> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > Merak Ettiklerimiz > Hayat Bir Mücadele mi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hayat Bir Mücadele mi  (Okunma Sayısı 4591 defa)
21 Temmuz 2010, 18:40:35
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 21 Temmuz 2010, 18:40:35 »



HAYAT BİR MÜCADELE MI?
 


Doç. Dr. Zekeriya ALTUNER

Günlük hayatta en sık karşılaştığımız kelimelerden birisidir bu. Ve çoğu zaman da manasını hiç düşünmeden kullanıveririz. "Hayat bir mücadeledir."

Bu söz, geçtiğimiz asrın ortalarında bilhassa Darwin felsefe­sinin takdiminden sonra, sistemli bir şekilde ve devamlı olarak gündeme getirildi. Çünkü, "Hayat bir mücadeledir" sözü, bu felsefenin temellerinden birini teşkil ediyordu.

Gerçekten Hayat bir mücadele midir? Bunun cevabını bir çırpıda vermek mümkün. Ancak, meselenin tatmin edici olması ve daha iyi anlaşılabilmesi için, çevremize bakmak, canlılar arasındaki münasebete nazar etmek gerek.

Yeryüzünde ilk hayatın ortaya çıkışından sonra, iki ayrı sil­sile halinde geliştiği görülüyor. Bitki ve hayvanların teşkil ettiği bu silsileler arasında, insanı hayrette bırakan son derece inti­zamlı biyolojik bir denge mevcut. Canlılar âleminde görülen bu muvazeneye sebep, mücadele mi, yoksa yardımlaşma mıdır?

İsterseniz, canlılar arasında cereyan eden bazı biyolojik hâdiseleri yakînen tetkik edelim. Ondan sonra, hayatın bir yar­dımlaşma mı, yoksa mücadele mi olduğuna siz karar verin.[94]

 

Bitkilerle Hayvanlar Arasındaki Münasebet

 

Bitkiler topraktan aldıkları suyu, havadan aldıkları karbon­dioksitle, güneş enerjisini kullanarak birleştirirler. Yeşil bitkilerin klorofil molekülleri sayesinde gerçekleştirdikleri bu olaya fotosentez (ışıkta birleştirme) veya özümleme adı verilir. Özümleme olayının bu kadarı, ilkokul kitaplarında dahi zikre­dilmesine rağmen, basit bir olay değildir.

Fotosentezin mahiyeti ilim adamlarınca hâlâ tam olarak bi­linmemektedir. Bilinen şey; bitkilerin topraktan çamurlu suyu, havadan da zehirli gaz olan karbondioksiti emerek hayatın kay­nağı olan milyarlarca ton besin maddelerini ve oksijen gazını hasıl etmeleridir. Hadisenin cereyan ettiği yeşil bitki, kapalı bir kutu gibi. Giren maddeler belli, çıkan maddeler belli. Fakat içe­ride neler oluyor? Güneş enerjisi nasıl kimyevî enerjiye dönüşüyor? Ne gibi reaksiyonlar meydana geliyor? Bunlar ve benze­ri sorular hakkında bilinenler, bilinmeyenler yanında sanki de­vede kulak gibi.

Bazı ilim adamlarının yaptıkları hesaba göre, her sene foto­sentez için 150 milyar ton karbondioksit ve 120 milyar ton su kullanılarak 100 milyar ton organik madde denen; seliloz, gli­koz ve nişasta gibi karbonhidratlar elde edilir. Bu besin madde­lerine ilaveten 110 milyar ton da oksijen üretilir. Teneffüs etti­ğimiz havadaki bu oksijen, hayatın kaynağını teşkil eder. Ya oksijenin kaynağı nedir? Yapılan hesaplara göre, dünyamızda bulunan bütün oksijen miktarı, bitkilerin yaptığı fotosentezle üretilmiştir.

Bugün kullandığımız enerjinin kaynağı olan kömür, petrol ve tabiî gaz gibi yakıtlar da, seneler önce yaşamış bitkilerin yaptığı fotosentez neticesidir.

Bırakalım seneler öncesini de, elimizdeki kitaba, evimizin kapı ve döşemelerine, pencerelerimizin çerçeve ve perdelerine bakalım. Giydiğimiz elbiseden, yediğimiz ekmeğe varıncaya kadar hemen her şey, bitkiler vasıtasıyla yardımımıza koşturu­luyor.

Şimdi biraz düşünelim; bitkiler esas olarak oksijen çıkarır, hayvanlar ise karbondioksit. Bitkilerin ihtiyacı temelde karbondioksit, hayvan ve insanlarınki ise oksijendir. Yine bitkiler, esas olarak hayvanların gıdası durumundadır. Hayvanların artık maddesi olan gübre ise bitkilerin en önemli gıdasını teşkil eder. İşte dünya çapında bir yardımlaşma misâli. Hayvanların bitkile­re olan ihtiyacı ve bitkilerin de hayvanların gübresine olan ihti­yacı apaçık. Bu durum mücadele midir, yoksa yardımlaşma mı?

Büyük bir fabrikayı gezen bir adam, fabrikanın çarklarının birbirleri ile mücadele ettiğini, çıkan gürültülerin çığlıklar, im­dat sesleri olduğunu zannetse, büyük bir hataya düştüğü açıktır. Meselâ; bir şeker fabrikasının hammaddesini alan kısmını cana­varın ağzına benzetip, şeker pancarlarını yuttuğunu düşünebilir miyiz? Aynı şekilde bitkileri yiyen hayvanların, otlarla müca­dele halinde olduğunu söylemek mümkün mü? Halbuki bitkiler, hayvanların imdadına koşturuluyorlar. Bitkiler, birer süt ve et fabrikası olan hayvanların hammaddesi değil midir?

Karada bitkiler hayvanların besini olduğu gibi denizlerde de buna benzer durum mevcuttur. Denizlerde büyük ölçüde fitoplankton adı verilen ve serbest olarak yüzen küçük bitkiler yaşar. Bunlar sularda su yosunları (Algae) ve diğer bitkilerle birlikte, canlılara gıda olurlar. Açık denizlerdeki bu küçük bitkiler, kara­ların çayır ve otlaklarına benzerler. Bundan dolayı genellikle "denizlerin çayırı" olarak bilinirler.

"Bunların ne ehemmiyeti var" demeyin. Deniz altı hayatı bu küçük bitkiciklere bağlıdır. Çünkü bunlar denizin ana besin kaynağını teşkil ederler.[95]

 

Büyük Balık Küçük Balığı Yutmasa Ne Olurdu?

 

Denizlerde her sene iki milyon kere milyon ton (2X12) küçük bitki (fitoplankton) üretilir. Denizlerdeki canlıların, bu miktarı tüketmeleri lâzımdır. Aksi halde, artan miktar burada birikecek ve hayat kaynağı olan denizi yaşanmaz hale getire­cektir. Ama bu küçük bitkileri, küçük hayvancıklar (zooplankton ve Karides gibi) ve küçük balıklar yerler. Bunlar da büyük balıkların besin kaynağıdır. Yapılan bir araştırmada büyük bir balinanın midesinde yaklaşık olarak 5000 riga balığı, her riganın karnında 7000 küçük karides ve her karideste 130000 tane tek hücreli küçük bitkinin bulunduğu tesbit edilmiştir. Bu tek hücreli küçük bitkicikler, hayatın devamı için çok miktarda üre­tilirler. Bir çay kaşığı suda yaklaşık olarak 1 milyon kadar bu canlılardan vardır. Bu tek hücreli varlıklar, diğer canlıların be­sin kaynağının esasını teşkil etmeleri yanında, bir tahmine göre, atmosferdeki oksijenin % 80'ini üretirler.

Özetle söylemek gerekirse, denizlerde son derece hesaplı ve dengeli bir besin zinciri vardır. Eğer büyük balık küçük balığı yemeseydi çok fazla miktarda meydana gelen denizlerdeki bu besinler, tüketilmediği için denizler kokuşup taşacak, hayat çe­kilmez hale gelecekti. Bir yumurtlamada milyonlarca yumurta bırakan bir balığın yumurtaları da neslin devamı yanısıra aynı zamanda canlıların besin kaynağıdır. Bu durum, canlıların bir­birine yardım elini uzattığım açıkça göstermez mi?[96]

 

Baldan Daha Tatlı ve Faydalı
 


Hayvanlarla bitkiler arasındaki münasebetlerin, birbirine yardım, dolayısıyla insanlığa yardım olduğuna geniş manada diğer bir misal, çiçeklerle böceklerin ilişkisini verebiliriz. Bö­ceklerle çiçeklerin yeryüzünde bol miktarda yaratılmaları, bu iki canlı organizmanın birbirine yardım ederek yaşamaları ile yakından alâkalıdır.

Çiçekli bitkilerin üçte ikisi böcekler vasıtasıyla döllenerek nesillerini devam ettirirler. Böcekler, çiçek tozları (polen) ve balözü (nektarları) ile beslenirler. Balözü ve çiçek tozu toplamak için çiçekten çiçeğe dolaşan böcekler, çiçeklerin döllenme­sine vesile olurlar. Yani çiçekleri evlendirirler. Böylece bitkiler, bu evlilik neticesi nesillerini devam ettirebilirler. Böceklerin tozlaşma yoluyla bitkilere, dolayısıyla insanlığa yaptıkları yar­dımın ve hayata hizmetlerinin çok çeşitli şekilleri vardır. Biz sadece arıları misâl vererek, canlılar arasındaki münasebetin mücadeleye değil, yardımlaşmaya dayandığına dikkat çekmek isteriz.

Arıların döllenmede çok büyük rolleri vardır. Bu basit bir deneyle isbatlanmıştır. Üzeri çiçekle yüklü iki armut dalının bi­risi ince bir tülbentle arıların giremeyeceği bîr şekilde sarılmış, diğeri serbest bırakılmıştır. Meyva verme zamanında serbest bı­rakılan dalda bol miktarda armut teşekkül ettiği halde, tülbentle .örtülen dalda tek bir armut dahi meydana gelmemiştir. Muhak­kak ki arıların bitkilere yaptığı bu yardımdan haberleri yoktur, Fakat her şeyi hikmetle yaratan yüce Yaratıcı hayatı, bu canlı organizmaların yardımlaşması ile devam ettirdiğini en açık şe­kilde göstermektedir.

Arıların tozlaşmada çok önemli vazife üstlendiğini söyledik. Arılar bu vazifeyi ifa ederken, sabahleyin hangi bitkinin çiçe­ğinden balözü (nektar) toplamaya başlamışlarsa, daima aynı türden çiçekleri ziyaret ederek, bu türün çiçekleri arasında döl­lenmeyi daha kolay ve emniyetli bir şekilde sağlarlar. Bu şekil­de arılar döllenmeye yaptıkları hizmetle, bahçelerde mahsulün artmasına sebep olurlar Böylece sağladıkları fayda, baldan daha tatlı ve daha kıymetlidir.[97]

 

Hiç Bozulmayan Ortaklıklar

 

Canlılar dünyasında, karşılıklı faydalanma esasına dayana­rak beraber yaşamanın çok çeşitleri vardır. Birbirinin eksiğini tamamlayıp, yardım ederek beraber yaşama şekline simbiyoz (ortak yaşama) adı verilir. Bunun bitki ve hayvanlar âleminde misalleri çoktur.

Bitkiler âleminde bu ortak yaşamın en güzel misâlini, "Li­ken" adı verilen her türlü kötü hayat şartlarına dayanıklı bitki grubunda görmekteyiz. Likenler, bazı su yosunları (algae) ile mantarların kendi yapı ve özelliklerinden farklı olarak meydana getirdikleri simbiyotik (ortak yaşayan) canlılardır. Mantar hüc­releri, bitkilerin ihtiyacı olan su, karbondioksit, mineral madde ve mesken temini gibi bir kısım vazifeleri yerine getirerek or­taklığın bir hissesini, su yosunu hücreleri ise fotosentez yaparak besin maddeleri ve oksijen üretmek suretiyle diğer hissesini meydana getirirler. İki şuursuz canlının kurmuş olduğu bu şir­ket hiç bozulmadan, kavga gürültü çıkmadan devam eder. Hatta nesillerine dahi aynı özelliği aktarırlar. Yardımlaşma ve ortak­lıktan haberi olmayan bu canlıların birbirlerine destek olarak bir hayat kurmaları enteresan değil midir?

Aslında bunların birbirinin ihtiyacına cevap vererek ortak bir hayat teşkil etmeleri, kâinattaki varlıklar...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hayat Bir Mücadele mi
« Posted on: 25 Nisan 2024, 11:41:21 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hayat Bir Mücadele mi rüya tabiri,Hayat Bir Mücadele mi mekke canlı, Hayat Bir Mücadele mi kabe canlı yayın, Hayat Bir Mücadele mi Üç boyutlu kuran oku Hayat Bir Mücadele mi kuran ı kerim, Hayat Bir Mücadele mi peygamber kıssaları,Hayat Bir Mücadele mi ilitam ders soruları, Hayat Bir Mücadele miönlisans arapça,
Logged
20 Temmuz 2023, 01:35:04
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.958


« Yanıtla #1 : 20 Temmuz 2023, 01:35:04 »

Esselâmu Aleyküm Rabbim ilmimizi artırsın inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

22 Temmuz 2023, 14:15:41
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #2 : 22 Temmuz 2023, 14:15:41 »

Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes