๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Metalib ul Aliye => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 12 Ekim 2011, 11:48:56



Konu Başlığı: Medine Haremi Ve Fazileti
Gönderen: Sümeyye üzerinde 12 Ekim 2011, 11:48:56
Medine Harem'i Ve Fazileti


1243. İbrahim et-Teymî'nin naklettiğine göre Sa'd b. Ebî Vakkâs, Âsiye'yi [217] Harem'in korusunu (ağaçlarını) keserken yakaladı; baltasını ve abasını aldı. Kadın ona karşı Ömer b. el-Hattâb'dan yardım istedi. Hz. Ömer: "Baltasını ve abasını ona geri ver!" dediyse de Sa'd: "Vallahi ben Allah Resûlü'nün (salkllahu aleyhi vesellem) bana helal gördüğü bir ganimeti geri vermem" diyerek reddetti. Sonra Sa'd bu baltadan biçki yapıp Ölene kadar onu kullandı.[218] (Ishâk)

1244. Ze"d b. Eslem'in bildirdiğine göre Resûlullah (salbllahu aleyhi vesellem); Korudan/Harem 'den hir şey keseni görürseniz, onu dövün ve elindekileri alın " buyurmuştur.[219] (İshâk)

1245. Ebû Katâde'nin naklettiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) Tebûk gazvesinden dönerken şöyle buyurmuştur: "Burası tayyibe/hoş beldedir. Beni oraya Rabbiın yerleştirdi. Körüğün demirin kirini/tortusunu giderdiği gibi (Allah da) oranın kirini giderir. Sizden kim (Tebuk savaşından) geri katanlardan biriyle karşdaşırsa, sakın onunla ne konuşsun, ne de birlikte otursun." (Ebû Bekir b. Ebî Şeybe) [220]

1246. Urve'nin naklettiğine göre Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem): "Medâin/Şehirler kılıçla fethedildi. Ama Medine Kur'ân'la fethedildi" buyurmuştur.[221] (Ebû Ya'lâ)

1247. Sübey'a el-Eslemiyye'nin naklettiğine göre Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem): "Medine'de ölebilen ölsün. Çünkü orada ölen herkese ben kıyamet günü mutlaka şefaatçi veya şahit olurum. " (Ebû Ya'lâ) [222]
1248. Şube, Amr b. Murre'nİn şöyle dediğini bildirmiştir: Bana Ebu'l-Bahterî et-Tâî'nin bildirdiğine göre bazı insanlar Kûfe'de idiler... Sonra Medine'ye geldiler. Hz. Ömer: "Muhakkak ki Allah, Peygamber'i (sallallahu aleyhi vesellem) için, yeryüzünün yiyeceği en az ve suyu en tuzlu olan beldesi olduğu halde Medine'yi seçti. Şu hurmamdan olanı) [223] müstesna! Çünkü oraya Yüce Allah'ın izniyle Deccal ve veba girmez.[224] (el-Hâris)




[218] Müsnede'de şöyle geçmiştir: "Bunu Müslim ve başkaları, başka bir tarikten farklı la­fız ve siyakla rivayet etmişlerdir. Burada ilave olarak kadının Sa'd'a karşı yardım iste­mesi ve Ömer'in Sa'd'ın tavrını benimsemesi yer almıştır. Senette adı geçen Muhammed b. ibrahim, Sa'd'dan hadis işitmemiştir. Tirmizî onun Sa'd'dan, onun da babasından naklettiği bir hadisini rivayet etmiştir. Bûsîrî Müsnede'de geçen ifadelerin çoğunu kaynak göstermeden nakletmiştir.
[219] Vefâü'î-Vefn'da (I, 75) belirtildiğine göre bunları İbn Zebâle de nakletmiştir. Zeyd b. Eslem'in hadisi mürseldk.
[220] Senedindeki Musa b. Ubeyde zayıf biridir. Bûsîrî'nin el-İthâf mda da benzer bir ifa­de geçmiştir.
[221] Müsnede'de denilmiştir ki: "Bunu oldukça zayıf biri olan Muhammed b. Hasan (b. Zebâle) tek başına rivayet etmiştir." Esasen bu Mâlik'in sözüdür. İbn Zebâle onu merfû hadis yapmış, onun için bir de senet ortaya çıkarmıştır. Aynı rivayeti Muhammed b. Hasan'dan başkası da rivayet etmiş ve senedine Âişe'yi eklemiştir. Ben derim ki: et-Hhâf ve Müsnede'de de öyledir. Belki de doğrusu (senedi) Züheyr b. Harb, Muhammed b. Ha­san'dan naklen.....şeklinde değildir. Zira Bezzâr, bunu Seleme b. Şebîb'in Muhammed
b. Hasan'dan rivayeti olarak nakletmiş ve senedine Âişe'yi eklemiştir. Demiştir ki: "Bu­nu İbn Zebâle tek başına nakletmiştir. Bundan ve daha başka nedenlerden dolayı tenkit edilmiştir." (I, 240, yazma). Heysemî de Bezzâr'dan naklen zikretmiş (III, 298) ve zayıf olduğuna hükmetmiştir. Bûsîrî, Müsnede'de. geçen değerlendirmelerin çoğunu naklettiği halde İbn Hacer'e işaret etmemiştir.
[222] Müsnede'de denilmiştir ki: Bu hadis, bu tarikten Sübey'a el-Eslemiyye değii, Subeyte el-Leysiyye'nin   rivayeti   olarak   bilinmektedir   ve   Nesâî   tarafından   nakledilmiştir. Heysemî de demiştir ki: "Bunu Tabcrânî el-Mu'cemü'l-kebîr'de rivayet etmiş olup ravileri, Abdullah b. Ikrİme hariç, Snhîh'in ravileridir. Bu zatı da İbn Ebî Hatim eserinde zikret­miş, ondan bir grup kimse rivayette bulunmuş ve kimse hakkında olumsuz konuşma-mıştır." (III, 306). Bûsîrî, Heysemi ve İbn Hacer'in değerlendirmelerini naklettiği halde onlardan hiçbirine işaret etmemiştir.
[223] el-Hâris'in Müsned'inde bu şekilde geçmiştir. Doğrusu da budur. Asıllarda ise "Ye­men" diye geçmiştir.
[224] Ravileri güvenilir kimselerdir. Fakat Ebu'İ-Bahterî, Hz. Ömer'den hadis işitmemiş-tir. Bu yüzden senet munkatıdu. Bûsîrî ise ravilerinin güvenilir olduklarını belirtmekle yetinmiştir.