> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Mevlananın Eserleri > Mesnevi  > Mesnevide Geçen Hikayeler > Davet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Davet  (Okunma Sayısı 644 defa)
14 Temmuz 2011, 14:51:11
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 14 Temmuz 2011, 14:51:11 »



6.DAVET

 
Birisi, gündüzün, gönlü aşk ve yanışla dolu olarak kandille gezerdi. Bir herzevekil ona dedi ki: A adam kendine gel de öyle bir dükkanı arayıp durma. Aydın günde kandille ne gezip duruyorsun, bu ne saçma şey?

Adam dedi ki: Her yanda adam arıyorum. O nefesle diri olan kimdir? Bir adam, şu Pazar, adamla dolu o hür kişi dedi.

Adam arayan dedi ki: Bu iki yol ağzı ana caddede öfke ve hırs zamanında dayanan bir adam arıyorum. Öfke ve şehvet vaktinde kendini tutabilen adam nerede? Bucak, bucak sokak, sokak böyle bir adam arıyorum işte. Nerede alemde bu iki halde dayanabilen bir adam ki bugün ona canımı feda edeyim.

Bunu duyan, nadir bulunur bir şey arıyorsun, fakat kaza ve kaderden gafilsin dedi iyi bak. Sen, fer-e bakıyorsun; asıldan haberin bile yok. Biz fer-iz asıl olan kader hükümleridir. Kaza ve kader, dönüp duran gökyüzünün bile yolunu kaybeder. Yüzlerce Utarit’i kaza ve kader aptallaştırır. Çare alemini daraltır, demirle mermeri bile eritir, su haline getirir.

Ey bu yolu adım adım adımlamaya karar veren kişi, sen hamın hamısın, hamın hamısın, hamın hamı. Değirmen taşının dönüşünü gördün, bari gel de dereyi de gör. Toprağı tozu havalanmış görmedesin. Fakat toprağın arasında yeli de gör. Düşünce kaplarını kaynar görmedesin, aklını başına devşir de ateşe de bak.

Tanrı Eyyüb’e ihsanlarını söylerken ben, senin her kılına bir sabır verdim dedi. Kendine gel de sabrına bu kadar bakma. Sabrı gördün sabır vereni de gör. Dolabın dönüşünü ne vakte dek göreceksin? Başını çevir de hızlı ve coşkun coşkun akan suyu da gör. Görüyorum deyip duruyorsun ama onu görmenin ayan beyan nişaneleri vardır.

Şöyle denizin köpüğünü görüverdin mi hayran olman lazım ki denizi de göresin. Köpüğü gören, sırlar söyler. Fakat denizi gören şaşırır kalır. Köpüğü gören niyetlerde bulunur; denizi gören, gönlünü deniz haline getirir. Köpükleri gören onları sayar döker. Denizi görenin irade ve ihtiyarı kalmaz. Köpüğü gören dönüp dolaşmaya düşer. Denizi gören de hiçbir gıllügüş kalmaz.

Bir adam, Mecusi’nin birine, yahu gel de Müslüman ol Müslümanlar arasına karış dedi.

Mecusi dedi ki: Tanrı dilerse imana gelirim. İhsanını çoğaltırsa yakin elde ederim dedi.

Müslüman dedi ki: Tanrı senin imana gelmeni ister, canını cehennemden kurtarmak diler. Ama kötü nefsin, o çirkin Şeytanın seni küfür tarafın, kilisenin bulunduğu yere çekmektedir.

Mecusi, ey insaf sahibi dedi, mademki onlar üstün, ben de güçlü kuvvetli olana dost olurum. Üstün olana dost olabilir, beni daha fazla ve kuvvetle çekenin bulunduğu yere gidebilirim. Tanrı, benden adamakıllı öz doğruluğu istiyormuş. Dileği yerine gelmedikten sonra ne fayda? Nefis ve Şeytan, kendi dileğini yürüttükten sonra tanrı inayeti kahroldu, paramparça oldu demektir.

Sen bir köşk, bir saray yaparsın. Onu yüzlerce nakışlarla, resimlerle bezersin. Sen onun bir hayır yurdu, bir mescit olmasını istersin ama başka biri çıkar gelir, orayı kilise, manastır yapar. Yahur sen bir kumaş dokur, ondan giyinmek içi kendine bir kaftan yapmak istersin. Sen kaftan istersin ama düşman, inadı yüzünden senin rahmine o kumaştan şalvar yapar. Canım efendim, onun isteğine uymaktan başka ne çaresi var kumaşın? Kumaş sahibi zebun oldu, kumaşın ne kabahati var? Üstün olmayana ait olmayan kimdir ki?

Birisi, ev sahibinin isteği olmadan sürüp gelir, onun yurduna diken ekerse, ev sahibi, elbette horluğa düşmek zorunda kalır. Ona böyle bir horluk, çaresiz gelip çatar.

Bende taze ve yeni isem de ne çare? Hor hakir oldum işte. Sevgili böyle istiyor, ben de hor oluyorum. Nefsin istediği olduktan sonra artık, bir işi Tanrı dilerse olur demek, bir alaydan ibarettir. Ben, Mecusilerin kusuru, yahut kafirsem de Tanrı hakkında yine böyle bir zanda bulunmam. Bir kimse onun dileği olmadan ülkesinde gezsin dolaşsın, buyruk yürütsün... buna imkan yoktur.

Birisi, onun ülkesini ele geçirsin de soluğu yaratan Tanrı, bir nefes bile almasın, bir şey bile söylemesin, böyle şey olmaz. Eğer Tanrı , bir adamdan Şeytanı sürüp koymak dilerde buna rağmen Şeytan, her an o adamın derdini arttırırsa, bu Şeytana kul olmak gerek. Çünkü her mecliste üstün çıkan o. Ben, aman Şeytan benden kapmasın der durursam peki, böyle bir anda o ihsanlar sahibi Tanrı neden elimden tutmaz. Onun dilediği oluyorsa artık benim işim kimden düzelir ki?

Haşa; Tanrı neyi dilerse o olur. O, mekan aleminde de hakimdir, mekansızlık aleminde de. Hiçbir kimse, onun ülkesinde onun emri olmadıkça bir kılı bile kımıldatamaz. Mülk onundur, ferman onun. Onun kapısında en aşağılık köpek, Şeytandır.

Türkmen’in kapısında bir köpeği olsa, o köpek, onun kapısına yüzünü başını koyup yatsa, evin çocukları, kuyruğunu bile çekseler aldırmaz, onların ellerinde oyuncak olur.

Fakat yoldan bir yabancı geçse erkek aslan gibi ona saldırır. Çünkü “Kafirlere şiddetlidir” dosta gül gibidir, düşmana diken gibi. Türkmen ona tutmaç suyu bile verse o, buna razı olur, bekçiliğini yapar. Peki köpek Şeytanı da Tanrı yaratmıştır. Onda yüzlerce düşünce, yüzlerce hile halk etmiştir.

İyinin kötünün yüz suyunu gidersin diye yüz sularını ona gıda etmiştir. Halkın yüz suyu, ona verilen tutmaç suyudur. Şeytan bunu yer, bununla doyar. Böyle olduğu halde nasıl olur da canı, kudret otağının önünde kurban olmaz?

İyilerden de, kötülerden de sürü sürü nice kişiler var ki ayaklarını yere döşemiş, köpek gibi o kapıya yönelmiştir. Hepsi de Tanrılık mağarasının eşiğinde köpek gibi yatmışlar, zerre zerre buyruk beklemede, kulak kabartmadalar. Ey köpek Şeytan, halk bu yola ayak bastı mı onları sına. Saldır onlara, onları buraya koma. Bu suretle bak bakalım, doğrulukta hangisi er, hangisi dişi.

“Tanrıya sığınırım” neden denir? Köpek kızıp saldırmaya başlayınca değil mi? Ey Hıta Türkü “Tanrıya sığınırım” demek, köpeğe bağır yolu aç da, otağının kapısına geleyim, senin cömertliğinden bir hacet dileyeyim demektir.

Türk, köpeğin saldırışından aciz olunca bu “Tanrıya sığınırım” demek, bu feryat etmek, yerinde bir iş değildir. Türk de “Tanrıya sığınırım” bu köpekten. Bu köpeğin yüzünden yurdumdan aciz kaldım. Sen, bu kapıya gelmeme yardım etmiyorsun bende bu kapıdan çıkamıyorum derse, artık Türkün de başına toprak konuğunda. Bir köpek ikisinin de boynunu bağlıyor demek.

Haşa... Tanrı hakkı için Türk, bir nara attı mı köpek kim oluyor? Erkek aslan bile kan kusar. Ey kendine Tanrı aslanı diyen yıllar oldu köpeklikte kaldın. Bu köpek senin için nasıl av avlayabilir ki sen apaçık köpeğe av olmuşsun.

Müslüman dedi ki: Ey Cebri, sözümü dinle. Kendi düşünceni bildirdin, söyleyeceklerini söyledin. Şimdi cevap veriyorum bana kulak ver. A santranç oynayan kendi oyununu gördün. Şimdi de uzun uzadiye hasmının oyununu gör. Kendi özür defterini okudun. Sünni’nin defterini de oku, ne diye öyle kala kaldın?

Kaza ve kader konusunda cebrice ince sözler söyledin. Şimdi macerayı dinle de onun sırrını benden duy. Şüphe yok ki bizim bir ihtiyarımız vardır. Duyguyu inkar edemezsin, bu meydandadır. Kimse, taşa gel buraya demez. Kimse bir toprak parçasından vefa ummaz. Kimse adama hadi uç demediği gibi köre de gel, beni gör diye bir teklifte bulunmaz.

Tanrı “Köre teklif yok” dedi. Hiç güçlükleri açan Tanrı kimseyi güce sokar mı? Kimse taşa geç geldin, yahut sopaya neden bana vurdun demez.

Mecbur olandan böyle şeyler aranmayacağı gibi özürlüye de kimse bu çeşit sözler söylemez, vurup dövmez. Ey yeni yakası temiz kişi, emir, nehiy, öfke, lütuf ve azarlama, ancak ihtiyacı olanadır. Zulümde de ihtiyarımız vardır, sitemde de. Ben, bu Şeytanla nefisten bunu kastettim.

İhtiyar senin içindedir. O, bir Yusuf görmedikçe elini uzatamaz. İhtiyar ve dilek nefistedir. Dilediği şeyin yüzünü görür de ondan sonra kol kanat açar.

Köpek uyumuş ama ihtiyarı kayboldu sanma. İşkembeyi gördü mü kuyruğunu sallamaya başlar. At da arpa gördü mü kişnemeye koyulur; kedi de etin oynadığını görünce miyavlamaya başlar. İhtiyarın harekete gelmesine sebep görüştür, ateşten kıvılcım çıkaranın körük olduğu gibi. Şu halde, ihtiyarın, İblis gibi seni oynatır. Sana vasıtalık eder, Vis’in selamını haberini getirir. Dilediği bir şeyi adama gösterdi mi, uyumuş olan ihtiyar, derhal gözünü açar. Melekler de Şeytanın inadına gönlüne feryatlar salar.

Bu suretle hayra olan ihtiyarını harekete getirmek ister. Çünkü bu göstermeden önce şu iki huy da uykudadır. Şu halde ihtiyar damarlarını harekete geçirmek için melek de sana yapılacak şeyleri gösterir, Şeytan da. Sendeki hayır ve şer ihtiyarı, ilham ve vesveselerle birken on olur, on kişinin ihtiyarına sahip olursun.

A tatlı adam, namazın dışındaki işlerin helal olması için namazdan çıkarken meleklere selam vermek gerekir. Bu selam, sizin güzel ilhamınız ve duanız yüzünden ihtiyarımla şu namazı kıldım demektir. Suçtan sonra da tutar İblise lanet edersin. Çünkü bu eğriliğe onun yüzünden düştün. Şeytanla melek, gayp perdesinin ardından gizlice bu kötülükle iyiliği sana gösterir.

Fakat gözünün önünden gayp perdesi kalktı mı seni hayra, şerre sevk edenlerin yüzlerini görürsün. Onların sözlerinden, gizlice söz söyleyenlerin bunlar olduğunu tanırsın.

Şeytan, ey tabiat ve ten tutsağı der, ben bunu sana gösterdim, fakat zorlamadım ki. Melek de, ben sana, bu neşe yüzünden gamın artar demedim mi? Falan günde ben sana şöyle demedim mi? Cinler yolu o tarafa giden yoldur. Biz senin canına dostuz, ruhuna ruhlar katarız. Senin babana ihlasla secde etmişiz. Şimdi de sana hizmet etmekte, hizmet edilme yoluna seni çağırmadayız.

Bu Şeytanlar babana da düşmandı. “Secde edin” emrine uymadılar. Fakat sen ona uydun da bizi dinle...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Davet
« Posted on: 19 Nisan 2024, 13:30:34 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Davet rüya tabiri,Davet mekke canlı, Davet kabe canlı yayın, Davet Üç boyutlu kuran oku Davet kuran ı kerim, Davet peygamber kıssaları,Davet ilitam ders soruları, Davetönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes