> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Mevlananın Eserleri > Mesnevi  > Mesnevide Geçen Hikayeler > Ademin Yaratılışı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ademin Yaratılışı  (Okunma Sayısı 565 defa)
14 Temmuz 2011, 14:57:51
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 14 Temmuz 2011, 14:57:51 »



1.ADEM'İN YARATILIŞI

 
Sanat sahibi Tanrı, hayra, şerre uğramak, sınamak üzere Adem’i yaratmak istediği zaman, özü doğru Cebrail’e “Yürü, yeryüzünden bir avuç toprak ödünç al” buyurdu. Cebrail hizmete bel bağlayıp alemlerin rabbinin emrini yerine getirmek üzere yeryüzüne geldi. O, buyruk kulu, yere el attı. Toprak, kendini çekti, çekindi.

Dile gelip yalvarmaya, tek yaratıcı hürmetine beni bırak, yürü git, canımı bağışla. O yürük atının yularını çek benden. Benden yaratılacak insan, tekliflere uğrayacak, tehlikelere düşecek. Tanrı hakkı için beni bırak, alma. Tanrı seni seçti, Levih’teki bilgiyi sana gösterdi. O lütuf hakkı için vazgeç benden.

Tanrı ihsanı ile meleklere hoca oldun. Daima Tanrı ile konuşmadasın. Peygamberlerinde elçisi olacaksın. Sen vahiy canının hayatısın bedeni değil. İsrafil bedenlere can verir, sen cana can verirsin. O yüzden İsrafil’den üstünsün. O, sür-ü üfürür, bedenlere can gelir. Senin nefesin mücerret gönüllere can bağışlar.

Bedendeki canın canı, gönlün diriliğidir. Şu halde senin ihsanın, İsrafil’in ihsanından üstündür. Sonra Mikâil bedenlere rızk verir. Senin çalışmansa aydın gönlü rızk verir. O kile vergisiyle eteğini doldurmuştur. Senin rızkınsa kileye sığmaz.

Kahır ve şiddet sahibi Azrail’den de üstünsün. Rahmetin, gazaptan fazla ve üstün olduğu gibi. Arşı bu dördü taşırlar. Sen bunların padişahısın. Hakikatte uyanıklık bakımından dördünün en yücesi en üstünüsün. Mahşer günü görürsün ki arşı sekiz melek taşır. O zaman sekizinin en üstünü yine sen olacaksın demeye başlar.

Bu çeşit sayıp dökmeye, ağlayıp yalvarmaya koyuldu. Çünkü o, bundaki maksadın ne olduğunu anlamış, bundan bir koku almıştı. Cebrail utanç madeniydi. O antlar, yolunu bağladı. Yer, pek çok yalvardığı, antlar, yeminler verdiği için geri döndü, dedi ki: Ey kulların rabbi! Ben senin işinde serseri değildim. Fakat aramızda geçen şeyleri, söylenen sözleri sen daha iyi bilirsin. Adlarından bir adı andı ki ey her şeyi gören Tanrı, o adın korkusundan yedi gökte dönmesini terk eder durur.

Utandım adından sıkıldım. Yoksa bir avuç toprak getirmek kolay bir şey. Sen meleklere öyle bir kuvvet vermişsin ki bu gökleri bile yırtarlar.

Tanrı, Mikael’e “Sen yeryüzüne inde ondan aslan gibi bir avuç toprak kapıver” dedi. Mikael yeryüzüne gelip ondan bir avuç toprak kapacağı zaman, yeryüzü titredi, ağlamaya, yalvarmaya, gözyaşları dökmeye başladı. Gönlü yanarak yalvardı, kanlı gözyaşı dökerek ant verdi, dedi ki:

Lütuf sahibi eşsiz Tanrı hakkı için ki seni, arşı taşıyan ulu melekler arasına kattı. Aleme rızk veren kilelerin memurusun, lütuf ve ihsan susuzlarına avuç,avuç su verirsin. Çünkü Mikail sözü kileden üremedir. Mikail rızk veren kilecidir. Bana aman ver, azat et beni. Bak kanlı gözyaşlarına bulandım da seninle öyle konuşuyorum. Melek, Tanrı merhametinin madenidir. Dedi ki: Şimdi ben şu yaranın üstüne nasıl tuz ekeyim? Nitekim Şeytan da kahır madenidir. Adem oğullarından bu yüzden feryat eder.

Yiğidim, merhamet, gazaptan fazladır, gazaba üstündür. Tanrı sıfatlarından lütuf, kahrın üstündedir. Kullarda onun huyundadır, tulumlar onun suyu ile doludur. O Tanrı Resulü, o sülük kılavuzu “İnsanlar padişahların dinindedir” demiştir.

Mikail, din rabbinin tapısına, eli yeni boş olarak gitti. Dedi ki: Ey sırları bilen tek padişah, toprak ağlayıp inledi, yolumu bağladı benim. Senin yanında gözyaşının bir değeri vardır. İşitmezlikten gelemedim. Ahın feryadın sence yüce bir değeri var. O hukuku terk etmek elimden gelmedi. Sence yaşlı gözün pek değeri var. Artık ben, nasıl inat edebilirdim?

Kul, günde beş kere namaza gel, feryat et diye davet edilir. Müezzinin “Haydi felaha” demesi yok mu? O felah, bu ağlayış bu sızlanıştır.

Sen kimi dertle hasta etmek istersen onun gönlüne ağlayış yolunu kapatırsın. Bu suretle de defeden olmaz, bela gelip çatar. Çünkü sızlanma şefaatçisi bulunmaz. Birisini beladan kurtarmak istersen gönlüne sızlanmayı getirirsin. Kuran’da şiddetli azaba uğrayan ümmetler hakkında dedin ki: O anda ağlayıp sızlanmadılar ki bela onlardan dönüp savuşsun. Gönülleri katı olduğundan suçları kendilerine ibadet görünüyordu. İnatçı kendisini suçlu bilmedikçe nasıl olur da gözleri yaşarır ağlar?

Yunus peygamberin kavmine bela gelip çattı. Gökten ateş dolu bir bulut ayrıldı. Yıldırımlar saçıyor, taşları yakıyordu. Gök gürlemekte, benizleri sararmaktaydı. Onların hepsi damlardaydı. Vakit geceydi. Gök yüzünden gelen bu bela, gece vakti gelip çatmıştı. Hepsi damlardan aşağı indi. Başlarını açıp ovanın yolunu tuttular. Analar evlatlarını kendilerinden ayırdılar. Hepsi feryat figana, çığrışıp ağlaşmaya koyuldu.

O kavim, akşam namazından seher vaktine kadar başlarına toprak serptiler. Hepsi avaz,avaz ağlaşıp yalvardılar. O inatçı kavme Tanrı acıdı. Ümitsizlikten, sabırsız ah ve feryattan sonra yavaş,yavaş bulut dağılmaya başladı.

Yunus peygamberin hikayesi uzun ve etraflıdır. Halbuki toprağı anlatma ve feyiz verme zamanı. Hasılı ağlayıp sızlanmanın Tanrı yanında değeri vardır. Ağlayıp sızlanmada ki değer nerede var?

Ey ümit hemen kalk belini sıkıca bağla. Kalk ey ağlayan daima gül. Çünkü ulu Tanrı üstünlük bakımından gözyaşını, şehitlerin kanları ile bir tutmaktadır.

Tanrımız bunun üzerine İsrafil’e, yürü dedi, avucunu toprakla doldur gel. İsrafil yeryüzüne geldi ama toprak, ağlayıp inlemeye başladı.

Dedi ki: Ey sür meleği, ey hayat denizi! Ölüler senin nefeslerinle dirilir. Sür-e öyle bir kuvvetli üflersin ki halk, çürümüşken dirilir, mahşere gelir, o ovayı doldurur. Sür-ü üfler, haydin ey Kerbela şehitleri, kalkın! Ey ölüm kılıcı ile helak olanlar, dallar, yapraklar gibi topraktan baş kaldırın dersin. Senin merhametin ve o tesirli nefesin yüzünden şu alem,, dirilerle dolar. Sen rahmet meleğisin, merhamet edersin. Sen arşı taşımaktasın, ihsan ve lütufların kıblesisin. Arş, ihsan ve adalet madenidir. Onun altıdan yargılamalarla dolu dört tane ırmak akmaktadır. Süt, ebedi olan bal, şarap ve akar su ırmakları. Bunlar arştan cennetlere giderler. Alemde o ırmaklardan çok az bir şey görünür.

Gerçi o dört ırmağın burada görünen cüzleri bulanıktır ya. Neden? Acı yokluk zehrinden. O dört ırmaktan şu kara toprağa bir yudumcuk serptiler de bir fitnedir kopardılar. Bu suretle aşağılık kişiler, onların aslını arasınlar, bunu dilediler. Fakat adam olmayanlar bunlara kani olup gittiler.

Tanrı çocukları beslemek, yetiştirmek için sütü verdi, her kadının göğsünü bu süt ırmağına kaynak yaptı. Şarap ırmağını, gamı defetmek, düşünceyi gidermek ve insana kuvvet ve cesaret vermek için üzümden akıttı. Bal ırmağına da arının için kaynak etti, o ırmağı bedendeki hastalıkları gidermek için akıttı. Suyu da temizlenmek ve içip kanmak için herkese ihsan etti. Bu suretle de bunları görüp asıllarını izlemeni diledi. Fakat ey herzevekil, sen bunlara kani oluverdin.

Şimdi toprağın başından geçenleri dinle. Bak, o kudret sahibi İsrafil’e ne efsunlar okuyor. İsrafil’e karşı suratını ekşitti, yüzlerce şekilde yalvarıp yakardı. Ululuk ıssı pak Tanrı hakkı için dedi, bana bu kahrı helal görme. Ben bu işten bir koku alıyorum, kafama bir kötü şüphedir girdi.

Sen rahmet meleğisin, merhamet edersin. Çünkü hüma kuşu, hiçbir kuşu incitmez. Ey dertlilere şifa ve rahmet olan melek, sen de o iki kişinin yaptıklarını yap.

İsrafil, çabucak padişahın tapısına döndü, özür getirdi olanları anlattı. Dedi ki: Yarabbi, görünüşte toprağı al diye emrettin ama içine onun aksini ilham ettin. Kulağıma, toprağı al dedin, aklıma da bunun aksini emrettin. Rahmet gazaptan fazladır, üstündür, üstün geldi ey işleri eşsiz, örneksiz olan ve iyi işler işleyen Tanrı.

Tanrı, Azrail’e “Çabuk git, o hayallere kapılmış toprağın halini gör. O arık zalimi bul, hemen bir avuç torak al, gel” dedi. Kaza ve kader çavuşu Azrail, buyruğu yerine getirmek üzere toprak yuvarlağına geldi. Toprak adeti veçhile yine feryada, ant vermeye başladı. Bir çok yeminler verdi.

“Ey has kul, ey arşı taşıyan, ey arşta da, ferşte de emrine itaat edilen! Tek ve merhametli Tanrı’nın rahmeti hakkı için git. Sana lütuflarda bulunan Tanrı hakkı için git. Kendisinden başka tapılan bulunmayan, huzurunda kimsenin ağlayıp sızlanması ret edilmeyen padişah hakkı için” dedi.

Fakat Azrail dedi ki: Bu afsunla gizli, aşikar buyruk sahibi olandan yüz çevirmem ben. Toprak, O, ilim sahibi olmayı da emretti. İkisi de emir. Bilgi yolu ile lütfet de halim ol, o emri tut dedi ama, Azrail, O, ya tevildir, ya kıyas. Apaçık emirde öyle tevile, kıyasa az uy. Kendi düşünceni tevil etsen daha iyi. Başka hiçbir emre benzemeyen bu açık emri tevil etmekten daha yeğ. Yalvarmana içim yanıp durmada. Acı gözyaşlarından gönlüm kanla doldu. Merhametsiz değilim, hatta o üç temiz melekten daha merhametliyim ben, senin derdinle dertleniyorum. Ben bir yetime tokat atsam, halim bir adam da ona tatlı bir şey verse, bu tokat onun tatlısından daha hoştur. Eyvah eğer o tatlıya kanarsa.

Feryadından ciğerim yanıyor. Fakat Tanrı, bana başka bir çeşit lütuf öğretmede. Gizli lütuf, kahırlar içindedir; değer biçilmez akıkin pislik içinde oluşu gibi. Tanrı’nın kahrı, benim hilmimden yüz kat iyidir. Tanrı’dan canını esirgemek can çekişmektir. Onun en kötü kahrı, iki alemin de hilminden iyidir. Ne güzeldir alemlerin rabbi ve ne iyidir onun yardımı.

Onun kahrında lütuflar gizlidir; onun uğrunda can vermek, adamın canına canlar katar. Kendine gel de kötü zannı ve azgınlığı bırak. Madem ki Tanrı gel diyor, başını ayak yap da koş. Onun gel demesi, insana yücelikler verir; sarhoşluklar, eşler, yaygılar bağışlar. Ben o yüce emri hiç, ama hiçbir suretle tevil edemem.

Dertli to...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ademin Yaratılışı
« Posted on: 26 Nisan 2024, 13:22:28 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ademin Yaratılışı rüya tabiri,Ademin Yaratılışı mekke canlı, Ademin Yaratılışı kabe canlı yayın, Ademin Yaratılışı Üç boyutlu kuran oku Ademin Yaratılışı kuran ı kerim, Ademin Yaratılışı peygamber kıssaları,Ademin Yaratılışı ilitam ders soruları, Ademin Yaratılışıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes