๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Metalib ul Aliye => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 01 Ekim 2011, 13:16:08



Konu Başlığı: Bedir de Öldürülenler
Gönderen: Sümeyye üzerinde 01 Ekim 2011, 13:16:08
 
Bedir'de Öldürülenler



4309. Şa'bî   anlatıyor:   Bedir  günü  Ukbe   b.   Ebî   Mııayt  esir   alındı. Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) ona: "Elbette seni öldüreceğim" dedi. Ukbe: "Kureyş'liler arasından beni mi öldüreceksin?" dedi. Resûlullah (sallallahu aleyhi vesdlem):  "Evet" dedi. Sonra ashabına döndü ve:  "Bu adam ben Mescid'de (Kabe'de) namaz, kılarken secdeye vardığımda yanıma geldi ve boynumun üstüne bastı. Allah'a yemin olsun ki gözlerimin çıkacağını zannedinceye kadar ayağını kaldırmadı. Sonra devenin işkembesini getirdi ve üzerime attı. Ta ki kızım   Fatıma   geldi  ve   o  pislikleri   başımdan  kaldırdı"   dedi.   Sonra   da öldürülmesini emretti, öldürüldü. {el-Hâris) [280]
4310. İbn Şîrîn der ki: "Bedir'de Ebû Cehil'e Afrâ'nın iki oğlu darbe indirdi ve öldürülüşünü İbn Mes'ûd tamamladı." (Müsedded)
4311.  İbn Abbâs anlatıyor:  Bizler,  Resûlullah  (saUallahu aleyhi vesellem)'in yanında toplandık. Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) bizimle birlikte Ay'ın açık olduğu bir gecede Bakîu'l-Garkad denilen yere kadar yürüdü.   "Allah'ın adıyla yürüyünüz. Ey Allahım! Onlara yardım et" dedi ve evine döndü. Bizler Ka'b b. el-Eşref in korunduğu yere kadar geldik. Ebû Naile, Ka'b b. el-Eşref e seslendi. Ebû Naile daha yeni evlenmişti. Ka'b onun yanma geldi; fakat karısı ona: "Sen düşman sahibi birisin. Düşman sahibi de böyle bir saatte kesinlikle aşağı inip dışarı çıkmaz" dedi. Ka'b: "Hayır, bana seslenen Ebû Naile'dir. Allah'a yemin olsun ki eğer o beni uyuyor görse, beni kaldırmaz ve rahatsız etmez" dedi.  Kadın:  "Allah'a yemin olsun ki onun sesinde bir kötülük hissediyorum"   dedi.   Ka'b:   "Eğer  genç   er  meydanına  çağırılırsa  oradan kaçmaz.  İtaat eder" dedi ve onların yanma geldi.  Sonra bir saat kadar konuştular ve el-Acûz mahallesine kadar yürüyerek: "Bu gecemizde orada sohbet etsek" dediler. Ka'b: "Olur" dedi. Oraya doğru yola çıktılar. ... Elini başının arkasına kadar götürdü ve: "Bu gece kadar güzel kokulu bir gece görmedim" dedi. Sonra tekrar bir saat kadar yürüdüler ve aynı yere dön­düler. Ka'b kendinden emin idi. Sonra birisi tekrar elini başına götürdü ve Ka'b'm saçından tutup: "Vurun Allah düşmanına!" dedi. Bunun üzerine kılıç­lar Ka'b'm başında parlamaya başladı. Allah'ın düşmanı öyle bağırdı ki bütün kaledekiler ateş yaktılar. Haris bir ayağından yaralanmıştı,
Muhammed b. Mesleme der ki: "Kılıçların fayda vermediğini görünce yanımdaki hançeri çıkardım, onu Ka'b'm gömleğinin altından karnına soktum ve iyice üstüne abandım. Hançer derin gittiği için Ka'b yere düştü. Bizler de yola çıktık. Resûlullah (sallallahu aleyHvesellem)'in yanma dönüyorduk. Benû Umeyye topraklarını geçtik. Sonra Kureyza topraklarına geldik. Kureyza'yı geçip Buas'a vardık. Urayd taşlığına vardığımızda yaralı olan Haris daha fazla yürüyemeyerek geride kaldı. Haris yavaş yürüyor ve kanı akıyordu. Sonra onu taşıyıp Resûlullah (sallallahu aleyhi vese]lem)'in yanma geldik, gecenin sonunda oraya ulaşmıştık. Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellera) namaz kılıyordu. Namazı bitirince yanımıza geldi. Ona Allah'ın düşmanını öldürdüğümüzü haber verdik. Resûlullah (sallallahu aleyhi veseHem), Hâris'in yarasına tükürüğünü sürdü. Onu evine götürdük. Artık herkes devesinin yanma gitmişti. Sabahladığımız zaman yahudiler bizim Allah düşmanı Kab'a yaptığımızı işitip korktular. Resûlullah (sallaUahu aleyhi veseüem): "Yahudilerin erkeklerinden kimi bulursanız öldürün" buyurdu. Bunun üzerine Muhayyisa b. Mes'ûd, yahudi tüccarlarından İbn Senine adında bir adamın üzerine sıçradı, -Yahudi tüccar müslümanlarla alışveriş yaparken- onu öldürdü. Bunun üzerine Huveyyisa b. Mes'ûd -ki o gün henüz müşrikti ve yahudiden daha yaşlı idi- ona vurarak şöyle dedi: "Ey Allah'ın düşmanı! Sen onu öldürdün ha! Allah'a yemin olsun ki senin karnındaki nice yağ onun maundandır." Muhayyisa ise: "Allah'a yemin olsun ki bana öyle bir öldürme emri verdi ki seni de öldürmemi emretse senin de boynunu vururdum" dedi. Huveyyisa: "Gerçekten Allah için söyle, eğer Muhammed beni Öldürmeni emretse öldürür müsün?" dedi. Muhayyisa: "Evet" dedi. Huveyyisa: "Allah'a yemin olsun ki seni bu hale ulaştıran din müthiş bir dindir" dedi. İşte Huveyyisa'nm müslüman oluşu kardeşinin bu sözünden dolayı idi. Muhayyisa bu konuda bir de şiir söylemiştir. (İshâk} [281]
Bu hadisin isnadı hasen ve muttasıldır. İmam Ahmed sadece "Allahım, onlara yardım et" bölümüne kadar hadisi rivayet etmiştir. Onun isnadı merfû ve muttasılda. İkincisi de müdrec'dir. Ancak Sahth'de geçen, Câbir'den Amr'ın rivayet ettiği hadis, onu destekler niteliktedir.
4312. İkrime anlatıyor: Karısı, Ka'b b. el-Eşref e: "Ben, kan kokan bir ses işitiyorum" demiş, Ka'b ise: "O Ebû Naile'dir. O, benim kardeşimdir. Eğer beni uyur görürse beni uyandırmaz ve beni rahatsız etmez. İzzet sahibi bir kimse kavgaya çağırıldığı zaman kaçmaz, icabet eder" dedi. Ebû Naile ile birlikte olan kimseler şunlardı: Muhammed b. Mesleme, Abbâd b. Bişr, el-Hâris b. Muâz, Ebû Abs b. Cebr. (el-Humeydî ve İshâk) [282]



[280] Bûsîrî der ki: "Bu hadisi mürsei oiarak el-Hâris rivayet etmiştir."
[281] Bûsîrî bu hadisi isnadını vermeden ve herhangi bir kısaltma yapmadan vermiştir
[282] Sa'd b. Muâz'ın kardeşinin oğlu e!-Hâris b. Evs b. Muâz'ı kastediyor. Bûsîrî de bu hadisi ona isnâd etmiş ve: "İkisi de sahih bir senedle rivayet ettiler" demiştir.