๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Metalib ul Aliye => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 09 Ekim 2011, 15:21:15



Konu Başlığı: Devlet Başkanının Halktan Uzak Durması
Gönderen: Sümeyye üzerinde 09 Ekim 2011, 15:21:15

Devlet Başkanının, Halktan Uzak Durması veya Kendini Onlardan Üstün Görmesi Durumunda Memurunu Uyarması


2069. Abâye b. Râfi' b. Hadîc naklediyor: Ömer b. el-Hattâb'a, Sa'd'm, evine bir kapı yaptırıp onu kendi üstüne kapadığı ve Gürültüden kurdulduk dediği haberi geldi. Bunun üzerine Hz. Ömer, Muhammed b. Mesieme'ye haber gönderip onu çağırttı ve şöyle dedi: "Sa'd'a git ve evinin kapısını yak, sonra elinden tutup onu insanların huzuruna çıkar ve: İnsanları burada bekle! de" Muhammed b. Mesleme, yerine oğlunu gönderdi ve ona evden iki binek ve erzak götürmesini emretti. Oğlu Kûfe'ye doğru yola çıktı, Kûfe'ye girmek üzere iken Nabat'lı bir kişi gördü. Bu zat satmak üzere merkebine bir yük kamış atmıştı. Onu ondan satın alıp valinin evinin önüne bırakmasını şart koştu. Adam gelip kamışları valinin evinin Önüne yığdı. Daha sonra gelip onu ateşe verdi. Birileri Sa'd'a gelip ona: "Burada uzun boylu iri yarı bir adam var, üzerinde bir izâr ve rîda ile kıvrımlı bir sarığı var" dediler. Sa'd da: "O, Muhammed b. Mesieme'dir, bırakın işini görsün ve hiçkimse ona müdahele etmesin" dedi. Kapı kül haline geldikten sonra Sa'd yanma gidip onu sorguladı ve bunu niçin yaptığım öğrenmeye çalıştı. Ancak kendisi "Halifenin kulağına ulaşan sözleri sarfetmediğini ve böyle birşeyi söyleyenin yalancı olduğunu" ona yeminle ifade etti. Daha sonra vali Muhammed b. Mesleme'yi evine davet etti. Ancak o, bu daveti kabul etmeyip geri döndü. Sa'd onu takip edip ona erzak vermeye çalıştı. Ancak onu da kabul etmedi ve elçisine: "Bu azığı amirine götür, zira onun çoluk-çocuğu var, bizim kendimize yeter azığımız var" dedi. Daha sonra Muhammed ve oğlu yollarına devam ettiler. Uzun bir yolculuktan sonra günlerce azıksız kaldılar. Yolda ilk olarak Temim kabilesinden bir kadına rastladılar. Muhammed b. Mesleme namaz kılmak üzere bir kenara çekildi. Oğlu da bir koyun sürüsünün sahibinden bir koyun için pazarlık yapmaya koyuldu. Üzerindeki bir sarık karşılığında küçük bir kuzu ile anlaştı. Onu yere yıkıp boğazlamak üzere iken namaz halinde olan Muhammed ona boğazlamamasını işaret etti. Namazı bitirdiğinde oğluna: "Neyin nesi bu kuzu; eğer koyunların sahibi veya onun yetkilendirdiği bir cariyesi orada ise alışverişlerini kabul et, yok eğer o cariye sadece bir çoban ise onu geri ver, zira açlık kötü (haram) yemekten daha hayırlıdır" dedi. Daha sonra Muhammed yoluna devam edip Ömer b. el-Hattâb'm huzuruna geldiğinde ona olup bitenleri ve Sa'd'm azık vermek üzere peşlerine takılmasını, kendisinin ise bunu geri çevirmesini anlattığı zaman Ömer: "Neden onu kabul etmedin?" diye sitem etti. (İshâk) Derim ki: Bu hadisin ricali güvenilir.kimselerdir. Ancak kopukluk mevcuttur. [26]
2070. Ebû Hayyân der ki: Abaya b. Rifâa'nm şöyle dediğini duydum: Mü'minlerin emiri Ömer b. el-Hattâb'a Sa'd'm evine bir kapı taktırıp: "Oh, ses gürültüsü kesildi" dediği haberi ulaştı. Bunun üzerine Hz. Ömer ona Muhammed b. Mesleme'yi gönderip kapıyı yaktırdı ve evinden çıkarıp: "Insanlarm seninle rahat görüşeceği şu yerde otur diye ferman gönderdi" dedi. Bu durumdan dolayı Sa'd özür diledi ve ona Mü'minlerin emiri Ömer'e ulaşan sözleri sarfetmediğine dair yemin etti. (Müsedded)
2071. Ka'b b. Alkame, Garfe b. el-Hâris'ten naklediyor: Ğarfe [27] Amr b. el-Âs'a şöyle dedi: "Sen aramızda oturduğun zaman yaslanarak oturuyorsun, bunu yapma, şayet bir daha yaparsan bu durumu Ömer'e bildireceğim." Bir zaman sonra Amr bu hareketini tekrarlayınca Ğarfe Hz.Ömer'e durumu iletti. Ömer'in murakıbı gelip Amr'a: "Arkadaşların arasında oturduğun zaman, Acemlerin yaptığı gibi yaslanarak oturduğun haberi bana geldi, bunu bir daha yapma. Onlarla sade bir insan gibi otur. Yanlız başına evinde oturduğun zaman istediğini yap" dedi. Bunun üzerine Amr, Ğarfe'ye: "Ömer nezdinde bana bir suç isnad etmiş oldunuz" deyince Ğarfe: "Beni hiç yalancı gördün mü?" karşılığını verdi. Bundan sonra Amr yaslanarak oturmak istediği zaman bu uyarıyı hatırlar, hemen normal oturur ve: "Garfe ile aramızda Allah var" derdi. Ğarfe'ye: "Emîriniz Amr şöyle şöyle diyor" denildiğinde Garfe: "Ben onu sisten göremedim" dedi. Bunun üzerine: "Ondan özür dileyin" denildiğinde Ğarfe: "Onları buna alıştırmayın" dedi. Israr edince Ğarfe gidip: "Ben seni sisten görmedim" deyince Amr: "Affet Allahım!" dedi ve: "Dileseydin atını durdururdun" dedi. Ğarfe de: "Sisten dolayı seni göremedim, özür dilerim" diyorum, sen de Affet Allahımb diyorsun" dedi. Bunun üzerine Amr: "Ey Ebu'l-Hâris! Ben seni Resûîullah (s.a.v.)'le falanca gün at üzerinde gördüm, seni bir ata bindirelim diye  teklifte  bulundu.  Ancak Ğarfe:   "Ey Amr!   Senin  at üzerinde taşındığını görmedim, nereden geliyor bu?!" dedi.

 


[26] Hadisi Ahmed b. Hanbel ve Müsedded muhtasar olarak rivayet mıŞlerdır." Bu hadis ileride bir daha zikredilecektir. Heysemî der ki: "Hadisi Ebû Ya'la f    tahrıc  etmiştir,   ricali   Sahih  şartlarına   uygundur,   ancak   Abâye  b.   Râfi'nin, -r den hadis rivayet ettiği bilinmemektedir." (Mecma 8/167)
[27] Garfe sahabilerdendi.