> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Metalib ul Aliye > İsrâ
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İsrâ  (Okunma Sayısı 2461 defa)
01 Ekim 2011, 13:19:34
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 01 Ekim 2011, 13:19:34 »



İsrâ (Miraç)


 
4286. Es'ad b. Zürâre anlatıyor: Resûlullah (saüallalıu aleyhi vesellem) şunu anlattı: "Göğe yükseltildiğimde incilerden yapılı bir sarayın yanına getirildim; içinde altından parlayan bir yatak vardı. Bana vahyedildi ve bende üç hasletin olduğu bildirildi: Sen, peygamberlerin efendisisin, muttakilerin imamısın, alınları ve ayakları beyaz atlıların komutantsın denildi." {Ebû Ya'lâ) [253]
4287. Ümmü Hâni anlatıyor: Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) bir defasında sabahın alacakaranlığında yanıma girdi ve oturdu. Ben yatağımın üzerindeydim. Resûlullah (saEaUahu aleyhi vesellem) şöyle anlatmaya başladı: "Bu geceyi Mescid-i Haram'da geçirdim. Cebrail yanıma gelerek beni Mescidin (Kabe'nin) kapısının yanına götürdü. Kapıda beyaz bir hayvan gördüm. Merkepten yüksek, katırdan alçak idi. Kulakları hareket ediyordu. Ona bindim. Bindiğim hayvan, ayağını gözünün uzandığı yere kadar atıyordu. İnişe geçtiği zaman ön ayakları uzuyor, arka ayakları kısalıyordu. Yükselişe geçtiği zaman arka ayakları uzuyor, ön ayakları kısalıyordu. Cebrail benimle birlikteydi; fakat beni geçmiyordu. Kudüs'teki Beyt-i Makdis'e varınca peygamberlerin hayvanlarını bağladığı yere ben de onu bağladım. Sonra peygamberlerden bir grup göründü; aralarında İbrahim, Musa ve İsa da vardı. Onlara namaz kıldırdım, onlarla konuştum. Sonra bana içinde beyaz ve kırmızı meşrubat olan İki kap getirildi. Ben beyaz meşrubatı içtim. Cebrail bana: "Sütü İçtin, şarabı bıraktın. Eğer şarabı içseydin, ümmetin senden sonra mürted olurdu" dedi. Sonra ben tekrar hayvanıma bindim ve Mescid-i Haram 'a gelip orada sabah namazını kıldım. " Resûlullah (sallallahualeyhivesellem)'in bu sözleri üzerine Ümmü Hâni şöyle dedi: "Ben, Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)'in hırkasına yapıştım ve: "Ey amcamın oğlu! Allah için bu bana anlattıklarını Kureyş'e anlatma; yoksa seni doğrulayanlar bile seni yalanlar" dedim. Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)  eliyle  hırkasına  vurdu  ve  onu  elimden  çekti ve  karnına  kadar yükseltti.     Hatta  karın  kıvrımlarını  gördüm;  kağıtların  katlandığı   gibi katlanmışlardı. Bu esnada kalbinden bir nur çıktı, nerede ise gözlerimi kör edecekti.  Hemen secdeye kapandım, başımı kaldırdığımda onun çıkmış olduğunu gördüm. Cariyem Neb'a'ya: "Çabuk ona yetiş, ne dediğini ve kendisine   ne   dendiğini   öğrenip   bana   haber   ver"   dedim.   Cariye   geri döndüğünde bana şöyle anlattı: "Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) Hatîm'de Kureyş'ten bir grubun yanma gitti. Aralarında Mut'im b. Adiy, Amr b. Hişâm ve Velîd b. el-Muğîre de vardı. Resûlullah (sallallahu aleyhi veseüem) şöyle dedi:   "Ben yatsı  namazını  bu Mescid'de kıldım.  Sabah  namazmı  da  bu Mescid'de    kıldım.  Bu    iki  vakit  arasında    Beyt~i    Makdis'e    gittim; peygamberlerden bir grupla karşılaştım, aralarında İbrahim, Musa ve İsa da vardı. Onlara namaz kıldırdım ve onlarla konuştum." Amr b. Hişâm (Ebû Cehil) alaylı bir şekilde: "O halde gördüğün peygamberleri bana anlat" dedi. Resûlullah  (sallallahu aleyhi vesellem):  "Hz.  İsa orta boyun üzerinde; fakat uzun olmayan, göğüsleri geniş, kanı belirgin, kıvırcık saçlı, hafif kırmızı karışımlı beyaz tenliydi. Sanki o Urve b. Mes'âd es-Sakafî'ye benziyordu. Musa ise iri kemikli, uzun boylu, dişleri birbirinin üzerine geçmiş, dudağı çekik, diş etleri dışarı çıkık ve sert çehreliydi. İbrahim ise Allah'a yemin olsun ki İnsanlar arasında yaratılış olarak ve ahlak olarak bana en çok benzeyen kimseydi." Bunun üzerine oradaki müşrikler gürültü yaparak kargaşa çıkardılar. Mut'im b. Adiy şöyle dedi: "Bugüne kadarki işlerin kolay ve anlaşılır idi; ama bugünkü sözün tamamen bunlara muhaliftir. Ben senin yalan söylediğine şahitlik ederim; çünkü bizler Beyt-i Makdis'e gidip gelmek için develerimizi yoruyor, bir ayda gidip, bir ayda geliyoruz. Sen ise bu kadar mesafeyi bir gecede gidip geldiğini söylüyorsun. Lat ve Uzza'ya yemin olsun ki ne bu sözünü, ne de bundan önceki sözlerini asla tasdik etmem." Mut'im b. Adiy'in zemzemin yanında bir havuzu vardı. Abdulmuttalib bu havuzu ona vermişti. Mutim bu havuzu yıktı ve Lat ile Uzza'ya yemin ederek o havuzdan kimseye bir damla su içirmeyeceğine yemin etti. Bunun üzerine Ebû Bekir: "Ey Mut'im, kardeşinin oğluna söylediğin şeyler ne kötüdür! Onu kötülükle karşılayıp   söylediklerini   yalanlıyorsun;   ben   ise   onun   kesinlikle   doğru olduğuna şahitlik ederim" dedi. Bunun üzerine müşrikler: "Ey Muhammed! O halde bize Beyt-i Makdis'i tarif et" dediler. Resûlullah (saMlahu aleyhi vesellem) : "Ben geceleyin oraya girdim ve oradan gece çıktım" dedi. Bunun üzerine Cebrail, Beyt-i Makdis'in suretini kanatlan arasında getirerek Resûlullah a (sallallahu aleyhi vesellem) gösterdi. Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle demeye başladı:  "Oranın kapısı şöyle, falan yerde, oranın bir kapısı da şöyle, filan yerdedir.." Ebû Bekir de her söylediğine: "Doğru söyledin" diyordu. Ümmü Hâni'nin cariyesi Neb'a dedi ki: "O gün ben, Resûlullah'ın Ebû Bekir'e şöyle dediğini   işittim:    "Ey   Ebû   Bekir,   ben   seni   Sıddık   diye   isimlendirdim." Müşrikler:   "Ey  Mut'im,   bırak  da  Beyt-i  Makdis'den  gelen  kervanımızı soralım" dediler ve: "Ey Muhammedi Bize kervanımızdan haber ver" diye sordular. Resûlullah: "Benfilan oğullarının kervanına Ravha'da rastladım, bir develerini kaybetmişlerdi. Onu aramaya çıktılar, ben de onların kervanlarının yanına geldim, kervanda kimse yoktu. Orada bir bardak su gördüm ve o sudan içtim.  Onlar geldiği zaman bunu onlara sorun" dedi. Müşrikler: "Tanrıya yemin olsun, işte bu bir işarettir" dediler. Resûlullah (sallallahu aleyhi veseilem) şöyle anlatmaya devam etti: "Sonra ben filan oğulları kervanının yanına vardım; onların develerinden biri benden ürktü.  Kırmızı bir deve de hemen çöktü. Üzerinde beyaz iplerle bağlı çuvallar vardı. Deve İçindekileri kırdı mı kırmadı mı bilmiyorum. Bunu da onlara sorun" buyurdu. Müşrikler: "İşte bu da bir alâmettir"  dediler.   Sonra  Resûlullah   (sallallahu aleyhi veseilem)  şöyle  buyurdu: "Sonra Ten'im'de filan oğulları kervanına rastladım; Önlerinde esmer bir deve vardı, işte bakın şu tepeden çıkıp gelmek üzeredir. " Resûlullah'ın (sallallahu aleyhi veseilem) bu sözü üzerine Velîd b. el-Muğîre: "İşte sihirbaz!" dedi. Fakat onlar gidip Resûlullah'ın (sallallu aleyhi veseilem) dediği yere baktılar; işin Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)'in dediği gibi olduğunu gördüler.  Buna rağmen onu sihirbazlıkla suçladılar ve: "Velîd b. el-Muğîre'nin dediği şey doğru çıktı" dediler. Allah Teâlâ bunun üzerine: Sana gösterdiğimiz rüyayı ve Kur'ân'da lanetlenmiş ağacı insanların inanıp inanmadıklarını denemek için bir vesile yaptık. Biz onları bu şekilde korkutuyoruz; fakat onları korkutmamız onların azgınlıklarını  daha da artırmaktadır  [254] buyurdu. Râvi der ki: Ümmü Hâni'ye: "Kur'ân'da geçen lanetli ağaç nedir?" diye sordum, şöyle cevap verdi: "O kimseler ki korkutulurlar; fakat bu korkutma ancak onların küfür ve azgınlıklarını artırır." (Ebû Yala) [255]
4288. İbn Mes'ûd anlatıyor: Resûlullah'a (sallallahu aleyhi veseilem) Burak getirildi. Cebrail'in arkasında ona bindi. Burak o ikisini götürdü. Bir dağa geldikleri zaman arka ayakları yükseliyor, inecekleri zaman da ön ayakları yükseliyordu. "Hayvan bizi kötü kokulu ve dar bir yerden geçirdi. Sonra bizi geniş ve güzel kokulu bir yerden geçirdi. Cebrail: İlk yer cehennem yeridir, bu ise cennet yeridir dedi." Resûlullah (sallallu aleyhi veseilem) şöyle anlatmaya devam etti:
"Ben namaz kılmakta olan bir adamın yanından geçtim: "Ey Cebrail! Bu kimdir?" diye sordum. Cebrâîl: "Bu, kardeşin İsa'dır" dedi. Sonra yürümeye devam ettik. Arkamızdan bîr ses işittik. Derken bîr adamın yanına geldik. Adam: "Ey Cebrâîl! Yanındaki kimdir?" diye sordu, Cebrâîl: "Bu, kardeşin Muhammed'dir" dedi. Sonra: "Hoş geldin!" dedi ve bereketle dua etti. Sonra da: "Ümmetin için kolaylık dile" dedi. Ben: "Ey Cebrâîl! Bu kimdir?" diye sordum. Cebrâîl: "Bu, kardeşin Musa'dır" dedi. Ben: "Onun bu kızgınlığı ve yüksek sesliliği kimdendir?" dedim. Cebrâîl: "Rabbinedir" dedi. Ben: "Rabbine mi?" diye sordum. Cebrâîl: "Evet, Allah Teâlâ onun bu kızgınlığını bilmektedir" dedi. Sonra yürümeye devam ettik. Bazı parlayan lambalar gördük. Ben: "Ey Cebrâîl! Bu nedir?" diye sordum. Cebrâîl: "Bu baban İbrahim'in ağacıdır, ona yaklaşır mısın?" dedi. Ben:  "Evet" dedim ve ona
yaklaştık. İbrahim bizi güzellikle karşıladı ve bereketle dua etti. Sonra Beyti Makdis'e girdik. Peygamberlerin hayvanlarım bağladığı halkaya hayvanı bağladı. Sonra Beyî-i Makdis'in içine girdim ve peygamberlerle karsdaştım. Allah onlardan kimisinin ismini söyledi, kimisini de söylemedi. Masa, İsa ve İbrahim, bu üçü hariç onlara namaz kıldırdım. " (el-Hâris ve Ebû Ya'lâ) [256]




[253] Hafız, el-İsâbe'de şöyle der: "Bu isnâdlardaki ravilerin çoğu zayıftır, metin de oldukça münkerdir." Heysemî der ki: "Bu hadisi Bezzâr rivayet etmiştir. Senedinde Hilâl es-Sayrafi   vardır,   Ebû   Kesîr   el-Ensârî'den   rivayette   bulunmuştur.   Bu   ikisinden bahsedene rastlamadım." (Mecma I, 78) Bûsîrî, bu hadis hakkında bir değerlendirmede bulunmamıştır.
[254] İsrâ sur. 60
[255] Busîrî, bu hadis hakkında bir değerlendirmede bulunmamıştır. Hafız, el-İsâbe'âe şoy e  der:   "Bu,   Kelbî'nin   rivayetinden  daha   sağlamdır.   Çünkü   onun   rivayetinde ırganacak bir husus vardır: Yatsı ve sabah namazlarını  onlarla beraber kıldığı namaz Miraç gecesi farz kılınmıştır." Hafız bunu Neb'a'nm hal tercemesini 'nnjştır. Ben derim ki: Bu rivayette de aynı şekilde yadırganacak bir husus
[256] usırı, bu hadis hakkında bir değerlendirmede bulunmamıştır. Heysemî der ki: "Bu oezzar, Ebû Ya'lâ ve Taberânî rivayet etmiştir. Taberânî'nin ricali, Sahih ricalidir." (Mecma I, 74)

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İsrâ
« Posted on: 29 Mart 2024, 07:39:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İsrâ rüya tabiri,İsrâ mekke canlı, İsrâ kabe canlı yayın, İsrâ Üç boyutlu kuran oku İsrâ kuran ı kerim, İsrâ peygamber kıssaları,İsrâ ilitam ders soruları, İsrâönlisans arapça,
Logged
16 Nisan 2018, 16:27:54
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 16 Nisan 2018, 16:27:54 »

Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim.Mirac gecesi peygamber efendimizin göğe yükselişinin ve namazin farz kılındığı gecedir....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

16 Nisan 2018, 18:24:19
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #2 : 16 Nisan 2018, 18:24:19 »

Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri verilen üç hediyeyi bilen ve buna uygun yaşayan kullarından eylesin
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

16 Nisan 2018, 18:32:37
sedanurr

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 534



« Yanıtla #3 : 16 Nisan 2018, 18:32:37 »

Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun bizlere verilmiş olan üç güzel hediyeninde kıymetini bilelim inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes