına döndü, hâli değişti, kafası ateşlendi, kızdı. Sonra bîr toplulukla atına binip Barsîsâ´nın ibadet yurduna gitti. İçeri girip kız nerde diye sordu. Barsîsâ. öldü, gömdüm deyince peki dedi, bize neye haber vermedin? Barsîsâ, evrâdla meşguldüm, evradımdan kalırım diye korktum dedi. Padişah bu sözün aksi çıkarsa ne yapayım dedi. Bu söz üzerine Barsîsâ kızdı, ileri-geri söylenmeye koyuldu. Padişah, Şeytanın bildirdiği yeri kazdırdı; kızı çıkardılar; öldürülmüştü. Barsîsâ´nın ellerini bağladılar; boynuna ip saldılar; halk toplandı. Barsîsâ, kendi kendine, ey kutsuz nefis diyordu; duan kabul oluyor diye seviniyordun; halkın gönlüne, gözüne üstün, büyük görünüyorsun diye seviniyordun; halk seni beğeniyor, övüyor diye seviniyordun; halkın inancı azalır diye de korkuyordun değil mi? Gerçekte bunların hepsi de yılandı, akrepti; evet, halkın beğenişi, zehirlerle dolu bir yılandı diyor, içten içe ah ediyordu ama faydası yoktu. Onu yüce bir darağacının dibine getirdiler; merdiven dayadılar, boynuna ip taktılar. O anda Şeytan, bir insan şekline girip kendisini gösterdi; bunların hepsini de ben yaptım sana; hâlâ da gücüm var, çaren benim elimde, bana secde et, seni kurtarayım dedi. Barsîsâ, nasıl secde edeyim, boynumda ip var dedi. Şeytan, secde niyetiyle başınla işaret et; akıllıya işaret de yeter dedi. Barsîsâ can korkusuyla, secde etmiye niyetlendi; can tatlıdır ya. Fakat başını eğince ip, boynunu daha da sıktı. Şeytan; "Ben, senden tamamiyle uzağım´(69) dedi. Şânı ululandıkça ululansın. Tanrı buyurur ki: Ey insanlar, ey inananlar, sizi kötü bir dost, tutar da kötülüğe çağırırsa, bu iş, sizin faydanızadır derse, kötü dostlar sana, sen yaşarken de bizimsin, Öldükten sonra da; biz de seniniz diye vaadde bulunursa ona inanmayın; onlar bu düzenle kendileri gibi sizi de bozmak, bozguna uğratmak, kötülemek, kötülüğe çekmek isterler; sizi pis bir hale getirdiler mi, ne dostunuz kalır artık, ne eşiniz; sizden bezerler; hani anlattığımız o Şeytan gibi: Onun derdine ortak oldu, ona dostluk gösterdi; sonunda onu tuzağa düşürünce, ondan bezdi-gitti.
Sana gönül bağlayan, boyuna kendine gülmüş olur, kendini aldatmış olur;
Çünkü senin gibi ehl olmayan kişi senden başkasını sevmez, beğenmez.
Şöyle bir işvelensen de yeniden aşkla dolu bir keseyle gelsen bile,
Sana karşı yenlerini-yakalarını yırtarlar; fakat aleyhine de bellerini bağlarlar.
Candan ibaret bile olsan gönlümü nasıl almayayım senden ben?
Bir gözün boyuna ağlamakta; öbür gözünse güldükçe gülüyor.
*
Senin gamını yemeden, derdine uğramadan senden birşey umana
Aldanma sakın; aldatıyor seni, yalan söylüyor sana.
Sevinç gününde bütün dünya dostundur;
Amma gam gecesi dost olanı kolay gösteremez kimse.
*
Gam gecesi dost olan, Tanrı dostudur ancak.
Onlardadır Tanrı vefası. "İnananlar ancak kardeştirler.(70) Yüce Tanrıdır onların arasına kardeşlik salan. Tanrı´nın bağlayıp pekiştirdiği çözülmez, kopmaz.
İnsanlar, akıllı kişilerden usanmaz;
Akıldan doğan sevgi azalmaz.
Bin gareze dayanan sevgi geçicidir, eğretidir; çürümüş, üzülmiye yüz tutmuş ipe benzer; ona yapışırsan kopuverir. Amma garezsiz, gerçek sevgi, Allah ipidir; asla kopmaz. "Kim putları inkâr edip Allah´a inanırsa, şüphe yok öyle sağlam bir kulpa yapışmıştır ki.(71) Bilgin, bilgisiz, akılsız, akıllı, buyruk tutan, isyan eden, inanmayan, inanan, herkes, aciz zamanında, bunda kaldığı vakit elini Allah ipine atar; şeytana mensup sebepleri bırakır. Amma ilk safta olan o kişidir ki, işlere iyi dikkat eder; işin önündeyken sonunu görür. Yoksa hangi Fir´avn vardır ki boğulurken, ´İnandım gerçekten de İsrâiloğullarının inandıkları Tanrıya, ondan başka yoktur tapacak ve ben Müslümanlardanım" (72) demesin? Padişahın biri bir gün bir saray yapın diye emreder. Bahar geçer, yapmazlar; yaz geçer, yapmazlar; güz geçer, yapmazlar. Derken kış gelir-çatar; dünyayı buz kaplar, her taraf donar; kalkarlar, kerpiç dökmeye koyulurlar. "Fakat...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
30 Ocak 2010, 14:52:24
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Mecalisi Seb´a
«
Yanıtla #7 :
30 Ocak 2010, 14:52:24 »
Ey sahibimiz, ey padişahımız, herkesin gözünü, doğru yolu görmesi için ışıklandır; herkesin gönlünü, işin sonunu düşünme lûtfuyla gül bahçesi gibi beze. Herkesin gönlünü, önüne ön olmayan sevgi ve ihsanının muhabbetine, merhametine, sonu olmayan ebedî bağışlarına alıştır; onlara eş-dost et. Herkesin hayal kurma kuvvet ve kabiliyetini, görünüp duran kâfirlik, suç işleyiş düşmanlarından ve gizli olan gösteriş, şüphe, münafıklık, hased, nefret ediş, kin güdüş düşmanlarından koru. Şu din kalesinin bekçilerini uykudan, yanılmadan, usanmadan koru da, "O bilginlerle rahiplerin çoğu, boş yere insanların mallarını yerler ve halkı Allah yolundan men ederler"(82) âyetiyle bildirilen, yüzleri örtülü hırsızlardan o kaleyi korusunlar, onlara üst gelsinler. Şehvet susuzlarını Şeytan, dünyanın zehirli suyuyla aldatır, kandırır; çok susuz olduklarından o şerbete kanarlar; zehrinden gaflet ederler; bu susuzları, rahmet ve esenlik ona, gerçek Peygamberin havuzundan, Kevser suyundan suvar; şeriatın tatlı suyuyla ciğerlerini serinlet de Şeytanın zehirli suyuna kanmasınlar. Gece-gündüz, tapında kulluk etmeyi dileyen, o kulluğa koyulan, şeriata uyan ibadet ehlini, kendilerine tapmaktan, nefis putlarına kanmaktan koru da ibadetleri, Yahudilerin, Hıristiyanların ibadetleri gibi sapıklık yoluna sapmasın, hiçlenip gitmesin. Geceleri kullukla geçirip uyumayanlar, gündüzleri oruç tutanlar, nefisleriyle savaşanlar ordusuna, yardım muştuluğunu gönder de ayaklarını diresinler; "Atlı, yaya, bütün ordunla yürü üstlerine"(83) âyetiyle bildirdiğin karalar giyinmiş Şeytan ordusuna, her gün altı yüz kere saldıran, Tanrı dileyenlerin ordusunu bozan orduya üst gelsinler. Tanrıyı arayanların, gerçeği dileyenlerin ayaklarını diret; "Şüphe yok ki sizinleyim; inananların ayaklarını diretin"(84) muştuluğunu senin tapından getiren sana yakın olan melekleri gönder de seni dileyenlerin gönüllerinde bulunan ve bozgunluk veren korkuyu, vesvese veren şeytanların gönüllerine sal; şeytanları gönüllerindeki gücü-kuvveti, din yolundaki zayıfların gönüllerine ver; ver de azıcık bir savaşla, bir tek yardımla, Dâvud gibi, "Allah´ın izniyle onları bozdular" (85) hükmünce şeytanları bozguna düşürsünler; nefsi emâre Câlûtunu, akıl Dâvud´una karşı bozguna uğrat, tutsak et; "Dâvud da Câlût´u öldürdü; Allah kendisine saltanat ve hikmet ihsan etti"(86) hükmü zuhur etsin. Bu dünyanın saltanatı da senin elinde, o dünyanın saltanatı da. Ey iki saltanatın da sahibi, zayıf kullarım din düşmanlarının ayaklarının altında ezdirme. Az da olsa dileğimiz bu, büyük de olsa kabul senden, lütuf ve icabet ancak senden. Biz, zayıf bir halde, âciz bir halde dileğimizi tapına arz ettik; artık birbirine ulanan, zevali olmayan, sınırı bulunmayan rahmetinden sen ihsanda bulun ey âlemlerin Allah´ı, ey yardımcıların en hayırlısı.
"Rahman ve rahim Allah adiyle" sözünün anlamı:
Adiyle sözünde, bütün tefsircilerce bir gizli anlam vardır; çünkü Arab, "b" harfiyle söze başlamaz. Yalnız o gizli şey nedir? Bu hususta, aralarında ayrılık vardır.Derler ki: O gizli şey, emirdir, yüce Tanrıdan. Yâni, Tanrı, ey kulum der; değil mi ki Şeytandan sığındın; öyleyse bu hayırlı işe, benim adımla başla da onun şerrinden kurtul. Bâzı tefsirciler derler ki: O gizli şey, kulun haber verişidir; yâni kul, ey Tanrı der, Şeytandan sana feryat ediyorum, sana sığınıyorum; sana sığınmam da, işime senin adınla başlamamdır, senin adına kaçmamdır, işime, sana, senin adını anarak sığınıp başlamamdır; çünkü senin kutlu adınla başlanmayan her iş, noksan kalır, sonu gelmez, verimsiz olur; bundan başka bir şey bilmiyorum ben. Esenlik ona; Peygamber demiştir ki: "Allah´ın adiyle başlanmayan her hayırlı işin sonu gelmez." Yâni Peygamber, korkulan, hayırlı ve iyi olan, faydalı bulunan her hangi bir iş, Allah adiyle başlanmazsa, o işe ne kadar çalışılırsa çalışılsın, sonu gelmez, tamamlanmaz; sonunda o iş, pişmanlıkla, ziyanla biter buyurur. İnanmıyorsan Fir´avn´a, Şedda´da, Nemrûd´a bak; Bu kadar bin araçla, adamla, orduyla, güçle-kuvvetle çalıştılar, düşündüler, dünya hazinelerini harcadılar; o saltanattan faydalanmak istediler, kendilerinin iyi bir ada-sana sâhib olmalarını, uzun yıllar, iyilikle, ululukla anılmalarını dilediler; buna gönül verdiler; fakat işlerinde, Tanrının adına sığınmadılar; bütün işleri tersine döndü; bütün umutları baş aşağı geldi. Dostluk istediler, âleme düşman tanındılar; iyi ad-san ıssı olmayı dilediler; âlemde adları kötüye çıktı; gönüllerde ulu olmayı, saygı kazanmayı dilediler; sinekten, sivrisinekten daha hor, daha rezil bir hale geldiler. Bu sözün daha da aydınlanmasını istiyorsan, Peygamberlerin hallerine bak. Onlar, ne işi başarmak isteseler, bu adla başlarlardı o işe ve bu ada sığınırlardı; bu ada tapı kılarlardı; bu ada, canlarının, gönüllerinin içinde yer vermişlerdi; mallarım-mülklerini bu ada feda etmişlerdi. Halk bizi beğensin kaydına düşmemişlerdi. Halk onlara iyi demiş, kötü demiş, umurlarında bile değildi. Onlar, halkı bu ada saygı göstermeye, bu ada sığınmaya çekmeğe uğraşıyorlardı. Halk içinde, halk arasında iyi bir ada-sana sâhib olalım, adımız-sanımız kalsın kaydına düşmüyorlar; bu Tanrı adının yüce ve ulu olmasına, bu adın ululanmasının kalmasına uğraşıyorlardı. Hattâ kendi adlarının kalmasını isteseler bile bu ad için istiyorlar; bu adın halk tarafından işitilmesini, bu büyük adın, kendi adlarını da nasıl büyülttüğünün, nasıl üstün ettiğinin bilinmesini diliyorlardı. İstiyorlardı ki halkın gözleri açılsın; yolunuzu sapıtmayın; adınızın kalmasını istiyorsanız, kendi adınızdan-sanınızdan geçin, kendi adınızı-sanınızı unutun; bu ada yapışın; saygı görmek istiyorsanız, bu adı koruyun; kendi adınızı unutun, bu adı anın; kim kendi adını-sanını arar, gözetirse kaybeder adını-sanı; amma kim, bu adda kendi adını-sanını yitirirse iyi bir ad-san elde eder, ebedî olarak unutulmaz diyorlardı. Allah rahmet etsin, esenlik versin, Mustafâ, peygamberler arasında, bu ada hizmet etmekte daha çevikti; başkalarından daha ileri gitmişti. Bu ada el vurdukları, bu ada sarıldıkları için de zayıf ebâbîl kuşları, esrik develerin akıllarını aldı; "Fil ashabına rabbin neler yaptı, neler etti görmedin mi"1 (87) âyetini oku; oku bu adı inkâr edenlerin inadına. Bu ada sığındı İbrahim de, bir sivrisinek padişahlar padişahı Nemrûd´un beynine girdi, tozunu havaya savurdu; kökünü kesti; bütün ordusunu kırdı-geçirdi. Bu adın ululuğunu sınadılar, bu adın hürmetine on dört gecelik Ay ikiye bölündü. Nûh, bu adı sığınak edindi; doğudan batıya dek tufan dalgaları coştu-köpürdü; yüz binlerce orduyu, yüz binlerce soyu-boyu birbirine vurdu. Derler ki dünya, Nûh´un zamanındaki kadar hiç mâmur olmamıştı; insanlar o devirde olduğu kadar hiç ün kazanmamıştı. Herkes kendi adına güvenir, adıyla-sanıyla ovunurdu, sarhoş olurdu. Nûh, bu adı onlara söyledikçe onlar kabul etmemişlerdi; bu adı hor görmüşlerdi; çünkü görünüşe tapıyorlardı. Bu adsa, mâna denizinden coşmuş bir dalgaydı. Görünüşe tapanların gözleri bu adı göremezdi, gözlerinde o güç yoktu; bu adı görebilmek için yetmiş kez yıkanmaları gerekti; "Ancak temiz olanlar dokunabilirler ona."(88)´ Nûh, onlara diyordu ki: siz bu adın ne kadar ulu, ne kadar büyük olduğunu göremiyorsanız gözlerinizi gözyaşlarıyla yıkayın, zârı-zârı ağlayın da körlüğünüzü, görüşten mahrum olduğunuzu anlayın. Siz ağlayıp feryâd edemezseniz ben size ağlıyayım, ben feryâd edeyim; çünkü Tanrı, size ağladığım, feryâd ettiğim için benim adımı Nûh taktı. Şu anda, sizin hakıykatleriniz, helak suyuna batmış, boğulmuş olduğundan, kurtulursunuz umuduyla size ağlıyacağım. sizin için feryâd edeceğim. Hani hastaya ölüm yaklaştı mı feryâd eder ama yaşayacağından da umudunu kesmez; onun gibi işte. Bu, helak oluş, bu olup gidiş tufanıdır. Ben görüyorum, fakat siz görmüyorsunuz; gittikçe yaklaşıyor, yüzlerinize dokunuyor. Ben geminin içindeyim; ama gene de feryâd etmedeyim. Yalnız bu seferki feryadım umutsuz bir feryâd. "Sulara boğuldular da ateşe atıldılar; derken Allah´tan başka bir yardımcı da bulamadılar." (89) Yâni bu adı hor tuttular, bu adı ululamadılar; bu adın devlet tellalı olan N û ha bakmadılar bile; sonunda bu adın üstünlüğü onları kahretti; adlarını-sanlarını batırdı-gitti. "Böylece de zulmeden kavmin kökü kesildi ve hamd âlemlerin rabbı Allah´a.´(90)
(1) Kurân-ı Kerîm; X, 57.
(2) bu sözler, şu âyetlerden alınmıştır : II, 18, 171; VII, 179, 195, 198; X, 43; XXVII, 85; XXXVII, 92.
(3) Bu söz de VII. sûrenin 191, XVI, sûrenin 20., XXII. sûrenin 73. ve XXV. sûrenin 3. âyetlerinden alınmıştır.
(4) XXXV, 3.
(5) XVI, 72.
(6) VTI, 26
(7) K, 111.
(8 XXXIX, 10.
(9) IV, 69.
(10) CJH, 39.
(11) CI, 6.
(12) II, 30.
(13) XXXIV, 3.
(14) LIV, 55.
(15) XXXVI, 12.
(16) XXI, 107.
(17) LXXXK, 28.
(18) XXXIII, 72.
(19) XXXIII, 72.
(20) XVII, 70.
(21) LXXV,22-23.
(22) XII, 72
(23) VII, 143.
(24) XXXVIII, 36.
(25) XXXIV, 12.
(26) VII, 23.
(27) Bu beyit, bizim nüshamızda yok.
(28) XLD£, 2.
(29) VIII, 53.
(30) XVIII, 109.
(31) LVI, 10.
(32-33) XVI, 120.
(34) F. N. U. basımında bu beyitler yoktur.
(35) XXVIII, 42.
(36) LXXX, 16.
(37) LXXV, 1-2.
(38) LXIV, 14.
(39)11,81.
(40)111,106.
(41) V, fi.
(42)111, 10fi.
(43) Bu beyit, F. U. basımında yok.
(44) LXXXIII, 29.
(45) XXVII, 30.
(46) Bu şiir F. N. U. basımında yok.
(47) XXXIX, 22.
(48)UV, l.
(49)X, 5.
(50) IX, 125.
(51) IX, 124
(52) XXXIX, 53.
(53) VII, 23.
(54) XXXIX, 53.
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
30 Ocak 2010, 14:53:51
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Mecalisi Seb´a
«
Yanıtla #8 :
30 Ocak 2010, 14:53:51 »
(İkinci Meclis)
Hamdolsun Allah´a ki varlık âleminde üstün olan ve yaratılışları şaşılacak bir tarzda düzüp koşan; çeşitli yaratıkların aralarını takdir ettiği gibi uzlaştırdı; bağışlarım, dilediği şekilde insanlara bölüştürdü, paylaştırdı: güzelim takdiriyle her baş kaldıranı aşağılık yularına çekti, bağladı; her yaratığı, yaratış, tedbir ve tasarrufta bulunuş meydanlarına götürüp eğiltti, alçalttı. Ona hamdederim ve hamd, nimetlerinin fazlasını dileyiştir; O´na şükrederim; şükür, kereminin, ihsanının görülmemiş lûtuflannı çoğaltmasını isteyiştir. Bilirim, bildiririm ki Allah´tan başka yoktur tapacak, ortağı yoktur onun ve bilirim, bildiririm ki Muhammed, her varı, her varlığı dilediği gibi yaratan padişahlar padişahının elçisidir; güzel işleri yaptıran, hevâ ve hevese uymaktan, kötü işlerde bulunmaktan alıkoyan güzel ve yüce huyları bildirmek için gönderilmiştir. Allah ona, tertemiz soyuna-sopuna, sahabesine ve zevcelerine rahmet etsin, çok-çok esenlikler versin.
Münâcât:
Ey padişahlar padişahı, bu kulların, bu kölelerin, şu gerçek yalvarışla, özden gelen temiz niyetlerle surda toplanmış olan yalvaranların, senin rahmetini umanların her birerini kutluluklara eriştir, din ve dünya dileklerini vermek suretiyle beze; her birerinden lûtuflarının yardımlarını kesme. Gaflet uykusuna dalmış olanları lûtfunla uyar. Her birerinin yaradılış ağaçlarını kulluk meyvalariyle süsle.Vaktin padişahı olan, yeryüzünde, uzakta bulunanların da, yakında olanların da kaçıp sığındıkları ulular ulusu padişahı da tehlikeler, zararlar güneşinin hararetinden koru. Dosdoğru saltanatının esâsını, temelini yardımınla, korumanla kuvvetlendir; devlet sancağını yardım âyetleriyle, kutluluk tuğrasıyle, iyilikle, yomlukla beze. Dünyanın, insanların oturduğu dörttebir bölüğünü, uzun yıllar boyunca onun adaletinden, onun saltanatından boş bırakma. Onun hizmeti yüzünden mevki külahını giyen, ona itaat kemerini kuşanan ve devlet direkleri mesabesinde bulunan kisilerin her birerinin kutluluğunu, devletini arttır. Müslümanlığa ve müslümanlara yardım eden, padişahlarla sultanlara öğüt veren, bid´atin kökünü söküp atan, şeriata yardımcı olan, görüş ve anlayışın temelini kuran, insanlara fetva veren millet ve dînin fülânının da özünü beze ve bu duacının üstadı olan, bize Öğüt veren, bizi yetiştiren, esirgiyen, bu duacıyı kutlu hatırından hiç çıkarmayan, bizi hiç unutmayan zâtın bu bezentisini, dîninin, dünyasının kutluluğuna sebeb et. Farzıayın olan, sözün başında da, sonunda da duâ edilmesi gereken ve bu duadan başka bir duâ ile söze başlanması, sözün bitirilmesi doğru ve yerinde bulunmayan gerçek duâ, anaya-babaya duâ etmektir. Bu fidanın büyüyüp gelişmesine sebeb olanlar onlardır; Yârabbi, onları lûtfunun sığınağında rahat-esen kıl. Bu zayıfı nasıl geliştirme kanatlarının altında geliştirip yetiştirdilerse, sen de onların başından, lütuf ve ihsan kanadını çekme.
Nazımızı-niyazımızı çeken babayla anayı
Peygamberler, akılla can olarak kabul etmişlerdir.
Burda toplanmış olan büyüklerin, yakınların, dostların her birerini kendi rahmet tapına al, hepsini de esenlik yurdunda topla ey âlemlerin Allah´ı, ey yardım edenlerin hayırlısı, rahmetinle duamızı kabul et ey merhametlilerin merhametlisi.
Kim bizi iyilikle anarsa.
Dünyada iyilikle anılsın.
Şeriat bilginlerince, ümmete vaaz edenlerce sünnet, âdet şudur: Bu işe başlarlarken Ademoğullarının ulusunun tertemiz hadisleriyle başlarlar. Şimdi bu özü doğru duacı da, o dosdoğru yola ayak basmak, o pekişmiş ana caddeye girip yürümek ister.
Baht sana yârolur, yaver kesilirse
Aşk, seninle işe-güce girişir.
Aşksız ömrü hesaba sayma;
O, sayıdan dışarda kalacaktır çünkü.
Allah ondan razı olsun Hattâboğlu Ömer´den rivayet edilmiştir: demiştir ki; Allah rahmet etsin, esenlik versin, Allah´ın Peygamberi, "Kim suçların, isyanların aşağılığından çıkar da Tanrıdan çekinme sınırına girerse, Allah onu malsız-mülksüz zengin eder; hısımı, aşireti olmadan üstün kılar; Allah´ın verdiği az rızka razı olanın, az kulluğundan razı olur Allah." Yâni, müminler emîri Hattâboğlu Ömer, Allah ondan razı olsun, o şeriat şehrinin hesabını gören, o tarikat temelinin başköşesinde adalet ıssı olan, "Gerçekten de Şeytan, Ömer´in gölgesinden kaçar" hükmünce adalet kamçısını akla uyuş eline aldı mı, İblis´in haddi yoktu ki vesvese pazarında yankesicilik edip hırsızlıkta bulunsun da bir gönül cebini karıştırıp kessin. Peygamber´e öylesine âşıktı ki münafıklık, onun Peygamber´e uyuş yolunu asla vuramadı; hizmette öylesine gerçekti ki, dalkavukluğu âdet edinmiş zaman, onun dindarlık başını hainlik yağıyle asla bulaştıramadı.
Tabîatten doğan olayların haddi mi vardır ki
Bizim ordumuzun kopardığı toza yaklaşabilsin, o tozun çevresinde dönüp dolaşsın.
Biz, göklere doğru uçup ağmadayız;
Çünkü bizim yaradılışımızın aslı, mayası arştır.
Peygamber, ona, "Ben gönderilmeseydim sen gönderilirdin yâ Ömer" buyurdu; "Sana da Allah yeter" hitabına mazhar olan, ey "Sana uyanlara da Allah yeter"(91) sözüne muhâtab bulunan, ben ki Muhammed´im buyurdu; "Sen olmasaydın gökleri yaratmazdım" hücresinden gönderilmeseydim, sen ki Ömer´sin, adaletin yüzünden ona ehildin, kullarıma bildir fermâniyle âhır zaman halkına peygamber olarak sen gönderilirdin. İşte bu, üstünlüklerinden, birazcığını duyduğun, işittiğin Ömer, böyle rivayet eder memleketler ulusundan, yollar ıssından, o zattan ki Ay, ´Yaklaştı kıyamet ve yarıldı Ay´(92) hükmünce o erin hizmet kemerini kuşandı; muhabbet seher çağında ilk gerçeklik sözünü söyleyen oydu; herkesten önce birlik şarabını o içti; istidat elbisesini o giyindi.
Allah sırlarının definesi biziz,
Sayısız, sonsuz inciler denizi biziz.
Padişahlık tahtına oturan biziz;
Aydan balığa dek her yana hükmeden biziz.
Henüz varlık alanından geçenler, görünüş pazarına oturmamışlardı. Henüz ne melek velvelesi vardı, ne felek meş´alesi; ne yeraltında balık çırpınmadaydı, ne gökyüzünde Simâk parlıyordu. Henüz kader ressamları gökyüzü safının kireçle sıvanmış sofasına lâcüvert renkli perdeyi çekmemişti. Henüz kaza döşemecileri bu dört unsur çardağını varlık alanına kurmamışlardı. Öyle bir anda. görünüş ve görüş sabahı olan varlığımın ışığı. "Seni biz gönderdik"(93) doğusundan parlamıştı, "Ol" buyruğuyla varolmuştum; " Söyle" şarabiyle esrimiştim; benim peygamberlik vaktim gelinceyedek kaza ve kader nöbetçileri, Adem´in çadırının kapısına el vurmamışlardı; hiçbir melekte o güç. o kuvvet yoktu ki Adem´in tahtının basamağını öpsün.
Alemden maksat insandır;
insandan maksat da o soluktur.
Varlık âlemine gelince zaman habercileri hâlimi-hatırını sormaya geldiler.
Ey durağı-konağı göklerden de ötede olan,
Senin kadrin nerde, hâşâ, şu bir yığın toprak nerde?
Senin ululuk tuğran "Ömrüne andolsun" âyetidir(94)
Senin vilâyetinin fermanında "Sen olmasaydın" sözü yazılıdır.
Dokuz hokkayla yedi mühre önündedir de
Senin elin de onlardan tertemizdir, eteğin de.
Bayrağının yüzünde, üstünde "Sen olmasaydın gökleri yaratmazdım" yazısı yazılmıştır.
Ey Muhammed dediler; adalet ıssı sensin; şeriat şehrinde hüküm yürüten sensin. Dedim ki: Bu sözün de yeri mi? Bütün peygamberler, vekillik işine âit fermanı bende buldular, benden aldılar; Adem´in soluğu, Nûh´un feyizleri, murada erişleri, İd rîs´in dersi, Mûsa´nın uzlaşması, Şîs´in sözü, İsmâîl´in ululanması, İbranîm´in dost oluşu, hep benimledir, benim sâyemdedir.
Bilgin kişinin varlık gemisi şaşılacak birşeydir.
Gözü gören kişinin kuyuya düşmesine şaşılır.
Denizde yüzen gemiye şaşılmaz;
Bir gemide binlerce denizin bulunuşuna şaşılır.
Ey Muhammed, ne iş başarmaya geldin dediler. Dedim ki: Kâfirlik mahallesindeki rindleri, külhanbeyleri edebe sokmaya, müşriklik meyhânesindeki sarhoşlara had vurmıya geldim. Evet, birgün o, âlemin en ulusu, o, Âdemoğullarının başı, başbuğu oturmuştu; sahabe önünde halka olmuştu. O dosdoğru gerçekler, o konuştukları halde susanlar, gönüllerini, hiç kimseye niyazı olmıyan Tanrı tapısına vermişler, gayb âleminin ankaasının, "Söyle" sözüyle söze başlamasını, o marifet gülbahçesi bülbülünün gül dalına konup âşıkçasına çilemesini, şakımasını, din ve dünya isteğinin elde edilmesini bekliyorlardı. Alemin ulusu, sırlar kutusunun kapağını açtı da canlarıyla oynayıp mâna sevgilisini dileyen o tacirlerin önlerindeki tahtaya şu sözü koydu ve şöyle buyurdu:
"Kim suçların, isyanların aşağılığından çıkar da Tanrıdan çekinme sınırına girerse," kim, gösteriş yapmamak, böyle bir töhmete düşmemek, gaflet etmemek şartiyle suçların, isyanların aşağılığından geçerse, adımını çekinmek, korkmak ovasına atarsa, Tanrıdan çekinmek kimyasını, mânayı dileyiş eliyle alır da büyücü, gaddar, düzenci, kötülükleri buyurup duran nefse sürerse, savaşmak, didinmek ayağını, gerçeği görüş yanına atar da o yana giderse "Allah onu malsız, mülksüz zengin eder." Tanrı tapısının üstün olgunluğu, geliştirip yetiştirme lûtfuyla o kulu malsız-mülksüz zenginleştirir.
Rûm ve Çin ülkelerini çok duydun, işittin, yeter artık;
Kalk, bir de Senâyî´nin ülkesini gör, saltanatını seyret.
Seyret de, baştan başa, hırsı, nekesliği olmayan gönlü gör;
Seyret de kibirsiz, kinsiz canı gör.
Bas ayağını; arş, ayağının altına serilsin;
Koy elini; saltanat, yüzüğüne tâbi olsun.
Kim...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
30 Ocak 2010, 14:55:14
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Mecalisi Seb´a
«
Yanıtla #9 :
30 Ocak 2010, 14:55:14 »
Ululuk ıssı Tanrının zâtına andolsun ki kıyamette İnsanlar, şu üç soruya cevap vermeden bir adım bile atamazlar; netekim âlemin ulusu buyurmuştur: ´Kula, üç soru sorulmadan bir adım bile atamaz: Ömrünü neye sarfetti de yoketti; gençliğini neyle geçirdi; malını nerden kazandı, nereye harcadı?" Yarın kıyamette bu üç soruya cevap vermeden hiçbir kulu ileriye geçirmezler. İlk olarak aziz ömrünü neyle geçirdin diye sorarlar, ikincisi gençliğini neyle başa çıkardın derler. Üçüncü olarak da paranı-pulunu nerden topladın, neye harcadın derler. Herkes dünyâda bir dâva peşindedir. Hele dur, bekle, şu ses, dâvaya girişenlerin kulağına bir gelsin, bu ün, âlemdekilerin kulaklarına bir duyurulsun: "O gün bütün gizli şeyler meydana vurulur."(104) Bugün, bir gündür ki perdeleri kaldırırız; herkesi ovaya süreriz; herkesin dilini mühürleriz: "Bu, bir gündür ki söz söyleyimezler;(105)
Ey şehvet ateşinde yanıp yakılanlar,
Ey tehlikeler ummanına batıp gidenler,
Niceyebir bu hırs, niceyebir bu şehvet;
Niceyebir bu kötülük, niceyebir bu suç işleyişler?
Niceyebir bu alay ediş, niceyebir bu saçma-sapan sözler;
Niceyebir bu kötü işler, niceyebir bu aslı olmıyan şeyler?
Niceyebir bu düzen, niceyebir bu hiyle;
Niceyebir bu töre, niceyebir bu âdetler?
Sakının bu insanı aldatan konağa bağlanıştan;
Bu afatlarla dolu yurttan kaçın.
Yaşayış baharında hoş bir soluk yollayın
Şu çürümeye yüz tutmuş kemiklere, şu porsumuş etlere.
Bugün devlet davulunu çalın;
Gönül niyazından sancaklar açın.
Umut keselerini dikin,
Çünkü bu an, lütuf, rahmet ve bağış zamanıdır.
Ey Tanrı, lûtfun,
Yıla, aya zaman-zaman bağışlar bağışlamadadır.
Senin bir kuyumcu olan sanatın,
Vakitlerin altından bir topa benziyen ziynet gerdanlığını düzmüştür;
Ey kulluk süslerine muhtaç olmayan,
Bizim de özür boncuğumuzu sen kabul et.
Arayışta yel gibi es, yürü; onun zahmet zehirini şeker gibi ye, bal şerbeti gibi İç. Gönüle söyle, afiyete Allahaısmarladık desin; bedene söyle, esenliğe düşman kesilsin. Çünkü deniz kıyısına ev kuran, çok dalgalar görür; sevgi dâvasına girişen, belâ ve mihnet zehirini yutar.
Neyin varsa ateşe atmadıkça
Vaktin asla hoş bir hale gelmez
•
Hafız Kuran okumıya başladı; oku ey hafız, âşıkların her yanlarındaki zincirlerin zillerini Kuran nağmeleriyle oynat; de ki: Rahman ve rahîm Allah adiyle.
Sebepleri meydana getiren Allah´ın adiyle;
Kullarına kapıları açan Allah´ın adiyle.
Razı oldum Rahmân´dan; öyle bir Rahmandır ki hesapsız bağışlarda bulunur.
Kendisinden yarhgama umulan, rahmeti, âhirette inananlara hâssolan
Tanrının, suç işlediğim zaman yarlıgamasını ve tövbemi kabul etmesini umarım.
•
Ey ömrünü yele veren, sarhoş musun sen?
Niceyedek bu hevâ ve hevese tapacaksın sen?
Bütün cefa kapılarını açtın;
Vefa kapılarının hepsini kapattın sen.
Tanrının seninle olan ahdi vardı ya,
O Tanrı ahdini bozdun, kırdın-geçirdin sen.
Ne diye boyuna şikâyet eder-durursun,
Zahmetten, meşakkattan, el darlığından sen?
Ne diye hasret çekersin; bir faydası yok ki sana;
Zahmetle yok olursan, o vakit var olursun sen.
"Rahman ve rahîm Allah adiyle" sözü. o padişahın adım taşır ki kulların kurtuluşları, onun râzılığıyladır; kimde bir üstünlük varsa onun lûtfunun,. ihsanının feyziyledir; kimde bir alçalış varsa onun adaletinin tecellisi yüzündendir. Alemdekilerin durması onun dileğiyledir; insanların yok olması onun isteriyledir. Nerde üstün bir kişi varsa onun kerem elbisesini giyinmiş, bezenmiştir de o yüzden üstündür. Nerde bir alçalmış kişi varsa onun kahrına uğramıştır da o yüzden alçalmıştır. Yabancıların bellerine bağladıkları incecik zünnânn örgüleri arasından şu ses duyulmaktadır: Odur üstün olan, herşeye gücü yeten. Ariflerin omuzlarına sarkan taylâsının örgüsünden şu ses işitilmektedir: "Odur lûtfu bol ve herşeyden haberdâr olan.´(106) "Allah adiyle" sözündeki ad, bir addır ki Süleyman´ın zamanında İblîs´in vesvesesi elinden o addır Belkıys´i kurtaran. Süleyman, Belkıy´sin, Sabâ şehrinde halkı kendisine bağladığını, gerçek yoldan aslı olmıyan yola götürmekte olduğunu duydu. Ona bir mektup yazdı, mektupta, "Gerçekten de bu, rahman ve rahim Allah adıyladır"(107) yazılıydı. Hüdhüdü postacı yaptı, elçilikle o yollarını yitirenlerin iline gönderdi; o töhmet çölünü aşmakta olanları, doğru yolu gösterme meş´alesiyle sapıklık karanlığından kurtarmak, Belkıys´ı, İblis´in şüphe veren, vesvese uyandıran elinden gerçeklik ve kutluluk ovasına çekmek istiyordu. O arık kuşcağız, üstünlük kanatlarıyla, ışıklı kanatlarla havanın yücesinde uça-uça o sapıkların iline vardı: Belkıys´in sarayının kubbesindeki bir burca kondu; Belkıys´in tapısına varmak için bir yol aramıya koyuldu. Gördü ki Belkıys´in halvet odasında ovaya açılmış bir pencere var. O pencereye uçtu; Belkıys´in uyumakta olduğunu gördü. Odaya girip davet mektubunu yanına koydu; gagasıyle Belkıys´ın göğsünü gagalayıp yaraladı; sonra da özlem kemerinin bir bucağına kondu. Belkıys sıçrayıp uyandı; bu kim olabilir ki diyordu, bu kadar perdecinin, kapıcının önünden, bu kadar yoldan geçip odama giriyor, beni insafsızca yaralıyor; bu pek büyük bir düşman olmalı ki bu kadar sağlam, bunca demir kapılardan geçiyor da odama kadar giriyor; kimseciklere de görünmüyor. Hem bu sözleri söylüyordu kendi kendine, hem de tir-tir titriyordu; şaşırmış-kalmıştı. Derken Süleyman´ın davet mektubunun, yanıbaşına düşmüş olduğunu gördü. Mektubu aldı, açtı, yazılmış bir satır gördü. Gözü, Bismillâh´ın "b" sine düştü; gönlü mîm´in göğsündeki gönülden, bir parıltıdır aldı; bir parıltıdır, elde etti; gönül kekliği, îman doğanına av oldu-gitti. Sonra bu mektubu bir postacı getirdi herhalde deyip gözlerini ovdu, odanın köşesine-bucağına bakmıya başladı. Derken bir arık, bir küçük kuş gördü; sarayın sayvanının bir köşesine konmuştu. Kendi kendine, mektubu getiren postacı bu olacak dedi; ne de şaşılacak şey, bu küçüklükte bir kuş, sonra bu ululukta bir haber.
Ey benim dostlarım, Süleyman´dan maksadım Tanrıdır; Belkiys´ten maksadım kötülüğü buyurup duran nefis; hüdhüd´den maksadım da akıldır ki nefis sarayının bir bucağına konmuştur; her solukta düşünce gagasıyla Belkıys´in göğsünü gagalamaktadır; nefis Belkıys´ini gaflet uykusundan uyarmaktadır; mektubu ona sunmaktadır.
İsteyin ey güzel yürüyüşlü âşıklar;
Çalın-çağırın ey işi-gücü tatlı iyi kişiler.
Niceyebir evden, ovanın yolunu tutacaksınız?
Niceyedek Kâ´be´den meyhanecinin kapısına koşacaksınız?
Dünyâda bir güzel var, bizse aldırmamaktayız ona;
Kadehte bir yudumcuk şarap kalmış, bizimse hâlâ aklımız başımızda.
Bundan böyle el bizden, etek sevgiliden;
Bundan böyle kulağımıza sevgilinin küpesini takalım artık.
Kalk da yüzümüzün suyuyla yıkayıp arıtalım
Şu gaddar toprak yığınının tozunu, kirini.
Bir yürüyüş edelim de kırıp dökelim
Şu kara yüzlü, şu kötü huylu nefsi, yok edelim gitsin.
Allah bizi de faydalandırsın, sizi de; Peygamberimiz Muhammed´e bütün soyuna-sopuna Allah rahmet etsin.
(91) VIII, 64.
(92) LIV, 1.
(93) II, 119.
(94) XV, 72.
(95) LIX, 2.
(96) XXXVIII, 35.
(97) XXVII, 9. XXVII, 30
(98) XIV, 35.
(99) VI, 76.
(100) XXVIII, 38.
(101) VII, 57.
(102) XL, 16.
(103) XIV,42.
(I04) LXXXVI,9.
(105) LXXVH, 35.
(106) VI, 103. LXVII, 14,
(107) XXVII, 30.
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
Sayfa:
1
[
2
]
3
4
Yukarı git
Yazdır
« önceki
sonraki »
Gitmek istediğiniz yer:
Gitmek istediğiniz yer:
-----------------------------
İlim Dünyası Dergisi / Akademik Çalışmalar
-----------------------------
=> İlim Dünyası Dergisi
===> Enes ALACAYAKA
===> İlim Dünyası Dergisi
-----------------------------
Manevi Danışmanlık ve Rehberlik
-----------------------------
=> Manevi Danışmanlık ve Rehberlik
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yüce Allah (c.c) İçin Hizmet'e Niyet Et ! ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Niyet Ediyorum Allah için Hizmet Etmeye
-----------------------------
İlim Dünyası Etkinlikleri
-----------------------------
=> Kutlu Doğum Haftası Etkinlikleri
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Şiir Yaz
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Mektup Yaz
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Makale Yaz
=> Kutlu Doğum Haftası Etkinlik Sonuçları
=> Hz. Muhammed (s.a.v) Salavat Etkinlikleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Sosyal ve Manevi Hizmetler Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlim Dünyası
===> Foruma Hoşgeldiniz
===> Duyurular - Yenilikler
===> İstek - Öneri - Şikayet
===> İlim Dünyası İrtibat & İletişim
===> Geçmiş Konu Arşivi
=> Kabe Canlı Yayın İzle
===> Kabe 24 Saat Canli Yayin
===> Mekke Canlı Yayın
===> Beytullah Canlı Yayın
===> Kabe Canlı Yayın Özel
=> Sosyal Faliyetler
===> Helalleşelim
===> Etkinlikler & Kutlamalar
===> Pakistana Yardım
===> Kayıp Aranıyor
===> Kredi Kartına Hayır
===> Tavsiye Ediyorum
===> Tavsiye Etmiyorum
=> Taziyelerimiz
===> Cenaze Taziyeleri
===> Hasta Taziyeleri
=> Güzel Web Siteler
=> İstek & Dualarımız
=> Nafile İbadetlerimiz
=> Dostluk Ve Kardeşlik
=> Gönlünce Seslen
=> Hocanın Kalemi
=> Akli ve Kalbi Kardeşlik Akımı
=> Yardım ve Hizmet Dernekleri
=> Ruhu Revani Nuru Muhammedi
=> Her Güne Bir Sahabe-i Kiram
=> Sevgili Üyemiz Lütfen Okuyunuz !
=> Sevgili Öğrencilerimiz Hoşgeldiniz
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Esmaül Hüsna
===> Her Güne Bir Esmaül Hüsna
=> Dini Konular
===> Bölüm Kuralları
===> MeKKe & MeDiNe
===> Peygamber Kıssaları
===> Evliyaların Hayatı
===> Kıssadan Hisseler
===> İslam Tarihi
===> Cuma Hutbesi
===> İz Bırakanlar
===> Nurdan Damlalar
===> Dini makale ve yazılar
===> Cuma Vaazı
=====> Vaaz Projeleri
=> Kuran-ı Kerim
===> Kuran' ın Önemi
===> Kuran Okumak
===> Kısa Sureler
===> Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim)
=> İtikat
===> İman ve Esasları
===> İtikadi Mezhepler
===> Allah' a İman
===> Meleklere İman
===> Kitaplara İman
===> Peygamberler (A.S)
===> Ahiret Günü
===> Kaza ve Kader
===> Sizden Gelenler(İtiKat)
=> Hadis-i Şerif
===> Hadisin Önemi
===> Hadis Çeşitleri
===> Seçme Hadisler
===> Hadisleri İnkar
===> Arapça Türkçe Hadis
===> Sizden Gelenler (Hadis- Şerif)
=> Fıkıh
===> Mezheplerin Doğuşu
===> Amelde Mezhepler
===> Mezhep İmamları
===> Mükellefiyetlerimiz
===> Güncel Fetvalar
===> Sizden Gelenler( FıkıH )
=> Peygamberimiz (S.A.V)
===> İlk Vahyin Gelişi
===> Savaşlar ve Hicreti
===> Mucizeleri
===> Örnek Ahlakı
===> Vefatları
===> Peygamber Sevgisi
===> Ehli Beyti ve Sahabeleri
===> Kutsal Emanetler
===> Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz )
===> Nur-u Muhammedi
===> Efendimizin Hayatı
=> İslam Esasları
===> Namaz Kılmak
===> Oruç Tutmak
===> Zekat Vermek
===> Sizden Gelenler( İslam Esasları )
=> Ameller - İbadetler - Kulluk Kavramı
===> İbadetin Önemi
===> Bedenle Yapılanlar
===> Malla Yapılanlar
===> Allaha Kulluk
===> Malla ve Bedenle
===> Dua Etmek
===> Sizden Gelenler(Amel-İbadet-Kulluk)
=> Tasavvuf Nedir ?
===> Tanımı ve Önemi
===> Nakşibendilik
===> Güzel Ahlak
===> Nefs Mücadelesi
===> Nefs Hastalıkları
===> Müridin Dersleri
===> Müridin Edepleri
===> Haller ve Tevbe
===> Tasavvufu İnkar
===> Sizden Gelenler (Tasavvuf)
=====> Tasavvuf Nameleri
=======> Ertunç Demiriz
=> Aile Hayatı
===> İyi Bir Aile
===> Eşlerin Hakları
===> Anne-Baba Hakkı
===> Sizden Gelenler( Aile Hayatı )
=> Tıbb-ı Nebevi
===> Temizlik
===> Ağız ve Diş Sağlığı
===> Bal ve Çörek Otu
===> Şifalı Bitkiler
===> Sizden Gelenler ( Tıbb-ı Nebevi )
=> Güncel Meseleler
===> İnanç Konuları
===> Tasavvuf Üzerine
===> Büyü ve Cinler
===> Ahirzaman
===> Güncel Dini Haberler
===> Sizden Gelenler( Güncel Meseleler )
=> Biyoğrafi Dünyası
===> Peygamberler
===> Hadis Alimleri
===> Erkek Sahabeler
===> Hanım Sahabeler
===> Mezhep İmamları
===> İslam Alimleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Kuranı Kerim
===> Konularına Göre Ayetler
===> Kuran-ı Kerim Kelime Sözlüğü
===> Kuran-ı Kerim Hakkında Bilgiler
===> Kuran-ı Kerim Belagat İlmi
===> Kuran-ı Kerim Ayetleri
=====> Lügatca
===> Kuran Öyküleri
===> Kuran ve Bilim
===> Kuran Ahlakı
===> Diyanet Vakfı Meali
===> Diyanet İşleri Meali
===> Ömer N. Bilmen Meali
===> Suat Yıldırım Meali
===> Kuranda İnsan Psikolojisi
===> Kuran İlimleri
===> Kuran İlimleri Çalışmaları
===> Kıraat İlmi ve Tarihi
=> Akaid Eserleri
===> İslam Akaidi
===> İtikadname-Bağdadi
===> Kabir Alemi - Suyuti
===> Kıyamet ve Ahiret
===> Tevhid ve Kelam İlmi
===> Ateizm Gerçeği
===> Kelam İlmi
===> Cebir ve Kader Problemi
===> Tekfir Meselesi
===> Ahiret Günü
===> Müslüman Akaidi
===> Kuran-ı Kerimde Dört Terim
===> İman ve Hayat
===> Ehli Sünnet
===> Kitabüt Tevhid
===> İslam İnancının Temelleri Akaid
===> Kelam İlmi ve İslam Akaidi
===> Tahavi Şerhi
===> Ölüm Ötesi Tarihi
===> Ölüm psikolojisi
===> Rabbani Yol ve Sunnetullah
=> Risale-i Nur Külliyatı
===> Sözler
===> Lemalar
===> Mektubat
===> Şualar
===> İşaratül İcaz
===> Mesnevi-i Nuriye
===> Barla Lahikası
===> Kastamonu Lahikası
===> Muhakemat
===> Sünuhat
===> Emirdağ Lahikası
===> Sikke-i Tasdiki Gaybi
===> Tarihçe-i Hayatı
=> İslam Büyükleri
===> İslam Dini Büyükleri
===> İmam Ebu Hanife
===> İmam-ı Şafi
===> İmam-ı Malik
===> İmam-ı Zeyd
===> İmam-ı Ahmed Bin Hanbel
===> İslam Alemi Meşhur Tabiinler
=> Din ve Mezheb Eserleri
===> Dünya Dinleri
===> Fıkhi Mezhepler Tarihi
===> Siyasi - İtikadi Mezhebler
===> Dinler Tarihi
=> Hadis Eserleri
===> Kütübü Sitte
===> Hadis Tarihi
===> Hadis Kitaplığı
===> El-luluu Vel Mercan
===> Esbabu Vurudil Hadis
===> Dualar Zikirler - Nevevi
===> Ahkam Hadisleri
===> Hadis Müdafaası
===> Müntehab Ehadis
===> Camiul Ehadis
===> Edebul Mufred
===> 40 Ayet 40 Hadis
===> Cem ul Fevaid
===> Mucemüs Sağir
===> Cenaze kitabı
===> 7 Hadis İmamının İttifak Ettikleri Hadisler
===> Sünnetin Delil Oluşu
===> Uydurma hadisleri tanıma yolları
===> el İtisam
===> Kitabüz-Zühd
===> Hadis Edebiyatı
===> Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları
===> Kudsi Hadisler
===> Sünen-i Darimi
===> Hadis te Metin Tenkidi Metodları
===> Zübdetül Buhari
===> Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü
===> Mişkatul Mesabih
===> Camiul Ulum
===> Ebu Hanife nin Hadis Anlayışı
===> Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet
===> Müsned
===> Metalib ul Aliye
===> Mütevatir Hadisler
===> Müttefekun Aleyh Hadisler
===> Muvatta
===> Nuhbetul-Fiker Şerhi
===> Sufilerin Hadis Anlayışı
===> Sahih-i Müslim Muhtasarı
===> Süneni Tirmizi
===> Süneni Ebu Davud
===> Süneni İbni Mace
===> Süneni Nesai
===> Sünnet ve Bidat
=> İslam Fıkhı Eseleri
===> Dört Mezheb Fıkhı
===> Hanefi Fıkhı
=====> Nurul İzah
=====> Hidaye Tercümesi
=====> Fetavayi Hindiyye
===> Delilli Şafi İlmihali
===> Büyük Şafi Fıkhı
===> Fetavayı Resulullah
===> Üçbin Seçme Fetva
===> Minhacut Talibin
===> Hanımlar İlmihali
===> Nassın Uygulanışı
===> Hüccetullahil Baliğa
===> Bidayetül Müctehid
===> Hayatın İçinden Fıkıh
===> Ahkamüs Sultaniye
===> Fetvalarla Çağdaş Hayat
===> el-İhtiyar
===> Büyük Şafii İlmihali
===> Emanet ve Ehliyet
===> Namus Fitnesi Muta
===> Şeyhül İslam Ebus Suud Efendi Fetvaları
===> Çağdaş Ekonomik Problemlere İslami Yaklaşımlar
===> Mükayeseli İbadetler İlmihali
=> Usulü Fıkıh Eserleri
===> İslam Hukuku - İmam Gazali
===> Hukuku İslamiye
===> Fahreddin Atar - Usul
===> Vehbe Zuhayli - Usul
===> El- Muvafakat - Şatibi
===> İslam Devletler Hukuku
===> Kıyas Istıhsan ve Istıslah
===> İslami Hükümlerin Esas ve Hikmetleri
=> Tefsir Eserleri
===> Ömer Nasuhi Bilmen
===> Ahkam Ayetleri Tefsiri
===> Emri Maruf Nehyi Münker
=> İslam Tarihi Eserleri
===> Hazreti Muhammed a.s.v
=====> Peygamberizin Örnek Ahlakı
=====> Mucize Ve Büyük Özellikleri
=====> Son Peygamber
===> Peygamberler Tarihi
===> İslam Tarihi
===> Sahabe-i Kiram
===> Siyer-i Nebi
===> Konulu Siyer
===> Hayatüs Sahabe
===> El-Bidaye Ven Nihaye
===> Asrı Saadette İslam
===> Ashabı Kiram
===> Fıkhus Sire
===> Değişik Yönleriyle Rasulullah
===> Tabiînin Hayatından Tablolar
===> Hz.Peygamberin Savasları
===> Tarihül-İslam
===> Efendimiz
===> Fıkhus Sahabe
===> Hz.Süleyman
===> Peygamberimizin Hayatı
===> Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı
===> Zadul Mead
===> Hz.Muhammedin İslam Daveti
===> Sahabe Hayatından Tablolar
===> İslami Hareketin Tarihi Seyri
===> Siret Ansiklopedisi
=> Klasik Tarih Eserleri
===> Medeniyet Tarihi
===> Ülkeler Tarihi
===> 20.Yüzyıl Tarihi
===> Türk Sultanlar ve Saray Hayatları
===> Büyük Osmanlı Tarihi
===> Osmanlı padişahları
=> İslam Kültürü
===> İslam Kültürü A-İ
===> İslam Kültürü K-Z
===> İslam Kavramları A-L
===> İslam Kavramları M-Z
===> Güncel Meseleler
===> Evrensel Hutbeler
=> Tasavvuf Eserleri
===> Kalplerin Keşfi - imam gazali
===> Adab-ı Fethullah K.S
===> İşarat - Şeyh Taği K.S
===> Kimya-ı Saadet
===> Kitabuz-zühd
===> Kutul Kulub
===> Kuşeyri Risalesi
===> Şeytanın Hileleri
===> Risalei Halidiyye
===> Tuhfetul Alaiyye
===> Reşahat
===> Mektubat-ı Rabbani
===> Mektubat-ı Şeyh Ahmet
===> Mektubat-ı Şeyh Hazret
===> İhya-u Ulumiddin 1-2
===> İhya-u Ulumiddin 3-4
===> Futuhul Gayb
===> Dualar ve Zikirler
===> İslam,Tasavvuf,Hayat
===> Yunus Emre ve Tasavvuf
===> Divanı Kebir
===> İlahi Armağan
===> Marifetname
===> Tasavvuf ve islam
===> Rabıta ve Nakşibendilik
===> Mevlana
===> Mevlana Kitaplığı
===> Mevlananın Eserleri
=====> Fihi Ma Fih
=====> Mesnevi
=======> Mesnevide Geçen Hikayeler
=> Ahlaki Eserler
===> Gıybet
===> Gençlik Ahlakı Fütüvvet
===> Takva Bilinci
===> Din Nasihattır
===> Peygamberimizin Örnek Ahlakı
=> Büyüklerden Öğütler
===> Doğruların Öyküsü
===> İbretli Kıssalar
===> İslam Büyüklerinden Öğütler
=> Kıyamet Eserleri
===> Kıyamet Alametleri
=> Edebiyat Eserleri
===> Makale Dünyası
=====> Denemeler
===> Safahat
===> Şiir Dünyası
=> Eğitim
===> Bireysel Gelişim
===> Çocuk Eğitimi
===> Ekonomi
===> Çocuklarla Başbaşa
===> Başarının Prensipleri
===> Kuranda Çocuk Eğitimi
===> Yetişkin Din Eğitimi
===> Mükafat ve Ceza
===> İslam gençliğine öğütler
===> Anne baba eğitiminde yeni teknikler
=> Çocuk Gelişim Eserleri
===> Çocuk Gelişimi
===> Çocuk Terbiyesi
===> Çocuk ve Din
===> Çocuk Eğitimin Teknikleri
===> Sünnette Çocuk Eğitimi
=> Çeşitli Konularda Eserler
===> Zaferin Yolu ve Şartları
===> Allahın Gazabı ve Rızası
===> Gayemiz
===> İslam Çağrısı
===> Güncel Meseleler 2
===> Haydi Hizmete
===> Gönüllerin Gülü
===> Sabredenler ve Şükredenler
===> Merak Ettiklerimiz
===> Diyanet Fetvaları
===> İslamda Hükümet
===> Kuran ve Sünnette Evlilik
===> İslama Göre Dost ve Düşman
===> Müslümanın evliliği
===> Evlilik ve Aile Hayatı
===> Sağlık Ansiklopedisi
===> Din Psikolojisi
===> Yaşayan Hurafeler
===> Evlenme Adabı
===> El-Akl ve Fehmül Kuran
=> Hayatını Anlatan Eserler
===> Martin Lings
===> Peygamberimizin Hayatı
===> İslam Peygamberi
-----------------------------
Diyanet İşleri Başkanlığımıza Teşekkür Ederiz.
-----------------------------
=> Sorularla Ticaret Hayatı
===> Alışveriş
===> Borçlar
===> Emanet
===> Havale
===> Kefalet
===> Kiralık
===> Hibe ve Bağış
===> Vekalet ve Komisyon
===> Güncel Ticari Meseleler
===> Ticari Hayat
=> Dini Sorular ve Cevapları
===> Akaid - İnanç Esasları
===> Dua ve Zikir
===> Helaller ve Haramlar
===> Tasavvuf ve Yaşam
===> Mezhepler
===> Dinler
=> Fıkıh Soruları ve Cevapları
===> Adak ve Yemin
===> Sorularla Taharet (Temizlik)
===> Sorularla Namaz
===> Sorularla Zekat
===> Sorularla Oruç
===> Sorularla Hac
===> Sorularla Umre
===> Sorularla Kurban
===> Sorularla Sadaka
=> Sorularla Aile Hayatı
===> Genel Aile Hayatı
===> Evlilik ( Nikah )
===> Boşanma (Talak)
===> Miras ve Vasiyet
===> Süt Emzirme
=> Sorularla İslam
=> Sorularla Hz. Muhammed (s.a.v)
=> İlmihal - Ömer Nasuhi Bilmen
===> İtikat
===> Taharet-Temizlik
=====> Taharet İlmihali - A
=====> Taharet İlmihali - B
===> Namaz
=====> Namaz İlmihali - A
=====> Namaz İlmihali - B
=====> Namaz İlmihali - c
=====> Namaz İlmihali - D
=====> Namaz İlmihali - E
===> Oruç
=====> Oruç İlmihali - A
=====> Oruç İlmihali - B
===> Zekat
===> Hac
===> Kurban Ve Av
===> Kerahet ve İhtihsan
===> İslam Ahlakı Kitabı
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi
===> Editörün Notu
===> Türkiye
===> Gündem
===> Söyleşi
===> Dosya Konusu
===> Dosya Yazıları
===> Tarih
===> Düşünce
===> Kitap
===> Edebiyat
===> Diğer Yazılar
=> Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri
===> Sunuş
===> Başyazı
===> Ayın Konusu
===> Binbir Damla
===> Tasavvuf Klasikleri
===> Hal Dili
===> Dün Bugün Yarın
===> Dünya Hali
===> Tencere
===> Kapaktakiler
===> Diğer Yazılar
===> Şiir
===> Tavan Arası
===> Kitaplık
=> Semerkand Aylık Aile Dergisi
===> Editörden
===> Başyazı
===> Haberiniz Olsun
===> Kapak Konusu
===> Değerlerimiz
===> Gençlere Sorduk
===> Evlilik - İletişim
===> Psikoloğum
===> Pedagoğum
===> Mizah
===> Sağlık
===> Yemek
===> Bizden Haberler
===> Sizden Gelenler
===> Diğer Yazılar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İlmi & Erdemli Sözler Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Güzel Sözler
=> Kutsal Günler
===> Beraat Kandili
===> Miraç Kandili
===> Mevlüt Kandili
===> Regaib Kandili
===> Kadir Gecesi
=> Mübarek Aylar
=> Önemli Günler
===> Ramazan Bayramı
===> Kurban Bayramı
===> Cuma Bayramı
===> Resmi Bayramlar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Ramazan Ayı Özel Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlim Dünyası İle Ramazan Ayı
===> Ramazan Ayı Yemekleri
===> Ramazan Ayı Duaları
===> Ramazan Ayı Faziletleri
===> Ramazan Ayı Günlüğüm
===> Ramazan Ayı Fıkhi Bilgileri
===> Ramazan Ayı Önemi
===> Ramazan Ayı Tavsiyeleri
===> Ramazan Ayı Galeri
===> Ramazan Ayı Nameleri
===> Ramazan Ayı Mizahları
===> Ramazan Ayı Makaleleri
===> Ramazan Ayı Kıssaları
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Açık Öğretim & İlitam Dunyasi ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlitam Forum
===> Ankara İlitam
===> İstanbul İlitam
===> Erzurum İlitam
===> İnönü İlitam
===> Samsun İlitam
===> İzmir İlitam
===> Diyarbakır İlitam
===> Sivas İlitam
===> Elazığ İlitam
=> İlitam Formu
===> Sistematik Kelam
=====> Sistematik Kelam Özetleri
=====> Sistematik Kelam Soruları
=====> Sistematik Kelam Dökümanlar
===> Fıkıh Usulü
=====> Fıkıh Usulü Özetleri
=====> Fıkıh Usulü Soruları
=====> Fıkıh Usulü Dökümanları
=> Sakarya İlitam
===> Ders Notları ve Özetler
=====> 5.Yarıyıl Dersleri
=======> Sistematik Kelam
=====> 6.Yarıyıl Dersleri
===> Ders Soruları
=====> 4. Sınıf Sınav Soruları
=====> 3. Sınıf Sınav Soruları
===> Sınav Deneme Soruları
=====> 3.Sınıf Deneme Soruları
=====> 4.Sınıf Deneme Soruları
===> Sesli Dersler
===> Ders Pdfleri ve Slaytları
===> Sakarya İlitam Öğrencileri
===> Sakarya İlitam 3.Sınıf Öğrencileri
===> Sakarya İlitam 4.Sınıf Öğrencileri
=> İlitam Arapça Sesli Ders - Özel Bölüm
=> Açık Ögretime Giriş
===> Açıköğretim Bölümleri
=> Aöf İlahiyat Programı
===> İlahiyat 1.sınıf
=====> Ders Özetleri ve Notları
=====> Din Hizmetlerinde İletişim ve Halkla İlişkiler
=====> Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar
=====> İslam Dininin Temel Kaynakları
=====> Temel Bilgi Teknolojileri
=====> İlk Dönem İslam Tarihi
=====> İslam Dini Esasları
===> İlahiyat 2.sınıf
=====> Ders Özetleri ve Notları
=====> Ana Konularıyla Kuran
=====> Dinler Tarihi
=====> Türk Medeniyeti Tarihi
=====> İslam Düşünce Tarihi
=====> Dine Yeni Yaklaşımlar
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi
=====> Türk Dili
===> Arapça Dersi
=====> 1.Sınıf
=====> 2.Sınıf
=====> Pratik Arapça
=====> Sınav Soruları
=======> 1.Sınıf
=======> 2.Sınıf
=====> Fiil Çekimleri
=====> Arapça Hikayeler
=====> Arapça Deyimler
=> Dokuz Eylül İlitam
===> Kuran-ı Kerim I
===> Arapça I
===> Tefsir ve Tefsir Metinleri
===> İslam Bilimlerinde Yöntem
===> Mantık
===> İslam Tarihi ve Medeniyeti
===> Kuran-ı Kerim II
===> Arapça II
===> Hadis ve Hadis Metinleri
===> İslam Ahlak Felsefesi
===> Felsefe Tarihi
===> İslam Mezhepleri Tarihi
===> Osmanlı Türkçesi
===> Kuran-ı Kerim III
===> Sistematik Kelam
===> Fıkıh Usulü
===> İslam Felsefesi
===> Ana Konularıyla Kuran
===> Tasavvuf
===> Kuran-ı Kerim IV
===> Din Eğitimi
===> İslam Hukuku
===> Din Felsefesi
===> Dinler Tarihi
===> Din Hizmetleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Kuran-Kerim Eğitim Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Elif Cüzü
=> Kuran Öğretiyoruz
=> Tecvid Öğretiyoruz
=> Kuran Öğrenim Teknikleri
=> İlim Talebesinin Edepleri
=> Kuran-ı Kerim Hatmi
=> Üç Boyutlu Kuran-ı Kerim Oku
=> Kuran-ı Kerim Hatim İndir (Ücretsiz)
-----------------------------
Osmanlıca Eğitim Dünyası
-----------------------------
=> Osmanlıca Eğitimi
===> Osmanlıca Eğitim Kitabı
===> Osmanlıca Eğitim Seti
===> Osmanlıca Yazı Defteri
===> Ücretsiz Osmanlıca Eğitim Setleri
===> Ücretsiz Osmanlıca Eğitim Kitapları
=> Osmanlıca Klavye
=> Meb Osmanlıca Dersleri
=> Osmanlıca Yardım Bölümü
===> Osmanlıca Nasıl Öğrenilir ?
===> Osmanlıca Nasıl Öğretilir ?
-----------------------------
Atatürk Üniversitesi Önlisans İlahiyat Bölümü
-----------------------------
=> 1. Sınıf Güz Dönemi
===> İlk Dönem İslam Tarihi
===> Arapça I
===> İslam Ahlak Esasları
===> Temel Bilgi Teknolojileri I
===> İslam İnanç Esasları
===> İslam İbadet Esasları
===> İslam Sanatları Tarihi
=> 1. Sınıf Bahar Dönemi
===> Arapça II
===> Hadis Tarihi ve Usulü
===> İslam Hukukuna Giriş
===> İslam Kurumları ve Medeniyeti Tarihi
===> Türk İslam Edebiyatı
===> Tefsir Tarihi ve Usulü
===> Temel Bilgi Teknolojileri II
=> 2. Sınıf Güz Dönemi
=> 2. Sınıf Bahar Dönemi
-----------------------------
Din Hizmetleri Alan Bilgisi Testi - DHBT
-----------------------------
=> DHBT - KPSS- ÖSYM
===> Diyanet Dhbt Sınav Duyuruları
===> Diyanet Dhbt Çıkmış Sorular
===> Diyanet Dhbt Sınav Konuları
===> Çözümlü Dhbt Sınav Soruları
===> Diyanet Dhbt Hazırlık
===> Diyanet Dhbt Sınavı
=> Dhbt Sınav Dersleri
=> Dhbt Kitap Tanıtımları
===> Dhbt Yeterlilik Kitapları
=> Diyanet Dhbt Hazırlık Sitesi
=> Dhbt Uzaktan Eğitim
===> Dhbt Lise 1.Grup
===> Dhbt Önlisans 1.Grup
===> Dhbt Lisans 1.Grup
===> Dhbt Ön Hazırlık Programı
=> Dhbt Online Dersane
===> Dhbt Kariyer Rehberlik
===> Dhbt Görsel Eğitim Setleri
===> Dhbt Online Eğitim Sitesi
=> Dhbt Sınav Testleri
=> Dhbt Mülakat Hazırlık Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Tecvid Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Siyer Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Fıkıh Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Akaid Çalışması
=> Öabt Sınavı Kitap Tanıtımları
=> Dini Cd & Dvd Eğitim Tanıtımları
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Rüya Tabiri ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Rüya Tabiri
===> A-Rüya Tabiri
===> B-Rüya Tabiri
===> C-Rüya Tabiri
===> Ç-Rüya Tabiri
===> D-Rüya Tabiri
===> E-Rüya Tabiri
===> F-Rüya Tabiri
===> G-Rüya Tabiri
===> H-Rüya Tabiri
===> I-Rüya Tabiri
===> İ-Rüya Tabiri
===> K-Rüya Tabiri
===> L-Rüya Tabiri
===> M-Rüya Tabiri
===> N-Rüya Tabiri
===> O-Rüya Tabiri
===> Ö-Rüya Tabiri
===> P-Rüya Tabiri
===> R-Rüya Tabiri
===> S-Rüya Tabiri
===> Ş-Rüya Tabiri
===> T-Rüya Tabiri
===> U-Rüya Tabiri
===> Ü-Rüya Tabiri
===> V-Rüya Tabiri
===> Y-Rüya Tabiri
===> Z-Rüya Tabiri
=> Rüya Dünyası
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yeni İlahiyat Önlisans Proğramı / Kredili Sistem ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlahiyat Önlisans Kredili Sistem
=> İlahiyat Önlisans 1. Sınıf Dersleri
===> İlahiyat Önlisans 1. Yarıyıl
=====> İslam İnanç Esasları
=====> İslam İbadet Esasları
=====> İslam Ahlak Esasları
=====> İlk Dönem İslam Tarihi
=====> İslam Sanatları Tarihi
=====> Arapça 1
=====> Temel Bilgi Teknolojileri 1
===> İlahiyat Önlisans 2. Yarıyıl
=====> Tefsir Tarihi ve Usulü
=====> Hadis Tarihi ve Usulü
=====> İslam Hukukuna Giriş
=====> İslam Kurumları ve Medeniyeti
=====> Türk İslam Edebiyatı
=====> Arapça 2
=====> Temel Bilgi Teknolojileri 2
=> İlahiyat Önlisans 2. sınıf Dersleri
===> İlahiyat Önlisans 3. Yarıyıl
=====> Tefsir
=====> Günümüz Fıkıh Problemleri
=====> İslam Düşünce Tarihi
=====> İslam Mezhepleri Tarihi
=====> Din Psikolojisi
=====> Arapça 3
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1
=====> Türk Dili 1
===> İlahiyat Önlisans 4. Yarıyıl
=====> Hadis Dersi
=====> Hadis
=====> Kelama Giriş
=====> Din Sosyolojisi
=====> Yaşayan Dünya Dinleri
=====> Din Eğitimi ve Din Hizmetlerinde Rehberlik
=====> Arapça 4
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 2
=====> Türk Dili 2
=> İlahiyat Önlisans Sınav Soruları
=> İlahiyat Arapça Önlisans
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Memurluk ve Sınav Sistemleri ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Diyanet Yeterlilik Sınavına Hazırlık
===> Yeterlilik Sınav Soruları
===> Yeterlilik Sınav Testleri
=> Diyanet İşleri Başkanlığı
===> Personel Hizmetleri
===> Diyanet Duyurular
===> Din Hizmetleri
===> Eğitim Faliyetleri
===> Personel Faaliyetleri
===> Hac ve Umre Hizmetleri
===> Din Görevlileri
=====> Yeterlilik Belgesi
===> Yeterlilik & Mbsts Sınav Soruları
=> Rehberlik Hizmetleri
===> Test Çözüm Teknikleri
===> Sınavlar Rehberi
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İslamda Bayanlar Dünyası (Tıbbi & İlmi Konular) ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Müslüman Bayanlar ve İslami ilimler
===> İslamda ve Tarihte Kadın
===> Müslüman Bayanlar İçin Namaz
===> Müsliman Bayanlar İçin Oruç
===> Muslüman Bayanlar için Tesettür
===> Müslüman Bayanlar için Evlilik
===> Müslüman Bayanlar için Özel Haller
===> Sorularımız ve Cevaplarımız
===> Üyelerimizin Paylaşımları (İlmihal)
===> Müslüman Bayanlar İçin Fetvalar
=> Bayanlar için Sağlık Köşesi
===> Bayanlar & Sağlık
===> Lohusalık Dönemi
===> Hamilelik Dönemleri
===> Bayanlar & Diyet
===> Sağlıklı Cilt & Bakım
===> Bayanlar & Cinsel Hayat
===> Üyelerimizin Paylaşımları (Sağlık)
-----------------------------
Ales , Dgs , Kpss Hazırlık Dünyası
-----------------------------
=> Dgs Sınavına Hazırlık
===> Dgs Sözel Mantık Dersleri
===> Dgs Sayısal Mantık Dersleri
===> Dgs Sınavı için Rehberlik
===> Dgs Bilgi Paylaşım Alanı
=> Dgs Sınav Sistemi
===> Dgs Çıkmış Sorular
===> Dgs Dökümanları
===> Dgs Sıkça Sorulanlar
===> Dgs Test Bankası
=> Dgs için Tavsiye Kaynaklar
===> Dgs Kitap Tanıtımları
===> Dgs Görüntülü Eğitim Setleri
===> Dgs Hazırlık Web Siteleri
===> Dgs Online Dersaneler
===> Dgs için Tavsiye Dersaneler
===> Dgs Sınavını Nasıl Kazanırım ?
=> Dgs ve İlahiyat Önlisans
=> Dgs İlitam Yerleştirme Özel Bölüm
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Bilim Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Psikoloji Dünyası
=> Tıp Dünyası
=> Biyoloji Dünyası
===> Biyoloji Bilimcileri
=> Kimya Dünyası
===> Kimya Bilimcileri
=> Fizik Dünyası
===> Fizik Bilimcileri
=> Matematik Dünyası
===> Matematik Bilimcileri
=> Coğrafya Dünyası
===> Coğrafya Bilimcileri
=> Önemli Tarihi Buluşlar
=> Bilim ve Teknolojileri
=> Astronomi ve Uzay Teknolojileri
=> Eğitim Dünyası
-----------------------------
Arapça Kitap Dağıtım
-----------------------------
=> Arapça Dağıtım
===> Arapça Kaynak Kitaplar
===> Arapça Ders Kitapları
=> Bayanlara Özel Arapça Kursu
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Arapça Dil ve Gramer Eğitim Dünyası (yakında) ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Arapça Hakkında
=> Arapça Osmanlıca Klavye
-----------------------------
Diyanet Yeterlilik Kitabı
-----------------------------
=> Kitap Kampanya ve Tanıtımları
=> Diyanet Yeterlilik Sınavı 2013
=> Diyanet Yeterlilik
===> Diyanetyeterlik.com
===> Diyanetkitap.com Kampanyalar
===> Din Görevlileri
===> Din Görevlisi Kitabı
=> Diyanet Yeterlik 2013
=> İslami Kitaplar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Eğlence Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> 3D-Boyut Dünyası
=> Çoçukların Dünyası
===> Oyun Dünyası
===> Masal Dünyası
===> Mizah Dünyası
===> Dini Hikayeler
===> Flash Eğlence Dünyası
===> Sevgili Peygamberim
=====> 365 Günde Sevgili Peygamberim
===> Sesli Masal Dünyası
=> Sorular - Cevaplar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yemek ve Pasta Tarifi Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Yemek ve Pasta Tarifleri
===> Çorbalar
===> Sebze Yemekleri
===> Makarnalar
===> Pilavlar
===> Köfteler
===> Börekler
===> Tatlılar
===> Hamur İşleri
===> Kekler
===> Salatalar
===> Sütlü Tatlılar
===> Kurabiyeler
===> Yaş Pastalar
===> İçecekler
===> Balık Yemekleri
===> Et ve Tavuk Yemekleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Fotoğraf & Resim Paylaşım Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Resimler
===> İslami Resimler
===> İbretlik Resimler
===> Doğa Resimleri
===> Resimli Konular
-----------------------------
Doğal Bitkisel Bakım
-----------------------------
=> Doğal Bitkisel Bakım
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> ilimdunyasi.com Haberleri
=> Sınav Duyuruları
===> Diyanet Sınav Duyurusu
===> Meb Sınav Duyurusu
===> Ösym Sınav Duyurusu
===> Mesleki Bilgiler Sınav Duyurusu
===> Memurlar Sınav Duyurusu
=> Tarihe Yolculuk
===> Tarihten Başlıklar
===> Çanakkale Zaferi
=> Tarihi Mekanlar
===> Müzeler
===> Saraylar
===> Kaleler
===> Türbeler
===> Camiler
=> Hakikate Erenler Dünyası
===> Müslümanlık Nedir ?
===> Hidayet Dünyası
===> Hidayete Erenler
===> Dünyadan Seçmeler
===> Müslaman Olmak İsiyorum
=> Yıldızname
=> Ölüm ile Yüzleşme
=> Mucizeler Dünyası
=> Yaşamdan Seçmeler
-----------------------------
15 Temmuz Gazi ve Şehid Haberleri
-----------------------------
=> 15 Temmuz Gazi ve Şehid Haberleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İmam Hatip Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İmam Hatip
=> İmam Hatip Gönül Kalemi
=> Kutlu Doğum Programı
-----------------------------
İlim Dünyası Arşiv Kategorisi
-----------------------------
=> İlim Dünyası Arşiv Konuları
=> İlim Dünyası - İnstagram
TinyPortal v1.0 beta 4 ©
Bloc
|
harita
|
Site Map
|
Sitemap
|
Arşiv
|
Wap
|
Wap2
|
Wap Forum
|
urllist.txt
|
XML
|
urllist.php
|
Rss
|
GoogleTagged
|
|
Sitemap1
|
Sitema2
|
Sitemap3
|
Sitema4
|
Sitema5
|
urllist
|
Yükleniyor...