๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mektubat-ı Şeyh Hazret => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 20 Ocak 2010, 17:12:55



Konu Başlığı: Otuzsekizinci Mektup
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 20 Ocak 2010, 17:12:55
OTUZSEKİZİNCİ MEKTUP

Zirkili Kulihan bey ile kardeşlerinin oğullarına, akrabasına baş sağlıkları ve sabr etmelerine teşviki ile fitnenin vuku bulmasından fitneyi alevlendirmekten korkutması hakkındadır.

ALLAH’IN ADIYLA BAŞLARIM

Hiçbir varlık yok ki onu hamd ile tesbih etmesin. Salat ü selam Efendimiz Muhammed’e ( Sallallahü aleyhi ve sellem) bütün al ve ashabına olsun! Bundan sonra bu mektub, alem kutbu kaymakamının ( Radıyallahü anh) perverdesinden, emsalinin en üstünü, asrının en üstünü, asrının en iyi adamı olan Kulihan bey ile Şerif ağa, kardeşlerine, oğullarına ve akrabalarınadır.

Tarafınızda vaki olan fitne ve Esad ağa ile bazı ileri gelenlerinizin ahirete intikal ettiklerinin haberi perverdeye ulaştı. Evvela size “ Allah ecrini büyültsün, mateminizin sonunu güzelleştirip, geçmişlerinizi bağışlasın. Gönlünüze sabr versin!”

Ey dostlar! Sabr etmek şartıyla başa gelen musubetin ecrine hiçbir şey denk gelmez. Allah ( Celle ve ala) Kur’an-ı Kerim’de:

“ Onlar, o kimselerdir ki, kendilerine bir bela geldiği zaman, teslimiyet göstererek “ Biz Allah’ın kuluyuz ve ( öldükten sonra) yine ona döneceğiz.” Derler. O teslimiyet gösterip rablerine sığınanlar üzerine, rablerinden mağfiret ve rahmet vardır. Onlar, hidayete erişmiş olanlardır.”

Allahü teala bu ayetlerde belaya karşı sabr edenlere üç şey isbat etmiştir.

1. Rahmetle beraber yücelik.
2. İkinci ayette, harfi atıf olan ( vav ) bulunduğundan mezkur rahmetten sonra, ni’met manasını ifadan rahmet.
3. Hidayet.


Peygamber’den ( Sallallahü aleyhi ve sellem) özetle şöyle rivayet edildi:
“ Musibet zamanında, “ biz Allah’ın kuluyuz ve yine ona dönceğiz.” Diyen kimseden başka musibetin ağırlık yükünü sırtınıa almamıştır.”

Yani sabretmiştir. Öyle ise, fitne çıkarmayıp, ateşini alevlendirmeyin! Belki onu yaratan Allah’a ( Celle ve ala) havale ediniz! Çünkü Allah’ın intikamı çok şiddetlidir. Hiçbir kimsenin hakkını diğer kimseye bırakmaz. Fitneci, fesad olanlara kulak vermemeniz lazımdır. Şayet katilleri yakalamak isterseniz, hükümet bu iç için daha evladır. Zira sizinle çatışanlar, kendilerini kurtarmak için, onlardan birisi hatta dört kişi bile öldürmelerini temmenni edip de, hükümetin onlara yaptdığı baskıları istemezler. Buluruz ki, bizler, sizin bu olayınız için şiddetli üzüntüde bulunuyoruz. Dünyayı elde etmek için, ahiretinizi satmanızdan korkarız. Zira mel’un, ( Allah’ın rahmetinden kovulmuş şeytan) fitne ve fesad çıkarmaya ve ateşlerini alevlendirmeye çok haristir. Yapacağı fitnenin ateşinden sakınınız. Biz sizin akıl, namus sahibi olduğunuzu sanıyoruz. Komşularınız, sizden kıskandıklarını, kalblerinde size karşı olan kin ve kıskanmalarının öfkesini almak için, fitneye düşmenizi sevdiklerini de biliriz. İşte bu hususta uyanık olun! Bununla beraber maktülleriniz cihetinden size ve rütbenize noksanlık gelmez. Size, akrabanıza, size tabi olanlara ve köy ahalisine, selam olsun! Sizin ve onların sıhhatini aziz ve yüce Allah’tan dileriz. Sözün hülasası, kurtulma çaresi, resullerin efendisinin mutabaatındadır. Onlara, ona, al ve ashabına salavatın en tamamı, selamlardan en kamili olsun!