> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Mevlana Kitaplığı > Es sohbetü´s safiyye
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Es sohbetü´s safiyye  (Okunma Sayısı 2406 defa)
27 Ocak 2010, 18:21:48
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 27 Ocak 2010, 18:21:48 »




ES-SOHBETÜ’S-SÂFİYYE
Bu eser , Kösec Ahmed Dede (ö.1777) adlı
birinin Mevlevî tarikatı hakkında yazdığı Arapça Et-Tuhfetü’l-Behiyye fî Tarikati’l-Mevlevviyye adlı on üç sayfalık küçük risâalesine, Şeyh Galib’ in yine Arapça yazdığı ta’lîkattan ibarettir. Ta’lîkât, bir kitapta, bazı konulara açıklık getirmek için yazılan eserlere denir. Şeyh Galib, bu
kitabını hilâfet aldığı şeyhi Ali Nutkî Dede’nin izniyle yazdığını bildirir. Anlaşıldığına göre şair, bu risaleyi çilesini tamamladıktan sonra yazmış ve Mevlevîlik hakkında bazı
önemli bilgiler vermiştir. Hayatta iken yazılmış bir nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphânesinde A.Y. 3408 numarada kayıtlıdır.
Bu risâle, Üsküdar Mevlevîhanesi son şeyhi olan daha sonra, Üsküdar Selimağa Kütüphânesi Müdürlüğünde bulunan; bir müddet sonra da Ankara Umumî Kütüphâne’de
müdür muavini olarak vazife gören Ahmed Remzi Dede (1872-1944) tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir. Aynı zamanda şair olan bu zât, bu rîsâlenin bir nüshasını Kilis
Mevlevîhanesi Kütüphânesi’nde gördüğünü, Ankara’da Umumî Kütüphâne’ye muvin olarak tayin edildiği tarihte adı geçen kütüphânedeki kitapların buraya getirildiğini,
kendisinin de tercümeyi o sırada yaptığını ve ona En-Nushatu’ş-Şafiyye fi Tercümeti’s-Sâfiyye adını verdiğini Önsözde anlatıyor.
Es-Sohbetü’s-Sâfiyye’ nin İstanbul’da bildiğimiz iki nüshası vardır.
İstanbul Üniversitesi Kütüphânesi, T.Y.6335 nımarada kayıtlı Şerh-i Cezîre-i Mesnevî yazmasının sonuna ekli olup on sayfadan ibarettir. 1203/1788’de yazılmıştır. Diğer bir
nüshagene aynı yerde, A.Y. 3408 numarada kayıtlıdır.

ES SOHBETÜ´S SÂFİYYE

Müellif «Allah’a en yakın yol cezbe yoludur» diyor. Ben de derim ki cezbe olmayan her hangi bir tarîk (1) evliya indinde bir tarîk değildir. İrfan (2) olmayan tarîk de böyledir. Allah’a irişdirecek yollar mahlûkâtın nefesleri sayısıncadır. Lâkin, cezbe ve irfanın çokluğuna bakıp, biri
diğerine galip gelirse, ona nisbet ederek, bu cezbe tarîki; bu da irfan tarîki derler. Mevlevî tarikatının nisbeti aşka, semâ´a ve safâyadır (3). Müellifin «o cezbe-i İlâhiye (4)
tarîkidir ve âdâb-ı ubûdiyet (5) meslekidir» demesi de bu hususa işaret etmektedir. Söylediğimiz takarrur edince, Mevlevî tarîki, sâde bir cezbe yoludur diyenlerin cehli
meydana çıkar. Cezbesi ifrat derecede olanlar Mevlânâ´ya «meczûbların sultanıdır» (6) dedi. Ma´rifeti cezbesine galib olanlar da onun ledünnî ma´ârifine bakarak, «âriflerin (7)
sultanıdır» dedi. Kûsec Ahmed Dede (8 tarîkimize cezbe yolundan girdiğinden, bize göre irfan manasında olan son derece tevazu´lu edebe (edeb-i mutavâtiye) cezbeyi takdim
etmiştir. Bizden de cezbeyi te´hir, edebi takdim edenler vardır. Nitekim Mevlâna Mesnevî´-sinde :
(1) Tarik: Yol, tarikat
(2) İrfan : Manevî ve ilâhi bir feyiz olarak kâinatın sırlarını bilme kudreti
(3) Safâ : Ruh kedersizliği
(4) Cezbe- i İlâhiye : İlâhi cezbe, Allahnın kulu çekmesi
(5) Âdâb -ı ubûdiyet: Kulluk yolları, usûlleri.
(6) Meczub : Cezbeye tutularak kendinden geçen
(7) Ârif : İrfan sahibi
(8 Kûsec Ahmed Dede : Bu eserin yazarı

Ez Hodâ cûyîm tevkîf-î edeb
Bî-edeb mahrûm mand ez lutf-i Rab
Ez edeb pür-nûr geştest în felek
Ve´z edeb ma´sûm u pâk âmed melek
yani “Allah’dan tevfik-i edeb arayalım, zira edebsiz
Allah’ın lûtfundan mahrum kalmıştır. Bu felek, edebten nurla dolmuştur, melek de edebden dolayı masum ve pâk yaratılmıştır » demiştir, Cezbe; sahv(1), ma’rifet (2), irfân
hasıl eder ve aralarında pek çok berzah (3) vardır. Bize göre
berzahların en lâtifi devr-i çarhî (4) ve nefh-i nay (5) ile
olan sema´ ve sefâdır. Cezbe de ma´rifet de aşka mülâzemet eder. Zira aşk, ihtidada ezicidir, mahv edici değildir.Cezbenin başlangıcı Allahtan kula, dönüşü de Allah’adır.
Ma´rifetin başlangıcı kuldan Allahsına, rücû da (6) nefsinedir. Nefsini bilen elbette Rabbini bilir (7). İşte mahabbet, abdden Rahman´a rücû´unda kuldan başlar,ma´rifete tebeddül eder, o ma´rifete levâzımını istihsal eder de - biz seni hakkıyla tanımadık – der. Rabden abde
rücû´unda ise Rabden başlar ilme tebeddül eder, levâzımına sâhib olana -ya Rabbî ilmimi artır- der.
Müellif diyor ki “Hiç bir kimse şu mübteledi´lerin (8 ve müştebihlerin(9) saçma sözlerine bakarak zanetmesin ki Mevlâna´nın sülûku (10) hilaf üzredir” Derim ki : «Allah
(1) Sahv ; Kendine gelme
(2) Ma’rifet : Bilgi
(3) Berzah: Zor şey
(4) Devr-i çarhî . Çark dönüşü
(5) Nefh-î nay; Neyin üflenmesi, çalması
(6) Rücû : Geri dönme
(7) Nefsini bilen ....: Mutasavvıflar bu sözü hadis diye rivayet ederler
(8 Mübtedî : Bir işe yeni başlayan
(9) Müştebih : Şüpheci
(10) Sülûk : Bir yola girme, tasavvufta manevi yolculuk seni müeyyid (´) kılsın. Ulûhiyet (2) dairesinin pek muazzam,ihâtasının (3) pek mükerrem olduğunu bil. Sâlihi (4) de fâsıkı
(5) da içine alır. Nasıl, Musa aleyhisselâm Allanın kulu ise Firavn da kuludur. Her kim inkâr ederse kâfir olur.Mahabbeti Allah’a hasr (6) edenler için ehemm (7) olan
Hakkın kudretini kullarında görmek ve mâsivâ (8 ile meşgûl
olmamaktır. Amma bizim tarîkimiz pîrde fânî olmaktır, sâir tarikatlerde olduğu gibi, şeyhde fânî olmak değildir. Bunun sebebi ise tarîkimizde bir çok meslekler vardır, bir şeyh,
onlann hepsini ihâta edemez. Müntehî (9) ve vâsıl olmak isteyen bir tâlib (10), zannınca kendini terbiye edecek bir şeyh bulamazsa, ona lâzım olan erkân-ı ma´lûme (") ve
âdâb-ı mahsûsa (12) ile hizmete girmektir (yani çileye soyunmaktır). Tâlib, o zaman, bütün fukaraya (13) Mevlâna nazariyle bakar ve elbette onda fânî olur.
Müellif «Hazret-i Mevlânâ´nın tarîkatı sünnete uygun değildir diye nasıl tasavvur olunabilir» diyor. Ben Allah’a yemin ederek derim ki asla tasavvur olunamaz nitekim bir rubâisinde :
(1) Müeyyid : Doğrulayan
(2) Ulûhiyet: Allahlık vasfı
(3) İhâta : Kavrayış, geniş bilgi
(4) Sâlih : Uygun, doğru, Allahnın emirlerine uyan
(5) Fâsık : Allahnın emirlerine uymayan, fesatçı
(6) Hasr : Mahsus kılma
(7) Ehemm : En mühim
(8 Mâsivâ : Allah’dan başka her şey, dünya
(9) Müntehî : Bir şeyi sona erdiren
(10) Talib : isteyen (Bir tarikata girmek isteyen)
(11) Erkân-ı ma´lûme : Gerekli esaslar, kaideler
(12) Âdâb-ı mahsûsa : Hususi yollar, usûller
(13) Fukara : Burada kul, insan manasına
Men bende-i Kur´ânem eger cân dârem
Men hâk-i reh-i Muhammed-i Muhtârem
Ger nakl koned cüz în kes ez goftârem
Bîzârem ez û ve´z în sohan bîzârem
«Ben köle isem Kur´anın kölesiyim; ben Muhammed-i Muhtarın yolunun tozuyum; eğer bir kimse bu söylediğimden başkasını nakl ederse ondan da nakl ettiği sözden de bîzârım» diyor. Evliyanın hepsinin tarîki Kur´andır, Hadistir ve şerîat sahibinden ictihadlariyle aldıkları yoldur.
Kâmil bir şeyhe bir tâlib gelir mürid olmak ve
tarikate girmek arzusunu izhâr ederse şeyh «tecelli-i irâdî»denilen talep ve arzusuna bakar, bu arzuyu mani´ olunmaz derecede kuvvetli bulursa ona hizmetle - çileye soyunmakla
- emr eder. Eğer tâlibin arzusunu zaîf bulursa ona zikr telkin eder, birr ü takva (´) ile eski sanatıyla meşgul olmasını tavsiye eder, bu suretle bu zaîf (2) arzulu tâlib de muhib (3)
olur.
Bunlardan daha aşağı mertebede bir sâlik (4) gelirse ona günahlarından tevbe Allah’a inâbe (5) etmesini ve Mesnevi dinlemesini tavsiye eder ve temîme ve hırz (6) gibi teberrük edilir birşey verir o sâlik de muhibb-i ma´tûf-ı mükerrem (7) olur. Çileye soyunanların (8 hizmeti
(1) Birr ü takva: İyilik ve Allahnın emirlerine uyma, Allah’dan korkma
(2) Zaîf : isteği az
(3) Muhib : Tarikata girmiş kişi. Bu derecelerin ilkidir
(4) Sâlik : Sülûka girmiş kişi
(5) İnâbe : Tövbe etmek
(6) Temîme ve hırz : Nazardan korunmak için verilen muska
(7) Muhibb-i ma´tûf-ı mükerrem: (Tarikata) Saygıdeğer kişiliğe kavuşmuş ve tarikata yönlendirilmiş muhib.
(8 Çileye soyunmak : Çileye girmek nevâfilden(´) üstündür, zira bunların hizmetlerinde başkalarına
yardım ve müslümanlardan def´-i mazarrat (2) vardır.
Nitekim nevâfilin en fazîletlisi müslümanların menfaatlenmesidir. Zenginlerde, eğer cömertliğin faydaları başkalarına erişiyorsa, ahlâkın en fazîletli kısmından sayılır.
Hasislik de bittabî en fenâsıdır. Tâlib arzusundan vazgeçmezse şeyh, o tâlibin bütün malını fakirlere bezl (3) etmesini emreder. İtâat ederse çileye soyunmasını emreder.
Cömertlik ve hizmet, mâlî ve bedenî amellerin efdalidir(4).
Bizim zikrimiz kalbî, ruhî ve sırrîdir. Fikr kalbin, aşk rûhun, cezbe sırrın zikridir. Nâfile ibadetler, riyâzetler ve hizmetler cezbe tahsîli (5) içindir. Cezbe husulünde (6 ) sâlik
ancak muayyen farzlarla iştigâl eder, onun edâ edilmesi çok lâzımdır, ondan sonra terakki ederek nevâfil ile meşgûl olur. Fakat bu, evvelki nevâfil gibi değil, kurb-ı nevâfil (7), kurb-ı
ferâiz (8 ve emsali kabilindendir. Bu terakki kabiliyet ve himmete göredir.
Müellif, «Mevlevî tarîkatının biati (9) budur» diyor. Ben de evet öyle derim. Lakin onda bir sır vardır. Müellif, onu sakladı mı, vâkıf olmadı mı, yahut onunla iş tamam oldu mu bilmem. O da bir tavr-ı mahsus üzre olmayıp şeyhinin müsa´ade ve izniyle telkin etmesidir.
(1) Nevâfil : Dinde farz ve vâcibden başka yapılan ibâdetler
(2) Def-i mazarrat: Zararın def’i, ortadan kaldırılması
(3) Bezl : Bol bol verme
(4) Efdâl : En faziletli
(5) Tahsil : Öğrenme
(6) Husûl: Hâsıl olma, meydana gelme
(7) Kurb-ı nevâfil : Nevâfile yakın olma
(8 Kurb-ı ferâiz : Farzlara yakın olma
(9) Biat : Kabul ve tasdik usulü
Müellif, «Tâc (1) gaydirmenin keyfiyyeti» diyor Ben derim ki tâcın yüksekçe olmasını Mevlânâ ictihâd buyurmuşdur. Siyah elbise, turuncu müze (bir nevi´ ayakkabı, çizme) de öyle...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Es sohbetü´s safiyye
« Posted on: 29 Mart 2024, 01:34:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Es sohbetü´s safiyye rüya tabiri,Es sohbetü´s safiyye mekke canlı, Es sohbetü´s safiyye kabe canlı yayın, Es sohbetü´s safiyye Üç boyutlu kuran oku Es sohbetü´s safiyye kuran ı kerim, Es sohbetü´s safiyye peygamber kıssaları,Es sohbetü´s safiyye ilitam ders soruları, Es sohbetü´s safiyyeönlisans arapça,
Logged
07 Mart 2019, 19:50:54
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 07 Mart 2019, 19:50:54 »

Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun paylasimdan. ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

08 Mart 2019, 08:42:24
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #2 : 08 Mart 2019, 08:42:24 »

Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri hak yol üzere eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes