๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Merak Ettiklerimiz => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 20 Temmuz 2010, 19:00:50



Konu Başlığı: Dünyaca Ünlü Müslüman Astronom Kimdir
Gönderen: Zehibe üzerinde 20 Temmuz 2010, 19:00:50
Uluğ Bey ve Semerkant Rasathanesi...
 

İLİMLER TARİHİNDE YER ALAN DÜNYACA ÜNLÜ MÜSLÜMAN ASTRONOM KİMDİR?
 

Mehmet DİKMEN

İlimler tarihinde yer alan en büyük astronomlardan biri de Uluğ Bey'dir.

Uluğ bey, Aksak Timur'un torunudur. Babası Muiniddin Şahruh Mirza'dır. 22 Mart 1394 tarihinde Güney Azerbay­can'ın Sultaniye şehrinde dünyaya gelmiştir. Asıl adı, Muhammed Taragay (veya Turgay) ise de, dedesinin sağlığında Uluğ Bey diye anılmaya başlanmış, asıl adı kullanılmaz olmuştur.

Uluğ Bey 11 yaşında iken Kur'ân-ı Kerîm'i ezberlemiş; Arapçayı mükemmel şekilde öğrenmişti.

19 yaşına geldiğinde 1413 yılında babasının ülkesine hü­kümdar oldu. Fakat kendini idarecilikten çok ilme verdi. 25 Ekim 1449 yılında Semerkant yakınındaki Bağrın köyünde ve­fat etti. Türbesi, Semerkant'ta dedesi Timur'la aynı çatı altında bulunmaktadır.[217]

 

Uluğ Bey'in İlme Hizmetleri
 

Uluğ Bey, 36 yıllık hükümdarlık döneminde, matematik ve astronomi ilmine büyük hizmetlerde bulundu. Sarayını bir aka­demi haline getirmişti. Zamanın en meşhur bilginlerini orada toplayarak ilmî tartışmalar yaptırıyordu.

Uluğ Bey, Buhara ve Semerkant şehirlerinde han, hamam, saray gibi binaların yanısıra medrese ve Rasathane gibi ilmî ku­ruluşlar da yaptırmıştı. Onun zamanında Semerkant, ilim dün­yasında önemli bir ilim, kültür ve san'at merkezî durumuna gelmişti.[218]

 

Dünyaca ünlü Semerkant Rasathanesi
 

Uluğ Bey'in en büyük eseri, Semerkant Medresesi inşaasından kısa bir süre sonra Semerkant'ta yaptırdığı büyük rasatha­nedir.

Uluğ Bey Rasathanesi de denilen bu rasathane, Semerkant Medresesi'nde yapılan matematik ve astronomi çalışmalarını pratiğe uygulamak, sonuçlarını hazırlanacak bir eserle ilim dünyasına sunmak gayesiyle yapılmıştı.

Uluğ Bey, 1121 'de yapımına başlanan rasathanenin inşaası bittikten sonra, rasathane müdürlüğü görevini, Gıyaseddin Cemşid'e verdi. Rasat ve hesaplama işlerini o idare ediyordu. Gıyaseddin 1429 yılında ölünce yerine Bursalı Kadızâde Rûmî görevlendirildi. Rûmî'nin 1430 yılında ölümü üzerine rasatha­nenin müdürlüğüne, Kadızâde'nin talebesi Ali Kuşçu getirildi.[219]

 

Uluğ Bey'in Hazırladığı Yıldız Kataloğu
 

İlim tarihinde önemli bir yeri olan Uluğ Bey Ziyc'i adlı eser, adlarını belirttiğimiz bu âlimlerin ve yardımcılarının uzun süreli ve sistemli çalışmaları sonucu ortaya çıkmıştır.

Ziyc, bir nev'i yıldız katalogudur. Uluğ Bey'den önce de Ziycler hazırlanmışsa da, bu Ziyclerde hem rasat ve hesap hata­ları vardı, hem de yıldız sayıları çok azdı. Uluğ Bey Ziyci ise, büyük ölçüde hatadan uzaktı. Yıldız sayıları da hayli arttırılmıştı. Denebilir ki, bu Ziyc, dürbünün astronomide ilk uy­gulama tarihi olan 1610 yılına kadar yazılmış Ziyclerin en mükemmelidir. Bu eser ile ortaya konan ilmi kaidelere, ilim dünyası ancak asırlar sonra katkıda bulunabilecek seviyeye gelmiştir.

Ne yazık ki Uluğ Bey'in ölümünden sonra, bütün bu çalış­malar durmuş, rasathanede görevli kıymetli ilim adamlarının herbiri bir tarafa dağılmıştır. Ali Kuşçu da, önce Tebriz'e, daha sonra Fatih Sultan Mehmed'in ısrarlı daveti üzerine İstanbul'a gelerek üniversitede görev almıştır.

Semerkant Rasathanesi, gerek ilmî kadrosu, gerek binası, gerekse kullanılan rasat âletleri bakımından, o zamana kadar benzerine rastlanmamış bir hüviyete sahipti. Rasathanede kul­lanılan rasat âletlerinin bazılarının bizzat Uluğ Bey tarafın­dan ilk defa icat edildiği bilinmektedir.

Uluğ Bey Ziyci adlı eser, ilim dünyasının büyük ilgi ve me­rakını çekmiştir. Bizler, Uluğ Bey'in adını ve eserini bile bil­mezken, Batı dünyası ilim adamları O'na "15. yüzyılın ast­ronomu" unvanını vermişlerdir. Bunun yanısıra, merkezi Amerika'da bulunan Milletlerarası Astronomi Derneği 'Internationalle Astronomie Union), ayın görünen yüzünde bulunan bir bölgeye (kratere) Uluğ Bey Krateri adını ver­mek hakşinaslığını göstermiştir.[220]

 

Osmanlılarda Rasathane Çalışmaları
 

İstanbul'da ilk rasathane, 1577 yılında Müneccimbaşı Takıyyüddin tarafından kurulmuştur. Aslen Mısırlı olan Takıyyüddin İstanbul'a gelmiş, Saraya müneccimbaşı olmuştur. Takıyyüddin, zamanın padişahı III. Murad üzerinde büyük nüfuzu olan Hoca Saadettin Efendi'nin yardımıyla, Padişah'tan rasatha­ne kurmak iznini çıkarmıştı. Kabataş sırtlarında böylece ilk ra­sathane kurulmuştu.

Bu rasathanede 1577'de görülen kuyruklu yıldızın hareket­leri yakından izlenmiştir. Ancak rasathanenin ömrü uzun olma­mıştır. 1578 yılında çıkan bir veba salgınında pek çok sayı­da İstanbullunun ölümünü rasathane çalışmalarının uğur­suzluğuna bağlayan bazı cahil çevreler, Padişah'a te'sir ederek rasathaneyi yıktırmışlardır. Bundan sonra Osman­lı'da modern mânada kurulan ilk rasathane, 1911 yılında Rasat-hane-i Âmire adıyla kurulmuş olan Kandilli Rasathanesi'dir. 1577'den bu tarihe kadar astronomik gözlemler yapacak başka bir te'sis kurulmamıştır. Ancak 1868 yılında yalnızca meteoro­lojik gözlemler yapmak üzere Beyoğlu tepesi üzerinde bir me­teoroloji gözlemevi kurulmuştur. Bu gözlemevi de faaliyetini 31 Mart 1909 yılına kadar sürdürmüş, 31 Mart ayaklanması sı­rasında tahrip ediliştir.[221]

 

Rasathane-i Âmire'den Kandilli Rasathanesi’ne
 

31 Mart'tan sonra işbaşına gelen Hükümetin Maarif Bakanı Emrullah Efendi, devrin en büyük astronomi bilginlerinden Fatin Hoca'yı 1910 yılında Rasathane-i Âmire'yi kurmakla görev­lendirdi.

1 Temmuz 1911 günü Rasathane-i Âmire, 5 kişilik kadro­suyla 2 katlı ahşap bir binada çalışmalara başladı.

Rasathanenin modern bir gözlemevi olması, daha sonraki yıllarda gerçekleşti. Bir Alman firmasından dürbün getirtilerek çalışmalara başlandı. Ayrıca Fatin Hoca, depremleri ölçen sis­moloji servisinin kurulması için de büyük çabalar sarfetti.

Artık kuruluşun çalışma alanı gibi adı da değiştirilmiş, Kan­dilli Rasathanesi olmuştu. Kandilli Rasathanesi'nin ilk astrono­mi gözlemi 1936 yılında Bursa'da yapıldı.

Fatih Hoca 1944 yılında yaş haddinden emekli olup yerini genç kuşaklara bıraktı. O günden bugüne çok büyük gelişmeler kaydedildi.[222]