๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Merak Ettiklerimiz => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 19 Temmuz 2010, 14:32:00



Konu Başlığı: İsyanın Zararları
Gönderen: Zehibe üzerinde 19 Temmuz 2010, 14:32:00
İsyanın Zararları
 

İbn-i Abbas (r.a.)'dan gelen başka bir rivayete göre Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:

"Her kim Emîrin yapmış olduğu birşeyi kötü görürse sabretsin (isyanla hareket etmesin). Çünkü her kim sultana (itaatten)   bir   arşın   ayrılırsa   cahiliyyet   ölümü   ile ölür." [372]

Hadis Profesörü Kâmil Miras Bey bu hadîsi şöyle açıklar: Vahiy ile müeyyed olan Peygamberimiz (s.a.v.) âmme velayetini taşıyan bir kısım âmirlerin gayrimeşrû hareketlerde bulunacak­larını, nübüvvet nuruyla görüyor ve biliyordu. Bu vaziyet karşı­sında Müslümanlara sabır ve sükûn ile hareket etmelerini ve bozgunculuktan kaçınmalarını vasiyet ediyordu. Ve her kim sa­bırsızlanarak bilintihab âmme velayetine haiz olan sultandan, yani millî otoriteyi temsil eden devlet reisinden ve İslâm ümme­tinden bir karış ayrılırsa, cahiliyet ölümü ile ölür buyuruyor ki, bunun mânâsı "başsız ve içtimaî nizamdan mahrum cahil milletlerin âsi bir ferdi olarak ölür" demektir. Yoksa kâfir olarak ölür demek değildir.

Vatanın bütünlüğünün muhafazası, namus ve iffetin korun­ması, mal ve canın emniyeti hep devletin varlığı ve devamı ile kâim olduğu için, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) itaat üzerinde ıs­rarla durmuştur. Müslümanları her türlü isyan ve bozgunculuk­tan, nifak ve şikaktan şiddetle menetmiştir.

İtaatdaki hikmet ve maslahatı kavramayan nice milletler, Cenâb-ı Hakk'ın en büyük ihsanlarından biri olan devlet nimeti­ni ellerinden kaçırmışlar; birlik ve bütünlüklerini istiklâliyetlerini muhafaza edememişlerdir. Bunun tarihte pek çok misâlleri vardır.[373]