๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Metalib ul Aliye => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 03 Ekim 2011, 13:47:44



Konu Başlığı: Sabah ve İkindi Namazlarından Sonra Zikrin Fazileti
Gönderen: Sümeyye üzerinde 03 Ekim 2011, 13:47:44
Sabah ve İkindi Namazlarından Sonra Yapılan Zikrin Fazileti



3390. Enes'in bildirdiğine göre Resûîullah (sallallahu aleyhi vesellem): "Sabah namazından sonra Güneş doğana kadar aziz ve celil olan Allah'ı anan bîr toplulukla oturmak bana, üzerine Güneş'in doğduğu her şeyden daha hoş gelir. İkindi namazından Güneş katımına kadar aziz ve celil olan Allah'ı anmak bana, Hz. İsmail'in neslinden her birinin kurtuluş akçesi 12 000 (dirhem?) olan sekiz köleyi azat etmekten daha hoş gelir" buyurmuştur. (Enes der ki) Sonra biz bir mecliste bunların kurtuluş akçelerini hesap ettik, 96 000 (dirhem)e ulaştı. Burada kimisi "Hz. İsmail'in neslinden dört köle" demiştir. Vallahi: "Her birinin kurtuluş akçesi 12 000 (dirhem?) olan sekiz köle" ifadesinden başka ifade kullanmadı. (Ebû Dâvud et-Tayâltsî)
3391. Yine Enes'in bildirdiğine göre Allah Resulü (sallallahu aleyhi vesellem): 'Sabah namazından sonra Güneş doğana kadar aziz ve celil olan Allah'ı anan i  toplulukla oturmak bana, Hz. İsmail'in neslinden dört köleyi azat etmekten daha hoş gelir. İkindi namazından Güneş batımına kadar Allah'ı anmak bana Hz- İsmail'in neslinden her birinin kurtuluş akçesi !2 000 (dirhem?) olan sekil köleyi azat etmekten daha hoş gelir" buyurmuştur. (el-Hâris)
3392. Yine Enes'in bildirdiğine göre Allah Resulü {sallallahu aleyhi vesellem): "İkindi namazından Güneş batınıma kadar Allah'ı anan bir toplulukla beraber oturmak bana, Hz. İsmail'in neslinden sekiz köleyi azat etmekten daha hoş gelir" buyurmuştur. (Ebû Ya'lâ)
3393. Hammâd   aynı   hadisi   "Her   biri   Müslüman   olan"   ilavesiyle nakletmiştir.[245] (Ebû Ya'lâ)
3394. Âişe demiştir ki: Allah Resûlü'nü (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyururken işittim: "Kim sabah namazını kıldıktan sonra olduğu yere oturur, dünya işlerinden hiçbir şeyle meşgul olmayıp Allah'ı zikreder, sonra da dört rekat kuşluk namazını kılarsa, bütün günahlarından kurtulur, annesinden doğduğu gün gibi günahsız olur.[246] (Ebû Ya'lâ)
 
Lâ İlahe İllallah Sözünün Fazileti
 
3395. İbn Ömer'in bildirdiğine göre Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle huvurmuştur:   "Lâ ilahe illallah sözünün sahiplerine kabirde hiçbir üzüntü Imayacaktır.   Şu  anda,   Lâ   ilahe   illallah  sözünün  sahiplerini  başlarından toprağı silkerek Bizden tasayı gideren Allah'a hamdolsun [247] dediklerini görür gibiyim [248] (Ebû Yala)
3396. Enes'in bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Kullar, dünya alışverişlerini dinlerine tercih etmedikleri sürece Allah'ın gazabından korunurlar. Aksini yaparlar ve sonra da Lâ ilahe illallah derlerse, aziz ve celil olan Allah Yalan söylediniz buyurarak onları tekzip eder.[249] (Ebû Ya'lâ)
3397. Enes b. Mâlik el-Ensârî anlatmaktadır: Biz, Allah Resulü (sallallahu ^hi vesellem) ile beraberdik. Derken bir tepeden indi. Resûlullah (sallallahu aleyhi vesdlem) tek başına yürüyordu. Yola çıkınca güldü, tekbir getirdi. O tekbir getirince biz de tekbir getirdik. Azıcık yürüdükten sonra yine güldü v tekbir getirdi. O tekbir getirince biz de tekbir getirdik. Azıcık daha yürüdükten sonra yine güldü ve tekbir getirdi. Tekbir getirince biz de tekbir getirdik. Sonra kendisine yetiştik. İnsanlar: "Sen tekbir getirince biz de tekbir getirdik. Ama neden güldüğünü anlamadık" dediler. Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle cevapladı: "Cebrail'in bana getirdiği müjdeye güldüm. Düze çıkınca Cebrâîl bana geldi ve Sevin ve ümmetini müjdele! Kim "Lâ ilahe illallahu vahdehû lâ şerike leh (Allah'tan başka tanrı yoktur. O tektir O'nun hiçbir ortağı yoktur)" derse, cennete girer ve cehenneme haram kılınır [250] (Ebû Ya'lâ)
3398. Ümmü Hâni'nin bildirdiğine göre Resûlullah (sallallatm aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Kim yüz defa Lâ ilahe illallahu vahdehû lâ şerike leh; lehul-mülkü ve lehü'l-hamd; ve huve ala külli şey'in kadir (Allah'tan başka tanrı yoktur. O tektir. O'nun hiçbir ortağı yoktur. Mülk O'nundur. Hama O'na aittir. O her şeye kadirdir) derse o gün hiç bir günahı kalmadığı gibionu hiç bir amel de geçemez. [251] (Ebû Ya'lâ}
Lâ ilahe illallah sözünün faziletine dair hadis, mağfiret dilemek ile ilgili bölümde gelecektir.
Lâ ilahe illallah sözü hakkındaki Ebû Bekir hadisi İman kitabında geçmiştir.
Lâ ilahe illallah sözünün faziletine dair Câbir hadisi Edeb kitabının Kibrin Yerilmesi bölümündedir.
2399. Enes'in bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem): "Ey falan kimse' Şöyle şöyle yaptın mı?" diye sordu. O da: "Hayır. Kendisinden başka tanrı bulunmayana yemin ederim ki, yapmadım" dedi. Ama Allah Resulü (saBallahu aleyhi veseüem) biliyordu ki o onu yapmıştı ve ona defaatle aynı şeyi sordu. Her defasında adam: "Hayır. Kendisinden başka tanrı bulunmayana yemin ederim ki, yapmadım" diye cevap verdi. Ama Allah Resulü (sallallahu aleyhi vesellem) biliyordu ki o onu yapmıştı. Sonunda Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem): Lâ ilahe İllallah (Kendisinden başka tanrı yoktur) tasdikinle günahların bağışlandı" buyurdu. (Müsedded, Abd b, Humeyd ve Ebû Ya'lâ) [252]
3400. İbn Ebî Evfâ'nın bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Kim. on bir kere Lâ ilahe illallahu vahdehû lâ şerike leh ehaden sameden lem yelid velem yüled velem yekûn lehli küfüven ehad (O Allah'tan başka tanrı yoktur. O'nun hiçbir ortağı yoktur. O, birdir, hiç bir şeye muhtaç değildir. O, doğurmamış ve doğmamıştır. Hiç bir şey O'nun dengi değildir) derse, Allah onun için iki milyon hasene/iyillk sevabı yazar. " (Ahmed b. Menî, Abd b. Humeyd ve Ebû Ya'lâ) [253]
belirtmiştir.




[245] Bûsîrî rivayeti Tayâlisî, İbn Menî ve Ebû Ya'lâ'ya nispet ederek hepsinin metinlerini zikretmiş, Ebû Ya'lâ'nın metnini "îsmâîloğullarmdan dört köle" ifadesiyle nakletmiş ve "Bütün bu tariklerin merkezinde ya meçhul bir ravi, ya da zayıf biri olan Yezîd b. Ebân er-Rakkâşî vardır" açıklamasını yapmıştır. (II, 6)
[246] Bûsîrî, hadisi Ebû Ya'lâ'nın (Kuşluk namazına dair bölümde) hasen bir senetle naklettiğini belirtmiştir.
[247] Fâtır sur. 35/34.
[248] Bûsîrî hadisi Ebû Ya'lâ, Taberânî ve Beyhakî'nin başka bir ifadeyle naklettiğini belirtmiş ve yorum yapmamıştır.
[249] Bûsîrî şu açıklamayı yapmıştır: "Bunu Ebû Ya'lâ zayıf bir senetle rivayet etmiştir. Çünkü Ömer b. Hamza zayıftır." Bu hadis ileride "Dünyayı Dine Tercih Eden Kimse"ye air bölümde gelecektir.
[250] el-îihâfda şu  ilave geçmiştir:   "Ben  de gülüp  tekbir getirdim ve  ümmetim adına sevindim."
[251] Bûsîrî,  hadisi   Ebû  Ya'lâ'nm  zayıf biri olan Artır  b.  Husayn'dan  naklettiğini
[252] Hafız İbn Hacer demiştir ki: "Bunu Bezzâr bu tarikten naklederek el-Hâris b. Ubeyd'in bu rivayetteki tek kalışına işaret etmiştir. Hammâd b. Seleme ona muhalefet etmiştir. Ahmed b. Hanbel'in onun tarikiyle tahrîc ettiği hadiste "Sâbit'in tbn Ömer'den nakli" ifadesini kullanmıştır. Hammâd da: "Sabit, İbn Ömer'den hadis işitmemiştir. Aralarında bir ravi olmalıdır" açıklamasını yapmıştır. Bûsîrî de demiştir ki: "Hadisi el-Hâkim, ondan da Beyhakî rivayet etmiş olup İbn Ömer ve başkalarından nakledilen bir Şahidi vardır ki İman bölümünde geçmişti." (III, 10)
[253] Bûsîrî demiştir ki: "Hadisi ayrıca Abd b. Humeyd ve Taberânî rivayet etmiş olup ^netlerinin merkezinde asıl ismi Fâid el-Attâr olan Ebu'l-Verkâ bulunmaktadır ki zayıftır." (III, 11)