๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Merak Ettiklerimiz => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 21 Temmuz 2010, 10:44:38



Konu Başlığı: Hiç Mikrop Yediniz mi
Gönderen: Zehibe üzerinde 21 Temmuz 2010, 10:44:38
Yediğimiz Gıdaların Çoğunu Mikroplar Hazırlıyor.
 

HİÇ MİKROP YEDİNİZ Mİ?
 

Prof. Dr. Selâhaddin SERT

Size, "Hiç mikrop yediniz mi?" diye bir soru sorulsa, her­halde "Mikrop da yenilir miymiş?!" diye cevap verirsiniz. Halbuki yediğimiz gıdaların birçoğu mikroplar ile hazırlanmak­tadır. Bu nasıl oluyor demeyin. Oluyor işte. Meselâ, her gün üç vakit soframızdan eksik etmediğimiz ekmek, bunlardan sadece birisi. Belki de diyeceksiniz ki, "Ekmeğin mikropla ne münase­beti var? Bizim bildiğimiz ekmek hamurdan yapılır." Evet, ek­mek hamurdan yapılır. Fakat, hamura ayrıca maya denilen bir madde de ilâve edilir. İşte, bu maya içerisinde faydalı mikrop­lar bulunmaktadır.

Maya mikropları hamura katılmasaydı, yediğimiz ekmeğin, ne buram buram tüten kokusu, ne o lezzetli tadı, ne de sünger gibi yumuşaklığı olurdu. Biz de kaskatı bir ekmek yemek zo­runda kalırdık.

Evimize gelecek misafir için, çeşit çeşit çörekler ve pastalar hazırlanır. Bunların içerisine hamur mayası veya başka isimle satılan mayalardan katılır. İşte bu mayalar da, pastaların kabar­masını, yumuşamasını ve tadının güzel olmasını sağlar.

Yoğurdun nasıl yapıldığını hiç merak ettiniz mi? Yoğurt da mikropların bize bir hediyesidir. Durun, "Yooo, bu kadarı da fazla " demeyin.

Birçoğunuz bilirsiniz. Yoğurt yapmak için süt içerisine yine yoğurt katılır. Katılan bu yoğurtda başlıca iki tür bakteri vardır. Bu bakteriler çoğalarak sütü yoğurt haline getirirler.

Böylece biz de yoğurt yeme imkânına kavuşmuş oluruz. Bu bakteriler olmasaydı, seve seve yediğimiz çok faydalı bir gıda olan yoğurttan mahrum kalacaktık.

Sirkenin nasıl hazırlandığını görenleriniz olmuştur. Sirke çoğunlukla üzüm suyundan yapılır. Önce üzüm sıkılarak suyu çıkarılır. Bu su, birkaç hafta kendi haline bırakılır. Bu süre içe­risinde tadı, kokusu değişir ve üzüm suyu sirkeye dönüşür.

Acaba, üzüm suyu bekletilmeyle neden sirke olmuştur? Bu işte de mikroplar rol oynamıştır. Mikroplar toprakta, havada, suda kısaca her tarafta bulunur. Üzüm üzerinde de mikroplar vardır. Bu mikroplar üzüm sıkılırken üzüm suyuna geçerler. Ayrıca havadaki mikroplar da üzüm suyuna düşerler.İşte bu faydalı mikroplar faaliyete geçerek, üzüm suyunu sirkeye çevi­rirler.

Midesi sağlam olanların zevkle yediği turşular da mikropla­rın marifetiyle olur. Bildiğiniz gibi turşu, daha çok salatalık, bi­ber, domates, lahana, elma gibi sebze ve meyvelerden yapılır. Turşusu yapılacak ürünler ayıklanarak temizce yıkanır. Plâstik bidon, fıçı veya küplere koyulur. Üzerine tuzlu su doldurulur. Arzu edilirse acı biber, sarımsak, hardal gibi tad ve koku verici maddeler de katılır. Kapakları kapatılarak birkaç hafta beklenir.

Bu bekleme sırasında, ürünlerde bulunan faydalı mikroplar derhal çalışmaya koyulurlar. Sebze veya meyvelere güzel bir tad ve lezzet kazandırarak onları turşuya dönüştürürler.

Peynir yapımında da mikroplardan yararlanılır. Penisilyum adı verilen küf mikropları bazı peynirlere özel olarak katılır. Bunlar peynire hoş bir koku ve lezzet verir. Katılan küf türüne göre, çok değişik tad ve lezzette peynirler elde edilir.

Bazı peynirlerde mavi yeşil benekler görmüşsünüzdür. İşte bunlar çoğunlukla penisilyum küfleridir. Bu küflerin, antibiyotik elde edilmesinde de kullanıldığını her halde hatırlanılşsınızdır. Mikropların peynirlere katkısı sadece bu kadarla kalmaz. Bilirsiniz, peynir yapıldıktan hemen sonra tüketilmez. İştahla yenilebilmesi için birkaç ay bekletilir. Bu süre içerisinde peynir "olgunlaşarak", daha lezzetli bir tada ve hoş bir korkuya kavu­şur. İşte bu olgunlaşmayı da yine mikroplar yapar.

Ayrıca, olgunlaşma sırasında faydalı mikroplar, çıkardıkları bazı maddelerle, peynirdeki zararlı mikropları da öldürürler.

Sabah kahvaltısında parlak siyah rengi, kendine has bir tadı ve güzelliği ile soframızı süsleyen zeytini, pek çoğumuz seve­rek yeriz.

Ancak, ağacından yeni koparılmış zeytinde o nefis tad ve lezzeti bulmak mümkün değildir. Üstelik bu zeytinler yenile­meyecek kadar da acıdır.

Yediğimiz zeytinin bu güzel ve hoş tadının nasıl meydana geldiğini merak edenleriniz olmuştur.

Öyle ya, dalındayken zehir gibi acı olan zeytin, nasıl oluyor da çok hoş ve lezzetli bir hale geliyor? Fakat asıl hayret edile­cek şey, bu işte de mikropların rol oynamasıdır. İsterseniz bu­nun nasıl olduğunu kısaca anlatalım.

Önce, zeytinler ağaçtan toplanır. Yaralı bereli olanlar ayrı­lır. Sağlam zeytinler, içerisinde tuzlu su bulunan fıçılara veya havuzlara koyulur. Birkaç ay bekletilir. İşte bu esnada faydalı mikroplar faaliyete geçerler. Fermantasyon denilen bir olay meydana getirirler. Fermantasyon ile acılar gider, yerini hoş bir tada bırakır.

Şimdi biraz düşünelim: Mikroplar sayesinde ekmek, yoğurt yiyebiliyor, ayran içebiliyoruz, çeşit çeşit peynirler, sirke ve turşular hep mikropların hediyesi. Öyle ise, bu mikroplar ordu­sunu bizim hizmetimize koşturan ve bize sayısız nimetleri yedi­rip içiren Allah'a teşekkür etmeliyiz. Bu nimetleri yiyip içer­ken, O'nun Rızık Verici ismini daima hatırlayıp, minnettar ol­malıyız.[192]