> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Mevlananın Eserleri > Mesnevi  > Mesnevide Geçen Hikayeler > Şehirlinin Efendiliği, Köylünün Sahtekârlığı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şehirlinin Efendiliği, Köylünün Sahtekârlığı  (Okunma Sayısı 1156 defa)
31 Temmuz 2011, 08:53:56
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 31 Temmuz 2011, 08:53:56 »



Şehirlinin Efendiliği, Köylünün Sahtekârlığı

Geçmiş zamanlarda bir şehirli ile bir köylü ahbap olmuştu. Köylü şehire geldiğinde, şehirli tanışının evine giderek yerleşir, iki üç ay kalır, dükkânından ve sofrasından ayrılmazdı.
Köyüne dönerken, bütün ihtiyaçlarını karşılıksız olarak şehirli dostu karşılardı. Köylü, her şehire gelişinde, şehirli dostunu köye davet eder ve, ''Sevgili efendim! Sen hiç gezmeye çıkmaz mısın? Köyümüze gelip, ne zaman misafirimiz olacaksın? Allah aşkına, bütün çocuklarını da getir. Mevsim bahar, her tarafta güller açmıştır. Çayır çimen de yeşillenmiştir. Yeni açılmış çiçeklerle, gözlerini dinlendir. İstersen yazın meyve zamanıgel. Her çeşit meyveyi ve sebzeyi taze taze ikram edeyim. Sana hizmet edeyim. Beni mutlu etmiş olursun'' derdi. Şehirli köylünün bu ısrarlı davetinden kurtulmak için, her seferinde ''geleceğim'' diyerek başından savardı. Bugün, yarın derken, aradan sekiz yıl geçti. Köylü her yıl gelir, aynı ikramlarla ağırlanır, giderken de, ''Efendim, ne zaman geleceksiniz? Yine kış geldi çattı'' diyerek davetini tekrar ederdi. Şehirli dostu her seferinde bir bahane bularak, ''Bu yıl, filan yerden misafirlerim geldi. Gelecek yıl önemli işlerimden yakamı kurtarabilirsem, köyünüze gelmek istiyorum'' derdi.
Bunu duyan köylü, üzülür, âdeta yalvararak, ''Ey kerem sahibi dostum! Çoluk çocuğum sizi hasretle bekliyor. Ziyaretinizi daha fazla ertelemeyin'' diyerek, beklentisini tekrar ederdi. Köylü, her yıl leylek gibi gelip şehirli dostunun damına konmaya devam etti. Ev sahibi de, her sene parasından ve malından cömertçe harcayarak, sabah akşam sofralar kurup, yedirip içirdi. Misafirine kol kanat gerdi. Köylü, son ziyaretinde üç ay kaldı. Gördüğü
misafirperverlikten utanarak, ''Ne zaman sözünde durup hanemizi şereflendireceksin? Beni aldatıyorsun'' dedi. Şehirli, ''Canım, ben de sana gelmek istiyorum. Elimden bir şey gelmiyor. İlâhî takdir neyse, o oluyor. İnsan yelkenli gemiye benzer. Rüzgârı veren Allah'ın, gemiyi ne tarafa sürükleyeceği belli olmuyor'' dedi. Köylü şehirlinin elini tutarak, ''Allah için olsun'' diyerek, üç kere yemin ettikten sonra, ''Ey kerem sahibi dostum! Çocuklarını al, gel de ikramımı gör'' dedi. Her sene, köylünün bu ısrarlarına şahit olan hanımı ve çocukları, ''Baba! Ay, bulut gölge de yolculuk yapar. Köylü dostumuza bu kadar hakkın geçti. Onun için birçok zahmete katlandın. Masrafa girdin. Sıkıntı çektin. O da bizi misafir ederek, hakkını ödemek istiyor. Bize de, ‘Babanızı kandırın da köye getirin' diye, gizlice ricada bulundu'' dediler. Şehirli, çocuklarına, ''Söyledikleriniz doğru. Fakat, ‘iyilik ettiğin kimsenin şerrinden sakın' diye bir atasözü var. Ben dostluğumuzun bozulmasından korkarım. Dostluk, son nefesin tohumudur. Âhiret günü içindir. Allah rızâsı içindir'' dedi. Çocuklar, ''Baba! Bizim de gezip oynamaya ihtiyacımız var. Haydi bizi kırma'' dediler. Bunun üzerine şehirli köye gitmeye karar verdi. Hazırlıklar tamamlandı. Götürülmesi gereken eşyalar arabaya yüklenip yola çıkıldı. Çocuklar sevinerek arabanın önünde koşuyor, köyde meyveler yiyeceğiz diye seviniyorlardı. Gidecekleri köyün yolunu bilmediklerinden, bir ay boyunca köyden köye dolaşıp durdular. Gündüz güneşten yüzleri yandı, gece ise ay ile yol bulmayı öğrendiler. Karada yaşayan kuşun, suda eziyet çektiği gibi sıkıntı çektiler. Sonunda kendileri aç ve yorgun, hayvanları yemsiz ve otsuz, davet edildikleri köye ulaştılar. Köylü dostları, binbir ikramla onlara çektiklerini unutturacak, hizmetlerinde kusur göstermeyecekti. Dostlarının evini sorup buldular. Kapısını çaldılar. Fakat kapıyı açan olmadı. Şehirli bu kabalıktan çok üzüldü. Onca yol gelmişlerdi. Açlıktan ve yorgunluktan kıpırdayacak halleri kalmamıştı. Gecenin ayazında, gündüzün güneşinde, beş gece kapının önünde kaldılar. Şehirli evine girip çıkan köylüye selâm verdi, davet edip durduğu şehirli dostu olduğunu hatırlattı. Köylü, ''Olabilir. Belki doğru söylüyorsun! Sen nasıl bir adamsın? İyi misin? Kötü müsün? Eve almam doğru mudur? Bilemiyorum'' diyerek umursamaz davrandı. Şehirli, ''Yıllardır, aylarca gelip evimde kaldın. Kaç kere soframda tıka basa karnını doyurdun. Her sene, bütün ihtiyaçlarını temin ettim. Sayısız iyiliğim oldu. Bana, nasıl böyle davranırsın? İnsan biraz utanır'' dedi. Köylü, ''Ben seni tanımam, ne adını bilirim ne de yerini. Hem ben, dün ne yediğimi hatırlamayacak kadar, gönlüm hayret makamında. Kalbimde Allah'tan başka bir şey yok'' dedi. Beşinci gece bardaktan boşanırcasına yağmur başladı. Yağmurun tesiriyle şehirli, ''Ev sahibini çağırın'' diye köylünün kapısını yumruklamaya başladı. Yüzlerce ısrardan sonra kapıyı
açan köylü, ''Ne var? Ne istiyorsun?'' diye sordu. Şehirli, ''Bak, bugüne kadar sana yaptığım iyilikler helâl olsun. Kanımı döksen bile helâl olsun. Yeter ki şu yağmurda başımızı sokacak bir yer göster. Allah için sevap kazan'' dedi. Köylü, ''Şurada, içinde bahçıvanın kurt beklediği bir kulübem var. Bahçıvanın görevini sen üstlenirsen, çocuklarınla orada kalabilirsin. Yoksa dilediğin yere git'' dedi. Çaresiz kalan şehirli, bu teklifi kabul etti. Ailesiyle o daracık kulübeye sığındı. Gecenin karanlığında, yağan yağmurdan perişan olmuşlardı. Bütün gece hepsi, ''Allahım, bu bize lâyık. Bu durumu biz hak ettik. Alçaklarla dost olanlara, insanlıktan uzak olanlara, iyilik yapanın sonu böyle olur'' diye birbirlerine dert yandılar. Şehirli eline ok ve yayı alıp kurt beklemeye başladı. Eğer kurt gelir de bir zarar verirse, köylünün, sakalını yolacağından korkuyordu. Gözlerini dört açıp etrafı kolluyordu. Gece yarısı, karanlığın içinde bir kıpırtı duydu. Kurda benzeyen bir karaltı gördü. Yayını gerip okunu fırlatarak karaltıya attı. Hayvan vurulup yere düşürken yellendi. Yellenme sesini duyan köylü, yatağından fırlayıp geldi. ''İşe yaramaz adam! Eşeğimin sıpasını vurdun'' dedi. Şehirli; ''Hayır, o dev gibi bir kurt'' dedi. Köylü,
''Ben sıpamı, yellenmesinden tanırım. Bu bilginin doğruluğu, suyu şaraptan ayırt etmem kadar kesindir'' dedi. Şehirli, ''Gecenin karanlığı ve yağmur seni aldatmasın'' dedi. ''Yok kardeşim. Ben, sıpamın yellenmesini yirmi yellenme arasından seçerim'' deyince, şehirlinin kan beynine sıçradı. Fırlayıp köylünün yakasını yakaladı. ''Ey sahtekâr ahmak! Bu karanlıkta sıpanın yellenmesini tanıyorsun da on yıllık dostun olan, beni nasıl tanımazsın?
Sersem herif.''

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şehirlinin Efendiliği, Köylünün Sahtekârlığı
« Posted on: 23 Nisan 2024, 17:07:26 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şehirlinin Efendiliği, Köylünün Sahtekârlığı rüya tabiri,Şehirlinin Efendiliği, Köylünün Sahtekârlığı mekke canlı, Şehirlinin Efendiliği, Köylünün Sahtekârlığı kabe canlı yayın, Şehirlinin Efendiliği, Köylünün Sahtekârlığı Üç boyutlu kuran oku Şehirlinin Efendiliği, Köylünün Sahtekârlığı kuran ı kerim, Şehirlinin Efendiliği, Köylünün Sahtekârlığı peygamber kıssaları,Şehirlinin Efendiliği, Köylünün Sahtekârlığı ilitam ders soruları, Şehirlinin Efendiliği, Köylünün Sahtekârlığıönlisans arapça,
Logged
31 Temmuz 2011, 11:21:20
mavi derinlik

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1.241


« Yanıtla #1 : 31 Temmuz 2011, 11:21:20 »

        Rabbimizin değişik bir imtihanıdır kii, birine böyle iyilik ettiğinde bir nankörlük görebiliryor insan.. Esası da şudur ki, hiç bir yaratılmış en küçük bir iyiliğin dahi karşılığını vermeye muktedir olamaz...

        Bizim gönüllerimizden gelen iyilik yapma niyetimizin, tek karşılığı Rabbimizdendir... Beklentimiz yanlış yerden olursa iyi karşılık alabilmemiz ne mümkün olabilir ki zaten...?

        Diğer tarafı da, Dünya dersek o misafire, bizde ev sahibi ; ağırlıyoruz dünyayı, el üstü tutuyoruz, onca izzet ikram ediyoruz ebedi hayatımızın nimetlerinden.. Geliyor günün birinde bizi bırakıyor, yanımıza bir çöp dahi vermeden bizi yola koyuyor.. Hemde  bizden harcayıp, ebediyet yoluna bizi azıksız bırakıyor...
        Rabbimiz esirgesin cümlemizi bu hatalara düşmekden, Dünyanında, içindekilerinde nankörlüklerinden, bizim de nankörlüğümüzden korusun...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Diyanet Yeterlik Kitabı 2012 - 2013 www.diyanetkitap.com ve www.diyanetyeterlik.com  üzerinden bilgi alabilirsiniz.
31 Temmuz 2011, 11:54:18
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #2 : 31 Temmuz 2011, 11:54:18 »

Allah razı olsun çok güzel paylaşım...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

31 Temmuz 2011, 19:12:49
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« Yanıtla #3 : 31 Temmuz 2011, 19:12:49 »

Ne iyilik yaparsak yapalım karşılığını Rabbimizden bekleyelim ve bu iyiliği sırf Rabbimizin rızasını gözeterek yapalım inş. Bu niyetle kurulan dostluklar gerçek dostluktur.
Rabbim hepimizden ebeden razı olsun inş.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes