๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mektubat-ı Şeyh Hazret => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 22 Ocak 2010, 00:57:11



Konu Başlığı: Yetmişbeşinci Mektup
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 22 Ocak 2010, 00:57:11
YETMİŞBEŞİNCİ MEKTUP

Şeyhanlı Molla Abdülkerim bin El-Şeyh İbrahim’e Peyfamber’in (Sallallahü aleyhi ve sellem) buyurduğu: “Allah’ı rab, islamı din, Muhammed’i (Sallallahü aleyhi ve sellem) resul olarak kabul eden kimse, imanın tadını almıştır.” Diya buyurduğu hadisin en güzel bir şekilde tefsiri ve o konu ile ilgili meselenin beyanındadır.

ALLAH’IN ADIYLA BAŞLARIM

Bizi islam dinine hidayet ettiğinden dolayı bütün hamdler yalnız Allah’a olsun! Salat ü selam mahlukatın efendisine (Aleyhisselam) şerefli kimselerin ışıkları olan aline ve sahabına olsun!

Bundan sonra, bu mektub, Allah yolundaki kardeşi ve dostu Molla Abdülkerim’edir. Allah, onu dünya ve ahirette selamette eylesin!

Şübhesiz, doğru haber verenden onun, ve alinin üzerine salat ü selam olsun! Şöyle bir hadisi şerif rivayet edilmiştir:

“İmanın tatlılığını tıtmış olur.” Yani ya tabii veya kendini zorlamakla ihtiyari zevki ile onun tatlılığını tatmış.

“O kimse ki, Allah’ı rab olarak kabul eder.” Yani emirlerine ittat etmek yasaklarından korunup tekellüfte olsa onları nefsani arzuları üzerine tercih ederek ta ki bu vasıfları kendisine bir huy eder.

“Din yönünden İslamiyete razı olur.” Yani İslamiyeti bütün dinlerin üzerine kendine seçmiş, öyle ki ateşe atılmasını sever de ondan dönmesini istemez.

“Ve peygamber olmak yönünden Muhammed’in (Sallallahü aleyhi ve sellem) kendine peygamber olduğuna razı olur.” Yani sünnetiyle amel etmesini kendine bir yol olduğunu seçerek, kendisini Allah’a ulaştıracak başka bir yol olmadığını bilir. Herhangi bir karşılık düşünmeden ona mütabeat etmek sureti ile amel edecek ki, nefsani arzularını terk ederek adet edinmiş olduğu şeylerde bile ona mütaeat etmiş olsun! Demektir. Bu haletler, müride kendisine iktida eylediği mürşidini sevmesinden peyda olur. Öyle ise akıllı kimse, o muhabbeti elde etmeye çalışması lazımdır.

Eğer siz de buna çalışmazsanız, durumunzdan korkulur. Çünkü siz Üstadı azam (EL-Şeyh Abdurrahman’ın) (Kuddise sirruh) komşularındansınız. Fakirin zannıa göre o, komşusunu bırakmız. Bu senedeki muhabbet ve şevk geçen senelerdekinden daha çotur. Sizinh, kardeşlerinizin, Seyyid Abdullaüh’ın talebelerin, molla Nadir’in , bütün köy halkının üzerine selam olsun. Molla Fethullah, Muhammed Masum, Sultan Veled, Cemalüddin ve bütün talebelerin sana selamları olup dua ederler. Keza onlara da selam ve dua ederler. İşte diyceği budur. Allah, efendimiz Muhammed’in, (Sallallahü aleyhi ve sellem) alinin ve ashabının üzerine salat ü selam eylesin