Konu Başlığı: Tahkik Yöntemi Gönderen: Sümeyye üzerinde 23 Ekim 2011, 16:15:39 Tahkik Yöntemi 1. İlk iş Mücerrede nüshayı temize çekmek oldu. Bu yapılırken yazı şekli düzeltildi, bilinen İmla kurallarına riayet edildi, durak ve geçişleri bilmeyi kolaylaştıracak rakamlar konuldu, Peygamber lafzı her nerede geçerse iki hilal içine alındı, hadisin kaynağı parantez içinde gösterildi ve benim tarafımdan yapılan ilaveler köşeli parantez içinde ayrı olarak zikredildi. 2. Kitabın başından sonuna kadar hadislere sıra numaraları verildi. Yalnız hadisin asıl zikredildiği bölüme gönderme yapılmışsa, hadise numara verilmedi. Bunun için hadis satır başında müstakil olarak zikredildi. Sıra numaraları ise gerek şimdi, gerekse eserin mükerrer baskılarında yararlı olacaktır. 3. Müsnede nüsha Mücerrede nüsha ile karşılaştırıldı, farklılıklara işaret edildi, Müsnede'de yer alıp da mücerridin hazfettiği, hadislerle ilgili açıklamalar eklendi veya manayı bozacak şekilde özetlediği ve ihtisar ettiği kısımlar izah edildi. (Müsnede de bulduğum Hafız İbn Hacer'e ait hiçbir sözü ihmal etmemeye özen gösterdim) 4. Aralarında konu ve yöntem birliği bulunduğundan kitaptaki hadisleri Hafız Şihâbeddin el-Bûsîrî'nin benzer kitabı Muhtasaru ithafı 's-sâdeti tnehere zevûidi'l-mesânidi'l-aşere sindekilerle karşılaştırarak önemli farklılıklara işaret ettim. Bu eserden yararlanarak kitapta meydana gelen tahrif ve tashifleri tashih etmeye çalıştım (Aynı şekilde el-Bûsîrî'nin hadislerin ardından zikrettiği açıklamalarından da hiçbirini ihmal etmemeye özen gösterdim). Bu kesintisiz karşılaştırma sonucu belli oldu ki, Hafız el-Büsîrî, kaynak göstermeksizin İbn Hacer'in hadislerin sonunda zikrettiği sözlerinden pek çok alıntı yapmıştır. Çok kere el-Busîrî hadisin derecesini açıklamamıştır. Ben bu duruma "Bûsîrî, yorum yapmamıştır" diyerek işaret ettim. Bununla onun, hadisin senedi hakkında yorum yapmadığını/sustuğunu kastetmekteyim. Yoksa sükûtu/yorum yapmayışı, ona ait özel bir terim değildir. Eseri için el-İîhâf diye kısaltma kullandım. 5. Aşağıdaki yollar kullanılarak hadislerin dereceleri beyan edildi: a. Müsnede'de geçen, müellif Hafız İbn Hacer tarafından verilen hükümler, eğer mücerrid hazfetmişse, eklendi. b. el-Bûsirî'nin, aynı zamanda el-İthâfda zikredilen hadis hakkında verdiği hüküm belirtildi. c. Heysemî'nin Mecınau'z-zevâid'âe zikredilen hadis hakkında onun sahîh, zayıf ya da kusurlu olduğuna dair söylediği sözleri nakledildi. Onun eseri için de ez-Zevâid kısaltmasını kullandım. d. Hakkında bunlara ya da başka âlimlere ait bir değerlendirme bulunmayan hadisler konusunda da hadisin senedinin mevkuf, merfû, mürsel ya da mevsul olduğuna dikkat çektim, rical kitaplarında verilen hükümleri esas alarak raviler hakkında hüküm verdim. Bazen bunu yapamadığım da olmuştur. Baskı sırasında ilk bakışta ravileri güvenilir kabul edilen veya senedi sahîh görülen hadisin bilinmesi için özel bir sembol edinilmesinin doğru olacağı düşünüldü. Bu, güvenirliği konusunda emin olunan hadisin tercümesine ait rakamın önüne konulan küçük yıldızdan ibarettir. Bu konuda rivayet sonlarına düşülen notlardan elde edilen sonuçlar esas alındı. Bununla birlikte bunun, hakkında ihtilaf edilen hadislere sahîh ya da hasen hükmü verilmesine yol açmasına da meydan verilmedi. Söz konusu işaretin bulunmayışı, hadisin merdûd olduğunu göstermez, aksine durumunu tespit için daha fazla araştırma yapılmasına ihtiyaç duyulduğunu göstermekten başka bir anlam taşımaz. Her hadis veya eser/haber için, özellikle de Mecmau'z-z.evâid'de geçmişse, eserde işaret edilen kaynaktan başka bir kaynak daha göstermeye özen gösterdim. Göndermeleri mümkün mertebe doğrudan (orijinal kaynaktan) yaptım. Bu mümkün olmadığında ise KenziV i-ummcd vb. gibi geniş hadis koleksiyonları vasıtasıyla yaptım. Bundan başka, müellif, {eserini telif ederken esas aldığı) şartına uymayan bir hadis naklettiğinde, buna işaret ettim. Yani, hadisin, Kütüb-i Sine eserleri veya Ahmed b. Hanbel'in Mü s ned'inden herhangi birinde geçmesi halinde buna dikkat çektim. Eser üzerine kısa talikler/notlar düşerek garip ve kapalı kelimelerini açıkladım, senetlerde geçen ravilerden, tanıtılmasının zorunlu olduğunu düşündüklerimi tanıttım. Sonuç olarak, bu büyük eseri neşrederek umumun hizmetine sunmasından dolayı genç Kuveyt devletine en yüce temennilerimi sunmak istiyorum. -Allah onun elinden tutup onu, onun ve bütün Müslümanların hayrına olan işlere muvaffak eylesin- Allah adına yemin ediyorum ki, Kuveyt devleti bu hizmetiyle pak sünnet kaynaklarında görülen önemli bir boşluğu doldurmuştur. Allah, eseri anlama ve hakkıyla yaşama konusunda yardımcımız olsun. Habibürrahman el-A'zamî |