> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Mektubat-ı Şeyh Hazret > Ellidördüncü Mektup
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ellidördüncü Mektup  (Okunma Sayısı 633 defa)
21 Ocak 2010, 14:29:25
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 21 Ocak 2010, 14:29:25 »



ELLİDÖRDÜNCÜ MEKTUP

Pederinin halifesi Bitlisli Molla Mustafa’ya (Kuddise sirruh) perverdenin ona karşı muhabbeti zayıf olduğunu düşündüğünden dolayı, kendisinden özür dilemesi ve sohbetin bâzı âdâbının ve yine mezkûr zatın bâzı vâkıa halleriyle gördüğü rüyaların, velevki en azda mümkün olsa, evliyâlardan sâdır olan şeylere uyulmasının lâzım olduğu beyanındadır.

ALLAH’IN ADIYLA BAŞLARIM

Bütün hamdler, âlemin rabbine mahsusutur. Salât ü selâm bütün peygamberlerin efendisine, (Sallâllahü aleyhi ve sellem) iç ve dışları temiz olan âl ve ashâbına olsun! Bundan sonra bu mektûb, nefsânî heva ve hevasının şerlerine dalmış, sağındaki melek (tarafından) amelinin defterinde hakkında yazılmış olan şeyden haberi olmayan, yüksek kapının hizmetçisinden, kudsî ruhlu o güzel zattan (Üstad-ı a’zamdan) devamlı olarak müstehak ve lâyık olduğu hilâfetle, müşerref olduktan sonra, üstada mensub mektûbların yazmasıyla müşerref olup da ki Kâtibül Esrâri ve El-Hafiyye (sır ve gizli şeylerin kâtibi) lâkabı ile adlandırılmış olan zatadır.

İnci gibi mes’elelerle dolu, ondan faydalar damlaları akan, faydaların ışıkları yükselen güzel sufrelerin kokusu gibi ondan kokular yükselen mektûbunuz, hizmetçiye ulaştı. Dolayısıyla gayet sevinip, aziz ve yüce ALLAH’a şükr ederek, bu vakitte, Üstad-ı a’zama en kâmil bir nisbetle mensub olan zatın hatırına geldiği için, bu “Rabbimin faziletinden bir ni’mettir” dedi. Bâzı işleri dolayısıyla acele olarak hemen size cevabını göndermek mümkün olmadı. Belki varlıkların husûle gelmesi için, ALLAHü teâlânın onlara tahsis eylediği zamanlarının rehini olup kul yapacağı işi, o vakti aşmanın kudretinde değildir. nitekim Kur’ân-ı kerîmde bu manâya münasib buyurulur ki:
“Müddetleri (insanların müddetleri ecelleri) de geldiği zaman, ne bir an geri kalabilirler, ne de önce geçebilirler.”
işte, ALLAH tarafından takdir edilen vakti gelince, hizmetçiye dua etmenize ve onun için Üstad-ı a´za’ın (Radıyallahü anh) rûhundan istimdad etmenize sebeb olmak gayesi ile kendi iktidarına göre, gayri mazbut ve tertipsiz bir ibare ile bu mektûbu size yazdı. Lâkin mektûbunuzda hizmetçi, eskisi gibi size muhabbeti olmadığına, hattâ buna gördüğünüz birçok rüyaları da delil getirip yazmanıza taaccüb etti. Ey efendim! Eğer, bu düşünceniz, zahiren açıkça mülâkatsızlıktan ileri gelmiş ise, o, bunun için kınanmaz. Hele bu senede... Eğer bâtınî,manevî bir şey içinse, mümkündür. Çünkü sen öyle karar vermişsin. O ise, nefsânî hevasına daldığından haberi yoktur. Öyle ise, o âfetten kurtulması için ALLAH’tan (Celle ve alâ) dile! Tâ ki, o âfetten dolayı başına geleceğini bilip de, ondan tevbe etsin! Çünkü kul nefsânî hevasına daldığı müddetçe, kendisine zararlı olduğu şey’i bilmez o, şey’in hakikatını bilen kimse, o hususta onu ikaz etmesi gerekir. Hakkında zararlı olduğunu bilip de onu uyarmadığı takdirde, kardeşlik hakkına riâyet temediği için, ona hıyânet etmiş olur. Halbuki iki kişinin arasındaki kardeşlik münasebetinin icabı olarak, birisi diğerinde kendine karşı bir kusuru görünce, onu mazur görmektir.

Nitekim arkadaşlığın iki şartı olduğu denilmiştir. Birincisi hatalı olan arkadaşı, ALLAH’ın kudreti altında mecbur olduğu dolayısıyla onu özürlü bilmesi, İkincisi, onu uyarmadığı için, arkadaşlığın hakkını yerine getirmediğinden, kendi nefsini kınamasıdır. Bu fakirin zannına göre, sana karşı iltifatının azalması hakkında gördüğün rüya, kendisi hareketiyle bu zamana uygun olmadığı kanaatına muvafıktır. Bu, fakirin iltifatına olan cenâbınızın şiddetli hırsından peyda olup tâ ki aksine aklınızda iltifatsızlığı yerleşmiş, rüyanızda ona göre zuhûr etmiştir.

Rüyada katbay kelimesiyle konuştuğunun tabiri, aynı rüyanızdaki beyanınıza göre, bâzı yer sarsıntılarının farkına vardığında bana, bu katbay mıdır? diye sorduğunda, bu fakirde, “Seninle birlikte başkası da bunun farkına vardı mı?” diye sual ederken, cevabında “Bilmiyorum” deyişin, mürşid, amelde çalışması lâzım olup, tâ ki arkadaşlarından da aşk eseri zâhir olsun. Mürid arkadaşlarda zâhir olmayınca, kusur mürşide isnad edilir. Çünkü o, kendisin ALLAH’a kavuşmaktan alıkoyan şeylerden tahliye edip ALLAH’ın (Celle ve alâ) manevî huzurunda başbaşa kalsa, o manevî makamının eseri arkadaşlarından da zâhir olacağına bir işarettir.

Hülâsa, katbay kelimesi de delâlet ettiği gibi, bu rüya ALLAH yolunda çalışmaya işarettir. Zira “kat” ayrı, “bay” ayrı birer kelimelerdir. (ba) kelimesi, Farsça yazılışına göre (pay) ise, ayak anlamına, arapçaya göre ise, mahallî lisana göre rüzgâr manâsına gelir. Kat kelimesinin anlamı da elbisedir. Oysa, bu iki kelimenin birleşmesinden, ayakkabı veya rüzgar elbisesi demektir ki, bundan hafiflik manası anlaşılır. Hafiflik vasfı acele olarak maneviyatta seyretmeye münasibtir. Manevi seyr, bu yüce taifenin istılahına göre, kaben halktan alakayı kesip büsbütün Hakk’a ( Celle ve ala) yönelmekten ibarettir. Mektubun geldikten on gün sonra, sabah namazından sonra bu fakir gözünü kapattığında, elbisenin üzerine gömlek giydiğini görmesi de buna işaret eder. Daha sonra, o vakıada kendisine zahir oldu ki o, fakir içindeki şeyin hilafını izhar eter. Fakat içinde saklı bulunan şeyler acaba hasenat mı ki, izhar ettiği şey ona muhalif olsun. Ve vasıf ile muttasıf olan kimse, Melamiyye ( taifesi)  kabilinden olur veya durumu bunun aksine midir? Ki, bundan ALLAH’a sığınıyor diye bir müddet tereddütten sonra, ona bu durumun açıklanmaması, ALLAH yolunda çalışmasına, yaptığı amellerden dolayı, ALLAH’ın mauheszesinden kurtulmasına dair emniyette bulunmamasına işaret olduğu anladı. Çünkü insanın içindeki gizli şeyler, iyi ve güzel olsa, dolaysıyla kendisine bir nevi emhiyyet hasıl olur. Halbuki maneviyata arız olan afetlerden emin olunması Nakşibendi tarikatına muhaliftir.

Peygamberin Efendisine, (Sallallahü aleyhi ve sellem) onun al ve ashabına ALLAH’ın salat ü selamı olsun! Görmüş olduğun rüyanın tabiri, kitabların delalet ettiklerine göre, onu rüyada görmek haktır. ( Doğru olup batıl bir rüya değildir) O rüyada, Hazret-i Peygamber’in kapıdan çıkması ise, parlak şeriatını o kadar açıklayıp kuvvet bulacak ki muhalefeti hiç kimseye mümkün olmıyacaktır. Rüyada bu fakirin size, Hazret-i Peygamber’e ( Sallallahü aleyhi ve sellem) halimi arz etmeye git ! demesi, fakir ile aranızdaki sadakatin kemaline işarettir. Çünkü öyle bir durum olmasaydı. Öyle bir makamda o cenab-ı aliye hal arz edilmesinden bahs edilemez.. Aynı rüyada, akıln hayret edip ona salat ü selam söylemekten başka bir şey söylemeyişin, senin tinetinde, yaradılışında muhabbet kabiliyeti olduğuna bir işaret olduğu umulur. Zira hakiki aşık odur ki, sevgilisini görünce, kendini unutup sevgiliyi taleb eder, denilmiştir. Nitekim Busıri, budumla övülmüştür. Çünkü onun hakkında şöyle hikayet edilir ki, kendisi rüya da değil, aşikar Peygamber’i ( Sallallahü aleyhi ve sellem) gördü. Kendine ondan bir kşey taleb etmeyip belki nefsini de unutarak, “ salat ü selamsenin üzerine olsun ey ALLAH’ın Habibi !” diyerek kendinden geçinceye kadar sesini yükseltti.

Demek ki, mezkur muhabbetin kabiliyetini meydana çıkarmak için, meydana geleceğine dair senin için bir müjdedir.

Mektubda, rüya gördüğünüz günlerde, cenabınız Tezkiret El-Evliya adlı kitabın mütalaasına devam olan şeylerdeki mücahedelerinde ve Üstad-ı a’zamın ( Radıyallahü anh) mücahedesinde ve nefsine yaptığı muhalefetinde tefekkür ederdiniz diye yazılan şeyler ise, evliyanın kitablarının okunmasiyle mezkur şeylerin hasıl olmasına dair bu fakire bir ikazdır. Hele onlara iktida edilse durum nice olur? Öyle ise onlara mensub olduğunu iddia eden kimse, velev ki az bir işte de olsa, onlara uyması lazımdır. Nitekim Gavs-i a’zam ( Radıyallahü anh) bir gün Hazan’a gitmek üzere binmiş iken, Şeyh Halid ( Kuddise sirruh) atının üzengisini tuttu. Onun yaptığı bu hareketine karşı, Gavs-i a’zam süküt ederek az bir şey de olsa, mürşidlerinyaptıklarına uymak lazım olduğuna işaret edip, Sultan Veled, Şemsi, Tebrizi’nin Konya’ya kadar atının üzengisinden tutarak yürümekle ondan kabul eylediği gibi, Gavs-i a’zam da ondan bunu kabul etmiştir.

Mektubda, kalbin altında çarpıntı gibi bir şey hasıl olup ondan dimağına kadar bir duman yükselir, dolaysıyla bütün azalarımda şeylerin hakikati, ruhun şiddetle yukarıya doğru yükselmesinin talebindendir. Bu halet İmam-ı Rabbani ( Radıyallahü anh) mektubatında yazdığı en tamam tafsilata göre, tasavvuftaki manevi seyrlerden olan El-Seyrülüryani kabilinden olduğu umulur. Mektubda hasıl olan titreme vaktinde, bana muhabbet veya korku bile olup olmadığını da bilmiyorum diye yazılan şeyler de buna delalet etmektedir. Çünkü o vakitteki ruhun yükselmesi esnasında salik hiçbir şeyden haberi olmayıp belki nereye gideceğini bilmeyen kimse gibi, hiçbir şeyin farkında bile değildir.

Perverdeye layık değilse de, mektubunuzdaki şeylere mutabık olsun diye bunları yazdı.
Bundan sonra, perverde ellerinizden öper, dualarınızı diler, fakı Halid B. Hamo ile ev halkınıza selam edip Muhammed Said’in iki gözlerinden öper, ALLAH efendimiz Muhammed’e ( Sallallahü aleyhi ve sellem) aline ve ashabına salat ü selam eylesin!
Şubat – 1325.  

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ellidördüncü Mektup
« Posted on: 23 Nisan 2024, 23:28:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ellidördüncü Mektup rüya tabiri,Ellidördüncü Mektup mekke canlı, Ellidördüncü Mektup kabe canlı yayın, Ellidördüncü Mektup Üç boyutlu kuran oku Ellidördüncü Mektup kuran ı kerim, Ellidördüncü Mektup peygamber kıssaları,Ellidördüncü Mektup ilitam ders soruları, Ellidördüncü Mektupönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes