๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mesnevide Geçen Hikayeler => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 04 Ağustos 2011, 17:21:11



Konu Başlığı: Şeyh Muhammed Serezî
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 04 Ağustos 2011, 17:21:11
Şeyh Muhammed Serezî

Gaznîn şehrinde derin bilgili bir zâhid vardı. Adı Muhammed, kendisi Serrezli'ydi. Her akşam, üzüm kökünün ucundaki yapraklarla iftar ederdi. Yedi yıl böyle yaşadı. Bu zat bir gün bir dağın başına çıktı: ''Yâ rabbi! Ya lutfunu bana göster ya da kendimi buradan atacağım. Gaibden bir ses geldi: ''Daha o ihsanın zamanı gelmedi. Aşağıya atlasan da ölmezsin.'' Cezbe halinin verdiği aşk ve coşkunlukla, kendini dağdan aşağı bırakan Muhammed Serezî hazretleri derin bir suya düştü. Çok özlediği ölüme kavuşamadı. Çünkü ölüm, onun için hayat demekti. Gaibden gelen ses, ''Sahrayı bırak, şehre dön'' dedi. Muhammed Serezî, ''Şehirdeki hizmetim ne olacak?'' diye sordu. ''Nefsini alçaltmak için Abbas-ı Debs gibi dilen. Zenginlerden alıp yoksullara dağıt.'' Şeyh aldığı emir üzerine, çölden Gaznîn şehrine kimseye görünmeden girdi. Eline bir zenbil alıp, kapı kapı, sokak sokak dilenmeye başladı. Diğer dilenciler gibi o da insanlara, ''Allah için bir şeyler verin'' diye yalvardı.. Şeyh, bir gün bir beyin evinin kapısını dilenmek için dört kere çaldı. Bey, ''Bu ne yüzsüzlük kardeşim? Bir günde dört defa kapımı çaldın. Dilenciliğin şerefini iki paralık ettin. Abbas-ı Debs bile sana hizmetçi olamaz'' dedi. Dilenci şeyh, ''Beyim, ben emir kuluyum. Gerçekten ekmek hırsım olsaydı, ekmek isteyen karnımı deşerdim. Bu beden, yedi yıl aşk ateşiyle yandı kavruldu. Üzüm yaprağından başka bir şey yemedi'' dedikten sonra hıçkırarak ağlamaya başladı. Şeyhin doğruluğu beyin gönlüne aksedince, ikisi birden ağlamaya başladılar. Uzun bir süre ağladıktan sonra kendilerine geldiler.  Bey, ''Şeyhim, işte kasam. Ne istiyorsan, ne kadar istiyorsan o kadar al'' dedi. Şeyh, ''Bana beğendiğini al diye izin vermediler. Dilenciler gibi dilen buyruldu'' dedi. Beyle helâlleşerek ayrıldı.  Şeyh iki yıl dilencilik yaptıktan sonra; ''Bundan sonra vermeye devam edeceksin, fakat kimseden istemeyeceksin. Bizim sana ihsan edeceğimizi sen dağıtacaksın. İhtiyacı olanlara, borçlulara vermek için elini hasırın altına sokman yeterli olacak'' denildi. Şeyhin bir yıl işi gücü bu oldu. İhtiyacını söyleyene de söylemeyene de ihtiyacı ne kadarsa, gönlünden ne istiyorsa, ne fazla ne eksik verirdi.
***
Peygamberler ve onların vârisleri olan Allah dostları, insanlık örtüsüyle örtülmüş birer güneştir. Onların himayesine sığın ki seninle binbir pazarlık yaparak, sana düşmanlık eden nefsinin elinden kurtulasın.