> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Mektubat-ı Şeyh Hazret > Sekizinci Mektup
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sekizinci Mektup  (Okunma Sayısı 570 defa)
19 Ocak 2010, 18:51:25
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 19 Ocak 2010, 18:51:25 »



SEKİZİNCİ MEKTUP

Müride layık hatta lazım olan şey, halini mürşidine arz etmesi, veya yazması, cevabını onun yüce görüşüne bırakıp aklına cevaıbın talebi bile vaki olmaması, düşüncesini tarikattan maksud olan emrin imtisaline hasr ederek, manevi yükselme ve haletler, çocukların iknaına sebeb olan ceviz ve üzüm mesabesinde olduklarından dolayı, onlara önem vermemesi, nefsini nakıs ve taksiratlı bilmekten daha üstün manevi bir yükselme olmayıp ( Allah alasını bize nasib eylesin). Amelde çalışıp zat-ı Bariyi taleb etmek ni'metinden daha büyük bir ni'met olmadığı konular hakkında, Hınıs kalesinde mukim Molla İsmail'edir.

ALLAHIN ADIYLA BAŞLARIM

Kainatta hiçbir şey yok ki, onu ham ile tesbih etmesin! Salat ü selam, efendimiz Muhammed'e ( allallahü aleyhi ve sellem) bütün al, ashabına, ezvac ve zürriyetine olsun! Bundan sonra, bu mektub, kutbu alem kaymakamının ( Radıyallahü anh) perverdesinden, Allah yolunda ki en yüce kardeşi, molla İsmail'edir. Manevi makamlara yükselmesi artırılsın. Sevgiden haber veren mektubunuz, perverdeye ulaştı. Okuyup içindekilerini anladı. Dolaysıyla gayet sevindi. Çünkü ondan muhabbet, sadatın ( Radıyallahü anhüm) tarikatına iştiyak kokusu duyulur.

Ey kardeş! Ona ( bana) üç mektub gönderip cevab alamadığınızı, dolaysıyla merak ettiğinizi yazıyorsunuz. Bil ki, dünyadaki şeyler, hasıl olmaları bakımından, vakitlerinin rehineleridirler. ( Herşeyin vücud bulması için, özel bir vakit vardır.) belki cevabın tehirdinde, bir hikmet olsa gerek. Mürid halini mürşidine bildirmesi layık olup, cevab ise, mürşidlerin re'yine havale edilir. Şayet cevab verme vakti ise, gecikmeden cevab vereceklerdir. Cevab zamanı değilse de, cevab verip vermemek hakkında, hiçbir şey söylemezler. Onlarca karar verilmiş durum budur. Edeb ve terbiye itibariyle, müridin kalbi kılımaması gerekir. Belki bundan hayır olduğunu ilm-i yakini ( içinde şek ve şübhe olmayan ilim) ile bilmelidir. Mürşidler, bazı vakıalarda " Bu vakit cevab vermek vakti değildir" derler. Ama bu nadirdir.

İşte bundan anlaşıldı ki, mürid için terbiye ve edeb bakımından, mürşidinden cevab taleb etmeden halini ona arz etmektir. Hatta mürşidi, onun hakkında ihtiyar eylediği şeyde, hayır olduğunu bilecek ve hatta birçok zamanlarda mürşidin sükutu mürid için cevab olur.

Mektubda " Virdlere devam ettiğim halde, kendimde hiçbir manevi terakki ( yükselme) hissetmeyip, günbegün gerileme hissettiğimden dolayı bana üzüntü hasıl olup, o üzüntünün eseri de bende zahir olur" diye yazmışsın. Ey kardeşim! Hayır, yüce Allah'ın ihtiyar eylediği şeydedir. ( Farsça beyit) :

" Tarikatta salikin önüne gelen her şey, onun için hayırdır. Doğru yol üzerinde bulunan kimse, ey gönül! Doğru yoldan çıkmış değildir."

emrin imtisalinden başka, müridin üzerinde hiçbir teklif yoktur. Fayesi bu olup manevi makamlara yükselmesi olmayacaktır. Hayrın, emrin imtisalinde olduğunu bilmelidir. Şayet, kamil bir imtisal yaparsa, haberi olmadan, kendisine terakkinin son derecesi hasıl olmuş olur. Eğer böyle bilmeyip düşünmezse, kendisine terakkiden bir şey hasıl olduğunu hissetse bile, ondan kendisine bir fayda olmayıp, belki idrak ettiği o manevi terakkiden dolayı tehlikeli bir durumdadır.

Sadeddin El-Kaşgari'nin halifesi, Muhammed El-Ruci ( Kuddise sirruhüma) buyurdular ki: Tarikat salikinin maksadı, amel etmekten başka bir şey olmaması gerekir. Çünkü bu dünya evi, Allah'a taat ve ibadet evi olup yapılan iyi amellere karşı verilecek mükafat evi olmadığı muhakkıklar nezdinde sabit olmuştur.

Öyle ise erkek isen, erkeklerin ibadete çalıştıkları gibi çalış! Dünyada yaptığın iyi şeylerin karşılığı, ahirette çoktur. Salike maneviyatta görünen hal, huzur ve keşifler, acele olarak onları taleb eylediği şeyler kabilindendirler. Hatta bu durumu, çocuklar onlarla beslendikleri ceviz ve üzüm mesabesinde olup, çocuklara benzeyen tarikat salikleri onlarla beslenirler. Demek ki: Mürid, amelde gevşeklik etmeden çalışması lazımdır. Taat ve ibadetten başka bir gayeyi düşünse, gevşeklik ile zıddı olan hal kendisinden ayrılmazlar. Bütün bu izahla beraber, perverde, senin bu durumun, yükselmenin ta kendisi olduğunu bilir. Zira müridin maneviyatda son terakkisi, kendi nefsini noksan, kemalatsızlıkla muttasıf olduğunu bilmesidir. Nitekim:

" Nefsini bilen, gerçekten Rabbini de bilmiştir." denilmiştir. Yani kendi nefsini noksan, kötü ve sırf adem ( yok) olduğunu, kemalattan onun için hiçbir payı olmadığını bilen kimse, şüphesiz Rabbini bilir demektir. Öyle ise, salike ne kadar nefsin çirkinliği ve noksaniyet görşüşü artsa, o nisbette Allah'a manevi yaklaşması da artar. Hatta onda akıl ve tefekkür olsa, yüce Allah'ı taleb etmesi için kendisine izin verildiğine sevinir. Çünkü Allah, yücelik vasfıyla, kul ise, noksaniyetle muttasıf olduğundan, kendisiyle kulun arasında münasebet olmadığı halde, Allah, onu muhabbetine davet etmiştir. Öyle ise, bundan daha büyük ne gibi bir şey vardır. Hangi ni'met daha üstündür?

Şirir:
" Evet, bana bir visal hasıl olmadan, aşkta müddeti hayatımın sona ermesine razıyım. Eğer muhabbetime intisabım doğru ise."

Üstad-ı a'zam ( Radıyallahü anh): " İbadete çalışıp, Allah'ı taleb etmekten başka, hiçbir şey kıskanmam" buyurdu. Mürşidimiz de, ( Radıyallahü anh) bu hususta buyurduğunun hülasası şudur: Allah'ı taleb etmek, yolundaki bütün güçlükler ve onun için üzülmek, matlub olup hatta medh edilirler. Lakin müridin sadatlara intisabı dolaysıyle ferahlanmasına, ona ler şeyden daha yüce, daha aziz ve şereflidir.

Sonra perverde size hususi ve umumi olarak da bütün müridlere selam eder. Hatme, sohbet edip, muhabbetin artması için sadatdan istimdat etmelerini tavsiye eder. Allah, efendimiz Muhammed?e, ( Sallallahü aleyhi ve sellem) al ve ashabına salat ü selam eylesin.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sekizinci Mektup
« Posted on: 29 Mart 2024, 08:30:49 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sekizinci Mektup rüya tabiri,Sekizinci Mektup mekke canlı, Sekizinci Mektup kabe canlı yayın, Sekizinci Mektup Üç boyutlu kuran oku Sekizinci Mektup kuran ı kerim, Sekizinci Mektup peygamber kıssaları,Sekizinci Mektup ilitam ders soruları, Sekizinci Mektup önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes