Konu Başlığı: 14. Ders 14. Lema on ikinci reşha Gönderen: Safiye Gül üzerinde 09 Şubat 2011, 19:05:33 ON İKİNCİ REŞHA Acaba bütün benî Âdemi arkasına alıp, arz üstünde durup, Arş-ı Âzama müteveccihen el kaldırıp dua eden şu şeref-i nev-i insan ve ferîd-i kevn-ü zaman ve fahr-i kâinat (a.s.m.) ne istiyor? Bak, saadet-i ebediye istiyor. Beka istiyor. Lika istiyor. Cennet istiyor. Bu merâyâ-yı mevcudatta cemallerini gösteren bütün esmâ-i kudsiye-i İlâhiye ile beraber istiyor. Hattâ, eğer rahmet, inâyet, hikmet, adalet gibi hesapsız o matlubun esbab-ı mucibesi olmasaydı, şu Zâtın (a.s.m.) tek duası, baharımızın icadı kadar kudretine hafif gelen şu Cennetin binasına sebebiyet verecekti. Nasıl ki onun risaleti şu dâr-ı imtihanın açılmasına sebebiyet verdi. Acaba ehl-i akıl ve ehl-i tahkike (1) (http://www.darulkitap.com/oku/kulliyatlar/risale/turkish/nurlar-tr/f-mesnevi/ayetler/f01284.gif) dedirten şu meşhud intizam-ı fâik, şu rahmet içinde kusursuz hüsn-ü san'at ve misilsiz cemâl-i Rububiyet, hiç böyle bir çirkinliği ve böyle bir merhametsizliği ve böyle bir intizamsızlığı kabul eder mi ki, en cüz'î bir mahlûkundan, en ehemmiyetsiz arzuları ve sesleri ehemmiyetle işitip ifa etsin; en ehemmiyetli mahlûkundan, en ehemmiyetli, en lüzumlu arzuları ehemmiyetsiz görüp işitmesin, anlamasın, yapmasın? Hâşâ ve kellâ, yüz bin defa hâşâ! Böyle bir cemal, böyle bir çirkinliği kabul etmez, çirkin olmaz. 1 "İmkân dairesinde, şu varlık âleminden daha mükemmeli, daha üstünü yoktur." (İmam-ı Gazalî) |