> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Mevlana Kitaplığı > Divan-ı Kebir´den Seçmeler IV
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Divan-ı Kebir´den Seçmeler IV  (Okunma Sayısı 2153 defa)
27 Ocak 2010, 18:13:54
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 27 Ocak 2010, 18:13:54 »



Divan-ı Kebir´den Seçmeler - IV
RUBAİLER

1
Ey gece, neselisin, hep böyle neseli gel, neseli gel! Ömrün bitmesin, kıyamete kadar uzasın
gitsin, dostun yüzünün güzelliginden, hatırında öyle bir ates var ki, ey üzüntü, eger cesaretin varsa
gel, benim hatırıma gir!
2
Ey yolcu; aklını basına al, seferin nereye? Hangi diyara gitmek istiyorsun? Nereye gidersen git,
sen bizim gönlümüzdesin. Denizden uzak düsmüs bir balık gibi, o denizin gamını daha ne kadar
çekeceksin? Kupkuru kalmıs dudakların, ne zamana kadar denize hasret ve ayrılıktan sikayet
incilerini aleme saçacak.
3
Bir kurnazlık sarhos ederek, gibi kendimi oraya atayım, atayım da bakayım, o cihanın canı
orada mıdır? Ya maksadıma eriseyim, o yurda ayak basayım, yahut da gönlüm gibi, basımı da
vereyim, elden çıkarayım gitsin.
4
Sesin, gönlümüzün sesine, gönlümüzün huyuna uysun! Gece, gündüz neselensin, söyledikçe
söylesin. Sesin yorulunca, biz de yoruluruz, hasta oluruz. Sesin, kamıs gibi sekerler çignesin, ballar
yesin.
5
Asık, bütün yıl sarhos olmalıdır. "Ayıplayan olur mu?" diye düsünmeme-lidir. Asık. coskun
olmalı, deli, divane olmalıdır. Ayıkken her seyin tasasını çeker, gamını yeriz. Fakat olunca; "Ne
olursa olsun!" der isin içinden çıkarız.
6
Omür tükendi ise Allah baska bir ömür verdi. Geçici ömür kalmadıysa, te suracıkta
tükenmeyen, ölümsüz ömür.. Ask, hayat suyudur, bu suya dal! u denizin her damlasında baska bir
hayat, baska bir ömür var.
7
Yazıklar olsun ki vakit geçti, bizse çılgın asıkız, deli divaneyiz. Kıyısı belli olmayan bir
denizdeyiz. Bir gemiye binmisiz, gece, bulutlu bir gece... Allah´ın denizinde Allah´ın lütfu ile, onun
ihsan ettigi güçle, basarıyla gemimizi sürüp durmadayız.
8
Güzel sakîyi rüyamda gördüm. Sarab kadehini eline almıstı... Bu gördügüm onun hayali idi. Ben
hayaline dedim ki: "Sen onun kulusun, kölesisin, ama bizim efendimiz, sahibimiz olmaya da
layıksın. Umarım ki onun yerine geçersin de onun gibi bize sarab sunarsın."
9
Bu ask atesi bizi pisirir, her gece harabata dogru çeker götürür. Baskası bizi bilmesin,
görmesin, tanımasın diye, yalnız harabat erenleriyle bizi bir araya getirir, onlarla beraber oturtur.
10
Ey seher rüzgarı! Bize haber ver; sen geçtigin yolda, o alev alev yanan, o ates dolu, o sevda
dolu gönlü gördün mü? 0 gönül, yüzlerce yalçın kayaları,graniti atesiyle yaktı, eritti.
11
Efendim, sen bizi artık rüyada bile görmez oldun! Ta gelecek seneye kadar bir daha bizi
göremeyeceksin. Ey gece; her dem bize bakıp duruyorsun ama, sen seherin aydınlıgı olmadan bizi
göremezsin.
12
Ey sevgili, geceleri gökyüzünde dolasan ay senin çevreni bulamamıstır. Geceleri seni bulmak
için ugrasana, dönüp dolasana senin ayından armaganlar gelir. Her ne kadar safagın çevresi, al
yanaklı ise de, bu onun tabîi renginden degil, senin sapsarı yüzünün güzelliginden mahcup
olusundan, utanısındandır.
13
Bir ömürdür ki, senin gül bahçeni görmedik. 0 mahmur, o insanın aklını basından alan nergis
gözlerini seyretmedik... Vefa gibi halktan gizlenmissin, nice zamandır ki biz senin güzel yanaklarını
görmedik.
14
Ey dost! Dostlukta sana çok yakınız. 0 kadar ki nereye ayagını bassan, sevine sevine o yerin
topragı oluruz. Sevgilim, asıklık mezhebinde reva mıdır ki, alemi seninle görelim de seni
görmeyelim?
15
Ben bir müddet taklit ile kendimi bildim, kendimi begendim. Ben o vakitler kendimde idim ama,
asıl kendi varlıgımı sezememis, anlayamamıstım. Çünkü, o zaman ben kendimi görememis,
kendimi tanıyamamıstım. Sadece adımı isitmistim. Fakat ne zaman ki, kendimden çıktım, benligimi
terkettim;iste asıl o zaman kendimi gördüm, kendimi buldum.
16
Ben kendime bazen; "Emîr´im, bey´im" derim. Bazen de tutar; "Ben bir esirim" diye haykırırım.
0 haller geldi, geçti. Bundan sonra ben artık kendime gelemem. Zaten kendime gelmemeyi,
kendimde olmamayı huy edindim.
17
Gönlümü, belanın geçtigi yola koydum. Yalnız senin arkandan kossun diye, gönlün ayak bagını
çözdüm... Bugün rüzgar, bana senin güzel kokunu getirdi, ben de tesekkür için ona gönlümü
verdim.
18
Benim zatım, bahr-ı küll, bütünlük aleminin denizi haline gelince, zerre-lerin güzelligi, Hakk´ın
yarattıgı bütün varlıkların hoslugu, nizamı, bana aydınlanıp görünür. Ben ilahî tecellilerin
heyecanına kapılırım da bütün vakitlerimin bir vakit olması için, ask yolunda gece.gündüz mum
olup yanmak isterim.
19
Beni önce binlerce lüfuf ile oksadı. Sonra tuttu binlerce kahır ile, binlerce dertle beni eritti...
Benimle, sevgisinin zarı gibi oynuyordu. Ben, benligimden geçip o olunca, ben onda yok olunca,
beni bırakıp gitti.
20
Benim asktan baska bir arkadasım yoktu ve olmadı. Ne dünyaya gelme-den önce, ne de daha
sonra asksız yasadım. Canım içimden bana söyle sesleniyor: Ey ask yolunun olgun yolcusu, bana
kapıyı aç!
21
Ben zerreyim, sen benim günesimsin; ben gam hastasıyım, sen tam benim ilacımsın! Kolsuz,
kanatsız arkanda uçar dururum, sanki ben bir saman çöpü olmusum, sen de benim kehribarımsın.
22
Ey durmadan akıp giden gözyası; gönlümüzdeki sevdayı artıran güzelimize, o bagımız, o
baharımız, o hos seyran yerimize de ki: "Birlikte geçirdigimiz gecelerimizden bir geceyi anınca,
edepten dısarı çıktıgımızı düsünerek tasalanmasın, bizi mazür görsün"
23
Sevgilim, senin gönlün, inci ve mercan denizidir. Sen. incileri, mercanları dagıtmaya, saçmaya
bak! Az harcayan nekeslere hak yolu kapalıdır. Ten, sedef gibi agzını açmıs da ah ederek diyor ki:
"Canın yol bulamadıgı bir yere ben nasıl sıgarım?.."
24
Senin canında bir can vardır. Sen o canı ara! Senin teninin dagında çok kıymetli bir inci
bulunmaktadır. Sen o incinin madenini ara! Ey hak yolunda yürüyüp giden süfî! Eger
arayabiliyorsan, onu sen kendinde ara, kendinden dısarda arama!
25
Dünyaya ait duygular, üzüntüler senin gözlerini karartmıs da; bahtsız insanların acılarını,
günleri kararıp giden kisilerin kederli hallerini, gözyaslarını göremiyorsun. Cehennemde yananlann
feryadları, uzaktan duyulmaz... Gönle huzür veren, cana can katan güzelleri sevdigini ne diye iddia
ediyorsun? Ask kendini alçaltanların kandır, iyi nam sahiplerinin ask ile ne isi var?
26
0 meftunun, o tutkun asıkın gözlerini, sevgilisinin gözünde gör, seyret! 0 kudretine son
olmayan, o yaratma gücüne akıl ermeyen, nasıl yarattıgı anlasılamayan Allah´ın halk ettigi
güzelliklerde, gösterdigi nükteyi, manayı, inceligi iyice duy, anla sonra da, o nergis gözlerin içtigi
hepsinin de benim gözlerimden aktıgını seyret, gör!
27
Güzel huylu, sevgilimi denedim, o büyük bir ırmak gibidir, bulanık sel suları, onu asla
bulandıramaz. Ben bir gün bile onun kaslarını çatık görmedim. Onu, tıpkı ölümsüz (fanî olmayan)
hayata benzetirim.
28
Zaman halktaki bu birbirine hiddetle söz söylemeyi, kırıp geçirmeyi, su gürültüyü patırtıyı kısa
keser. Ölüm kurdu, bu sürüyü birbirine katar, parçalar gider. Herkesin basında bir gurur, bir ululuk
vardır. Fakat ecelin sillesi, günü gelince her kafaya iner.
29
Ey nazlı nazlı yürüyen selvi, hazan rüzgarı sana degmesin. Ey cihanın gözbebegi, kem göz
senden uzak olsun. Sen göklerin de canısın, yerin de!.. Canına, rahmetten, rahattan baska bir sey
dokunmasın!
30
Ey gönül; gönlümüzün dumanı sevdamızı belirtir, sevdamızdan haber venr: Ey gönül gönülden
tüten dumanın, askla yanan, yakılan gönlün dumanı oldugu apaçık görünür. Ey gönül; bir gönlün
kandan dalgalanması, o gönlün gönül degil, belki bir ask deryası oldugunu gösterir.
31
Dostun hayali bizimle oldukça bütün ömrümüz seyirle, seyranla geçer, mutlu bir hayat yasarız.
Ey gönül; gönül nerede muradına ererse, sevdigine kavusursa, oradaki bir diken, binlerce
hurmadan daha iyidir, daha hostur.
32
Atımız, ask yükleriyle, yokluk diyanndan yola çıktı. Gece idi, fakat gecemiz karanlık degildi,
vuslat sarabiyle hep aydınlanıyordu, mezhebimizde ha-ram olmayan ask sarabından,
dudaklarımızı, yokluk sabahına kadar asla kuru bulmayacaksın.
33
Mademki Cenab-ı Hakk tezce ayrılmamızı yazmıstı. Bizim o kavgamız, o tiksinmemiz ne içindi?
Kötü idiysem zahmetten, sıkıntıdan kurtuldum; iyi idiysem, seninle birlikte yaptıgımız konusmaları,
tatlı sohbetlerimizi yad et, an!
34
Peygamberimizin yolu, izi asktır. Biz, ask ogullarıyız. Ask, bizim anamızdır. Ey ten çadırında
gizlenen anamız, sen bizim hakikatı örten, gerçegi göremeyen tabiatımızdan, nefsimizden
35
Gevherimiz, mayamız, la´l renkli saraplarla yogruldu. Kadehimiz, çok sarap içtigimizden ötürü
elimizden sikayete, feryada geldi. 0 kadar çok mey üstüne mey içiyoruz ki, ne biz sarabın basından
ayrılıyoruz, ne de sarap bizim basımızdan ayrılıyor.
36
Eger ben ölürsem, beni ölü olarak alın, götürün, sevgilime teslim edin. Sevgilim, eger benim
pörsümüs, çürümüs dudagımı öper de, ben o anda dirilirsem sakın sasmayın.
37
Sevgilim! Ne vakte kadar bize, uzaktan seyirci olacaksın? Biz, çare bulucuyuz. Ask bizim çaresiz
bir zavallımızdır... Can kimdir? Besikte yatan aciz bir çocugumuz. Gönül kimdir? Bir garip, avare
konugumuz.
38
Bazen temizligimizi melekler kıskanırlar, bazen korkusuzlugumuzu, yap-tıgımız kötü isleri
görür de, Seytan bile bizden kaçar. Su topraktan olan tenimiz, Hakk´ın bize lutfettigi emaneti
tasımaktadır, çevikligimize, gücümüze, kuvvetimize ask olsun.
39
Bizim topraktan yaratılmıs olan tenimiz, göklerin nürudur. Biz...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Divan-ı Kebir´den Seçmeler IV
« Posted on: 19 Nisan 2024, 07:15:01 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Divan-ı Kebir´den Seçmeler IV rüya tabiri,Divan-ı Kebir´den Seçmeler IV mekke canlı, Divan-ı Kebir´den Seçmeler IV kabe canlı yayın, Divan-ı Kebir´den Seçmeler IV Üç boyutlu kuran oku Divan-ı Kebir´den Seçmeler IV kuran ı kerim, Divan-ı Kebir´den Seçmeler IV peygamber kıssaları,Divan-ı Kebir´den Seçmeler IV ilitam ders soruları, Divan-ı Kebir´den Seçmeler IVönlisans arapça,
Logged
27 Ocak 2010, 18:15:18
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« Yanıtla #1 : 27 Ocak 2010, 18:15:18 »

259
Hakk yolunda giden erenlere, ayak olmayan bas eksik olsun. 0 gönül ki, candan o sevdaya dalıp
gark olmaz, yok olsun... Dediler ki: "Asıkla masukun arasına bir kıl bile sıgmaz." Bu sebepledir ki,
ben bir kıl kesildigim halde oraya sıgamadım.
260
Ey akıl, var git, burada hep asıklar var. Tek akıllı bile yok. Sen kıl kesil-1 sen, yine burada
sıgacak yer bulamazsm. Gündüz oldu. Gündüz yakılan her´ ısık, uyandırılan her akıl mumu, ask
günesi karsısında hiç bir ise yaramaz, rezil, rüsva olur.
261
Bu ask, bir padisahtır, sancagı görünmez. Bu Hakk´ın Kur´an´ıdır, ayetleri, esrarı gizlidir. Her
asık, ask avcısından bir ok yemistir. Kan aglar, kan yutar, fakat yarası görülmez.
262
Ab-ı hayat, bizdeki ilahî emanet, su ve topraktan yaratılmıs olan balçık ten içinde gizlenmistir.
Bu yüzden görünmemektedir. Nefis de gönlün kapısına mühür vurmus, sevgiyi hapsetmistir. Sen, o
mührü kopar ve sevgiyi kurtar. Kimden korkuyorsun, utanıyorsun? Sen, gönlünü kurtar, onun
görünmeyen yoluna düs, gerçek sevgiliyi bul!
263
Dünyada hiç kimse yoktur ki bir hevesle, deli divane olmasın! Hiç kimse yoktur ki, basında bir
sevda bulunmasın. Sevk, istek uyandıran o zevkin ipucu meydanda, sezilmekte, ama, kendi
görünmez, gizlidir.
264
Bu bizim sarhoslugumuz, kırmızı saraptan degildir. Bizim sarabımız, ask kadehinden baska
yerde bulunmaz. Sen, benim sarabımı dökmek için geldin. Fakat ben, görünmez bir sarabın
sarhosuyum, bu sebeple benim sarabımı görüp dökemezsin.
265
Can kusunun hep yüksege dogru uçmaya meyli yoktur. Çünkü onun altı yöne de kanat çırparak
uçmasında, yükselmesinde bir mahzur, bir güçlük yoktur. "Ya onu bulmak için hangi yöne uçsun?"
diyorsun. Hayır, kendisi nereye uçsun, orada 0 yok mudur?
266
De ki: "Gece oluncaya kadar, bizim gündüzümüze gece yoktur. Çünkü, bizim gündüzümüzün
günesi, asktır. Ask mezhebinde aska yol bulunamaz. Ask, öyle bir engin denizdir ki, ne kenarı, ne
de ucu bucagı vardır. Asıklar, o denize dalmıslar, batmıslar da onların inlemesi, feryadı; "Ya Rabb!"
demeleri duyulmaz.
267
Ah etsem, ah buna yetmez; onun lütfuna karsı bir sey yapmıs olmam, onun ugrunda toprak
olsam, yerlere serilsem; bu hali sultanım yeter bulmaz. Bütün gece, gölge gibi, her yana secdeler
etsem; neden gizleyeyim; ay yüzlüm, bunu da yeter bulmaz. ´
268
Büyük kisinin küçülmesi, alçak gönüllü olması küçüklük degildir. Süphe yok ki, küçülmek,
çocukluk etmek, çocuk gibi olmak, kemalden gelir, olgunluk alametidir. Bir baba, çocuk gibi
konusursa, akıllı kisi bilir ki, o baba, çocuk gibi konusuyor ama, çocuk degildir.
269
Ruh gibi hafif ve latîf olmayan kisi, asık degildir. Geceleri, yıldız gibi ayın etrafında dönüp
dolasmayan asık olamaz. Bu sözü benden duy; bu söz bos degil: Rüzgar esmedikçe, sancagın
dalgalanmasına imkan yoktur.
270
Güzeller içinde, sevgilim gibi bir güzel yoktur. Onun cihan gibi, yok ol-ması, sonu yoktur.
Saskının biri çene çalar, lüzümsuz sözler söylerse, ona de ki: "Sen ne dersen de, sevgilimin, bundan
daha güzel olmasına imkan yoktur."
271
Cihanda, senin huyundan daha güzel bir huy olamaz. Dünyada hiç bir gönül yoktur ki, senin
mahallende oturup kalmasın, kendisini sana adamasın. Bas kılı da nedir ki? Dünyada bulunan
bütün insanların baslarını düsünüyorum. Söyle bir bakıyorum ki, onların hepsi de, senin basındaki
saçın bir kılına feda olup gitmis.
272
Ey gece! Ben senin sarabınla kendimden geçmiyorum. Uykusuzlugum da manasız, bos yere
degildir. Uykum, gökyüzüne dönmüs, göklere uçup gitmistir. Çünkü onu, bu kirli dünyada, suçlarla,
günahlarla dolu bu asagı yerde çok aradım, bulamadım.
273
Azlık, çokluk, zenginlik, yoksulluk, baglarından kurtulmus olan kisi, rahattır, mutludur. Böyle
bir kisi dünyaya da aldırıs etmez, dünya halkının gamına da. Kendi ile de onun zerre kadar yakınlıgı
kalmamıstır. Onun zerre kadar varlıgı ve benligi de yoktur. 0 Allah´tan baska her seyden
274
Ey can, ey cihan! Her sey gelip geçicidir. Kadîm olan asktan baska, ne güzel vardır, ne de sakî.
Asık, yokluk Kabe´sini tavaf etmektedir. Aslında, asık Kabeye mensubdur, Kabe´dendir. Hatta
kendisi Kabe´den baska yerden degildir.
275
Ey sevgili, dünyada senin gibi temiz bir varlık yoktur. Senin gibi bir güzel, bir latîf, çevik ve
canlı bir dilber bulunamaz. Ask yolunda bu çesit ayıplamalar, kınamalar çok olur ve olacaktır. Sen
bizimle nasılsın? Dostsun ya bu bize yeter. Bundan baska bizim için korku yoktur.
276
Ask yolunda bir sır vardır, fakat bir dava, bir yorum yoktur. Çünkü askın manadan baska vasfı
yoktur. Gerçekten de, asık fetvaya cevap vermez, bu mesele, yokluk meselesidir, varlık meselesi
degildir.
277
Sende bir sey vardır ki, o sey sensiz onu arar. Senin topragının içinde bir inci vardır ki, o inci,
onun madenindendir. Ata o binmis, top onun çevgeninin önünde. 0 onundur, o onundur, o ancak
onundur.
278
Ey sasırmıs gönül! Dosta, candan giden bir yol vardır. Ey yolunu kay-betmis kisi! Dosta apaçık
da, gizli de bir yol vardır. Eger altı taraftan da senin yolunu keserler, kapatırlarsa da, korkma!
Çünkü senin gönlünün derinliklerinden sevgiliye giden gizli bir yol vardır.
279
îmansızlık ve iman cihanından dısarda bir yer vardır. Orası her genç ve toy kisinin, her güzelin
yeri degildir. Öyle essiz bir yere, bir makama ulasmak isteyen kisinin, can sükranesi olarak can
vermesi, gönül bagıslaması lazımdır.
280
îmansızlıktan ve müslümanlıktan da dısarda bir ova vardır. 0 ovanın ortasında, bizim bir
sevdamız bulunmaktadır. Arif olan kisi oraya varınca basını yere kor, secdeye vanr. Çünkü orada ne
kafirlik vardır, ne de müslümanlık.
281
Eger sundan, bundan utanmak gerekiyorsa, insanların ayıplarını, kusurlarını görmemek,
örtmek, yer altına gömmek lazımdır. Ayna gibi iyiyi, kötüyü oldugu gibi göstereceksen, ayna gibi
katı yüzlü ve olmalıdır.
282
Sünbülde, senin güzel saçlarını kıskanmak, sitem etmek, onları azarlamak düsüncesi yoktu.
Onda güzellik aleminde senin saçlarının parlaklıgı da yoktu. Sünbül parlaklıktan, güzellikten, bir
hayli laf etti, bir hayli kıvranıp durdu ama, senin saçlarının büklümlerini, güzelligini elde edemedi.
283
Lutfum öyle bir cihan yarattı, öyle bir mutluluk bagısladı ki... Bütün bu tertipleri, bu sasırtıcı
seyleri, bir nesneye yazdı. 0 yazdıgından bu cihan denizine, bir katre damladı. Sonra sonsuz lütuf
anbarından tek bir tohum su varlık sahrasına ekti. îste cihanda gördügümüz güzellikler,
gördügümüz nimetler, ihsanlar hep o tohumun feyzinden meydana geldi.
284
Ey güzel yüzüne bütün dünya güzellerinin hasret oldukları güzel varlık! Ey iki hos kasının bütün
zahidlere kıble oldugu güzel! Ben, bütün beserî sıfatlarımı üstümden attım, soyundum. Senin o
güzellik ırmagına, çıplak olarak dalmak istiyorum.
285
Ey sevgili! Her gönlü uyanık kisi, senin haberlerine asinadır, senin varlıgından haberdardır. Her
uyuyan kisi de, senin iyiligine, ihsanına nail olmus, lütuf kapında yatmıs uyumustur. Aslında, su
kainatta, görünen, görünmeyen senden baska hiç bir varlık, hiç bir sey yoktur. Fakat korkuyorum
da, bu hususta fazlasını söyleyemiyorum.
286
Muvakkat bir zaman, bir iki gün tende misafir olan can ile, öyle anlasmıs, öyle kaynasmıs, dost
olmussun ki, sana, ölümden bahsetmem yersiz ve manasız geliyor. Fakat, senin çok sevdigin, bir
türlü ayrılmak istemedigin can ise sonunda gidecegi konak yerini istemektedir. Konak yeri ise
ölümdür, bilhassa ölmeden evvel gelen mutlu ölümdür. Ne yazık ki, canı varacagı yere götürecek
olan beden esegi, yolun yansında, yol ortasında yattı, uyudu.
287
Sevgilim, askın gönlüme geldi, sonra neseli bir halde gitti, tekrar geldi. Bu defa ask yükünü
bırakıp gitti. Giderken, ona dedim ki; "Lütfet, iki üç gün daha kal!" Hemen "Peki" dedi ve kaldı...
Simdi, galiba yerini pek begenmis olmalıdır ki, gitmeyi artık unuttu.
288
Ask sarabının küpünün agzını örttüm, bagladım, ama, kokusu çıkıp gitti, her yola, her diyara
yayıldı. Onun kokusundan, asık gönüllerin kanı ırmaklar gibi aktı, aktı, çıkıp geldigi ezel alemine
dogru aktı.
289
Her tarafı gam kaplasa, bütün insanlar kederli olsalar, asık olan, aska sı-kıca tutunan kisi
gamsızdır, kedersizdir. Zerreye bak. 0 zerre aska ayak bastı da, öyle bir hale geldi ki, o zerre bir
cihan oldu, iki cihanı da tuttu.10
" Seyh Galip merhüm, bu ruba´îden ilham aldı da: "Asıkta keder neyler / Gam halk-ı cihanındır."
dedi. Burada askın kudreti, insanı ne hale getirdigi
290
Akıl geldi, asıklara ögüt vermeyi tasarladı, gitti, yola oturdu. Yol kesmeye basladı. Gelen geçen
asıklara nasihat ediyordu. Fakat, asıkların basında nasihat kabul edecek yer bulamayınca hepsinin
ayaklarını öptü, sonra basını alıp gitti.
291
Sen gönül sahibi olmadıgından ötürüdür ki, gönül, senin elinden tutmadı, sevgiden nasibini
alamadın, sevmek saadetine eremedin, kimseyi sevemedin. Sunu iyi bil ki, gönül kimin elinden
tutarsa, o kimse, kirli arzuların çamuruna düsmez, kirlenmez. Bir defa bile, benim gülüm rengi ile,
kokusu ile gönül sıfatından, gönül huyundan baska bir huy edinmedi. Benim elimde bir sey yok,
ben yokluk içindeyim. Fakat bu yokluk beni her seyi elde etme yoluna, aslı yoluna sevk etti.
292
Gönlümün kusu, su yemden vazgeçti. Dünyevî istekleri bıraktı. însaf et de dogruyu söyle! 0
gerçekten de çok iyi, erkekçe hareket etti. Gönlü terk edince, benlikten kurtulunca, sevgilisi elini
tuttu. Candan vazgeçince cananmı bul...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

28 Şubat 2010, 01:22:53
Sems

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 381


Site
« Yanıtla #2 : 28 Şubat 2010, 01:22:53 »

Bunuda bitiricem inşAllah yakın zamanda. Allah razı olsun paylaşımın için hocam.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes