Konu Başlığı: Semavat ve Arz Yedi Tabaka mıdır Gönderen: Zehibe üzerinde 21 Temmuz 2010, 18:56:03 Kâinat
SEMA VAT VE ARZ YEDİ TABAKA MIDIR? Doç. Dr. Ali BİLGİN "Allah O'dur ki: yedi göğü ve yerden de onların mislini yaratmıştır. Onların aralarında emri cereyan eder..."[76] Cenâb-ı Hak, semavat ve arzı yedi tabaka halinde yarattığını bildirmektedir. Evvelâ şunu hemen ilâve edelim ki, yedi, yetmiş ve yedi yüz gibi tâbirler, Arap üslûbunda çokluğu ifade ettiği için, "yedi tabaka" ile, o tabakaların çokluğuna da işaret edilmiş olabilir. Aslında âyet-i kerîmenin bu ifadesinden çok değişik manaları çıkarmak mümkündür Bugün anlaşıldığı kadarıyla feza, nihayetsiz bir boşluk olmayıp "esir" adı verilen bir madde ile doludur. Nasıl ki, hidrojen ve oksijenden su, buhar ve buz gibi tabakalar teşekkül ediyor. Kadîr-i Zülcelâl, esir maddesinden de yedi kat semavatı, gayet ince bir nizam ile tanzim etmiş ve yıldızları onun içinde yaratmıştır. Hareket eden yıldızlar, balıklar gibi bu sema içinde gezerler. Bu âyet-i kerîmeden, bütün görünen gökleri bu dünyanın bir seması sayıp, bundan başka altı sema tabakasının bulunduğunu da anlamak mümkündür. Tabiî yeryüzü ile alâkalı ifadesinin de farklı mânâlara işareti söz konusu. Ancak biz burada, gerek semavat ve gerekse arzın yedi tabakasıyla alâkalı ifadelerin sadece bir cihetini, yani zahirî mânâsını ele alacağız. Göklerin ve bizi üzerinde barındıran yer kürenin yedi ayrı tabakadan meydana geldiği, astronomi ve jeolojiyle ispatlanmış bulunuyor. Belki pek çok kimse; "Tamam, atmosfer yedi katmandan ibaret olabilir. Uzaya yapılan yolculuklar sırasında buralardan geçiyoruz. Fakat 6370 km. yarı çapındaki dünyamızın yedi ayrı tabakadan yapıldığını nereden biliyorsunuz?" diye sorabilir. Zira, şimdiye kadar yapılan en derin petrol sondajlarında yedi km.den daha derine inmek mümkün olmamıştır. Ancak, yer içinin özelliklerini dolaylı yollardan öğrenebiliyoruz. Bu yollardan bazıları şunlardır: a) Deprem dalgaları: Depremler sonucu meydana gelen dalgalar, farklı yoğunluktaki materyalleri geçerken hızları değişmektedir. Meselâ çok yoğun kayaları geçerken hızları artmakta, yoğunlukları düşük olan kayaların içinde de hızları azalmaktadır. Böylece yer içinin yoğunluğu hakkında bilgi toplanabilmektedir. Deprem dalgalarının diğer bir özelliği de bir katman (tabaka)'dan diğerine geçerken katmanı teşkil eden maddelerin fizikî özelliğine bağlı olarak yansıma ve kırılmalara uğramalarıdır. Deprem dalgalarının analizi sonucu, yerin yedi ayrı tabaka (katman)'dan ibaret olduğu, jeofizikçiler tarafından ispatlanmıştır. b) Dünyanın yoğunluğu: Yapılan hesaplamalarda, dünyanın kütlesinin hacmine olan oranı, 5.5 gram/cm olarak tesbit edilmiştir. Halbuki dünya kabuğunu meydana getiren kayaların yoğunlukları 3 gram/cm dolayındadır. O halde, yer içindeki manto ve çekirdeğin yoğunlukları, ortalama değer olan 5.5 gram/cm den fazla olmalıdır. İşte yerin iç kısımlarının yoğunluğunun fazla oluşu, burasının fizikî ve kimyevî bileşimi farklı olan değişik katmanlardan yapıldığına ait bir başka delildir. c) Dünyanın şekli: Bizi üzerinde barındıran dünyamız, tam bir küre şeklinde değildir. Peki, öyleyse nasıldır? Dünyamızın kutuplar bölgesi hafif basık, ekvator bölgesi ise, biraz şişkincedir. Kutupları birleştiren çap ile ekvatoru birleştiren çap arasındaki 43 km.lik bir fark vardır. Dünyanın ekvator bölgesinin şişkince, kutupların da hafifçe basık oluşu, arzın çekirdeğinin daha yoğun maddelerden yapıldığının bir diğer delilidir.[77] |