>
Forum
>
๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑
>
Tasavvuf Eserleri
>
Mevlana Kitaplığı
>
Makalâtı şemsi tebrizî
Sayfa:
1
...
3
4
5
[
6
]
7
Aşağı git
« önceki
sonraki »
Yazdır
Gönderen
Konu: Makalâtı şemsi tebrizî (Okunma Sayısı 10562 defa)
28 Ocak 2010, 13:36:05
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Makalâtı şemsi tebrizî
«
Yanıtla #25 :
28 Ocak 2010, 13:36:05 »
Öyle ise ben bundan fazla bir yapmayayım dedi ve dışarı çıktı.
Arap dışarı çıktıktan sonra Hazreti Peygamber buyurdular ki: O bunları yapmakla kendini kurtarır. Bunlar da derler ki:
Ne âlâ! Öyle ise biz de bu kadarla yetinelim Mütabaat´tan yani peygamberin izinde yürümekten vazgeçerler.
Göz açıklığı demek, ilk doğuşta, gözü Güneşin kaynağına açılmış ve onun ışığına alışmış olmak demektir.
(M. 283) Derler ki: Sen Aydan söz aç, Ütaritten bahset. Nasıl söyleyebilirim? Güneşin alemde bir ay olup
olmadığından haberi yoktur. Ay da böyle bir zavallılık içindedir. Gezegenler de. Bu Ayı herkes görür, ona bakarlar ama Güneş
ile Ay arasında ışık cihetinden hiçbir nisbet yoktur. Çünkü hiç kimse Güneş yuvarlığına bakmaz, göz buna güç yetiremez.
Semender garip bir yaratıktır. Ateşteyanmaz ama suda boğulur. Kurbağa, denizde boğulmaz ve sudan ona bir ziyan
gelmez. Ama ateşte yanar. Ne ateşin yakabileceği, ne de suyun boğabileceği bir hayvan, bulunmaz bir yaratıktır.
Kuran´da "Bil ki, şüphesiz o Allah, kendisinden başka Allah olmayan Allahtır. " (Muhammed sûresi, 19)
buyurulmuştur. Bu ayete "Bil!" hitabı ile gelmiş bir emirdir. Yani ilim tavsiye eder. Yine aynı ayette, "Günahına tövbe et,"
hitabı da bu geçici varlıktan kurtulmak için ayrı bir emirdir. Sonradan var olan bu vücud nasıl olur da başlangıcı olmayan âlemi
görebilir? Senin cismin daha dünküdür. Ruhunu da bir kaç gün daha önce yaratılmış farzet. Bunu yüz bin yıl saysan yine azdır.
Ömer (Allah ondan razı olsun), öyle bir kahraman idi ki, bir vuruşu ile aslanı geri kaçırır, onun korkusundan şarap
sirke olurdu. Birisine sorduıelindeki nedir? Sirkedir dedi. Güneş onun omuzu üzerine düşmüştü göz ucu ile ona bakınca Güneş
karardı. Ben buna inanırım, felsefeci inanmazsa ben ne yapayım!
Bu Ömer, bir gün Hazreti Muhammed´in (S.A.) Mescidine geldi. Peygamber biriyle ağ ir ağ ir konuşuyordu. Ömer bu
durumda Peygamberin yanına varmaya cesaret edemedi. Kendi kendine dedi ki: Ben mademki o konuşmaya mahrem değilim,
yaklaşmayayım. Hazreti Peygamber onun düşüncesini anladı. "Bana bilgin ve her şeyden haberi olan ulu Allah bildirdi." (K.
66/3) gereğince, Ya Ömer! buyurdu, o arkadaşla konuştuğumuz sözleri işittim mi? Anladın mı? Ömer, hayır dedi. Ey Allah’ın
Resulü! ancak mübarek dudaklarınızın kımıldadığını gördüm. Hazreti Peygamber, o halde fazla bile gördün, harflerin ağızdan
çıkış durumuna göre konuştuğumuzu kıyas edebilirsin, dedi. Ömer yüzüstü kapandı. Ben her kimi sevdimse çok cefasını
çektim dedi. (M. 284) Ömer, Hazret! Peygamberin o uyarısını kabul etti.Ben de böylece onun çomağında bir top olayım. Vefa
öyle bir şeydir ki, onu beş yaşındaki çocuğa karşı gösterseniz inanır ve sizi sever; ama size cefa da eder. Kendi cinsimden
birini istiyorum; onu kıble edineyim, yüzümü ona çevireyim. Kendimden geçmiş olayım, Söylediğim bu sözden sen ne
anlıyorsun? Kendimden geçmiş olayım dedim. Şimdi kendime kıble edindiğim o adam söylediklerimi anlayan ve kavrayan" kim
isedir.
Gelelim o ÇOK çetin ve anlaşılması zor olan Peygamber sözüne. Onun mânasını ve ne demek istediğini elayası gibi açık
gösterelim. Örnek olarak onun bir sözünü ele alalım. Anlamını, gramerini, okunuşunu araştıralım. Meselâ olmaz, yok anlamına
gelen La sözü için yorum olmaz, çünkü mutlak olumsuzluk ekidir. Fakat Mâ harfi,hem olumsuzluk edatıdır, hem haber edatı,
hem de başka mânalarda kullanılabilir. Ancak ben bu incelikleri düşünürsem onların kaçtığını görürüm. Görüyorsun ki, Allah
elçisi olan Hazreti Muhammed ile sohbet etmek istediğim zaman bütün bu söz inceliklerine dikkat eder, onunla hesaplı
konuşurum. Ama senin dostluk alanına ayak bastıktan sonra çok saygısız ve cesur oldum. Hiç bunları düşünmedim. Bu sözden
ne mâna çıkar diye ihtiyatlı konuşayım, demedim. Yahut bu işte bu noktayı hatırıma getirmedim. La (olmaz) demek ihtiyata
ve dostluğa yaraşmaz, çünkü azap verir. Ya tamamiyle alim olmalı, yahut da ilgisiz bir köylü gibi olmalı. Yoksa senin
ateşinden duman tüter. Söndür, istemiyorum! Ya tamam yanar ya tamam söner. Derler ki: Bu söz yepyeni bir sözdür. Evet
yepyenidir. Ama size göre´. Yoksa iğneciye göre değil.
Henüz ilk gençlik çağındaydım. Abdalın biri zındık olduğunu işitmiş, acele anasının başını kesmiş. Analık hakkı nerede
kaldı? diye soranlara şu cevabı vermiş: Mülhidler, zındıklar bilsinler ki, kendilerinden korkum yoktur. Bunu işiten bir mülhid, o
benden daha mülhid imiş, demiş. Ben asla bunu yapmadım. Ayrılık demi geldi dediğim zaman bunu söz olarak söyledim,
yoksa hakikatte değil. Bunu istesem de yapamam. Gidemem hayır bununla mağrur olmamalı.
Şiir:
Hafızamın bozukluğundan Veki´a yakındım
Bana günahları terk etmek vahyolundu, dedi. (Yani varlığı terk etmek)(M. 285)
İlim Allah’dan bir vergidir.
Allah vergisi ise âsilere verilmez.
Nasıl ki hıfz yani saklama, saklamayı terketmektedir, dedi. Allah vergisinden isteyin! buyurulmuştur. Bu vergide artış
vardır. Yani bilgi yönünden bütün artışlara razı olma. Sofiden hangi fazlalığı istiyorum. Ariflikte fazlalık, her önüne gelen şeyde
fazlalık, hemen fazlalık.
Derler ki: Alemde ne varsa Adem´de de vardır. Bu yedi felek insanda hangisidir? Bu yıldızlar, güneş, ay insanın
neresinde?
Ben Kadı Şemseddin´den şu sebepten ayrıldım: bana istediğimi öğretmedi. Ben Allahya karşı mahcup düşemem o
seni nasıl yarattı ise öyle korur. Kul vardır ki şeytana uymaz, ona bu işten dolayı bir utanç gelmez. O zaman şeytan da bu
adam kiminle uğraşıyor diye gülmez. Falan kimse iblis ile şöyle yaptı; ne adamdır o, ne adamdır ki şeytan ile daima savaştadır
diyerek, bu adamla öğünürler. Işteıbunefsin inanç ve güven mertebesinde bulunması yani mutmainne bağıdır: C bağı,
emmâre, yani emredici (istekli) nefis, H bağı da emmâre (kınayıcı) bağıdır.
Sen böyle diyorsun ama o ne diyor? Yahut o böyle söylüyor, sen ne söylüyorsun? Alemin eskiliğinden, başlangıcı
olmamasından sana ne? Sen kendi kıdemini bil ki kadim misin,yoksa hadis mi? Sana verilen bu kadarömrü kendi halini
araştırmaya sarf et. Alemin eskiliği yeniliği bahsinde ne ömür harcıyorsun?
Allahyı tanıma bahsi derindir. Ey ahmak derin sensin! Derin olan bir şey varsa, o sensin! Sen nasıl bir dostsun ki,
damarlarının içine kadar girmiş olan sevgilinin sırrını el ayası gibi açık bilemiyorsun! Sen nasıl Allah kulusun ki, onun sırlarını
ve iç yüzünü bilmiyorsun! Seninle konuştuğum bu sözleri senin şeyhinle konuşmadım. Onu kahr içinde bıraktım gittim. Ama o
ben, şeyhim, diyor. (M.286) Mevlâna da başka bir şey söylüyor. Eyvallah, şeyhimizsin, gözümüzsün! diyerek ondan ayrılıyor
ki, bir daha onları çağırdığımız zaman gelmesinler.
Gerçek yürekli Yusuf sağ olsaydı, senin dizginlerini taşırdı. Hadislerin yorumunu nasıl bilmiyorsun? Biliyorsun ama
bilmemezlikten geliyorsun. Yolda uğrular var, o tarafta ışık yok, senin için korkuyorum dedi. Şu halde beni nasıl tanıyorsun?
Öyle bir ormana daldım ki, oraya aslanlar bile giremez. Rüzgâr ağaçlara vuruyor, bir ses çınlıyordu. Bir delikanlı gitti, sonra
geldi ve bana yazık olur sana, dedi. Ona hiç aldırmadım ve bakmadım bile. Beni korkutsun diye bir kaç kere seslendi, yine
aldırmadım. Elinde öyle bir baltası vardı ki, taşa vursa parçalardı. Bundan sonra bir kere daha, yazık sana, dedi. Önce tekrar
ona doğru yürüdüm. Elimde henüz hiç bir silâhım yoktu. Arka üstü yere düştü. Eliyle işaret ediyordu. Git diyordu. Benim
seninle işim yok.
O olgun sofî müridine diyordu ki: Zikrederken ta göbekten getir. Hayır dedim zikri göbekten değil canın içinden
getirmeli. Bu sözüm onu şaşırttı. Her kime yüzümü dönersem, yüzü nü butu n cihandan çevirir.Ona y uzumuzu gösterelim
ama delil yüzü göstermeyelim. Nasıl ki gerçek mü´minin nişanı nedir? diye soranlara Hazreti Peygamber, şu aldatıcı dünyadan
hoşlanmamasıdır, buyurmuştur. Bizde cevher var. Her kimin yüzünü o tarafa çevirirsek bütün dostlarına ve sevgililerine
yabancı olur. Başka bir incelik daha var ki, bu ne nebilik, ne de resullük ve marifet makamına benzer. Ben ne diyeyim!
Allahnın gizli velileri derler ki: Biz niçin kendimizi açıklayalım, ne söyleyelim. Biz kimiz ki? Dedi ki: Başını Hazreti
Muhammed´in (S.A.) yakasından çıkar ki, sana uyalım, emrine boyun eğelim! Yoksa şimdi uymanın ne yeri var? Mevlâna
oturmuştu. Hocanın biri namaz vaktidir, diye seslendi. Mevlâna kendi âlemine dalmıştı. Biz hep kalktık, akşam namazına
durduk. Bir kaç kere baktım gördüm ki, imam ve bütün cemaat arkamızı kıbleye çevirmişiz. Namazı bitirmeye uğraşıyorduk,
kıbleden yüz çevirmiş olarak sazcıların arasına geldim. Bana şöyle bir fikir geldi: Bunlar ne garip insanlar ki ezelden ebedden
doğmuş bir güneşten habersizdirler. Ezel ve ebed nedir ki! Bunların her ikisi de senin sıfatındır. Bunlar daha dün meydana
çıktı. Zamanın başına ezel dediler, kuyruğuna da ebed adını koydular. Ezel nedir, ebed ne?
(M.287) Bir Güneş doğdu, bütün âlemi nur kapladı. Ayın, Güneşin sözü mü olur? Bu halkın O Ay, Güneş
karanlığında bundan hiç haberi yok.
Hazreti Muhammed´e (haşa) sihirbaz dediler. Halbuki Allah adının anıldığı her yerde sihir bozulur. Bir yerde ki, içerisi
baştanbaşa nur doludur. Sihir orada nasıl barınabilir? Yağmur yağmaya başladığı vakit sihir kaçar. Bu kadar hayat yağmuru
ve canlılık iksiri, bengi sular ondan yağar, ondan fışkırırken sihir onda nasıl yer bulur? Onun için buyurmuştu khŞeyhin gerçek
olmadığının nişanı şudur ki, onunla sahradan, oyundan dönersin de, hiç bu maceradan ve bu oyundan bir şey anlatmaz ve
habersizdir. Dedi ki: Ben, karşımda oynanmasını istemediğim o oyun için bir şey söylemiyorum. Bana gelince, ben yüzüne
güler, ona Allah hayatınızı size mübarek kıl...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
Müslüman
Anahtar Kelime
Pasif
Mesajlar: 132.042
Re: Makalâtı şemsi tebrizî
«
Posted on:
25 Nisan 2024, 15:37:17 »
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.
Anahtar Kelimeler:
Makalâtı şemsi tebrizî rüya tabiri,Makalâtı şemsi tebrizî mekke canlı, Makalâtı şemsi tebrizî kabe canlı yayın, Makalâtı şemsi tebrizî Üç boyutlu kuran oku Makalâtı şemsi tebrizî kuran ı kerim, Makalâtı şemsi tebrizî peygamber kıssaları,Makalâtı şemsi tebrizî ilitam ders soruları, Makalâtı şemsi tebrizîönlisans arapça,
Logged
28 Ocak 2010, 13:37:54
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Makalâtı şemsi tebrizî
«
Yanıtla #26 :
28 Ocak 2010, 13:37:54 »
Öyle ise ben bundan fazla bir yapmayayım dedi ve dışarı çıktı.
Arap dışarı çıktıktan sonra Hazreti Peygamber buyurdular ki: O bunları yapmakla kendini kurtarır. Bunlar da derler ki:
Ne âlâ! Öyle ise biz de bu kadarla yetinelim Mütabaat´tan yani peygamberin izinde yürümekten vazgeçerler.
Göz açıklığı demek, ilk doğuşta, gözü Güneşin kaynağına açılmış ve onun ışığına alışmış olmak demektir.
(M. 283) Derler ki: Sen Aydan söz aç, Ütaritten bahset. Nasıl söyleyebilirim? Güneşin alemde bir ay olup
olmadığından haberi yoktur. Ay da böyle bir zavallılık içindedir. Gezegenler de. Bu Ayı herkes görür, ona bakarlar ama Güneş
ile Ay arasında ışık cihetinden hiçbir nisbet yoktur. Çünkü hiç kimse Güneş yuvarlığına bakmaz, göz buna güç yetiremez.
Semender garip bir yaratıktır. Ateşteyanmaz ama suda boğulur. Kurbağa, denizde boğulmaz ve sudan ona bir ziyan
gelmez. Ama ateşte yanar. Ne ateşin yakabileceği, ne de suyun boğabileceği bir hayvan, bulunmaz bir yaratıktır.
Kuran´da "Bil ki, şüphesiz o Allah, kendisinden başka Allah olmayan Allahtır. " (Muhammed sûresi, 19)
buyurulmuştur. Bu ayete "Bil!" hitabı ile gelmiş bir emirdir. Yani ilim tavsiye eder. Yine aynı ayette, "Günahına tövbe et,"
hitabı da bu geçici varlıktan kurtulmak için ayrı bir emirdir. Sonradan var olan bu vücud nasıl olur da başlangıcı olmayan âlemi
görebilir? Senin cismin daha dünküdür. Ruhunu da bir kaç gün daha önce yaratılmış farzet. Bunu yüz bin yıl saysan yine azdır.
Ömer (Allah ondan razı olsun), öyle bir kahraman idi ki, bir vuruşu ile aslanı geri kaçırır, onun korkusundan şarap
sirke olurdu. Birisine sorduıelindeki nedir? Sirkedir dedi. Güneş onun omuzu üzerine düşmüştü göz ucu ile ona bakınca Güneş
karardı. Ben buna inanırım, felsefeci inanmazsa ben ne yapayım!
Bu Ömer, bir gün Hazreti Muhammed´in (S.A.) Mescidine geldi. Peygamber biriyle ağ ir ağ ir konuşuyordu. Ömer bu
durumda Peygamberin yanına varmaya cesaret edemedi. Kendi kendine dedi ki: Ben mademki o konuşmaya mahrem değilim,
yaklaşmayayım. Hazreti Peygamber onun düşüncesini anladı. "Bana bilgin ve her şeyden haberi olan ulu Allah bildirdi." (K.
66/3) gereğince, Ya Ömer! buyurdu, o arkadaşla konuştuğumuz sözleri işittim mi? Anladın mı? Ömer, hayır dedi. Ey Allah’ın
Resulü! ancak mübarek dudaklarınızın kımıldadığını gördüm. Hazreti Peygamber, o halde fazla bile gördün, harflerin ağızdan
çıkış durumuna göre konuştuğumuzu kıyas edebilirsin, dedi. Ömer yüzüstü kapandı. Ben her kimi sevdimse çok cefasını
çektim dedi. (M. 284) Ömer, Hazret! Peygamberin o uyarısını kabul etti.Ben de böylece onun çomağında bir top olayım. Vefa
öyle bir şeydir ki, onu beş yaşındaki çocuğa karşı gösterseniz inanır ve sizi sever; ama size cefa da eder. Kendi cinsimden
birini istiyorum; onu kıble edineyim, yüzümü ona çevireyim. Kendimden geçmiş olayım, Söylediğim bu sözden sen ne
anlıyorsun? Kendimden geçmiş olayım dedim. Şimdi kendime kıble edindiğim o adam söylediklerimi anlayan ve kavrayan" kim
isedir.
Gelelim o ÇOK çetin ve anlaşılması zor olan Peygamber sözüne. Onun mânasını ve ne demek istediğini elayası gibi açık
gösterelim. Örnek olarak onun bir sözünü ele alalım. Anlamını, gramerini, okunuşunu araştıralım. Meselâ olmaz, yok anlamına
gelen La sözü için yorum olmaz, çünkü mutlak olumsuzluk ekidir. Fakat Mâ harfi,hem olumsuzluk edatıdır, hem haber edatı,
hem de başka mânalarda kullanılabilir. Ancak ben bu incelikleri düşünürsem onların kaçtığını görürüm. Görüyorsun ki, Allah
elçisi olan Hazreti Muhammed ile sohbet etmek istediğim zaman bütün bu söz inceliklerine dikkat eder, onunla hesaplı
konuşurum. Ama senin dostluk alanına ayak bastıktan sonra çok saygısız ve cesur oldum. Hiç bunları düşünmedim. Bu sözden
ne mâna çıkar diye ihtiyatlı konuşayım, demedim. Yahut bu işte bu noktayı hatırıma getirmedim. La (olmaz) demek ihtiyata
ve dostluğa yaraşmaz, çünkü azap verir. Ya tamamiyle alim olmalı, yahut da ilgisiz bir köylü gibi olmalı. Yoksa senin
ateşinden duman tüter. Söndür, istemiyorum! Ya tamam yanar ya tamam söner. Derler ki: Bu söz yepyeni bir sözdür. Evet
yepyenidir. Ama size göre´. Yoksa iğneciye göre değil.
Henüz ilk gençlik çağındaydım. Abdalın biri zındık olduğunu işitmiş, acele anasının başını kesmiş. Analık hakkı nerede
kaldı? diye soranlara şu cevabı vermiş: Mülhidler, zındıklar bilsinler ki, kendilerinden korkum yoktur. Bunu işiten bir mülhid, o
benden daha mülhid imiş, demiş. Ben asla bunu yapmadım. Ayrılık demi geldi dediğim zaman bunu söz olarak söyledim,
yoksa hakikatte değil. Bunu istesem de yapamam. Gidemem hayır bununla mağrur olmamalı.
Şiir:
Hafızamın bozukluğundan Veki´a yakındım
Bana günahları terk etmek vahyolundu, dedi. (Yani varlığı terk etmek)(M. 285)
İlim Allah’dan bir vergidir.
Allah vergisi ise âsilere verilmez.
Nasıl ki hıfz yani saklama, saklamayı terketmektedir, dedi. Allah vergisinden isteyin! buyurulmuştur. Bu vergide artış
vardır. Yani bilgi yönünden bütün artışlara razı olma. Sofiden hangi fazlalığı istiyorum. Ariflikte fazlalık, her önüne gelen şeyde
fazlalık, hemen fazlalık.
Derler ki: Alemde ne varsa Adem´de de vardır. Bu yedi felek insanda hangisidir? Bu yıldızlar, güneş, ay insanın
neresinde?
Ben Kadı Şemseddin´den şu sebepten ayrıldım: bana istediğimi öğretmedi. Ben Allahya karşı mahcup düşemem o
seni nasıl yarattı ise öyle korur. Kul vardır ki şeytana uymaz, ona bu işten dolayı bir utanç gelmez. O zaman şeytan da bu
adam kiminle uğraşıyor diye gülmez. Falan kimse iblis ile şöyle yaptı; ne adamdır o, ne adamdır ki şeytan ile daima savaştadır
diyerek, bu adamla öğünürler. Işteıbunefsin inanç ve güven mertebesinde bulunması yani mutmainne bağıdır: C bağı,
emmâre, yani emredici (istekli) nefis, H bağı da emmâre (kınayıcı) bağıdır.
Sen böyle diyorsun ama o ne diyor? Yahut o böyle söylüyor, sen ne söylüyorsun? Alemin eskiliğinden, başlangıcı
olmamasından sana ne? Sen kendi kıdemini bil ki kadim misin,yoksa hadis mi? Sana verilen bu kadarömrü kendi halini
araştırmaya sarf et. Alemin eskiliği yeniliği bahsinde ne ömür harcıyorsun?
Allahyı tanıma bahsi derindir. Ey ahmak derin sensin! Derin olan bir şey varsa, o sensin! Sen nasıl bir dostsun ki,
damarlarının içine kadar girmiş olan sevgilinin sırrını el ayası gibi açık bilemiyorsun! Sen nasıl Allah kulusun ki, onun sırlarını
ve iç yüzünü bilmiyorsun! Seninle konuştuğum bu sözleri senin şeyhinle konuşmadım. Onu kahr içinde bıraktım gittim. Ama o
ben, şeyhim, diyor. (M.286) Mevlâna da başka bir şey söylüyor. Eyvallah, şeyhimizsin, gözümüzsün! diyerek ondan ayrılıyor
ki, bir daha onları çağırdığımız zaman gelmesinler.
Gerçek yürekli Yusuf sağ olsaydı, senin dizginlerini taşırdı. Hadislerin yorumunu nasıl bilmiyorsun? Biliyorsun ama
bilmemezlikten geliyorsun. Yolda uğrular var, o tarafta ışık yok, senin için korkuyorum dedi. Şu halde beni nasıl tanıyorsun?
Öyle bir ormana daldım ki, oraya aslanlar bile giremez. Rüzgâr ağaçlara vuruyor, bir ses çınlıyordu. Bir delikanlı gitti, sonra
geldi ve bana yazık olur sana, dedi. Ona hiç aldırmadım ve bakmadım bile. Beni korkutsun diye bir kaç kere seslendi, yine
aldırmadım. Elinde öyle bir baltası vardı ki, taşa vursa parçalardı. Bundan sonra bir kere daha, yazık sana, dedi. Önce tekrar
ona doğru yürüdüm. Elimde henüz hiç bir silâhım yoktu. Arka üstü yere düştü. Eliyle işaret ediyordu. Git diyordu. Benim
seninle işim yok.
O olgun sofî müridine diyordu ki: Zikrederken ta göbekten getir. Hayır dedim zikri göbekten değil canın içinden
getirmeli. Bu sözüm onu şaşırttı. Her kime yüzümü dönersem, yüzü nü butu n cihandan çevirir.Ona y uzumuzu gösterelim
ama delil yüzü göstermeyelim. Nasıl ki gerçek mü´minin nişanı nedir? diye soranlara Hazreti Peygamber, şu aldatıcı dünyadan
hoşlanmamasıdır, buyurmuştur. Bizde cevher var. Her kimin yüzünü o tarafa çevirirsek bütün dostlarına ve sevgililerine
yabancı olur. Başka bir incelik daha var ki, bu ne nebilik, ne de resullük ve marifet makamına benzer. Ben ne diyeyim!
Allahnın gizli velileri derler ki: Biz niçin kendimizi açıklayalım, ne söyleyelim. Biz kimiz ki? Dedi ki: Başını Hazreti
Muhammed´in (S.A.) yakasından çıkar ki, sana uyalım, emrine boyun eğelim! Yoksa şimdi uymanın ne yeri var? Mevlâna
oturmuştu. Hocanın biri namaz vaktidir, diye seslendi. Mevlâna kendi âlemine dalmıştı. Biz hep kalktık, akşam namazına
durduk. Bir kaç kere baktım gördüm ki, imam ve bütün cemaat arkamızı kıbleye çevirmişiz. Namazı bitirmeye uğraşıyorduk,
kıbleden yüz çevirmiş olarak sazcıların arasına geldim. Bana şöyle bir fikir geldi: Bunlar ne garip insanlar ki ezelden ebedden
doğmuş bir güneşten habersizdirler. Ezel ve ebed nedir ki! Bunların her ikisi de senin sıfatındır. Bunlar daha dün meydana
çıktı. Zamanın başına ezel dediler, kuyruğuna da ebed adını koydular. Ezel nedir, ebed ne?
(M.287) Bir Güneş doğdu, bütün âlemi nur kapladı. Ayın, Güneşin sözü mü olur? Bu halkın O Ay, Güneş
karanlığında bundan hiç haberi yok.
Hazreti Muhammed´e (haşa) sihirbaz dediler. Halbuki Allah adının anıldığı her yerde sihir bozulur. Bir yerde ki, içerisi
baştanbaşa nur doludur. Sihir orada nasıl barınabilir? Yağmur yağmaya başladığı vakit sihir kaçar. Bu kadar hayat yağmuru
ve canlılık iksiri, bengi sular ondan yağar, ondan fışkırırken sihir onda nasıl yer bulur? Onun için buyurmuştu khŞeyhin gerçek
olmadığının nişanı şudur ki, onunla sahradan, oyundan dönersin de, hiç bu maceradan ve bu oyundan bir şey anlatmaz ve
habersizdir. Dedi ki: Ben, karşımda oynanmasını istemediğim o oyun için bir şey söylemiyorum. Bana gelince, ben yüzüne
güler, ona Allah hayatınızı size mübarek kıl...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
28 Ocak 2010, 13:45:30
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Makalâtı şemsi tebrizî
«
Yanıtla #27 :
28 Ocak 2010, 13:45:30 »
(M. 297) Adamın biri toprağı kazıyordu, başka biri geldi, bu sağlam toprağı niçin harap ediyorsun diye çıkıştı. O
yapmakla yıkmak ne demek olduğunu bilmiyordu. Toprağı harap etmesen, yüzünü gözünü yırtmazsan o zaman harap olur. O
yırtıp kazmak toprak için bayındırlıktır. Yoksa ekin bitmez. Yolcu, derisinin açık mesamelerinden ter çıkıncaya kadar üzüm yer.
Başka bir şey yerse onu zorlukla yakar. Onun terle dışarı çıkması zor olur. Tıp budur. Hikmet ve bilgi sahibi Yüce Allahnın
katından imdat olmasaydı velilerin işi nasıl olurdu? işleri belki kırk bin yılda düzelmezdi. Yirmi misli daha ömür sürseler bile
yine yetmezdi.
Başka peygamberlerin bin senede elde edemediklerini Hazreti Muhammed (S.A.) en kısa bir süre içinde elde etti.
Hikmet ve bilgi sahibi Allah katından ona kudret verildi.
Dışarı çıkalım, şu bıyıkları kestirelim. Savaşa gitmeyeceğiz ki, kâfirler bıyıklarımızdan korksunlar. Ama içimizdeki
kâfirlerin her birinde bu kıllar sayısınca birer mızrak çeksen yine korkmazlar, fakat benimki öyle değil. Benim nefsimin işi
çoktan beri sona ermiştir.
Biri benden sordu. "Halkın en kötüsü, tek başına yiyendir," sözündeki sırrın mânası nedir? Bu mânayı halka anlatmak
çok güçtür dedim. Kur´an´da sözü geçen secde edenler acaba hangileridir? Önce gelmiş geçmiş peygamberler değildir. Bunlar,
Yüce Peygamberimizin yoldaşları ve onlara uyanlar da değil. Hattâ dört yüz kırk veli de değil.
İçimde bir müjde var, pek acayibime geliyorîBu kimseler ki o müjdeyi almadan sevinç içindedirler, her birinin başına
altın taç giydirseler bile gerektir ki razı olmasınlar. Biz bunu ne yapacağız? desinler. Bize o iç aydınlığı, gönül sefası gerektir.
Keşke her neyimiz varsa hepsini alsalardı da ancak hakikatte bizim olanı bize verselerdi, desinler.
Çocukluğumda bana, hep tasalısın? diyorlardı. Sana elbise mi lâzım, yoksa paran mı yok?Keşke dedim üstümdeki
elbisemi de alsalar. (M. 298) Sofunun biri şöyle demişti: Karnımı üç bölmeye böldüm. Üçte ikisini ekmek, üçte birini nefes için
ayırdım. Başka bir sofu da ben midemi ikiye böldüm, yarısı ekmek, yarısı da su için, nefes lâtif ve hafif şeydir, demiş. Bir
üçüncüsü de şöyle demiş: Ben karnımı ekmekle doldurayım da, su lâtiftir üstünde kalır. Nefes de ister bunun üstünde kalsın
ister kalmasın.
Şimdi bunlar birer sır söylüyorlar. Biz ise içimizi sevgi ile dolduralım da başka bir şeyimiz olmasın, diyoruz. Vahy, latif
bir şeydir. O kendi yerini kendi yapar eğer ona can lazımsa gelir, dilerse gider. Acaba bunlar bu Allah sevgisi yolunda neler
neler biliyorlar? Allah ki, semaları yarattı, yeri yarattı, bu âlemi meydana çıkardı. Onun sevgisini, onunla konuşuyor ve onu
dinliyormuş gibi, kolay zannediyorlar. Bu tutmaç suyu mudur ki getiresin de içesin ve bitiresin.
Eyyub Peygamber (Allah´nın selât ve selâmı ona olsun) bedenini kemiren kurtlara o cihetten sabrediyordu ki, o
sayede devlete erişti. Derler ki, iki yüz bin kurt ve böcek onu ısırıyordu. Ben saymadığım için bunların sayılarını bilmem. Sanki
saymışlar da ona göre söylüyorlar! Kurtlardan biri yere düştü mü onu alır, tekrar yarasının üzerine koyarmış. Güneş ışığında
vücudunun bir tarafından bakılınca öteki tarafı görünürmüş.
Calinos hekim bu âlemi bilir ve tanırdı ama öteki âlemden haberi olmadığı için söz açmazdı. Eğer ölmezsem, derdi,
beni bir katırın karnına koysunlar ki onun arkasından şu cihanı seyredeyim. Ama ölmek bana daha hoş gelir. Nasıl ki,
haydudun biri oğlunu pek üzüntülü buldu; oğlana üzüntüsünün sebebini sordu, şu cevabı aldı: Bir delikanlıyı öldürdüm;
belinde bir kemer gördüm içi altın doludur sandım. Meğerse bir tanecik pul varmış. Babası yerinden sıçrar, kuvvetli üç tokat
vurur. Onu öldürmek ister. Ey kancık evlât! der. O kendisi ölmek isteseydi onu biraltına bile öldürmezdim!
Gemiciler de, geminin yükü ağır olunca, bakarlar ki, kaba saba bir adam var, omuz vurarak denize atarlar. Bu ne?
diye aşağıdan bir ses gelince hiç derler suya bir parça şarap düştü. Bildiğiniz bütün bu şeyleri söylemeyin. İsa´ nın sıfatını
söyleyin. Hazreti Muhammed´in (S.A.) sıfatını söyleyin. Siz hep bildiklerinizi söylüyorsunuz. (M. 299) Kul gerektir ki Allah´yı
görsün, görsün ki nasıl olur, ne türlü aşk oyunları oynar. Sanki göklerin ve yerin Allahsı ile sevişir, onu görür. Şu halde biz ne
iş yapalım? İhlas (bağlık) perdesi arkasından bir ışık sıçradı, duvarda yansılandı.
Gönüle vuran ışık başkadır, duvara vuran ışık daha başka. Hakkın nefesi beliriyor; elbette secdeye kapanır. Bıçak
öylesine keskinlik gösterir ki, Hint kılıncı bile ona yetişemez, Hümameddin daima insanlar nazarında hoş görünür. Yüzünden
saçılan o niyaz ve ihlâs ışığı beni doyurmuyordu. Ona bakarken birçok engel araya giriyordu. Anladım ki, o ötekilerin
tarafındandır, onun tarafından değil. Nihayet o engeller aradan kalktı. Aradan epeyce bir zaman geçti. İşte insan böyle bir
zamanda ondan ayrılıp gitmenin neler kaybına sebep olacağını bilemez. "Allah onlara azap vermedi, sen de onlarla birliktesin"
hikmeti gereğince bu kadar azap ve ayrılık içinde olunca Allah nasıl seninle birlikte olur?
Meğerse surette seninle nifak halinde olsun. Yoksa bu gönül karanlığı azapların en beteridir.
İsfahan´da ekmeği demir çivilerle satarlar. Akıllı olan satıcılar, ekmeği ye, çiviyi pabucuna vur, derler. Zır deliler de,
çiviyi alnına çakmalı, ekmeği de tabutla beraber satmalı, derler. Tabutu ne yapayım? diyenlere de bir gün ölecek değil misin,
lâzım olur, derler. Aşırı konuşurlar, çünkü orada ekmek pahalıdır.
Ulu Allah, "Bizim yolumuzda savaşanlara elbette yollarımızı gösteririz" (K. 29/69) buyurmuştur. Bu âyeti ister
başından sonuna kadar oku, istersen sonundan başına doğru. Nasıl okursan oku. Yani yollarımızı kendilerine göstermiş
olduğumuz müminler, bizim yolumuzda savaşanlardır, şeklinde de okuyabilirsin; netice aynıdır. Maksat Allah yolunda savaştır.
Yoksa bu yolda savaşanlar, gerektir ki bizim kılavuzluğumuz olmadan yürüsünler. O zaman bizim onlara yol göstermemiz nasıl
olur? Derler ki; Peygamberin dilinden söylenmemiş doğruca Allah yönünden söylenmiş olan, "Bizim yolumuzda savaşanlar,"
denilmesinden maksat bedenimizin görünürdeki savaşı ve hizmetidir. Onlara yollarımızı gösteririz buyurulmasmdan kasıt da
ruhlarımızın veya gerçek inancımızın yollarıdır. Biri sırasız oruç tutar; Pazar, Perşembe ve karışık günlerde aç durur. Nefsin
sırtına bin ki, oruç tutuyorum diyebilesin. Nefsine şiddetli davran ki, onu günün birinde Müslüman edesin! Peygamber, "Halk
ile onların akılları (M. 300) derecesine göre konuşunuz,"buyurmuştur. Sizin aklınız derecesine göre dememiştir.
Biri sordu: Peygamberlik nedir? Peygamberliğin iç yüzü nedir? Peygamberlik kapısı nasıl kapandı? Yoksa insan
oğulları mı kalmadı? Bir başkası ibahat yani her şeyi serbest ve mubah saymak ne oluyor? dedi. işte "Halk ile akılları
derecesinde konuşun" diye buyurulmasının yeri burasıdır. Şeyh Muhammed´in sohbeti sırasında, falan hata etti, falan yanıldı
gibi sözler çok geçerdi. Bir aralık onun da hata ettiğini gördüm. Zaman zaman bunu kendisine anlatırdım. Başını önüne eğer
ve derdi ki: Oğlum sen kuvvetle dağı kamçılıyorsun, dağı. Benim bunda hiç bir maksatım, dileğim yok. Ama her defasında
bunlar gibi yüz bin söz tekrarlanır dururdu. Bazan öyle bir hal içinde bulunurdu ki, onu hikâye ettiği vakit ben o makamda
nasıl durabildiğini kendisine anlatırdım. Meselâ bir gün şu bahse dalmıştık, diyorduk ki: Peygamber sözü olan hadisin,
Kuran´da bir benzeri olursa işte o hadis gerçek hadis sayılır. O bir hadis anlatıyor ve soruyordu: Bunun benzeri Kuran´ın
neresindedir? O sırada ben kendisine garip bir hal geldiğini görüyordum. Onu, içinde bulunduğu o ayrılık âleminden cem
âlemine yani birlik makamına getirmek istiyordum. Sorularını uygun sözlerle oyalıyordum. Buyurmuş olduğunuz bu hadis,
gerçek hadis midir, değil midir, bunda ihtilâf vardır diyordum. Bilginler tek bir insan gibidir", anlamına gelen hadise benzeyen
âyetlerin Kuran´ın neresinde olduğunu sorduğum zaman derhal cevap verir, "Şüphesiz müminler kardeştirler," (K. 30/10) ve
ayrıca "Sizi ancak tek bir nefisten yarattık" (Lokman sûresi, 27) anlamındaki ayetlerden örnekler söyler, sonra yine kendi
âlemine dalardı. Bilirdi ki, benim maksadım soru sormak değildi. Benim maksadım neydi? Bana, ey oğul! derdi, kamçıyı
kuvvetli vuruyorsun. Daima oğul! diye hitap ederdi ve gülerdi. Yani burada oğul hitabının ne yeri var demek isterdi.
Hazreti Peygambere daima, iman nedir diye sorarlardı. O da soranın haline göre cevaplar verirdi ki ona lâyık bir
cevap olsun. (M. 301) Bir defasında "Müslüman, elinden ve dilinden, Müslümanların güvende olduğu kimsedir" buyururlar.
Diğer bir defasında, "Namazını kılan, zekâtını veren kimsedir", cevabını verirlerdi. Bizde bir çare bulalım çaresiz değiliz.
Alemin çaresini biz bulalım. Bir Elifin ne olduğunu bilsen bütün Kuran´ı biliyorsun demektir. "Gökleri elimizle kurduk,"
âyetini ele alalım. Bu Kâdim´dir, başlangıcı yoktur denilmez. Her şey onun katında mahvolur, tekrar yaratılır; ta ki Allahlığına
açık şahit olsun. "Güneşi gördüğün zaman onu şahit kıl" ve yine Kuran´da "Biz seni görücü müjdeci ve korkutucu olarak
gönderdik." (K. 33/44) buyrulmuştur.
Bütün bu inancımla, bağlılığımla beraber, Kadı Şemseddin´e dedim ki, "Gideyim bir iş tutayım. Mademki bana ders
vermiyorsun, başka yere varayım. Ben bir şey düşündüm, dedi. Sordum, nedir? Bir iş yapmayayım mı? iş yapmak bilir misin?
dedi ve ilâve etti: Bu kadar dalgınlık ve bu derece incelikle, benim işim, mollalarım nazarında hayretle karşılanır. Hele şu
adama bakın, şu makam ve saltanat içinde nasıl çalışıyor? derler. Kendi kendime,...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
28 Ocak 2010, 13:48:20
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Makalâtı şemsi tebrizî
«
Yanıtla #28 :
28 Ocak 2010, 13:48:20 »
Şiir:
Aşkta sabır yeterli değil,
Sabır feryada yetişmiyor.
Sabırlı olmak hoş bir erginliktir ama
Gönül hiç kimsenin fermanı altına girmiyor.
Şart koştu, kızı istemekte ısrar etti kızın dadısı, oğlanın bu içten sevgisini anlayınca gönlü yumuşadı ona kılavuzluk
ederek altından bir öküz heykeli yaptırmasını, içine girerek saklanmasını söyledi. Bu öküz, hile ile kızın bulunduğu köşke
götürüldü. Geceleri halk uykuya vardıktan sonra yeni sevgililerin aşk ışıkları ile dağılan gece uykuları yerine aşk lezzeti faslı
başlıyordu. Şehzade gece öküz heykelinden dışarı çıkıyor, mumlar yanıyor, şaraplar dolanıyor; kızın kıvırcık saçları (M. 306)
sevgi şarabı ile ıslanıyordu. Gündüz olunca bazı nişanlar görüyorlardı, ama ortada hiç kimse yoktu.
Oğlan bu vuslatın bir nişanı olarak, kızın bir bileziğini aldı. Babasına kızından nişan getirdim diye gösterecekti. Halk
onda hiç bir nişan ve alâmet görmeden de gerçek ve samimî sevgisine vurulmuş, ona içten bağlanmıştı. Aralarında eğer
padişah ona kastedecek olursa, engel olalım, biz de padişaha kastedelim dediler. Çünkü çok sevimli bir gençti. İşi haber alan
şehzade buna lüzum yok, dedi. Ben doğrudan doğruya nişanı gösterirsem, zaten Padişah ölür, siz de ayağından tutar dışarı
atarsınız.
Padişahın yanına girince, nerede nişan? dedi. Şehzade cevap verdi: Getirdim, getirdim ama, sen, vezir ve ben, her
üçümüz halvete çekilelim; sana öyle bir nişan göstereyim ki, aklın başından gitsin. Bunda hiç bir şüphe, zan ve yanlış bir
düşünce kalmasın, sana tamamiyle yakın hasıl olsun.
Halvete çekildiler. Şehzade kızdan aldığı baş örtüsü, yüzük ve başka armağanları ortaya attı ve onlara gösterdi. (Bu
hikâye Mesnevi´nin altıncı cildinde sonu gelmemiş olan Kale ve Üç Şehzade hikâyesinin aslıdır. Mevlâna´nın son günlerinde
mizacına arız olan hastalıklar yüzünden kendi deyimince "Söz devesi bir daha kalkmamak üzere çökmüş, artık hikâye de bu
yüzden eksik kalmıştır. Şems´in kısa bir özetini verdiği hikâye bu suretle tamamlanmıştır. (Ç))
Şiir:
Gam, senin lütfün ile sevinç içinde kalır,
Ömür, senin iltifatınla sonsuzluğu kazanır.
Aşk, her ne kadar zamanın belâsı ise de hoştur.
Bu şarap baş ağnlarıyle doludur, ama yine de hoştur.
Aşk ile uğraşmak çok çetin bir iştir ama,
Senin gibi bir sevgili ile gönül alışverişi pek tatlıdır.
Bir şeyh gördüm etrafına şaşkın ve dalgın bakmıyordu. Beni ve başkalarını hayretle süzüyordu. Başını önüne eğdi,
biraz sonra arka arkaya secde ediyor daha sonra yerlerde yuvarlanıyor, pabucunu başına vuruyordu. Ona dedim ki; Temaşa
ancak Ayı tamam görenlere yaraşır. Ondan bir parçayı görmek gerçi sana hayret verdi ama tamamını görmenin zevki
derecesinde olamaz. Sağ kaldığın müddetçe ecel münadisi gelmeden önce çalış, işitiyor musun bu münadi ne söylüyor?
Minarenin başından şöyle sesleniyor: Birini şehirden dışarı atıyorlar, çabuk dışarı atın, (M. 307) eğer atmazsanız şehir halkı
bütün evlerini bırakıp kaçacaklar.
Musa Peygamber, (Allahnın selâmı üzerine olsun) o yüce mertebesi ile Hızır Peygamberden, onun yoldaşlığından
kendi peygamberlik sıfatını olgunlaştırmak için yardım diliyordu. Tâki bununla başka bir güzellik daha elde etsin. Tövbeler
ediyordu. Gerektir ki, derviş bütün ömrü boyunca bir kerre tövbe etsin ve ettiğine pişman olsun da niçin şu hatalı iş benim
yioluma rastladı diye üzülsün. Gerektirir ki, içimizdeki hesap soran kuvvet dışarı çıksın. Bana perde olacak bir şeyin karşıma
çıkmaması için kendimi nasıl koruyayım? Haydi o kuruntuyu içimden atayım, ama daha fazlası gelir, beni uğraştırır. Kendimi
savunmaya, kendi işimle uğraşmaya imkân bulamam.
Kedi benden eti kaptıktan sonra hep onu yakalamakla uğraşır, o saatte et yemekten vaz geçerim. Ne mutlu Farsça
Kuran ve kutlu konuşan, temiz ilâhi ilham! Bir aralık bir mahalleden geçiyordum bir çalgı sesi işittim. Biri derviş diyordu, öteki
sema diye İsrar ediyordu, iş pek nazik bir duruma girmişti. Saz başlamıştı. Ansızın ağzımdan şu sözler fırladı: Ne gör ne işit. O
anda öyle yaptım, onlardan bir tarafa çekildim. Bu tuhaf bir iştir, başkalarının yanında keramet ve mucizedir.
Önce fakihlerle düşüp kalkmaz, hep dervişlerle otururdum. Din bilgini geçinenler dervişliğe yabancıdırlar derdim. Ama
dervişliğin ne olduğunu anladıktan sonra onların nerelerde oturduğunu gördükten sonra şimdi dervişliğe meylim kalmadı.
Fakihleri bu dervişlerden daha üstün tutuyordum. Çünkü fakihler bir kerre zahmet ve meşakkat çekmişlerdir. Bunlar ise ben
dervişim diye yan çizerler. Nihayet dervişlik nerede?
Bütün ulu Peygamberler, dervişlik aşkı ile yanıp yakılmışlardır. Mtisâ Peygamberde, "Yarabbi beni Muhammed
ümmetinden kıl," diye feryat etmiştir.
Muhammed ümmeti olanlara göre, her kıssanın, fıkra veya hikâyenin bir özü ve nüktesi vardır. Hikâye ve fıkra da bu
nükte için anlatılır; yoksa büyükler can sıkıntılarını gidermek için hikâye yolu ile konuşmuş değildir ki maksatlarını o hikâyede
belirtsinler. Bununla beraber, "Susan selamete erdi" derler. Büyükler yanında da susmak yaraşır.
Beyit: (M. 308)
Genç delikanlının aynada gördüğü şeyleri,
Tecrübeli Pir, pişmiş tuğlada görür.
Birisiyle konuşmanın manası şöyle olmalı: Senin gözünün önünde ve gönlünde sanki bir perde var, ben de onu
kaldırayım düşüncesi ile konuşmalı ve mecliste niyazsın olmalıdır.
Koca karıların âdetlerini benimseyin! Çünkü onlara göre, hepsinden evvel Fahri Razî ve onun gibi yüzlercesi gerektir
ki, kendilerinden bir dilekte bulunan kadınların baş örtülerini düzeltsinler, onlardan öğünerek söz açsınlar. Ama o baş örtüsüne
de yazık olur.
Şeyh Ebu Mansur´un çok yakışıklı bir çocuğu vardı. Bir delikanlının gönlü ona kaymıştı. Şeyhin bu söylentilerden
haberi yoktu. Halbuki Şeyhlerin gönlü yalnız dış duygular yolu ile haber almaz, belki vahiy ve ilham yolu ile de haber alır.
Nasıl ki, "Onun kulağı ve gözü olurum ", ´Allah nuru ile görür””Gördüğünü kalbi yalanlamadı" (Necim sûresi, 12) anlamındaki
âyetlerde de böyle işaret buyurulmuştur.
Şiir:
Feleğin bütün hallerini bilirler,
Onlar ki gerçeği arayan ve yol gösteren erenlerdir
Fakat güzel huyları dolayısıyla kimsenin perdesini yırtmazlar.
Sanki, zamanenin gidişini onlar yürütüyor.
Allah huyları ile bezenin: "Sevgili Peygamberim! Şüphe yok ki sen en yüce huylarla bezenmişsin!" (Kalem sûresi, 4)
Beyit :
Geçinme sırasında halk ile ol, onlarla hoş geçin!
Allahnın yumuşak huyluluğuna özen çirkin şeyleri at!
Seven delikanlı, aşk ateşi içinde Şeyhin yanına geldi. Ben mürid olacağım dedi. Şeyh de kabul etti. Onu kendi
yakınları ve güvendiği insanlar arasında bıraktı. Gizlice diyordu ki: Bu delikanlıda hem büyük bir cevher var, hem de büyük bir
utangaçlık. Ben iki halini de bilmekteyim. Bunu size de göstereceğim. Çocuğu içeriye, halvete çağırmalarını emretti; delikanlıyı
gizli bir yerden gözetlediler. Bir gece çocuğa saldırdı ve nihayet çocukcağızı öldürdü. Hemen dışarı çıkmak istedi, kaçacaktı.
Şeyh dervişleri uyandırdı, onlara şöyle dedi: Falan mürit şöyle bir harakette bulunmuştur, kaçmak istiyor biz onun yolunu
kesmişiz kapıyı bulamaz. (M. 309) O şimdi her tarafı duvar görüyor. Korkulur ki ödü patlasın. Gidiniz, ona deyiniz ki, Şeyh
seni istiyor, yaptıklarını da biliyor. Nasıl ki: "Bana her şeyi bilen ve her şeyden haberi olan Ulu Allah bildirdi", (K.66/3)
buyrulmuştur.
Dervişler geldiler, kapıyı açtılar, odayı kan içinde gördüler ama bir türlü feryat etmeye cesaret edemediler. Çünkü
Şeyhin işaretinden korkmuşlardı. Delikanlıyı Şeyhin yanına getirdiler. Şeyh gülerek neşeli neşeli ileri doğru yürüdü, kolundan
tuttu kendi hırkasını sırtından çıkararak ona giydirdi, getirip kendi makamına oturttu. Ona, senin için zaten şu bir tek perde
kalmıştı ki, bu makama erişesin, dedi.
Her insanoğlunda bir benlik vardır, insan sonunun neye varacağını önceden görse idi, hiç benlik davası eder miydi?
Muhakkak ki sakınırdı. Ama önceden sonunu göremedi. İşte Peygamberlerin sultanı ve sonuncusu olan Hazreti Muhammed´in
(S.A.) üstünlüğü buradadır. Aşık, benliğini sevmek sevdasından kendini kurtarırsa sevilen ve istenilen sevgili de benlik
sevdasından vazgeçer.
Şiir:
Her ne derlerse onun içyüzü budur.
ululuk artık ölmüştür. Dirilik de budur.
Arapça şiir:
Fakat kalbim ağladı, ağlamaktan öyle coştu ki,
O da ağladı, ona dedim ki, üstünlük ilk davranandadır.
Eğer şimdi ağlayacağıma, çocukluk ve gençlik çağlarımda ağlasaydım.
Sadi´nin başı için şu pişmanlıktan önce nefsimi şifaya kavuştururdum.
Üstünlük ilk davranandadır, sözündeki ilk davranan ile geç kalanın anlamı şudur: Sevgili için ilk azığı hazırlayıp
saklayan ilk davranan demektir. Geç kalsa bile yine önceden davranmış sayılır. Parmağında yüzüğünü çevirirken Peygambere
şöyle hitap olundu. "Bizim sizi boş yere yarattığımızı mı sanıyorsunuz?" (K. 23/117) Bana, bir yabancı yüz kere de vursa, hiç
bir şey demem, ama o biricik sevgiliden bir kıl ucu yakalayayım o rahmet ve şefkattir. Nasıl ki Hallacı Mansur vak´asında
başkaları gökten buz yağdığından bahsetmişlerdir. Hal ehli olan bir kişiden nakledilen bu hikâye ise daha hoştur. Derler ki:
Hallacı astıkları zaman şeriat ulularının fermanı şöyle idi: Hallaç darağacına çekilince Bağdat halkından her biri ona bir taş
atacaktır. Herkes bir kaç mancınık taşı atmakla beraber (M. 310) dostlarını da bu işe zorladı. Çaresiz herkes buna katıldı.
Arada taş yerine bir gül demeti de atılmıştı. Hallaç derin bir inilti çıkardı feryada geldi. Bu hali seyredenlerden birihayretle
ondan sordu: Niçin o taş yağmurundan hiç bir ses çıkarmadın da bir gül demeti atılınca inledin? Bilmiyor ...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
28 Ocak 2010, 13:50:00
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Makalâtı şemsi tebrizî
«
Yanıtla #29 :
28 Ocak 2010, 13:50:00 »
Gizli benlik duyguları onları bağlamıştır. Bir şeyhe dedim ki: Allah seni (M. 316) cehenneme atsın! Keşke, dedi: o
zaman, bendeki nurun Cehennem ateşi ile ne hale geldiğini, Cehennemin de benim nurumla nasıl karardığını görmüş olurdum.
Bahsi geçen Şehzadeler hikâyesinde de böyle oldu. Öküz heykelini gördüler, ama içindeki Şehzadeyi göremediler.
Yoksa kimbilir onu nasıl öldürürlerdi.
(Mahkemede) hasım tarafın suçunu açıkça söylemesi seksen tanık dinlemekten daha iyidir. "De ki, hangi şey en
büyük şahadettir; de ki Allah görücüdür," (K. 6/19) sözlerindeki hikmete bakalım:
Kuran tefsiri yapıyoruz. Derler ki: Hiç bir Müslüman, (tanımadığı kimseye) bu zındıktır der mi? Kendi mektuplarını
okumazlar da falan kâfir oldu derler. Evet kâfir idi, mümin oldu.
Zeyneddin Sadaka dedi ki: Başlarımızı eğelim, huzura murakabeye varalım. Bir parmak mesafe için yoldan kadın.
Bundan ötesi ıssız çöllerdir. Bir parmaklık yoldan, Aksaray´dan Konya´ya geliyorsun. O bir parmaklık yoldan geri kaldın!-Üst
tarafı yokluk çölüdür. Ancak yolu ara, sor yol bu mudur? diye araştır. Dikkat et ki, o şaşırtıcı uğrular birer hırsız olmasınlar.
Sen nazar ehli ol, doğruyu eğriden ayır! Çünkü yol arada bir takım dallara ayrılır. Biri bu yoldan gelir öteki o yoldan gider, sen
doğru yol tarafını koru. Konya´ya eriştikten sonra başkaca düşünceye lüzum yoktur. Orada adil bir Sultan vardır, kimse
kimseye zulmetmez. Kutsal hadiste "Lâilahe illallah inancı benim kalemdir. Her kim benim kaleme sığınırsa selâmette olur,"
buyurulmadı mı? Her kim bu tevhid kalesine bu Lâilaha illallah hisarına girerse, bir şey söylemez. Ama her kim ancak bu
kalenin adını söyler de geçerse, o bir şeyler anlatmak ister. Kalenin adını söylemek çok kolaydır. Benim dilimle ben kaleye
girdim veya Şam´a gittim dersen, bir anda semaları ve yerleri dolaşırsın; Arşa, Kürsiye yükselirsin.
Hazreti Muhammed (S.A.) "Tam içten ve gönülden Lâilaha illallah diyen mümin Cennete girer," buyuruyor. Şimdi sen
otur da söyle:
O, birdir diyorsun. Sen kimsin? Sen altı binden daha fazlasın! Sen bir ol! Yoksa onun birliğinden sana ne? Sen yüz bin
zerresin ki, her zerrende bir heves, her zerrende) bir hayâl taşıyorsun. Niyetiyle gönülden, aklı ile tam içten bağlılık gösteren
cennete girer. Bunu yapabildi ise Cennete girer, yolundaki vaade hacet yoktur. Bunu yapabildi ise Cennetin tam kendisidir. O.
Bunu kimin yanında söyledi? derlerse gerektir ki biraz kerem etsinler. Halk (M. 317) daha isdidatlı olsun. Bununla
beraber vaizin öğütlerini o kadar çok tekrarlama ki halka soğukluk gelmesin, işleri ya açık sözlerle konuşursun, yahut yedi
renkli hırka ile! Tahkik ehli kişilere feryad yaraşır, bunu bilmek lâzımdır. Yedi renge boyanmış, secdeye kapanmış insanlar
görüyorsun. Ey şeyh sana renkten sıyrıl, vaz geç dediler! önce tekkede de anlayışlı olmuyorlar.
Şimdi dışarı çıkayım, bırakmazlar. Bir kerre dergâhın, tekken var ama o doğanın şahı, ya kafestedir yahut kafesten
kaçmıştır. Kafes demirden olmalı ki kuş uçtuğu ´zaman huy huy etmeyesin. Burada huy huyun ne yeri var? yani kuş uçtuktan
sonra gel gel demek neye yarar?
Bir zümre vardır ki, buyurun herkes başını dizleri arasına koysun, bir zaman murakabeye varsın, derler. Bundan bir
müddet sonra biri başını kaldırır, Arşın, Kürsi´nin yüceliklerini-seyrettim, der. Başka biri benim nazarım Arşı de Kürsiyi de
geçti, fezadan sonsuz boşluklara daldım, der. Başka biri de ben yer öküzünün sırtını, denizde balığı seyrediyorum. Hatta bu
öküzü, balığı koruyan melekleri görüyorum der. Ben her görüşümde kendi arıklığımdan, zavallılığımdan başka bir şey
göremiyorum. Ben, iki ayağından asılmış bir kuş gibiyim. Evet asılmışım, asılmışım ama sevgilinin tuzağında asılıyım. Artık
kime hoşgeldin diyeyim? Ben zaten bunu istiyordum. Ben iğ istemiyorum, iki türlü maden istiyorum! Altın ve gümüş madeni,
belki de madenden de mekândan da kurtulma yolunu arıyorum ki, ondan başkası benim işime yaramaz. Nasıl ki başkalarına
yoksulluk yaraşmaz, onlara varlık yaraşır. Ancak insanı hakka götüren de yoksulluktur. Haktan başkasından kaçıran yine
yoksulluktur. Yani bir yoksulluk da vardır ki, insanı Haktan kaçırır, halka götürür.
B ey i t :
Gülden değil dikenden hoşlananlara
Mimber yaraşmaz darağacı yaraşır.
Şiir:
Ey sevgili bak bir kere candan pek az bir şey kaldı
Bugün biraz daha derdimi çek!
Ancak bir şafak vakti kaldı
Güzel yanağının renginden gül fidanı gibi boyundan,sanki (M. 318)
Gül ter içinde kaldı, ay da sıkıntı içinde...
Artık altınım gümüşüm kalmadı, bizden ne götürebilirsin?
Aşkımdan hatıra ancak kapında bir altın tabak kaldı.
Gönlümü dava ettin ama, yolunda canımı da feda ettim.
Bundan daha büyük söz olur mu?
Üzerimizde bir hakkın kaldı.
Şu bir kaç gün de bari bizim zahmetimizi çek!
Çünkü ömrümüzün defterinden tek bir yaprak kaldı!
Şehrimizde hatırı sayılır bir zahid vardı. Bir gün kırlara doğru yollandı. Ansızın bir köye geldi. Zahid ve müridleri çok
yorulmuş ve acıkmışlardı. Köylüler, çabucak evlerine koştular, kuzular çevirdiler, kebaplar hazırladılar, bir çok ağırlamalar
oldu? Köyün hocası koştu. Zahidin önüne ekmek ve yoğurt getirdi. Çok aç oldukları için iştiha ile tatlı tatlı yediler. Geçe
yarısından sonra gelen köylüler de kebapları yaptılar, sofraları döşediler. Fakat Zahid ne yapayım dedi artık iştaham kalmadı.
Köpeklere verin, yiyebildiğinizi yiyin, yiyemediklerinizi de köpeklere dökün. Bırakalım yesinler bunu, yarına bırakmak olmaz
deyince köylüler Şeyhin meclisinden ayak çektiler. Bu adam bizi daha ne zamana kadar aldatacak diyerek, kâh nazlanarak,
kah inkâr yoluna saparak ondan baş çevirdiler. Şeyh onlarda bir bozukluk görürse bunu kendi tarafına çeker. Çünkü şeyhin
rahmet ve şefkati, sonsuz rahmete bitişiktir. Eğer şeyhin onlara karşı meyli kalmazsa bu sefer onlar Şeyhe itibar etmeye
başlarlar; o da iş böyledir, der gider. O, kaba tabi atlı değildir ki, herhangi bir sebeple öne geçsin. Belki ancak Hakkın işareti
ile ileri atılır. Mutluluk o kimsededir ki, bir sebeple ve maksatla bir Şeyhe bağlanmıştır. Çünkü birzaman olurki, ansızın o
bağlantı artık bir karşılık beklemeden olur. (M. 319) O zaman kendilerinden de sebepten de vaz geçer ve şöyle söyler.
Rubai:
Biz hiç bir hesaba sığmayız.
İşimiz çok, ama ney gibi içimiz boştur
İyi bakar ve kendimize gelirsek,
O zaman anlaşılır ki biz, hem bizden eksik, hem de biziz.
Ahmağın biri daima karları toplar, getirir su içinde saklardı. Eğer kalırsa, ondan şu ciheti soracaktı: sen niçin bize
benzemiyorsun? Her ikimiz de aynı asıldanız yani sen cisimsin, ben ruhum, yahut ben cisim sen de ruhsun demedin! Başka
biri bunu ben söyliyeyim, dedi. Allah, Peygamberine niçin "De ki, ben tek ve eşsiz Allahyım" demedi de, şu hitabta bulundu:
"Ey resulüm söyle ki, O yani görünmeyen Allah, eşsiz ve tek olan Allahtır." (ihlâs suresi, 1) Çünkü dedi ama, bu çünkü
kelimesi peltek idi; Samed, içi boş karınsız demektir. Karnı boş olan, olmayana delâlet eder ki, o da, Samed ulu Allahdır. Bu
onun eşidir, o da bunun eşidir. Nasıl ki, kendisi sayıdan olmayan Ahad´de bu sayıların delilidir. Yani sayısızlık da sayının
delilidir.. Şimdi tekrar, "Nefsini bilen rabbini de bilir," sözüne gelelim. Nefiste şüphe vardır, buna batmıştır
Kocakarıların âdetini koruyun! Yani ey sen, her şey sen! der. Madem ki her şey diyor kocakarı da bu herşey
kavramına girer. Şu halde bu sözü söylemek "Ben Hakkım" demekten daha iyidir. Hakka ermiş olsan da, Hakkın hakikatina, iç
yüzüne eremezsin, eğer hakkın hakikatinden haberin olsaydı "Ben Hakkım" demezdin. Yani mürşidimiz ve elimizden tutan
kılavuzumuz diyor ki: Kocakarıların âdetini koruyun sözünü bir kocakarıdan öğren. Başka bir delil de Allanın varlığı hakkında
onların sadece "Allah vardır," demeleridir, iyi bir öğütçülük ediyorsun ama ötekinin elinde de uzun bir ney var, iş o tarafta.
Menekşe filizlenmedikçe kokusu dışarı çıkmaz, ama yine menekşenin işini görürler. Menekşeler öldükten sonra ırmak
kenarında şarap içmenin ne tadı olur!
Beyit: (M. 320)
Senin güzelliğin belâ tuzağında bizi avlayan bir danedir.
O öyle bir mumdur ki, hep bizim pervanemizi yakar.
Ey sevgili senin zülfünün zencirini şundan dolayı seviyorum ki
O bizim divane gönlümüzün ayağına yaraşır.
Tozlar yatışınca altındaki at mıdır, eşek midir göreceksin.
Şeyhin biri dedi ki: Yüz tane has müridim var ki açlıktan ölsem hiç biri bana bir ekmek vermez. Halbuki bizimkiler
böyle değil tamamıyla aksinedir. Şeyhe dedim ki: Yüz müridim var diyorsun,keşke bir tek müridin olaydı ve ilâve ettim:
Onunla da kaynaş, beraber ol!
Kadı Bahaeddin´e geldiler, dediler ki: Falan derviş senin arkandan hakaret etti, o miskindir dedi. Kadı öfkelendi.
Naiblerinden biri, hele bir gideyim,´ göreyim o dervişi, dedi. Doğruca yanıma geldi ve sordu: Kadı Efendimizi niçin yermişsin?
Bunu nasıl düşündün? Ne söylemişim ki? dedim. O miskindir, demişsin!.. Nihayet o miskinlerin işi ile uğraşır. Hazreti Mustafa
(S.A.) bütün yüceliği ile Allahya şöyle yalvarırdı: Ey Allahm beni miskin olarak yaşat, miskin olarak öldür ve beni miskinler
topluluğunda hasret, dedim.
Bir gün bazı Sahabe (Peygamberimizin dostları) Hazreti Muhammed´in (S.A.) yanına geldiler. Burada bir kişi var ki,
dediler, ne kâfirlerle uyuşur, ne Müslümanlarla kaynaşır. Namaz kıldığını görüyoruz. Oyunla ve gereksiz işlerle uğraştığını da
görmüyoruz . Onda divânelerin sıfatını da göremiyoruz, Akıllıların kısmetlerini arama yolundaki çabaları da!..
Başka bir toplulukta yine onu anlatmaya başladı. Efendimizin içine bir acıma duygusu geldi. Buyurdu ki: Şimdi onu
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
Sayfa:
1
...
3
4
5
[
6
]
7
Yukarı git
Yazdır
« önceki
sonraki »
Gitmek istediğiniz yer:
Gitmek istediğiniz yer:
-----------------------------
İlim Dünyası Dergisi / Akademik Çalışmalar
-----------------------------
=> İlim Dünyası Dergisi
===> Enes ALACAYAKA
===> İlim Dünyası Dergisi
-----------------------------
Manevi Danışmanlık ve Rehberlik
-----------------------------
=> Manevi Danışmanlık ve Rehberlik
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yüce Allah (c.c) İçin Hizmet'e Niyet Et ! ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Niyet Ediyorum Allah için Hizmet Etmeye
-----------------------------
İlim Dünyası Etkinlikleri
-----------------------------
=> Kutlu Doğum Haftası Etkinlikleri
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Şiir Yaz
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Mektup Yaz
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Makale Yaz
=> Kutlu Doğum Haftası Etkinlik Sonuçları
=> Hz. Muhammed (s.a.v) Salavat Etkinlikleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Sosyal ve Manevi Hizmetler Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlim Dünyası
===> Foruma Hoşgeldiniz
===> Duyurular - Yenilikler
===> İstek - Öneri - Şikayet
===> İlim Dünyası İrtibat & İletişim
===> Geçmiş Konu Arşivi
=> Kabe Canlı Yayın İzle
===> Kabe 24 Saat Canli Yayin
===> Mekke Canlı Yayın
===> Beytullah Canlı Yayın
===> Kabe Canlı Yayın Özel
=> Sosyal Faliyetler
===> Helalleşelim
===> Etkinlikler & Kutlamalar
===> Pakistana Yardım
===> Kayıp Aranıyor
===> Kredi Kartına Hayır
===> Tavsiye Ediyorum
===> Tavsiye Etmiyorum
=> Taziyelerimiz
===> Cenaze Taziyeleri
===> Hasta Taziyeleri
=> Güzel Web Siteler
=> İstek & Dualarımız
=> Nafile İbadetlerimiz
=> Dostluk Ve Kardeşlik
=> Gönlünce Seslen
=> Hocanın Kalemi
=> Akli ve Kalbi Kardeşlik Akımı
=> Yardım ve Hizmet Dernekleri
=> Ruhu Revani Nuru Muhammedi
=> Her Güne Bir Sahabe-i Kiram
=> Sevgili Üyemiz Lütfen Okuyunuz !
=> Sevgili Öğrencilerimiz Hoşgeldiniz
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Esmaül Hüsna
===> Her Güne Bir Esmaül Hüsna
=> Dini Konular
===> Bölüm Kuralları
===> MeKKe & MeDiNe
===> Peygamber Kıssaları
===> Evliyaların Hayatı
===> Kıssadan Hisseler
===> İslam Tarihi
===> Cuma Hutbesi
===> İz Bırakanlar
===> Nurdan Damlalar
===> Dini makale ve yazılar
===> Cuma Vaazı
=====> Vaaz Projeleri
=> Kuran-ı Kerim
===> Kuran' ın Önemi
===> Kuran Okumak
===> Kısa Sureler
===> Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim)
=> İtikat
===> İman ve Esasları
===> İtikadi Mezhepler
===> Allah' a İman
===> Meleklere İman
===> Kitaplara İman
===> Peygamberler (A.S)
===> Ahiret Günü
===> Kaza ve Kader
===> Sizden Gelenler(İtiKat)
=> Hadis-i Şerif
===> Hadisin Önemi
===> Hadis Çeşitleri
===> Seçme Hadisler
===> Hadisleri İnkar
===> Arapça Türkçe Hadis
===> Sizden Gelenler (Hadis- Şerif)
=> Fıkıh
===> Mezheplerin Doğuşu
===> Amelde Mezhepler
===> Mezhep İmamları
===> Mükellefiyetlerimiz
===> Güncel Fetvalar
===> Sizden Gelenler( FıkıH )
=> Peygamberimiz (S.A.V)
===> İlk Vahyin Gelişi
===> Savaşlar ve Hicreti
===> Mucizeleri
===> Örnek Ahlakı
===> Vefatları
===> Peygamber Sevgisi
===> Ehli Beyti ve Sahabeleri
===> Kutsal Emanetler
===> Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz )
===> Nur-u Muhammedi
===> Efendimizin Hayatı
=> İslam Esasları
===> Namaz Kılmak
===> Oruç Tutmak
===> Zekat Vermek
===> Sizden Gelenler( İslam Esasları )
=> Ameller - İbadetler - Kulluk Kavramı
===> İbadetin Önemi
===> Bedenle Yapılanlar
===> Malla Yapılanlar
===> Allaha Kulluk
===> Malla ve Bedenle
===> Dua Etmek
===> Sizden Gelenler(Amel-İbadet-Kulluk)
=> Tasavvuf Nedir ?
===> Tanımı ve Önemi
===> Nakşibendilik
===> Güzel Ahlak
===> Nefs Mücadelesi
===> Nefs Hastalıkları
===> Müridin Dersleri
===> Müridin Edepleri
===> Haller ve Tevbe
===> Tasavvufu İnkar
===> Sizden Gelenler (Tasavvuf)
=====> Tasavvuf Nameleri
=======> Ertunç Demiriz
=> Aile Hayatı
===> İyi Bir Aile
===> Eşlerin Hakları
===> Anne-Baba Hakkı
===> Sizden Gelenler( Aile Hayatı )
=> Tıbb-ı Nebevi
===> Temizlik
===> Ağız ve Diş Sağlığı
===> Bal ve Çörek Otu
===> Şifalı Bitkiler
===> Sizden Gelenler ( Tıbb-ı Nebevi )
=> Güncel Meseleler
===> İnanç Konuları
===> Tasavvuf Üzerine
===> Büyü ve Cinler
===> Ahirzaman
===> Güncel Dini Haberler
===> Sizden Gelenler( Güncel Meseleler )
=> Biyoğrafi Dünyası
===> Peygamberler
===> Hadis Alimleri
===> Erkek Sahabeler
===> Hanım Sahabeler
===> Mezhep İmamları
===> İslam Alimleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Kuranı Kerim
===> Konularına Göre Ayetler
===> Kuran-ı Kerim Kelime Sözlüğü
===> Kuran-ı Kerim Hakkında Bilgiler
===> Kuran-ı Kerim Belagat İlmi
===> Kuran-ı Kerim Ayetleri
=====> Lügatca
===> Kuran Öyküleri
===> Kuran ve Bilim
===> Kuran Ahlakı
===> Diyanet Vakfı Meali
===> Diyanet İşleri Meali
===> Ömer N. Bilmen Meali
===> Suat Yıldırım Meali
===> Kuranda İnsan Psikolojisi
===> Kuran İlimleri
===> Kuran İlimleri Çalışmaları
===> Kıraat İlmi ve Tarihi
=> Akaid Eserleri
===> İslam Akaidi
===> İtikadname-Bağdadi
===> Kabir Alemi - Suyuti
===> Kıyamet ve Ahiret
===> Tevhid ve Kelam İlmi
===> Ateizm Gerçeği
===> Kelam İlmi
===> Cebir ve Kader Problemi
===> Tekfir Meselesi
===> Ahiret Günü
===> Müslüman Akaidi
===> Kuran-ı Kerimde Dört Terim
===> İman ve Hayat
===> Ehli Sünnet
===> Kitabüt Tevhid
===> İslam İnancının Temelleri Akaid
===> Kelam İlmi ve İslam Akaidi
===> Tahavi Şerhi
===> Ölüm Ötesi Tarihi
===> Ölüm psikolojisi
===> Rabbani Yol ve Sunnetullah
=> Risale-i Nur Külliyatı
===> Sözler
===> Lemalar
===> Mektubat
===> Şualar
===> İşaratül İcaz
===> Mesnevi-i Nuriye
===> Barla Lahikası
===> Kastamonu Lahikası
===> Muhakemat
===> Sünuhat
===> Emirdağ Lahikası
===> Sikke-i Tasdiki Gaybi
===> Tarihçe-i Hayatı
=> İslam Büyükleri
===> İslam Dini Büyükleri
===> İmam Ebu Hanife
===> İmam-ı Şafi
===> İmam-ı Malik
===> İmam-ı Zeyd
===> İmam-ı Ahmed Bin Hanbel
===> İslam Alemi Meşhur Tabiinler
=> Din ve Mezheb Eserleri
===> Dünya Dinleri
===> Fıkhi Mezhepler Tarihi
===> Siyasi - İtikadi Mezhebler
===> Dinler Tarihi
=> Hadis Eserleri
===> Kütübü Sitte
===> Hadis Tarihi
===> Hadis Kitaplığı
===> El-luluu Vel Mercan
===> Esbabu Vurudil Hadis
===> Dualar Zikirler - Nevevi
===> Ahkam Hadisleri
===> Hadis Müdafaası
===> Müntehab Ehadis
===> Camiul Ehadis
===> Edebul Mufred
===> 40 Ayet 40 Hadis
===> Cem ul Fevaid
===> Mucemüs Sağir
===> Cenaze kitabı
===> 7 Hadis İmamının İttifak Ettikleri Hadisler
===> Sünnetin Delil Oluşu
===> Uydurma hadisleri tanıma yolları
===> el İtisam
===> Kitabüz-Zühd
===> Hadis Edebiyatı
===> Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları
===> Kudsi Hadisler
===> Sünen-i Darimi
===> Hadis te Metin Tenkidi Metodları
===> Zübdetül Buhari
===> Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü
===> Mişkatul Mesabih
===> Camiul Ulum
===> Ebu Hanife nin Hadis Anlayışı
===> Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet
===> Müsned
===> Metalib ul Aliye
===> Mütevatir Hadisler
===> Müttefekun Aleyh Hadisler
===> Muvatta
===> Nuhbetul-Fiker Şerhi
===> Sufilerin Hadis Anlayışı
===> Sahih-i Müslim Muhtasarı
===> Süneni Tirmizi
===> Süneni Ebu Davud
===> Süneni İbni Mace
===> Süneni Nesai
===> Sünnet ve Bidat
=> İslam Fıkhı Eseleri
===> Dört Mezheb Fıkhı
===> Hanefi Fıkhı
=====> Nurul İzah
=====> Hidaye Tercümesi
=====> Fetavayi Hindiyye
===> Delilli Şafi İlmihali
===> Büyük Şafi Fıkhı
===> Fetavayı Resulullah
===> Üçbin Seçme Fetva
===> Minhacut Talibin
===> Hanımlar İlmihali
===> Nassın Uygulanışı
===> Hüccetullahil Baliğa
===> Bidayetül Müctehid
===> Hayatın İçinden Fıkıh
===> Ahkamüs Sultaniye
===> Fetvalarla Çağdaş Hayat
===> el-İhtiyar
===> Büyük Şafii İlmihali
===> Emanet ve Ehliyet
===> Namus Fitnesi Muta
===> Şeyhül İslam Ebus Suud Efendi Fetvaları
===> Çağdaş Ekonomik Problemlere İslami Yaklaşımlar
===> Mükayeseli İbadetler İlmihali
=> Usulü Fıkıh Eserleri
===> İslam Hukuku - İmam Gazali
===> Hukuku İslamiye
===> Fahreddin Atar - Usul
===> Vehbe Zuhayli - Usul
===> El- Muvafakat - Şatibi
===> İslam Devletler Hukuku
===> Kıyas Istıhsan ve Istıslah
===> İslami Hükümlerin Esas ve Hikmetleri
=> Tefsir Eserleri
===> Ömer Nasuhi Bilmen
===> Ahkam Ayetleri Tefsiri
===> Emri Maruf Nehyi Münker
=> İslam Tarihi Eserleri
===> Hazreti Muhammed a.s.v
=====> Peygamberizin Örnek Ahlakı
=====> Mucize Ve Büyük Özellikleri
=====> Son Peygamber
===> Peygamberler Tarihi
===> İslam Tarihi
===> Sahabe-i Kiram
===> Siyer-i Nebi
===> Konulu Siyer
===> Hayatüs Sahabe
===> El-Bidaye Ven Nihaye
===> Asrı Saadette İslam
===> Ashabı Kiram
===> Fıkhus Sire
===> Değişik Yönleriyle Rasulullah
===> Tabiînin Hayatından Tablolar
===> Hz.Peygamberin Savasları
===> Tarihül-İslam
===> Efendimiz
===> Fıkhus Sahabe
===> Hz.Süleyman
===> Peygamberimizin Hayatı
===> Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı
===> Zadul Mead
===> Hz.Muhammedin İslam Daveti
===> Sahabe Hayatından Tablolar
===> İslami Hareketin Tarihi Seyri
===> Siret Ansiklopedisi
=> Klasik Tarih Eserleri
===> Medeniyet Tarihi
===> Ülkeler Tarihi
===> 20.Yüzyıl Tarihi
===> Türk Sultanlar ve Saray Hayatları
===> Büyük Osmanlı Tarihi
===> Osmanlı padişahları
=> İslam Kültürü
===> İslam Kültürü A-İ
===> İslam Kültürü K-Z
===> İslam Kavramları A-L
===> İslam Kavramları M-Z
===> Güncel Meseleler
===> Evrensel Hutbeler
=> Tasavvuf Eserleri
===> Kalplerin Keşfi - imam gazali
===> Adab-ı Fethullah K.S
===> İşarat - Şeyh Taği K.S
===> Kimya-ı Saadet
===> Kitabuz-zühd
===> Kutul Kulub
===> Kuşeyri Risalesi
===> Şeytanın Hileleri
===> Risalei Halidiyye
===> Tuhfetul Alaiyye
===> Reşahat
===> Mektubat-ı Rabbani
===> Mektubat-ı Şeyh Ahmet
===> Mektubat-ı Şeyh Hazret
===> İhya-u Ulumiddin 1-2
===> İhya-u Ulumiddin 3-4
===> Futuhul Gayb
===> Dualar ve Zikirler
===> İslam,Tasavvuf,Hayat
===> Yunus Emre ve Tasavvuf
===> Divanı Kebir
===> İlahi Armağan
===> Marifetname
===> Tasavvuf ve islam
===> Rabıta ve Nakşibendilik
===> Mevlana
===> Mevlana Kitaplığı
===> Mevlananın Eserleri
=====> Fihi Ma Fih
=====> Mesnevi
=======> Mesnevide Geçen Hikayeler
=> Ahlaki Eserler
===> Gıybet
===> Gençlik Ahlakı Fütüvvet
===> Takva Bilinci
===> Din Nasihattır
===> Peygamberimizin Örnek Ahlakı
=> Büyüklerden Öğütler
===> Doğruların Öyküsü
===> İbretli Kıssalar
===> İslam Büyüklerinden Öğütler
=> Kıyamet Eserleri
===> Kıyamet Alametleri
=> Edebiyat Eserleri
===> Makale Dünyası
=====> Denemeler
===> Safahat
===> Şiir Dünyası
=> Eğitim
===> Bireysel Gelişim
===> Çocuk Eğitimi
===> Ekonomi
===> Çocuklarla Başbaşa
===> Başarının Prensipleri
===> Kuranda Çocuk Eğitimi
===> Yetişkin Din Eğitimi
===> Mükafat ve Ceza
===> İslam gençliğine öğütler
===> Anne baba eğitiminde yeni teknikler
=> Çocuk Gelişim Eserleri
===> Çocuk Gelişimi
===> Çocuk Terbiyesi
===> Çocuk ve Din
===> Çocuk Eğitimin Teknikleri
===> Sünnette Çocuk Eğitimi
=> Çeşitli Konularda Eserler
===> Zaferin Yolu ve Şartları
===> Allahın Gazabı ve Rızası
===> Gayemiz
===> İslam Çağrısı
===> Güncel Meseleler 2
===> Haydi Hizmete
===> Gönüllerin Gülü
===> Sabredenler ve Şükredenler
===> Merak Ettiklerimiz
===> Diyanet Fetvaları
===> İslamda Hükümet
===> Kuran ve Sünnette Evlilik
===> İslama Göre Dost ve Düşman
===> Müslümanın evliliği
===> Evlilik ve Aile Hayatı
===> Sağlık Ansiklopedisi
===> Din Psikolojisi
===> Yaşayan Hurafeler
===> Evlenme Adabı
===> El-Akl ve Fehmül Kuran
=> Hayatını Anlatan Eserler
===> Martin Lings
===> Peygamberimizin Hayatı
===> İslam Peygamberi
-----------------------------
Diyanet İşleri Başkanlığımıza Teşekkür Ederiz.
-----------------------------
=> Sorularla Ticaret Hayatı
===> Alışveriş
===> Borçlar
===> Emanet
===> Havale
===> Kefalet
===> Kiralık
===> Hibe ve Bağış
===> Vekalet ve Komisyon
===> Güncel Ticari Meseleler
===> Ticari Hayat
=> Dini Sorular ve Cevapları
===> Akaid - İnanç Esasları
===> Dua ve Zikir
===> Helaller ve Haramlar
===> Tasavvuf ve Yaşam
===> Mezhepler
===> Dinler
=> Fıkıh Soruları ve Cevapları
===> Adak ve Yemin
===> Sorularla Taharet (Temizlik)
===> Sorularla Namaz
===> Sorularla Zekat
===> Sorularla Oruç
===> Sorularla Hac
===> Sorularla Umre
===> Sorularla Kurban
===> Sorularla Sadaka
=> Sorularla Aile Hayatı
===> Genel Aile Hayatı
===> Evlilik ( Nikah )
===> Boşanma (Talak)
===> Miras ve Vasiyet
===> Süt Emzirme
=> Sorularla İslam
=> Sorularla Hz. Muhammed (s.a.v)
=> İlmihal - Ömer Nasuhi Bilmen
===> İtikat
===> Taharet-Temizlik
=====> Taharet İlmihali - A
=====> Taharet İlmihali - B
===> Namaz
=====> Namaz İlmihali - A
=====> Namaz İlmihali - B
=====> Namaz İlmihali - c
=====> Namaz İlmihali - D
=====> Namaz İlmihali - E
===> Oruç
=====> Oruç İlmihali - A
=====> Oruç İlmihali - B
===> Zekat
===> Hac
===> Kurban Ve Av
===> Kerahet ve İhtihsan
===> İslam Ahlakı Kitabı
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi
===> Editörün Notu
===> Türkiye
===> Gündem
===> Söyleşi
===> Dosya Konusu
===> Dosya Yazıları
===> Tarih
===> Düşünce
===> Kitap
===> Edebiyat
===> Diğer Yazılar
=> Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri
===> Sunuş
===> Başyazı
===> Ayın Konusu
===> Binbir Damla
===> Tasavvuf Klasikleri
===> Hal Dili
===> Dün Bugün Yarın
===> Dünya Hali
===> Tencere
===> Kapaktakiler
===> Diğer Yazılar
===> Şiir
===> Tavan Arası
===> Kitaplık
=> Semerkand Aylık Aile Dergisi
===> Editörden
===> Başyazı
===> Haberiniz Olsun
===> Kapak Konusu
===> Değerlerimiz
===> Gençlere Sorduk
===> Evlilik - İletişim
===> Psikoloğum
===> Pedagoğum
===> Mizah
===> Sağlık
===> Yemek
===> Bizden Haberler
===> Sizden Gelenler
===> Diğer Yazılar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İlmi & Erdemli Sözler Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Güzel Sözler
=> Kutsal Günler
===> Beraat Kandili
===> Miraç Kandili
===> Mevlüt Kandili
===> Regaib Kandili
===> Kadir Gecesi
=> Mübarek Aylar
=> Önemli Günler
===> Ramazan Bayramı
===> Kurban Bayramı
===> Cuma Bayramı
===> Resmi Bayramlar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Ramazan Ayı Özel Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlim Dünyası İle Ramazan Ayı
===> Ramazan Ayı Yemekleri
===> Ramazan Ayı Duaları
===> Ramazan Ayı Faziletleri
===> Ramazan Ayı Günlüğüm
===> Ramazan Ayı Fıkhi Bilgileri
===> Ramazan Ayı Önemi
===> Ramazan Ayı Tavsiyeleri
===> Ramazan Ayı Galeri
===> Ramazan Ayı Nameleri
===> Ramazan Ayı Mizahları
===> Ramazan Ayı Makaleleri
===> Ramazan Ayı Kıssaları
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Açık Öğretim & İlitam Dunyasi ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlitam Forum
===> Ankara İlitam
===> İstanbul İlitam
===> Erzurum İlitam
===> İnönü İlitam
===> Samsun İlitam
===> İzmir İlitam
===> Diyarbakır İlitam
===> Sivas İlitam
===> Elazığ İlitam
=> İlitam Formu
===> Sistematik Kelam
=====> Sistematik Kelam Özetleri
=====> Sistematik Kelam Soruları
=====> Sistematik Kelam Dökümanlar
===> Fıkıh Usulü
=====> Fıkıh Usulü Özetleri
=====> Fıkıh Usulü Soruları
=====> Fıkıh Usulü Dökümanları
=> Sakarya İlitam
===> Ders Notları ve Özetler
=====> 5.Yarıyıl Dersleri
=======> Sistematik Kelam
=====> 6.Yarıyıl Dersleri
===> Ders Soruları
=====> 4. Sınıf Sınav Soruları
=====> 3. Sınıf Sınav Soruları
===> Sınav Deneme Soruları
=====> 3.Sınıf Deneme Soruları
=====> 4.Sınıf Deneme Soruları
===> Sesli Dersler
===> Ders Pdfleri ve Slaytları
===> Sakarya İlitam Öğrencileri
===> Sakarya İlitam 3.Sınıf Öğrencileri
===> Sakarya İlitam 4.Sınıf Öğrencileri
=> İlitam Arapça Sesli Ders - Özel Bölüm
=> Açık Ögretime Giriş
===> Açıköğretim Bölümleri
=> Aöf İlahiyat Programı
===> İlahiyat 1.sınıf
=====> Ders Özetleri ve Notları
=====> Din Hizmetlerinde İletişim ve Halkla İlişkiler
=====> Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar
=====> İslam Dininin Temel Kaynakları
=====> Temel Bilgi Teknolojileri
=====> İlk Dönem İslam Tarihi
=====> İslam Dini Esasları
===> İlahiyat 2.sınıf
=====> Ders Özetleri ve Notları
=====> Ana Konularıyla Kuran
=====> Dinler Tarihi
=====> Türk Medeniyeti Tarihi
=====> İslam Düşünce Tarihi
=====> Dine Yeni Yaklaşımlar
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi
=====> Türk Dili
===> Arapça Dersi
=====> 1.Sınıf
=====> 2.Sınıf
=====> Pratik Arapça
=====> Sınav Soruları
=======> 1.Sınıf
=======> 2.Sınıf
=====> Fiil Çekimleri
=====> Arapça Hikayeler
=====> Arapça Deyimler
=> Dokuz Eylül İlitam
===> Kuran-ı Kerim I
===> Arapça I
===> Tefsir ve Tefsir Metinleri
===> İslam Bilimlerinde Yöntem
===> Mantık
===> İslam Tarihi ve Medeniyeti
===> Kuran-ı Kerim II
===> Arapça II
===> Hadis ve Hadis Metinleri
===> İslam Ahlak Felsefesi
===> Felsefe Tarihi
===> İslam Mezhepleri Tarihi
===> Osmanlı Türkçesi
===> Kuran-ı Kerim III
===> Sistematik Kelam
===> Fıkıh Usulü
===> İslam Felsefesi
===> Ana Konularıyla Kuran
===> Tasavvuf
===> Kuran-ı Kerim IV
===> Din Eğitimi
===> İslam Hukuku
===> Din Felsefesi
===> Dinler Tarihi
===> Din Hizmetleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Kuran-Kerim Eğitim Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Elif Cüzü
=> Kuran Öğretiyoruz
=> Tecvid Öğretiyoruz
=> Kuran Öğrenim Teknikleri
=> İlim Talebesinin Edepleri
=> Kuran-ı Kerim Hatmi
=> Üç Boyutlu Kuran-ı Kerim Oku
=> Kuran-ı Kerim Hatim İndir (Ücretsiz)
-----------------------------
Osmanlıca Eğitim Dünyası
-----------------------------
=> Osmanlıca Eğitimi
===> Osmanlıca Eğitim Kitabı
===> Osmanlıca Eğitim Seti
===> Osmanlıca Yazı Defteri
===> Ücretsiz Osmanlıca Eğitim Setleri
===> Ücretsiz Osmanlıca Eğitim Kitapları
=> Osmanlıca Klavye
=> Meb Osmanlıca Dersleri
=> Osmanlıca Yardım Bölümü
===> Osmanlıca Nasıl Öğrenilir ?
===> Osmanlıca Nasıl Öğretilir ?
-----------------------------
Atatürk Üniversitesi Önlisans İlahiyat Bölümü
-----------------------------
=> 1. Sınıf Güz Dönemi
===> İlk Dönem İslam Tarihi
===> Arapça I
===> İslam Ahlak Esasları
===> Temel Bilgi Teknolojileri I
===> İslam İnanç Esasları
===> İslam İbadet Esasları
===> İslam Sanatları Tarihi
=> 1. Sınıf Bahar Dönemi
===> Arapça II
===> Hadis Tarihi ve Usulü
===> İslam Hukukuna Giriş
===> İslam Kurumları ve Medeniyeti Tarihi
===> Türk İslam Edebiyatı
===> Tefsir Tarihi ve Usulü
===> Temel Bilgi Teknolojileri II
=> 2. Sınıf Güz Dönemi
=> 2. Sınıf Bahar Dönemi
-----------------------------
Din Hizmetleri Alan Bilgisi Testi - DHBT
-----------------------------
=> DHBT - KPSS- ÖSYM
===> Diyanet Dhbt Sınav Duyuruları
===> Diyanet Dhbt Çıkmış Sorular
===> Diyanet Dhbt Sınav Konuları
===> Çözümlü Dhbt Sınav Soruları
===> Diyanet Dhbt Hazırlık
===> Diyanet Dhbt Sınavı
=> Dhbt Sınav Dersleri
=> Dhbt Kitap Tanıtımları
===> Dhbt Yeterlilik Kitapları
=> Diyanet Dhbt Hazırlık Sitesi
=> Dhbt Uzaktan Eğitim
===> Dhbt Lise 1.Grup
===> Dhbt Önlisans 1.Grup
===> Dhbt Lisans 1.Grup
===> Dhbt Ön Hazırlık Programı
=> Dhbt Online Dersane
===> Dhbt Kariyer Rehberlik
===> Dhbt Görsel Eğitim Setleri
===> Dhbt Online Eğitim Sitesi
=> Dhbt Sınav Testleri
=> Dhbt Mülakat Hazırlık Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Tecvid Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Siyer Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Fıkıh Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Akaid Çalışması
=> Öabt Sınavı Kitap Tanıtımları
=> Dini Cd & Dvd Eğitim Tanıtımları
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Rüya Tabiri ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Rüya Tabiri
===> A-Rüya Tabiri
===> B-Rüya Tabiri
===> C-Rüya Tabiri
===> Ç-Rüya Tabiri
===> D-Rüya Tabiri
===> E-Rüya Tabiri
===> F-Rüya Tabiri
===> G-Rüya Tabiri
===> H-Rüya Tabiri
===> I-Rüya Tabiri
===> İ-Rüya Tabiri
===> K-Rüya Tabiri
===> L-Rüya Tabiri
===> M-Rüya Tabiri
===> N-Rüya Tabiri
===> O-Rüya Tabiri
===> Ö-Rüya Tabiri
===> P-Rüya Tabiri
===> R-Rüya Tabiri
===> S-Rüya Tabiri
===> Ş-Rüya Tabiri
===> T-Rüya Tabiri
===> U-Rüya Tabiri
===> Ü-Rüya Tabiri
===> V-Rüya Tabiri
===> Y-Rüya Tabiri
===> Z-Rüya Tabiri
=> Rüya Dünyası
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yeni İlahiyat Önlisans Proğramı / Kredili Sistem ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlahiyat Önlisans Kredili Sistem
=> İlahiyat Önlisans 1. Sınıf Dersleri
===> İlahiyat Önlisans 1. Yarıyıl
=====> İslam İnanç Esasları
=====> İslam İbadet Esasları
=====> İslam Ahlak Esasları
=====> İlk Dönem İslam Tarihi
=====> İslam Sanatları Tarihi
=====> Arapça 1
=====> Temel Bilgi Teknolojileri 1
===> İlahiyat Önlisans 2. Yarıyıl
=====> Tefsir Tarihi ve Usulü
=====> Hadis Tarihi ve Usulü
=====> İslam Hukukuna Giriş
=====> İslam Kurumları ve Medeniyeti
=====> Türk İslam Edebiyatı
=====> Arapça 2
=====> Temel Bilgi Teknolojileri 2
=> İlahiyat Önlisans 2. sınıf Dersleri
===> İlahiyat Önlisans 3. Yarıyıl
=====> Tefsir
=====> Günümüz Fıkıh Problemleri
=====> İslam Düşünce Tarihi
=====> İslam Mezhepleri Tarihi
=====> Din Psikolojisi
=====> Arapça 3
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1
=====> Türk Dili 1
===> İlahiyat Önlisans 4. Yarıyıl
=====> Hadis Dersi
=====> Hadis
=====> Kelama Giriş
=====> Din Sosyolojisi
=====> Yaşayan Dünya Dinleri
=====> Din Eğitimi ve Din Hizmetlerinde Rehberlik
=====> Arapça 4
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 2
=====> Türk Dili 2
=> İlahiyat Önlisans Sınav Soruları
=> İlahiyat Arapça Önlisans
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Memurluk ve Sınav Sistemleri ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Diyanet Yeterlilik Sınavına Hazırlık
===> Yeterlilik Sınav Soruları
===> Yeterlilik Sınav Testleri
=> Diyanet İşleri Başkanlığı
===> Personel Hizmetleri
===> Diyanet Duyurular
===> Din Hizmetleri
===> Eğitim Faliyetleri
===> Personel Faaliyetleri
===> Hac ve Umre Hizmetleri
===> Din Görevlileri
=====> Yeterlilik Belgesi
===> Yeterlilik & Mbsts Sınav Soruları
=> Rehberlik Hizmetleri
===> Test Çözüm Teknikleri
===> Sınavlar Rehberi
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İslamda Bayanlar Dünyası (Tıbbi & İlmi Konular) ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Müslüman Bayanlar ve İslami ilimler
===> İslamda ve Tarihte Kadın
===> Müslüman Bayanlar İçin Namaz
===> Müsliman Bayanlar İçin Oruç
===> Muslüman Bayanlar için Tesettür
===> Müslüman Bayanlar için Evlilik
===> Müslüman Bayanlar için Özel Haller
===> Sorularımız ve Cevaplarımız
===> Üyelerimizin Paylaşımları (İlmihal)
===> Müslüman Bayanlar İçin Fetvalar
=> Bayanlar için Sağlık Köşesi
===> Bayanlar & Sağlık
===> Lohusalık Dönemi
===> Hamilelik Dönemleri
===> Bayanlar & Diyet
===> Sağlıklı Cilt & Bakım
===> Bayanlar & Cinsel Hayat
===> Üyelerimizin Paylaşımları (Sağlık)
-----------------------------
Ales , Dgs , Kpss Hazırlık Dünyası
-----------------------------
=> Dgs Sınavına Hazırlık
===> Dgs Sözel Mantık Dersleri
===> Dgs Sayısal Mantık Dersleri
===> Dgs Sınavı için Rehberlik
===> Dgs Bilgi Paylaşım Alanı
=> Dgs Sınav Sistemi
===> Dgs Çıkmış Sorular
===> Dgs Dökümanları
===> Dgs Sıkça Sorulanlar
===> Dgs Test Bankası
=> Dgs için Tavsiye Kaynaklar
===> Dgs Kitap Tanıtımları
===> Dgs Görüntülü Eğitim Setleri
===> Dgs Hazırlık Web Siteleri
===> Dgs Online Dersaneler
===> Dgs için Tavsiye Dersaneler
===> Dgs Sınavını Nasıl Kazanırım ?
=> Dgs ve İlahiyat Önlisans
=> Dgs İlitam Yerleştirme Özel Bölüm
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Bilim Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Psikoloji Dünyası
=> Tıp Dünyası
=> Biyoloji Dünyası
===> Biyoloji Bilimcileri
=> Kimya Dünyası
===> Kimya Bilimcileri
=> Fizik Dünyası
===> Fizik Bilimcileri
=> Matematik Dünyası
===> Matematik Bilimcileri
=> Coğrafya Dünyası
===> Coğrafya Bilimcileri
=> Önemli Tarihi Buluşlar
=> Bilim ve Teknolojileri
=> Astronomi ve Uzay Teknolojileri
=> Eğitim Dünyası
-----------------------------
Arapça Kitap Dağıtım
-----------------------------
=> Arapça Dağıtım
===> Arapça Kaynak Kitaplar
===> Arapça Ders Kitapları
=> Bayanlara Özel Arapça Kursu
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Arapça Dil ve Gramer Eğitim Dünyası (yakında) ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Arapça Hakkında
=> Arapça Osmanlıca Klavye
-----------------------------
Diyanet Yeterlilik Kitabı
-----------------------------
=> Kitap Kampanya ve Tanıtımları
=> Diyanet Yeterlilik Sınavı 2013
=> Diyanet Yeterlilik
===> Diyanetyeterlik.com
===> Diyanetkitap.com Kampanyalar
===> Din Görevlileri
===> Din Görevlisi Kitabı
=> Diyanet Yeterlik 2013
=> İslami Kitaplar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Eğlence Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> 3D-Boyut Dünyası
=> Çoçukların Dünyası
===> Oyun Dünyası
===> Masal Dünyası
===> Mizah Dünyası
===> Dini Hikayeler
===> Flash Eğlence Dünyası
===> Sevgili Peygamberim
=====> 365 Günde Sevgili Peygamberim
===> Sesli Masal Dünyası
=> Sorular - Cevaplar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yemek ve Pasta Tarifi Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Yemek ve Pasta Tarifleri
===> Çorbalar
===> Sebze Yemekleri
===> Makarnalar
===> Pilavlar
===> Köfteler
===> Börekler
===> Tatlılar
===> Hamur İşleri
===> Kekler
===> Salatalar
===> Sütlü Tatlılar
===> Kurabiyeler
===> Yaş Pastalar
===> İçecekler
===> Balık Yemekleri
===> Et ve Tavuk Yemekleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Fotoğraf & Resim Paylaşım Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Resimler
===> İslami Resimler
===> İbretlik Resimler
===> Doğa Resimleri
===> Resimli Konular
-----------------------------
Doğal Bitkisel Bakım
-----------------------------
=> Doğal Bitkisel Bakım
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> ilimdunyasi.com Haberleri
=> Sınav Duyuruları
===> Diyanet Sınav Duyurusu
===> Meb Sınav Duyurusu
===> Ösym Sınav Duyurusu
===> Mesleki Bilgiler Sınav Duyurusu
===> Memurlar Sınav Duyurusu
=> Tarihe Yolculuk
===> Tarihten Başlıklar
===> Çanakkale Zaferi
=> Tarihi Mekanlar
===> Müzeler
===> Saraylar
===> Kaleler
===> Türbeler
===> Camiler
=> Hakikate Erenler Dünyası
===> Müslümanlık Nedir ?
===> Hidayet Dünyası
===> Hidayete Erenler
===> Dünyadan Seçmeler
===> Müslaman Olmak İsiyorum
=> Yıldızname
=> Ölüm ile Yüzleşme
=> Mucizeler Dünyası
=> Yaşamdan Seçmeler
-----------------------------
15 Temmuz Gazi ve Şehid Haberleri
-----------------------------
=> 15 Temmuz Gazi ve Şehid Haberleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İmam Hatip Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İmam Hatip
=> İmam Hatip Gönül Kalemi
=> Kutlu Doğum Programı
-----------------------------
İlim Dünyası Arşiv Kategorisi
-----------------------------
=> İlim Dünyası Arşiv Konuları
=> İlim Dünyası - İnstagram
TinyPortal v1.0 beta 4 ©
Bloc
|
harita
|
Site Map
|
Sitemap
|
Arşiv
|
Wap
|
Wap2
|
Wap Forum
|
urllist.txt
|
XML
|
urllist.php
|
Rss
|
GoogleTagged
|
|
Sitemap1
|
Sitema2
|
Sitemap3
|
Sitema4
|
Sitema5
|
urllist
|
Yükleniyor...