๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mesnevi-i Nuriye => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 11 Şubat 2011, 16:10:24



Konu Başlığı: Şulenin zeyli
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 11 Şubat 2011, 16:10:24
ŞULENİN ZEYLİ


(http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/f-mesnevi/ayetler/f01189.gif)

İ'lem eyyühe'l-aziz! Bütün kâinatı ihata eden bir nurdan hiçbirşey gizlenmez. Ve gayr-ı mütenahi bir daire-i kudretten birşey hariç kalamaz. Ve illâ, gayr-ı mütenahinin tenâhisi lâzım gelir.

Ve keza, hikmet-i İlâhiye herşeye değeri nisbetinde feyiz veriyor. Ve herkes bardağına göre denizden su alabilir.

Ve keza, mukaddir olan Kadîr-i Hakîmin büyüğe olan teveccühü, küçüğe olan teveccühüne mâni olamaz.

Ve keza, maddeden mücerred zahir ve bâtın olan muhît bir nazara, en büyük şey gibi, en küçük birşeyi

mazhar ve mahal olduğu san'at nisbetinde büyür. Ve küçük şeylerin nevileri büyük olurlar.

Ve keza, azamet-i mutlaka şirketi asla kabul etmez.

Ve keza, fevkalâde bir suhuletle, harika bir sür'atle, mûciz bir itkan ve intizamla cûd-u mutlaktan akan âsârdan anlaşılıyor ki, mikrop gibi en küçük ve daha küçük havaî, mâî, türâbî hayvanlar boş zannedilen âlemin yerlerini doldurmuşlardır.

İ'lem eyyühe'l-aziz! Nefsine olan muhabbeti icab ettiren nefsin sana olan kurbiyeti ise, Hâlıkına muhabbetin daha fazla olmalıdır. Çünkü, nefsinden o daha karîbdir. Evet, senin fikrin, ihtiyarın idrak edemedikleri sendeki mahfiyat, Hâlıkın nazarı ve ilmi altındadır.

İ'lem eyyühe'l-aziz! Âlemde tesadüf yoktur. Evet, bilhassa bahar mevsiminde, küre-i arz bahçesinde, bütün ağaçların dallarında, çiçeklerin yapraklarında, mezrûatın sümbüllerinde hikmet bülbülleri, hikmet âyetlerini tanaggum ve terennümle inşad ettikleri iman kulağıyla, basiret gözüyle dinlenilirse, tesadüf şeytanları bile kabulle hayran olurlar.

İ'lem eyyühe'l-aziz! Tevhidle bütün eşyayı Vâhid-i Ehade isnad etmediğin takdirde, âlemde bulunan bütün efradın mazhar oldukları tecelliyat-ı İlâhiye adedince ilâhları kabul etmek mecburiyetindesin. Evet, gözünü şemsten yumduğun ve timsalleriyle irtibatını kestiğin zaman, timsallerine mâkes olan şeylerin adedince hakikî şemslerin vücudunu kabul etmeye mecbur olursun.

İ'lem eyyühe'l-aziz! Sen bazı vecihlerden fenâya gittiğin zaman, Hâlık-ı Rahmân-ı Rahîmin ilminde, meşhudunda, malûmunda bâki kalmaklığın, senin bekan için kâfidir.

Yahu, herşeyi Sâhib-i Hakikîsine ver veya ona isnad et. Onun ismiyle al ki rahat edesin. Ve illâ, bu kadar eşyayı vücuda getirip nizam ve intizamlarını temin edecek o kadar ilâhları kabule muztar kalacaksın.