๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Metalib ul Aliye => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 10 Ekim 2011, 14:14:57



Konu Başlığı: Hakkını Tam Almak İsteyenin Ölçek Kullanması
Gönderen: Sümeyye üzerinde 10 Ekim 2011, 14:14:57
Hakkını Tam Almak İsteyenin Ölçek Kullanma Zorunluluğu Ve İndirimin Geçerli Oluşu


1323. Târik b. Abdullah el-Muharibî bildiriyor: Resûlullah'ı (sallallahu aleyhi vesellem) iki kere gördüm..... Hadisin devamında demiştir ki: Beraberimizde bize ait bir de tahtırevan olduğu halde bir kafileyle Rabeze'den yola çıkarak Medine yakınma gelip konakladık. Biz otururken yanımıza üzerinde iki beyaz elbise bulunan bir adam çikageldi. Selam verdi, selamını aldık. Sonra: "Bu kavim nereden geldi?" diye sordu. "Rabeze ve Rabeze'nin güneyinden" dedik. Yanımızda kızıl bir (erkek) devemiz vardı. "Deveyi bana satar mısınız?" dedi. "Tabi ki satarız" dedik. "Kaça satarsınız?" dedi. "Şu kadar sa hurmaya" dedik. Hiç indirim yapmadan: "Aldım gitti" dedi. Sonra devenin başından tutup Medine'ye girdi ve gözden kayboldu. Sonra birbirimizi kınayarak: "Siz devenizi tanımadığınız bir adama verdiniz" dedik. Tahtırevan içindeki kadın: "Kendinizi kınamayınız. Benim gördüğüm o yüz, size zarar vermez. Dolunay gecesinde onunki kadar yüzü Ay'a benzeyen birim görmedim" diye teselli etti. Akşam olunca adam geldi ve şöyle söyledi: "es-Selamü aleyküm (Selam olsun size). Ben, Resûlullah'ın (salkllahu aleyhi vesellem) size gönderdiği elçisiyim. O, size doyuncaya kadar (hurmadan) yemenizi emretmektedir. Hakkınızı tam olarak alıncaya kadar ölçüp alın." Biz de doyana kadar yedik, ölçüp hakkımızı tam olarak aldık. Ertesi gün Medine'ye girdik. Baktık ki Resûlullah (sallallahu aleyhi veseilem) minberde (hutbe irat ediyor). (Ebû Bekir b. EbîŞeybe) [297]

1324. Ebû Sahra demiştir ki: Bizden Târik adında bir adam şöyle nakletmiştir: Hz. Peygamber'i (sallallahu aleyhi veseilem) iki kez gördüm. Birinde Zülmecaz panayırında bir hayvan üzerinde idi. Hayvanın ayakları kanamıştı.

Sonra gelip Medine'de konakladık. Yanımıza bir adam çıkageldi ve:

"Nereden geldiniz?" diye sordu. "Rabeze'den ve Rabeze civarından" dedik. "Satacak bir şeyiniz var mı?" diye sordu. "Evet şu deveyi satacağız" dedik. "Kaça satacaksınız?" diye sordu. "Şu kadar vesk (163 İt) hurmaya" dedik. Bunun üzerine yularından tutup deveyi kendine doğru çekti ve sonra onu alıp Medine'ye götürdü. Dedim ki: "Kaybettik. Tanımadığımız birine deve sattık" dedim. Beraberimizde çadırın bir köşesinde duran bir kadın vardı. Dedi ki: "Ben size devenin bedelini garanti ediyorum. Allah'a yemin ederim ki, ben, adamın yüzünü dolunay gecesi parlayan Ay gibi gördüm. Size hıyanet etmez" dedi. Sabah olunca adam yanında hurmayla geldi ve: "Ben, Resûlullah'm (sallallahu aleyhi veseilem) size gönderdiği elçisiyim. Doyuncaya kadar bu hurmadan yiyiniz. Hakkınızı tam olarak alıncaya kadar ölçüp alınız" dedi. Biz de öyle yaptık. (Ebû Ya'lâ)



[297] Senedi hasendir.